26 Haziran 2014 Perşembe

Gündeme Dair...

    Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerine çok şey yazıldı konuşuldu vesaire ama burada yazacaklarımın çoğu kaleme dahi alınmadı. Muhalefetin çatı adayını eleştirmek boş bir iş olur. AKP çatı adayının karşısına Erdoğan'dan başka bir aday çıkarırsa kaybedebilir. AKP Erdoğan'ı aday çıkardığı halde dağılma tehlikesi yaşayabilir. Bunu önleyebilmek için Erdoğan Cumhurbaşkanı olur olmaz genel seçimlere kadar Başkanlık sistemini yerleştirmeyi başarmalıdır. Erdoğan'ın karşısında Ekmeleddin İhsanoğlu'nun  kazanma ihtimali sıfırdır.
    Bu saatten sonra Başbakanın yapması gerekenler. Artık CHP yi eleştirmekten vazgeçip yaptığı ve yapacağı icraatları çok iyi bir şekilde halka anlatmalıdır. As solisler en son çıkarlar. Erdoğan'da böyle yapmalıdır. Başbakan CHP yi eleştirmeyi bırakırsa bu süreçte CHP'liler den bile oy alabileceğini düşünüyorum.
      Bazı çevreler diyor ki paralel diye bir örgüt yokmuş. Yok da Mit tırlarını kim durdurdu. Bugün Irak'ta yaşamını yitiren her bir Türkmenin kanında paralel örgütün parmak izi vardır. O tırlar durdurulmasa idi bu medyaya mal olmasa idi. Bugün Türkmenler Işid karşısında çok daha güçlü bir konumda olurdu. Hem Irak'ta hem de Suriye de Türkiye'nin pazarlık payı çok yüksek düzeyde olurdu. Ama bugün o paralel denilen çetenin yüzünden Işid'e karşı güçsüz konumda olan Türkmenler çok çile çekmektedir.
       Mit tırlarının durdurulması vakıası en az askerlerimizin başına çuval geçirilmesi vakıası kadar önem arz etmektedir. Paralel diye bir şey yok diyenler zaten paralelcidir. Ve onlara gereken muamelenin yapılması gerekmektedir.
       Başbakan Tayip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığını ilk etapta kazanır. Türkiye de kendini sol olarak akleden kesimler büyük bir çöküşün eşiğine gelmiştir. Aslına baktığımız zaman Türkiye'de ne sol var ne de sağ... Sağ ve sol kavramları batıya ait kavramlardır. Batıda solun çıkışı dine karşı bir çıkıştır. Yani dinsiz bir cereyandır sol. Batının dini batıl olduğu için din batıda olumsuz sonuçlar ortaya çıkarıyordu. Çoğrafi keşiflerle birlikte kilisenin  öğretilerinin yanlışlığı kanıtlanınca reform ve rönasans hareketleri gerçekleşmiş ve bunun sonucunda Krallar güç kazanmış kilise ve papa ise güç kaybetmiştir. Dinsiz bir cerayan olarak batı sol harekatları başlamıştır. Dikkat edin batı solunun çıkışı batıl bir dine karşı bir çıkıştır. Bizde ise tam tersine hakikate karşı bir çıkış olmuştur. Türkiye de de aynı şekilde sol gurup yine din karşıtı olarak çıkmış sağ gurup ise yine dindar kesim olarak oluşmuştur. Eğer sol ve sağ kavramları batıdan olduğu gibi alınmamış olsaydı tam tersi bir sonucun olması gerekirdi. Ne yazık ki Türkiye Osmanlının son dönemleriyle birlikte başlayan batı sevdası onu geriletmiş ve batıya köle haline getirmiştir.
       Aslında Osmanlının çöküşünün sebeplerine baktığımız zaman ise din ile alakalı olmadığı ortaya çıkacaktır. 1600 lü yıllardan sonrasına baktığımız zaman karşımıza çıkacak olan şeyler şunlardır. Çoğrafi keşifler sonucunda ABD yi talan eden Avrupa zenginleşmiş.Ve akebinde çoğarfi keşifler ile birlikte Avrupada rönasans ve reform hareketleri ortaya çıkmıştır. Bundan önce ise Osmanlı her iki ticaret yolunuda baharat ve ipek ticaret yollarını kontrolü altına alan Osmanlı ya Ümit burnunu dolaşarak darbe atan avrupa akebinde gerçekleştirmiş olduğu reformlarla  ve ABD denilen kıtanın zenginliklerini sömürerek sanayi devrimine doğru geçmiştir. Bu ataklar karşısında Osmanlı'nın yapacağı adılar ise yine batı tarafından engellenmiştir. Osmanlının içinde beliren İttihat ve terakki Osmanlının çöküşünü hızlandırmış. O zamanın paralel bir yapısı bir cuntası olarak devleti büyük devletlere satmıştır. Bunun ise ispatını Lozan da görüyoruz. Birinci dünya savaşını canakkale zaferiyle galip bitiren Osmanlı devleti bu içerideki işbirlikçiler sayesinde toprakları tek tek bir palan dahilinde elinden alınmıştır. Sonuç olarak masonik etkiler altında kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti bu zamana kadar içindeki parazitlerle yaşamayı başarmıştır. Bundan sonra ise inşallah kaybettiklerini geri kazanarak büyük bir çıkış ile yükselmeyi başaracağını düşünüyorum.
      Yavuz Sulatan selim'in kılıcıyla layık olduğu ve ondan bize miras kalan peygamber varisi Halifeliği inşallah geri alacağız. Büyük Türkiye'nin inşası sürüyor. Bu inşaa sırasında yana yıkıla bir yükseliş bizi beklemektedir. Biz yanmazsak sen yanmazsan nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. 70-80-90 kuşağı ezilecek ezilmeden bir zafer mümkün değil. Ezileceğiz büzüleceğiz ama tekrardan o eski heybetine geri kavuşacağız. Dünya'ya egemen bir Türkiye hayal ediyorum. Mazlumun yanında zalimin karşısında bir güç hayal ediyorum. Bugün hayal olan yarın gerçek olacak umuyorum..

   YAZARI = BAHADIR   ÇAKIR                             O ADAM SENSİN....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder