27 Ekim 2013 Pazar

Muhalefetin Çıkmaz Sokağı

      Kardeşim bu muhalefeti anlamış değilim.Üçüncü köprüye karşı,üçüncü hava alanına karşı,marmaray projesine karşı ona karşı buna karşı kısacası hükümetin her yaptığına karşı.Kardeşim muhalefet bu şekilde iktidar olacağını mı sanıyor anlamış değilim.Muhalefetin görevi her yapılana karşı olmak değildir.Doğruyu yanlıştan ayırıp halkı aydınlatmaktır.Projeler üreterek iktidara yardımcı olmaktır.Koltuk sevdası ile değil vatan ve millet sevdası ile hareket etmelidir.Ama görüyoruz ki muhalefet doğruya da yanlış,yanlışa da yanlış diyor.Muhalefet bu tavrıyla halka güvence verememektedir.Göz var görüyor sen nasıl 3.köprüye karşı çıkarsın,kanal İstanbul projesine nasıl karşı çıkarsın.?
       10 Yıldır bu ülke bölünecek tayip her yeri sattı bilmem nelerle bu halkı iyice kandırdı.Artık halk uyandı.Bakıyor ki terör olayları bitti.Bakıyor ki duble yollar,tüneller,hava alanları,tüp geçitler,köprüler yapılıyor hizmet son hız devam ediyor.Eee kim yalan söylüyor muhalefet cephesi gözün gördüğünü yalanlıyo iken kim doğruyu söyleyebilir.Bu ülkenin yüzde 50 küsürlük kısmına aptal diyerek iktidar olacaklarını mı sanıyorlar elbetteki hayır.
        Şuan yapılan projeler gerçekten aklın hayelin almayacağı kadar büyük dev projelerdir.Her alanda topyekün bir çıkış yapmak zordur fakat bu başarılırsa ancak ilerleme olacağını iyi bilen iktidar son hız üretmeye devam ediyor.2003 yılında İktidar savaş teknolojisinde dışa bağımlılığı kapattı.10 yıl boyunca yapılan çalışmaların sonucunda ilk yerli helikopter Atak,İlk yerli tank Altay,ilk yerli savaş gemimiz Hebeli Ada,İlk yerli insansız hava aracı Anka,ilk yerli,İlk yerli uçak Hürkuş,ilk yerli füze Hisar-A, ilk yerli aklılı füze Som Füzesi,ilk yerli lazer kilitlenmeli füze Cirit,daha sayamadımız bir çok yerli üretim savaş teknolojisi var..
        Şimdi soruyorum Muhalefetin görevi gelişmeye karşı olmak mı?Yoksa gelişmeye destek verip yanışlara karşı olmak mı?Yanlış anlamayın bendeniz partizan değilim.Secim anında oy sandığının başında bile fikrimi değiştirebilir.Takım tutar gibi parti tutan insanlardan değilim.Fakat gelişmelere  maddi olmasa da manevi desteğim son raptiye de devam edecektir.Muhalefetin görevi köstek olmak değil İktidarı denetlemektir.
        Eğer muhalefet güçlü olsa İktidar daha bir temkinli daha bir doğru daha bir gelişmeler yerli yerinde seyreder.Muhalefet kendini geliştirememiş eskilerden beridir devam eden çağ dışı kurallarından ayrılamamış yüzeysel düşünen her sözünde İktidarı eleştirerek yol almaya çalışan müşkül düşkün bir durumdadır.Halkın çoğunluğunun oy attığı bir partiyi eleştirerek yol alamazsınız.İcraat,icat yerli konuşmalarla ancak ilerleyebilir halkın güvenini kazanabilirsiniz.Yanlışları yererek,doğruları överek ancak ilerleme kaydedilebilir.
        Türk-İslam birliği nasıl gerçekleşecek yattığın yerden reislik yaparak mı?Yok karşı olduğunuz Hoca Efendinin yurt dışındaki okullarında yetişen öğrencilerin kendi devletlerinde önemli makamlara geçmesiyle mi?İki şıkta fasa fiso o yüzden bu gücü bize kaptırmazlar dikkatli olmak lazım.İktidarın ülküleri gizlidir yer altından ilerler fakat dikkatli olmalıdır dışarıdan yönetilen bir organizasyon her an başka güç odaklarına kaptırılabilir.Isıracak olan köpek havlamaz.Sakin ve rahat davranır ansızın ısırır farkına varamazsın.Yıllardan beridir havlayan köpeklerin yapamadıklarını yapan bir iktidar var fakat değerinin bilmiyorlar.

     YAZARI : BAHADIR ÇAKIR                           O ADAM SENSİN...

25 Ekim 2013 Cuma

Allah'ın Huzurunda Olduğunu Unutmak İsraftır

   Şeriatta doyduktan sonra yemek,tarikatta doyuncaya kadar yemek,hakikatte Allah'ın huzurunda olduğunu unutarak yemek israftır.Bir yemeği yemeden önce:nereden geldiğini,tadını,kokusunu,rengini,dokusunu düşünmek gerekir.Örneğin yoğurt ve ekmek yiyecek birinin düşünmesi gerekenler.Yoğurt nereden geldi inek ot yedi sonra sağıldı sonra süzüldü sonra ısıtıldı sonra mayalandı sonra satıldı ve ücreti ödenip sofraya geldi,tadı ekşi ve ya normal yoğurt tadında helal inek ne mübarek hayvan ağzımın tadını biliyor dilimdeki hücrelerde müberek hepsi bir birini tamamlamış ki bende bu lezzetin farkına varıyor ne muhteşem yeşil ot beyaz yoğurt oldu ve ben onu yedim kokusu ne hoş.Dokusu sudan biraz daha yoğun.Vay be dünyada bunun gibi saysız nimet var ve hepsi benim hücrelerimin neye ihtiyacı olduğunu biliyor.Yok yok hayır başı boş dolaşan atomlar bunu bilemez bunu bilen bir Allah var ve sayısız nimeti mideme uygun bir şekilde sunuyor.
   Ekmek buğday tarladan biçildi,ufalandı,öğütüldü,hamur oldu,fırında pişirildi,sonra marketlere dağıtıldı sonra ben gittim satın aldım.Ve mideme attım.Ekmek atomlardan oluşur bende öyle.Midem onu tanımaz bilmez hayret nasıl oluyor da bir birini tanımayan bu iki şey uyum içinde birbirini tanıyormuş gibi davranıyor.Ey dilim ey midem sana bu eşsiz nimetleri sunan seni ancak senden daha iyi tanıyan biridir o da yalnızca Allah'dır.
   Günümüzde ben harama bulaşmadım diyen insan yalan söylüyordur inanmayın.Zira mutlaka bilerek ve ya bilmeyerek harama bulaşmıştır.Bunu haramı meşrulaştırmak için söylemiyorum.Bilakis yediğinize içtiğinize dikkat edin diye söylüyorum.Midenin üstü kalp mideye atılan haram lokma direk kalbi karartıyor.Maddi kaple manevi kalp aynı noktada işlem görüyor.Zira meme ucunun 4 parmak altı manevi kalbin yeridir.
   Yediğinize içtiğinize dikkat edin zira yanlışlıkla domuz eti de yesen bu kalbini karartır,eşine olan sadaketini azaltır,eşini kıskanma duygun azalır.Dinin temel gayesi hakka kul olduğunun idrak ve şuurunda olan zarif ve derin insanlar yetiştirmektir.Bu maksadın hasıl olması,ancak ve ancak hakka kulluğun idrak ve ifa edilmesine bağlıdır.Bu da aşamalar zincirinde gerçekleşir.İnsanın olgunlaşması,ham iken pişmesi kalbi alemindeki hal ve derecelerinin yükselmesiyle mümkündür.Kalp ki düşüncelerin çıkış noktası iken.Önemi anlatmakla bitirilemez.Yine bu manada kalbin altında kaynayan bir kazan gibi duran midenin içine atılanlara çok dikkat etmek gerekir ki kalbe herhangi bir pislik bulaşmasın en azından bunu önlemeye çalışmalıdır.
    Hakikatte kul Allah'ın huzurumda olduğunu unuttuğu her saniye her sanise israftadır.

   Tabiki makam ve derecelere göre israfın boyutu da değişmektedir.İnsanın hal ve dereceleri artıkça Hakikate yaklaşır ve onun ölçütleri hakikat boyutunda ele alınır.

      YAZARI: BAHADIR  ÇAKIR                                                            O ADAM SENSİN

21 Ekim 2013 Pazartesi

Cemre Beklentisi

     Bir cemre var havaya düşer.Bir cemre var suya düşer.Bir cemre var toprağa düşer.Ama bunların hepsinden başka bir cemre var ki işte o cemre ne havaya,ne suya,ne de toprağa düşer.Kimisi var bu cemreyi bekler kimisi var zaten düşmüştür ateşi ile kavrulur durur.İşte bu cemre kalbe düşer.
   
      Ey sevgili sen benim gönlüme düşmüş Cemre'sin.Gönlümü yakıp kavuran Cemre'sin.Sen gönül cemresisin.Aşıkların gönlüne düşer gönülleri yakarsın.Gönül aynasını masivadan temizler aynanın göstermesini sağlarsın.Ey sevgili sen öyle bir cemresin ki gönülleri yakar kavurursun.Ey gönüllere Aşkını sunan sevgili senin aşkından ızdırap çeken gönlüm nedense bundan şikayetçi değil.Zira sen hem dertsin hem derman.
   
     Gönüllerin yanışıyla yakarışı olmasaydı ne dünya dönerdi ne de atomun etrafında elektronlar dönerdi.Aşk bir dönüş ama hangi dönüş sevgiliye olan hasretin dönüşü.Kelebeğin ışığa yanışının dönüşü.Yakacağını bile bile ışığa uçuşun dönüşü.Kelebek ışığa sevdalı ışıksa şiddetli bir sevgili.Aşık şiddeti nurunu unutup ışığa yolculuk yapan kişi...Işık ki görünenlerin en şiddetlisi ki görünenler onunla görür.Fakat ona fazla bakılmaz şiddeti zuhuru gözleri kör eder.İşte aşık kavuşmak için kör olandır.
   
      Derler ki sevgi gözleri kör kulakları sağır etmemelidir.Evet bu doğrudur fakat sevginin şiddetlendiği nokta olan aşk halinde hem gözler kör olmalı hem kulaklar sağır olmalı zira gönül gözü görür,gönül kulağı işitir.
 
     ''Derler ki gözden uzak olan gönülden de uzak olur.Derim ki gönle giren gözden uzak olsa ne olur.''(Hz.Mevlana)
   
     Göz ile görünmeyenler gönül ile görünür olur.Aşk varsa, bedeni mesafelerin ne önemi var.Gönüller yakınken gövdenin uzaklığı önemli olur mu?Aşk ki iki beden arasında değilken iki gönül arasında iken bedenlerin ne önemi var.

      YAZARI: BAHADIR ÇAKIR                             O ADAM SENSİN

16 Ekim 2013 Çarşamba

Kimse İnanmayacak Herkes Bilecektir

 ''Bir gün kimse inanmayacak,herkes bilecek,bilim tüm bilinmeyenleri açıklayacak.'' Demiş felsefecinin birisi...Bu ne demek biliyor musunuz?İnsan tüm bilinmeyenleri bir gün bilecek demektir.Öyle ki insan akla gelebilecek her şeyin bilgisine sahip olacak ve artık inanma gereksinimi hissetmeyecek demeye çalışmış diyen kimse adı da aklıma gelmedi önemli biri olsaydı ismi aklıma gelirdi.Klasik bilim felsefesini savunanlardan bir felsefeci olması lazım.Her neyse ismi de o kadar önemli değil.
  Bildiklerimiz, bilmediklerimizin yanında bir hiçtir.Her bilinen aynı zamanda bir bilinmeyene bağlıdır.Her yeni bilinen karşımıza yeni sorularla çıkacaktır.Bu bağlamda tüm bilinmeyenlerin çözülmesi imkansızdır.Bildikçe bilinmeyenler dahada artacaktır.Bildikçe insan bilmediğinin farkına varır.
  Bilim insanın evrene egemen olma isteğidir.Halbuki insan kendisine egemen olmayı başarsa evrene de egemen olur.İnsan maddeye yaklaştıkça hakikatten uzaklaşıyor.Bu devirde insanları en çok aldatan şey maddedir.Şeytan bu devirde maddeci yaklaşımını doruğa vurdurmuş durumda.Bu zamanın en büyük fitnesi erkekler için kadınlar,kadınlar içinde erkeklerdir.İnsanlar karma yapıda bilim inşa edemezler.Düşüncenin cinsellikten tamamen arınması gerekir.Bazı ateist bilimciler derki üzerindeki din hırkasını atta öyle gir laboratuvara der.Bende tam tersini söylüyorum ne biliyorsan onunla gir ama cinsellik hırkasını çıkar zira daha derin şeyler düşüneceğiz.
        BİLİMSEL YÖNTEMLERİN ÖZELLİKLERİ
   1)Düşünceyle başlar.
   2)Gözlemlenir
   3)Fikirlere ulaşır
   4)Hipotez(Doğruluğu,yanlışlığı kanıtlanmamış fikirlerdir.)
   5)Doğrulanan hipotez teori olur.
   6)Yasa:Yanlışlanamayan teorilerdir.

  BİLİMİN ELEŞTİRİSİ:Tümevarım istisnaları göz ardı eder.Bilim ilerlemez değişir.Bugün bilimdeki ayrışma son hızla devam etmektedir.Buda daha fazla bilinmeyen demektir.Zaten bilinenler bilinmeyenlerin yanında yok gibi bir şey...Bilime göre varlık bir ön kabuldür.Bilim varlığı parçalayarak inceler.Nasıl varolduğumuz umurunda bile değil.Zira maddeyi ezel kabul eder.Maddenin nasıl oluştuğunu söyleyemez hep varsayımmlar savurur.Milyon senelere dayandırdığı bir değişim teorisi ile tesadüfen oluşan şartlar insanları ve diğer canlıları meydana getirir ki bu teori kabul edilemez.Zira hiç bir ip ucu milyon senelere dayanan bir evrim oluşumu gözlemleyememiştir.

      Neiteztise (Nice) isimli filozof demiş ki ''Tanrı ölüdür.'' Bu adamlar batıl bir dinin hüküm sürdüğü bir çevrede yetiştiler.Dolayısı ile din hakkında eleştirdikleri bazı yönler doğru olabilir çiğneyip atmayın.Hristiyan inancına göre ''Hz.İsa Tanrının oğludur.Ve çarmığa gerilerek öldürülmüştür.''O halde mantıklı bir adam şu soruyu sorar tanrının oğluna siz Hristiyanlar tanrı diyorsunuz çarmığa gerilerek öldüğüne göre o halde tanrı ölüdür.
     Bizim inancımıza göre Hz.İsa öldürülmemiş göğe kaldırılmıştır.Hatta kıyamete yakın bir zamanda ineceğine iman ediyoruz.
      Demek istediğim şudur ki bu insanların hepsinin ortak özelliği Dinin batıl oluşundan dolayı dinsizliği yani ateizmi seçmiş olmalarıdır.Dinden bulamadıklarını bilimle kapatmaya çalışmışlar fakat biliminde bir çapı var.Cürümü kadar yer yakar.

     İslamın içinde her şey var kardeşim:
''Bilim,tarih,coğrafya,mantık,sosyoloji,kimya,fizik,matematik,Zoyoloji,Kozmoloji,.......vesaire ne arar isen var.''

   Önceden İslamla kendimizi ve çevremizi aydınlatmayı başarmıştık bugün ne yazık ki  İslamdan uzaklaşıldığı için geri kaldık fakat stratejimiz yine İslamda dır onlar stratejik ilerleyemedikleri için biz onları İslamın ışığında oluşturulacak bir strateji ile yine geçeriz.  Kast etmek istediğim şudur:''Bir belediye başkanı düşünün ki belediyeyi çok kötü bir vaziyette ele alsın sonra ilk seçimlere az bir vakit kala ancak borçları kapatmış ve yeni bir oluşum hazırlayabilecek konumda olsun.Seçimlere 6,7 ay kalsın bütçesi tüm sokakları,kaldırımları yapmaya yetecek kadar olsun fakat kaldırımdan önce daha ağır bütçe isteyen elektirik santralini ve çöp geri dönüşüm tesisini kuracak olsa seçimlere kadar yaptıramaz bütçesi de yetersiz seçime sokakları yaptırmadan girmesi daha stretejiktir eğer kazanırsa elektirik sanreli ve çöp geri dönüşüm tesisi açabilecek bütçeyi oluşturacak ve sonra buradan elde ettiği gelirle daha etkili bir su,yol köprü,tesisler açabilecekken sırf kazanmak için parayı kaldırımda çar çur etmesi ve sonra tekrar adi malzemelerin patlak vermesine neden olurdu.Stratejik olan kar amacı gütmeyen riski üstlenen ikinci durumudur.Toparlayamadım ama siz anladınız.

    YAZARI : BAHADIR ÇAKIR                        O ADAM SENSİN...
   

14 Ekim 2013 Pazartesi

İslamla Tanışmayan Çoğu Akıllı İnsan Ateist

      Ateist'ten hayır gelmez demişler de ona cevaben bir Türk kanalı bir video hazırlamış.Bilmem ne bilmem ne.Üç beş popüler ateistin fotoğrafını geçiyorlar.Bakın bu adamlar çok hayırlı işler yaptılar biz bu sözü çürüttük diyorlar kafalarına göre...Yaptıkları klipte hatırımda kalan iki kişi var biri Angeline jolie diğeri de Stephen Hawking'dir. İlkin Angelina Jolia'yı ele alalım.Bu kadıncağız çok ciddi hastalıklar geçirdi en son kilisede dua ediyordu.Bir insan ateistse ateist kalacak hali yok ya.Türkiye'ye geldi bir çok İslam aliminden İslam hakkında bilgiler aldı son durumdan haberim yok.Hasta olduktan sonra kendini hayır işlerine adadı.Hastalığı onun dine olan ihtiyacını çok daha fazla artırdı hatta öyle ki arayışa bile sevketti denebilir.Çok insan var Rahip bilmem ne aslında Müslüman olmuş ama görünüşte kafir gözüküyor her neyse iyi araştırsalardı hayat hikayelerinden de kısaca geçerlerdi.
   
       Stephen Hawking'e gelince kendisi Müslüman sayısının çok düşük olduğu bir ülkede dünyaya gelmiş.Öyle ki önüne gelen ilk şerbet ekşi ve hatta bozuk.Akıllı bir insan şerbetin tadına bakınca bozuk olduğunu anlar.Ama kafada biraz varsa ekşilik yanına takılır kalır bozuk olduğunu anlamaz.Bu Stephen'de bilimle uğraşan biri olduğu için bakıyor ki bilim Hiristiyanlığın öğretilerini reddediyor.Durum böyle olunca her akıllı insan gibi önündeki iki seçenekten biri olan ya başka dinleri araştıracak ya da dinleri reddedecek o ikinci seçeneği seçmiş ki ateist olmuş.Son olarak Stephen Bibang teorisine inanmış onu kabul etmiş Tanrı var diyordu.İlk olaylara bakmayacaksınız kıç rahatta iken Tanrı yok fakat kıça zor binince o zaman Tanrı var.

       Kardeşim klipteki adamların hepsi yabancı onların dinleri batıl dolayısı ile batıl bir din yerine dinleri reddedip ateist olmaları olağan olabilir.İslamiyet bir güneştir gözlerini kapayanlar yalnızca kendilerine gölge yaparlar.Demem o ki gördükleri halde gözlerini kapayanlar gözleri kör olanlardan daha aşağıdadır.Gözleri kör olanlarda kulakları duymayanlardan daha aşağıdadır.


       Ki ben hiç kulakları duymayana hiç rastlamadım.Şimdi aklıma gelmişken belki o videoyu bulabilirim bulursam sizlerle paylaşmak isterim.


  Videoyu hele şükür bulmayı başardım.Bu videoda gösterilenlerin hayat hikayeleri çok üzücü hepsinin ibretlik hayat hikayeleri var. Siz değerli okuyucularımın kendileri Wikipedia'ya girip bu insanların hayat hikayelerini bir araştırırsa anlatmaya çalıştıklarımızı daha iyi anlayabilirler diye düşünüyorum.

    Hawking'e Allah öyle bir dert vermiş ki yaşayan bir ölüden hiçbir farkı yok.Bu adamın ne faydası var diye düşündüm baktım ki bir faydası var ibreti alem için Allah onu o şekilde gösteriyor düşünen insanlar için ne büyük dersler var. Bir insanın popüler olması ya da isminin önünde prof. ünvanın  olması onu faydalı yapmaz.Evrimciler işte bu dinsiz kanat sığınacak kavşak bulamayınca yalanla dolanla bişeyler yapmaya çalışıp duruyorlar.   Tamam derdini anladık Hükümete karşısın tamam olabilir fakat sırf bu yüzden ateistleri savunmana gerek yok. Hakkı düşmanımız da söylese kabul etmeliyiz. Bu ateistlerin 1 faydası varsa 1000 de zararı vardır yani öyle ki zararı faydasından çok o zaman onlara faydalı mı diyelim zararlı mı diyelim.Videoda dikkat edin kadının eli kolu titriyor.Kardeşim bu kadar mı hazmede miyorsun?Bakanın söylediği çokta dikkate değer bir sözde değil yani.Ateistlerden hayır gelmez ne var bunda bakana hayır gelmemiş.Bende hiç bir Ateitten hayır görmedim.Hepsini genellemek bir yanlışlık olur benim tanıştığım ateistlerden yarar gelmedi demek daha iyi olur zira zarar yapim derken yanlışlıla hayırda yapılır. Biz işin o boyutunda değiliz.Bakanın kimi kastettiğini çok iyi tahmin ediyorum ama buraya yazılmaz. Kadın da işin farkında da ondan eli ayağına dolanıyor sinirleniyor.Hazmedemiyor.
   
     Bizim İslam inancı gereğince biz tüm insanlığa hoşgörü ve sevecen yaklaşırız.Onlara da Allah'ın yaratığı olarak değerlendirir.Yaradılanı yaradandan ötürü severiz. Benim şahsi kanaatim neden gelecek nesilimize tesadüfen oluştuk masalıyla büyütelim ki Allah yarattı var demek varken.  Tesadüfen hiçbir şeyin olamayacağını evrimin geçersizliğini ve diğer öne sürülen varsayım ve teorilerin hiçbir ısbatı olmadığını fikren ortaya koymak evrimin yanında çocuklarımıza evrimi çürüten görüşleri de anlatarak geçersizliğini ortaya koymak boynumuzun borcudur.Bu kainatın tesadüfen oluşamayacağını,atomların tesadüfen birleşemeyeceğini,tesadüfün olmadığını bu insanlara öğretmek göstermek gerekir.Bedüzaman Said Nursi hazretleri risalelerinde metaryalizmin geçersizliğini ,tesadüfen oluşamayacağımızı delilleriyle anlatmışken bütün kaynaklar hazır bir şekilde elimizin altındayken Halen bu masallarla insanları kandırmak çok alçakça bir durum. 
     
   şuan içinde bulunduğumuz tüm sorunların çözümü eski manevi büyüklerimiz tarafından ele alınmış ve yeni manevi büyüklerimiz tarafından da nasıl ilerleyeceğimizin nasıl yükseleceğimizin projeleri üretilmişken bu elimiz kolumuz bağlı duruyor olmamızın illaki bir hikmeti vardır.

      YAZARI : BAHADIR ÇAKIR                                           O ADAM SENSİN...