3 Nisan 2014 Perşembe

Zalime Acırsan Mazlumun Ağı Ne Olacak?

   Zalim sizin elinize düştüğü zaman ona merhamet mi edeceksiniz? Benim elime zalim biri düşerse ben ben affetmem. Bu güne kadar elime düşen hiç bir zalimi affetmedim. Bugünden sonrada affetmeyeceğim. Düşünsenize siz zalime acıyacaksınız sizin yüzünüzden mazlumun ağı bu dünyada sonuç bulmamış olacak. Fırsat ele bir kere geçer. Mazlumu ezen zalimlik yapan zalime acımak insaniyet değildir. Aksine zalime acımak zalimliktir.
    Eğer bu paralel yapıya acırlar ise kalbimden geçen yeter zannedersem. Mit tırlarına operasyon yaptıkları gün içimden bu paralel yapıya öyle bir kalben buğz ettim ki o gün transa girmiştim adeta...Elimden bir şey gelmiyordu zira devlet adamı değildim. Dilimden bir şey gelmiyordu zira okullarda öğretmen değildim. Kalemim durmadı tabi kalbim ve kalemim ikisi bir uzlaşmış gibi sözcükleri dizdi. Ve bugün kalbimin geldiği noktadayız. Şimdi sıra o kalbin gönlüne taht kurmuş olan şahısların ellerine verilen fırsatı değerlendirme vakti. Vakit zalime geçit vermeme vakti. Vakit mazlumun ağını zalimden alma vakti. Vakit zalimin anasını ağlatma vakti. Hep mazlumun anası ağladı biraz da zalimin anası ağlasın. Zalimin gözyaşlarına kanma ey ulu çınar. Zalimin göz yaşları timsah gözyaşlarıdır aldanma. Timsahta göz yaşı döker lakin ceylanın bacağı boğazına takıldığı vakit. Şimdi zalimin boğazına takılmış olan bir ceylan var. Şimdi bu ceylanı zalimin buğazından kurtarma vaktidir vakit.
      Bu dönem çıkarcılardan, menfaatçılardan, rüşvetçilerden, kan emicilerden kurtulma vaktidir. Vakit kademe atlama vaktidir. Zamanı geldi artık... Gözü yaşlı ninelerin her bir damlasına bir dünya verme vaktidir. Zaman doldu saat artık tamam diyor. Bütün sesleri kapattık çıtırtı patırtı tıkırtı yok kulaklarımız odaklanmış dinliyor zalimin iniltisini duymayı bekliyor. İntikam soğuk yenen bir yemektir. Yemek soğuma vaktini geçti küflenmeye yüz tuttu. Ağlama vakti geçti şimdi ağlatma vakti...
     Bu kadar kin ve nefret kustuğum için tüm okuyucularımdan özür diliyorum. Fakat şunu hatırlatmak lazım. Ana ağlatan var ya şimdi biz o anaları ağlatan yavukluları dul bırakanların anasını ağlatacağız. Belki çok ağır söylüyorsun diyebilirsiniz. Fakat ağır değil. Her ağlayan ananın göz damlasında bir miktar payları var bu soysuzların. Dolaylı ve ya doğrudan bu beni alakadar etmiyor. Zira devletin önüne pranga çeken her şahıs bir terörist vazifesi görüyor. Eliyle çeksin ve ya fikriyle çeksin bu hiç önemli değil. Her prangayı yırtıp atacağız.
      Devlet adamlığı korkaklık değil cesurluk ister. Bir insan devlet adamı olmuşsa ve korkaksa o iş ona göre değil zalimlik yapmadan bıraksın. Korkak adamlar korkularından dolayı korkusuz zalimlikler yaparlar. Bu yüzden etrafımda her şeye bir nebze müsaade ederim fakat korkak adama müsaade edemem. Bu yüzden tekim genelde tek başımayım.
      En sevmediğim şey korkak insanlarla dolaşmaktır.
      Ben yalnızken yalnız değilim. Bu cümle bir hikayeyi hatırıma getirdi. Hazreti Mevlana, başka bir büyük zat da olabilir zira Anadolu dervişler ve dergahlar diyarı. Hazreti Mevlana bir odada tek başına iken bir müridi içeri girer efendim yalnızmıydınız mealinde bir söz söyler söze karşılık Hazreti Mevlana'nın karşılığı şu olur. Şimdi daha yalnızım.
       Bu yolda tek başıma da kalsam hak bildiğim yolda tek de olsam yürürüm. Hemde alfabenin ilk harfi gibi dimdik.
       Şairin biri demiş ki: Tohum saç bitmezse toprak utansın,Hedefe varmayan mızrak utansın.hey gidi Küheylan koşmana bak sen. Eğer çatlarsan doğran kısrak utansın. demiş.
       
     YAZARI : BAHADIR ÇAKIR                       O ADAM SENSİN...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder