Ne zaman TV açsam boş konularla ilgili şeyler karşıma çıkıveriyor. Bugüne kadar hiç bilim ve teknoloji ile ilgili bir habere denk gelemedim bundan sonrada en az 5 yıl gelebileceğimi zannetmiyorum. Haberler de bilim konuşulsun istiyorum teknoloji adına da şu yapıldı yapılıyor denilsin istiyorum. Bunun sebebi nedir acaba diye biraz durup düşündüm ve araştırma isteği doğdu içimde. Araştırdım araştırdıkça vahim sonuçlarla karşılaştım. Bilim ve teknoloji adına şu son 2-3 yıldır faaliyetlerin gözle görünür hale geldiğini gördüm. Ondan önce hiç bir şey yok desek çok fazla abartmış olmayız. Gözle görünüyor fakat elle tutulur bir faaliyet henüz yine olmuş değil.
Yabancı telefonların hastası bir milletiz . Teknolojiyi çok kullanan ama kendi üretmeyen bir milletiz ne yazik ki. Bunun önünü açmadık her şeyi devletten beklemek ahmakça bir davranış olur. Hani müteşebbislerimiz hani zenginlerimiz hani teknoloji erbabı. Zengin kesimle zekalı kesimi henüz buluşturmayı başaramamış bir Türkiye var karşımda. Ve bunu başaramadığı müddetçe de istediği doygunluğa asla kavuşamaz kavuşmayacak.
Türk'ün beyni farklı çalışıyor bence ama yıllarca olmayacak meselelerde enerjisini tüketti. Tv ler de başörtüsü meselesi teknoloji meselesinin önüne geçti. Böyle bir meseleyi ortaya çıkaranların neden böyle olmayacak meseleler le ülke gündemini buraya kilitlediğini iyi sorgulamak gerekiyor. Avrupa da başörtüsü serbest iken Türkiye de okullarda sadece kılık kıyafetinden ötürü zehir gibi beyinlerin nasıl horlandığını bir düşünün. Düşünün bir kez olsun en ahlaksız insan bile zekenın kılık kıyafetle alakası olmadığını bilmiyor mu?Üstelik bir şey söyliyeyim mi en zeki insanların kılık ve kıyafetleri en hışır insanlar olduğunu da belirtmek isterim en azından benim tadıklarım öyle. Beyinli insanların çoğunun güzel görünmek gibi bir kaygısı da yoktur. Bir fikir üzerinde çalışan bir insan fikir mühendisleri beyinleri hep o şey de olduğu için unutkanlıkları artar bazı ayrıntıları göremez olurlar en azından başarana kadar buluşunu ortaya koyana kadar hızı minumum seviylere düşer enerjisinin çoğunluğunu araştırmış ve geliştirmiş olduğu bilimsel faaliyete harcar. O yüzden zeki insanlar çok fazla kılık kıyafet uzamanı insanlar değildir.
Bazı ideolojik faaliyetlerden artık insanların kurtulması lazım. İnsanları siyasi fikirleri ile artık değerlendirmekten vazgeçmek lazım. Üstelik bendeniz bir siyasi görüşün kölesi olmayı da asla kabullenemeyecek ve kölesi olunması taraftarı da değilim. Sandığa gidene kadar tercihler değişebilmeli. Türkiye siyasetinde zaten siyasiler kalıp yollarını çizmişler. Ve bu kalıpların asla dışına çıkamıyorlar. Bu kalıpların dışına çıkabilen partiler de zaten gündeme bile giremiyor. Şöyle bir göz attığımız da Chp nin her şeyin önüne pıranga geren her şeye karşı olan havasından millet usandı.Ülke de hiç mi doğru bir şey yapılmıyor her şeye karşı Üçüncü havalanına karşı üçüncü köprüye karşı marmaraya karşı Kanal İstanbul'a karşı böyle dev projelere karşı olursan kaybedersin. Zaten geçmişini araştırdığımız da da karşımıza çok farklı bir Chp çıkmıyor. Geçmişten gelen kalıplarının dışına çıkmadığını ve çıkmayacağını görüyoruz. Gelelim MHP ye İktidar'ın yanında yer alsa oyunu artırabilecek iken o ise kendi deyimi ile 360 derece farklı olduğunu iddia ettiği bir parti ile ittifak kurdu ve gidişatı içler acısı. Zaten tarihine baktığımız zaman koltuk için koalisyon kurduğunu hemen görürsünüz. Gelelim AKP ye içine bir çok paralel çetenin sızdığı ve yıllarca içten kemirilmiş bir parti AKP milletin teveccühünü ise yalnızca içinde belli başlı sağlam kitlesiyle birlikte kazandığını hemen göreceksiniz. Başta Recep Tayip Erdoğan olmak üzere, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Taner Yıldız, Süleyman Soylu gibi isimler sayesin de hala ayakta kalmayı başarmış bir partidir ve bence gücünü önce Allah'a sonra bu has kadrosuna borçludur.
Türkiye de en çok siyaset konuşuluyor bilim ve teknoloji arka plana atıyormuş gibi görünse de doğru bir çıkış noktası bence. Siyaset güçlü olursa bir çok şey gerçek hakkettiği değeri yakalar. Bilim de yakalar teknolji de yakalar ilimde yakalar ilim adamlarına verilen değer de yerini bulur. İş siyaseti ve siyasileri bu noktaya kafa yoracak hale getirebilmekte. Bu da zamanla olur neden zamanla. Öncelikli aşılması gereken sorunlar var evvela sistemler tam oturmadı. Siyaset henüz kendini paklayamadı. Öyle zannediyorum ki siyaset kendini paklayacak ve 5 yıl içinde konuşulmayan gündem maddesi bile olmayan bilim ve teknoloji en öncelikli gündem maddesi olacak. Profösörler artık siyaset için değil de enerjilerinin büyük bir bölümünü Bilim ve teknolojiye ayırabilecekler. Sorunlar konuşularak halledilir. Şimdi sorsak desek ki her hangi bir siyasi ye Türkiye de Bilim Ve Teknoljinin gelişmesine mani olan bir kaç sorun say desek 5 i geçemez belki hiç aklına gelmez. Çünkü bu konularla ilgili gerekli araştırmalar yapılmadı ve bu konular gündeme getirilmedi ve siyasilerle paylaşılmadı.
Bu zamana kadar olan oldu artık bu zamandan sonra Bilim ve Teknolji Devletin Zirvesinde ki İsmin en birinci önceliği olması gerekir. Ve ona ulaşan Bilim ve Teknolji ile ilgili her şeye anında cevap vermesi gerekir. Bunun için özel bir kurul mu oluşturur ve ya direk kendiene mi yönlendirtirir bilemem. Özellikle de düşünceye yönelik olan bilimler de Felsefe, sosyoloji,psikoloji, mantık, iktisat, astroloji gibi dallara dağa çok önem verilmeli zira bu dallar geliştikçe diğer dallar otomatik olarak gelişir.
Osmanlı devletinin en ihtişamlı zamanlarına bir gidip gelecek olursak göreceğimiz en somut gerçeklik devrin en iyi en yetenekli kişilerinin devletin ricalinde bir mevki edindiğini göreceksiniz. Padişah Kanuni Sultan selim, Mimari Mimar Sinan,Piri Reis, Şeydi Ali Reis, MATEMATİK VE ASTRONOMİ'de Yusuf bin Kemal, Hacı Muhyiddin bin Mehmed, Derviş Mehmed bin Lutfi, Cezayirli Ali bin Veli, Hızır Halife, Mustafa Zeki, Abdullah bin Perviz, Hafız Mehmed bin Ali, Takyüddin Mehmed,TIP sahasında eser vermiş ünlüler de az değildir: Ahî Mehmed Çelebi, Kaysûnîzade Mehmed Çelebi, Sinaüddin Yusuf, İlyas bin İsa, Atûfî Hayreddin, Cerrah ibrahim, Derviş Nidaî, Perviz Abdullah.tarihçiler Şeyhülislâm Ibni Kemal, Veziriazam Damad Lütfi Paşa, Şeyhülislâm Hoca Saded-din Efendi, Gelibolulu Mustafa Ali Paşa, Selânikli Mustafa Efendi, Ebulfazl Mehmed Efendi, Mustafa, Cenabî, Abdülkadir efendilerdir. Matrakçı Nasuh'un tarihçiliğinden de yukarı söz etmiştik. Bu yazarlardan bazıları çok yönlü üstad-lardır.
Bakiler,Fuzuliler, Bağdatlı Ruhilerin, Taşlıcalı Yahyaların olduğu muhteşem adına yakışır bir yüzyılın kurucularının adını en azından hatrımız da olanları zikretmeden bu devir şöyle güzeldi böyle yüksek ilerlemiştik demek olmaz.
Bütün bunlar gösteriyor ki İhtişam tesadüfi ve tek kişinin cabasıyla olan bir şey değildi. Takımı kurarsın ve hedefe 12 den vurursun. Devlet bir takım işi. Takım ruhu olmadan devletin ihtişam kazanması mümkün değil.
Bir tek Tayip'le bu işler yürümez , bendeniz Tayip Erdoğan'ı gönülden seviyorum fakat bir tek Tayip le olmaz diyorsam demek ki kadrosunun içindeki iyi adamlara ilaveten daha iyilerinin de eklenmesi kötülerinin ayıklanıp atılması gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Zaten gerçekleri konuşacaksak partiyi alıp götüren baş elemanlar belli. Diğerleri ise yiyici takımı bunlardan kurtulmadığın müddetçe devletin tam manada yükselmesi düşünelemez. Liderlik iyi adamları bulmayı yola sağlam adamlarla basabilmeyi de gerektirir. Kaypuk kuypak adamlarla bir şey başarılmaz. Mert dürüs akıllı cesur sağlam adamlarla iş başarılır. Şuanda benim gördüğüm kadarıyla millet vekillerinden aşağı yukarı 50 tanesi faal iş yapan cinsten 550 millet vekilinin 500 tanesini kafadan hiç düşünmeden at çöpe gitsin. Zaman kaybından başka bir şey değiller. 500 tane çalışan süper beyin insan olsa bu ülkenin gelebileceği seviyeyi asla düşünemiyorum.
Yapılması gerekenler İngilizceyi eğitim müfredatından kaldıracaksın. Osmanlının tüm eserlerinin alfabesini latinceye çevittireceksin. Araştırmacıların önüne bir sözlük bir de bu eserleri koyacaksın olay tamam. Gerisini düşünme. Bütün sistemleri yeniden inşa edeceksin. En azından teorik düzlemini halledeceksin. Sonra ne olur biliyor musnuz ? Çocuklar ingilizce öğrenmek zorunda kalmazlar eski kelimeler tekrar ruh bulur. Bilim de ve teknoljide sıçrama yaşanır. Batı ingilizler de dahil olmak üzere okularında Türkçeyi zorunlu olarak müfredatına yerleştirir. Bu Türkler ne yaptı da bu kadar ilerledi diye araştırmaya başlarlar.
Araşatırmacılar doğru araştırsınlar görecekleri şu olur Avrupa ABD Osmanlının çöpleri ile ilerlediler . Asas kaynağın üstünde kaynaktan habersiz bir şekilde biz oturuyoruz. İnanın abartmıyorum.
YAZARI =BAHADIR ÇAKIR O ADAM SENSİN...