cihan ara cihan içindedir arayı bilmezler
o mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler
**o balıklar ki, dünyanın cevherinin * yine dünyanın içerisinde olduğunu bilmeyen insanlar gibi, denizin içinde denizin ne olduğundan habersizlerdir.
harabat ehline duzah azabın anma ey zahid
ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-i ferdayı bilmezler
**ey zahid!
meyhane müdavimlerine kabir azabından bahsetme, ki zaten bunlar zamanın
akışına kendilerini bırakıp gelecek kaygısı çekmeyen kişilerdir. sen ne
kadar söylersen söyle onlar için bir anlam ifade etmez. o yüzden
nefesini boşuna tüketme!
şafak-gün kan içinde dağını seyrerler aşıklar
güneşte zerre görmezler felekte ayı bilmezler
**aşıklar gece gündüz sevgilinin bağırlarında açtığı kanlı yarayı
izlemekten etrafına bakmadıkları için güneş yüzü görmedikleri gibi,
gökyüzünü de ayı da bilmezler. zaten dünya değildir aşıkların umrunda
olan, sevdiklerinin açtığı yara bile canandan geldiği için canlarına can katar.
hamide kadlerine rişte-i eşki takup bunlar
atarlar tir-i maksudu nedendir yayı bilmezler
**aşk acısından bükülen belleri ile iki büklüm, yay gibi olan boylarına
gözyaşı ipliğini gerip ulaşmak istediklerini hedeflerine ok yapıp
atarlar ama bellerini büken şeyin de ne olduğunu bilmezler.
hayali fakr şalına çekenler cism-ü üryanı
anınla fahrederler atlas-ü dibayı bilmezler
**ey hayali! çıplak vücutlarına yoksulluk şalını çekenler, atlas ve dibanın nasıl kumaşlar olduklarını bilmedikleri için üzerlerindekilerle övünürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder