8 Nisan 2017 Cumartesi

ABD'nin Suriye'ye Düzenlediği Füze Saldırısını Nasıl Yorumluyorum

ABD'nin Suriye'ye Düzenlediği Füze Saldırısını Nasıl Yorumluyorum
Öncelikle olayın teknik ayağına değinmeliyiz. ABD'nin dışarıya satmadığı özel silahlarından biri olan tomahawk füzeleri ile saldırıyı gerçekleştirdi. Tv ekranlarında bu füzelerin ilk körfez savaşında kullanıldığı söylendi. İsmi aynı olabilir fakat bu füzeler ile o füzeler aynı değil. Bu yeni nesil Tomahawk füzeleri menzili daha uzun maliyeti daha düşük.
ABD'nin dışarıya satmadığı daha bir çok silahı var. Bu silahları neden dışarı satmıyor. Dilerseniz ona da değinelim. Füzeler var birde bu füzeleri engelleyen füze kalkanları var. Füze kalkanlarıda bünyesinde füze bulunduran bünyesinde radar takip cihazları bulunduran karşıdan gelen füzeyi havada imha etmeye yarayan sistemlerdir. Füze kalkanlarınızı değişik menzildeki ve hızdaki füzeleri takip edebilecek ve vurabilecek güçte olması lazım. Bunun için iyi bir füze kalkanının bir çok füze üzerinde test edilmesi lazım. Ama dışarıya hiç satılmamış olan bir füze üzerinde kalkanı test etmek mümkün değil. O yüzden o füzeler yabancı teknoloji ürünüdür. Şansa ya tutarsa.
ABD'nin saniyeler içerisinde koca bir hava üstünü etkisiz hale getirdiği saldırıda. Rusya'nın s-300 ve s-400 hava savunma sistemleri hiç bir uyarı radar belirtisi vermemiştir. Yani tamamen hazırlıksız bir şekilde füze yağmuruna tutuldular.
Bana sorarsanız Dünyada silah teknolojisinden haberdar olan insanlar hala şokta. Birileri bir kıta dan kalkıp gellyor ve hava üstlerini kullanılamaz hale getiriyor. Burada çok ciddi mesaj var. Yani uçak kaldıramazsın. Füze kaldıramazsın. Bunları kaldıramadın mı zaten savaş başlamadan bitmiş demektir.
Bu saldırıya karşı cevap verilmez. Verilebilmesi için füze kalkanına güvenmen lazım. Onun için yeni bir füze kalkanı inşa edip tekrar aynı füze ile saldırdığında işe yarayıp yaramadığını görmen lazım. Aynı tip füze ile de saldırmayabilir. Biz biliyoruz ki ABD'nin elinde daha fazla tahribat veren daha gelişmiş füzeler de var. İşin başka bir boyutu bu atılan füzelere nükleer başlık takılabiliyor olması.Bu nükleer bir saldırıda olabilirdi.
Gel gelelim Suriye de bizim izlememiz gereken politikaya. Bizim Rusya ile beraber Suriye de politika yürütmemiz mümkün değil.Rusya ile aşırı yakınlaşmamızın bize kısa vadede zararları da oldu. Şöyle bir geçmişe göz atalım. Rusya Suriye de bizim keşif yapan savaş F-4 PHANTOM TİPİ ucağımızı vurdu. İki plotumuzu kaybettik.S-400 sistemi ile vurdu. Füze savunma sistemi. ile.
Yani bu demek oluyor ki Rusya'nın bugün ABD karşısında işe yaramayan füze kalkanı F-4 uçağımızda işe yaradığını gösteriyor. Gelelim 2015 yılına Rusya'nın sukhoi-24 tipi savaş uçağını F-16 SAVAŞ uçağı ile vurmuştuk. Bu demek oluyor ki F-16 uçaklarımız SU-24 leri her zaman düşürebilir. Ve dahası var eğer Rusya yeni nesil savaş uçaklarında da benzer sistemleri kullanıyorsa onları da düşürebiliriz.
Rusya bizim uçağımızı düşürdüğünde biz kriz çıkarmadık biz Rusya'nın uçağını düşürdüğümüzde Rusya kriz çıkardı. Dünyayı ayağa kaldırdı.
15 Temmuz Darbe girişiminin arkasında ABD- İNGİLTERE derin devlet yapılanmasının olduğunu gördüğümüz zaman Türk yetkililer ABD'ye karşı bir anda Rusya'nın safına geçer gibi olduk. Doğru ve ya yanlış orasını tartışmaya gerek yok. Refleks olarak da olmuş olabilir.
Asıl bizim burada değineceğimiz nokta şu o dönemde Obama hükümeti vardı.Rusya tarafında değişen bir şey yoktu hep putin vardı zaten. Az kalsın natodan çıkıp şangay 5 lisine girecektik.Oraları da geçelim. Obamadan sonra Hillary Clinton'ın geleceğini söyleyen çok fazla köşe yazarı vardı. Hatta bir gazete seçimden sonra bile yine değişmedi dediğimiz oldu Hillary başkan oldu diye hatalı başlık bile atmıştı. O kadar kesin gözle bakıyorlardı. Hillary gelseydi şuan Biz Suriye'den tamamen çıkmış olurduk.
Bana ülkemizin menfaatleri bakımından böylesi daha iyi oldu gibi geliyor. Bir diğer durum Trump dış politikada bize daha uygun kararlar vereceğini açıklamıştı. Ve şuanda doğrultuda harekat etmek istediği halde ABD derin devlet yapılanması olan CIA ile anlaşmazlık yaşadığını görüyoruz. Trump güvenli bölge diyor. Terör örgütleri ile işbirliği yapmam diyor. Bu söylemler bizimle uyumlu.Bunu fırsata çevirecek olan biziz.
Bizim sınırımızdaki en büyük tehlike PYD tehlikesidir. Rusya'nın tarafında yer alırsak pyd'ye asla vuramayız. ABD PYD müttefikim diyor. Rus askerlerini de PYD'nin içinde gördük. ABD derin devlet yapılanması CIA. PYD'yi istiyor. Hillary Clinton da öyle idi. Seçilse idi tam bir kukla olacaktı. Hatta seçilmeden önce PYD'yi silahlandıracağını söylemişti.
ABD içinde yer alan basın mevcut ABD hükemetine karşı ve yalan haberlerle ortalığı karıştırıyor. Trump'ın Müslüman düşmanı gösteriyor vesaire.Bu haberler doğru değil.
Bakın yanlış anlaşılmasın Trump hayranı falan değilim. Ben ülkemin çıkarlarına bakarım. Bana benim ülkem lazım.ABD değil. Trump'a benim ülkemin menfaatlari ve çıkarları ile örtüştüğü müddetçe değer veririm. Ülkemizin çıkarlarına ve menfaatlarine ters düştüğü anda benim Trump hakkında iyi düşünceler beslememiz mümkün değil.
CANIN CEHENNEME DOSTUMMMMM....
DERİZ VE YOLUMUZA BAKARIZ.
Biz burada bir ışık görmesek Trump'la pazarlık yapılabilir demeyiz. Demek ki bir ışık görüyoruz ki söylüyoruz.
Trump bizimle olumlu bir iş yapmaya kalktığında CIA devreye giriyor. ABD Genel Kurmayı anında buraya gelmişti hatırladınız mı?
Karşımızda 2 tane ABD var. Ve bu iki ABD yarın teke düşecek. Trump arkası güçlü. ABD'nin içindeki bu savaşta yanında yer alırsan ve yarın bizim dediğimiz gibi savaşı ABD derin Devlet yapılanması CIA ya karşı kazanırsa o zaman iyi şeyler olabilir.
Başkan John Fitzgerald Kennedy suikastini hatırlayanlar vardır. ABD'de derin devlet yapılanmasına karşı olan bu kişi başarılı olamadı. Fakat bugün ABD de Kennedy'den daha güçlü bir başkan var.
Bütün bunları dikkate alıp ülkemizin menfaat ve çıkarları doğrultusunda karar vericiler karar versin. Kendi menfaat ve çıkarlarımız doğrultusunda değil.
BAHADIR ÇAKIR