19 Şubat 2015 Perşembe

"Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhü ve resûlü"

  ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



 "Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhü ve resûlü"   Geçen gün TV kanallarının birinde kelimeyi şahadet ile ilgili bir konuşmaya denk geldim. Abdühü yani ALLAH'IN kulu sözcüğünün Rerüsl sözcüğünden önce okunmasını kulluğun, resullük yani peygamberlikten daha üstün bir meziyeti olduğuna işaret ettiler lakin bence yanlış yaptılar. 
     Amaçları kulluğun niçin Peygamberlikten önce yazıldığının izahatını yapmaktı. Elbetteki Kur'an da ve hadislerde sözcüklerin sırasının bile bir manası var. Lakin ayrıntıya girer iken yanlış hatalı yorum yapmamaya da özen göstermek gerekir bin düşünüp bir cevap vermek lazım. Kur'an ı anlamak akıl işi hikmet işi... 
      Kulluk peygamberlikten daha yüksek olamaz. Peygamberlik kulluğun en üst derecesidir. Kulluk niçin önce zikredilmiş olabilir? Peygamberlik yolunun kulluktan geçtiğini belirtmek için olabilir. Kul olmadan peygamber olunmaz manasında olabilir. Bizim yorum da yanlış olabilir ama diğer yorum kesin yanlış... 
      Küçüklüğümden beridir niçin önce söylediği hiç dikkatimi çekmemişti lakin kulluk sözcüğü ile peygamberlik sözcüğünün niçin aynı cümlede geçmesi dikkatimi çekiyordu...
     O yüzden biri olmadan diğeri olmaz manası var diye düşünüyorum. Peygamberliğin yolu kulluktan geçer. Son peygamberden sonra daha peygamber gelmiyecek lakin bu bir formül evliyalığın yolu da önce kul olmaktan geçer. Uçsan kaçsan da kulluğu unutmayacaksın. Manevi güçlere düçar olsan da acziyetini unutmayacaksın...

     YAZARI = BAHADIR ÇAKIR                                    O ADAM SENSİN...

16 Şubat 2015 Pazartesi

Bizim Gönlümüze Giren Çıkışı Zor Bulur

    ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



  Unutmuş,umursamaz, vazgeçmişiz gibi göründüğümüze bakma, bu bizim huyumuz, huyum kurusun. Bizim gönlümüze bir defa giren bir daha çıkması çok zordur. Mesafeler dalgalar rüzgarlar vesaire onu oradan söküp atması çok zordur.
     Bir defa gönlümüze girip girmediğini kontrol et. Arayıp aramadığımızı sms atıp atmadığımızı kontrol etme. Gönlümüze girip giremediğini kontrol et. Eğer gönlümüze girmişsen şüpheye kapılma. Aramasak sormasak da gönlümüzdedirsin sıkıntı yok demektir.
      Bir defa gönül bağı kurduklarımızın bağları çözülmez. Biz gönüllerimizin sevdiklerini kolay kolay bırakmayız. Gönül sevmişse üstünden seneler de geçse onu bize unutturmazlar. Bizi unutanları unutmuşuzdur. Bizi sevdiği halde bunu hal harekat ve tavırlarıyla hissettirmeyenler eksra bir beklenti içine kapılması doğru değil. Ne yaptın da ne bekliyorsun derler adama. Ben demem ama bir diyen çıkar. Bize bizi sevdiğini ispat edemeyen birine sevgimizi ispat etmemizin bir anlamı da kalmaz. O bizim onu sevmediğimizi zanneder. Biz onun hem bize olan sevgisini biliriz hemde bize o sevginin karşılığını vermediğini biliriz. Ama o bizim ona olan sevgimizi bilemez. Bilemez çünkü onu gizlerler. O gizi çözmesi için yazıyoruz ya bu yazıyı. Seviyorsan aynı zamanda seviliyordursun korkma sevmeye devam et.
       Bize yöneltilen hiç bir sevgi koparılmadığı müddetçe karşılıksız kalmaz. Suizan edip sevgimizden şüpheye kapılıp bizi bırakırsan koçum bir karşılık bekleme. Sevgi çok ince bir şey seven nedensizce sever. Sevenin bir nedeni var ise bunun adı sevgi değildir. Tutkudur, arzudur başka bir şeydir.
       Bu insanlar başka duyguları sevgiyle  karıştırıyorlar. Yaşadıkları duyguyu sevgi olmadığı halde sevgi zannediyorlar. Aşk olmadığı halde sevgilerinin aşk derecesine ulaştığını zannediyorlar. Sevgi farklı aşk farklı tutku farklı arzu farklı bunlar farklı şeyler. Biz insanlara aşkı anlatırken aşk ile konuşurken onları bildiğini varsayarak anlatıyoruz halbuki bakıyoruz ki bilmiyorlar. Kafalarını hep karıştırıyoruz karman çorman gidiyorlar.
        Aşk ney biliyor musun? Olduğu gibi kabullenmektir, olacakları da kabullenmektir. Öncesini anı ve sonrasını kabullenmektir. Bu o kadar basit bir hadise değil. Ve aşk denilen şey nasip işi her oltaya vurmaz. İşin garip tarafı aşk istemenle istememenle bağlatılı değil. Aşkı arzulasan da arzulamasan da o vuracağı oltaya vurur. Gönül aşk ağına düştüğü zaman yapabileceğin hiç bir şey yok o balık gibi çırpınıp dursun.
         Binanın çıkışından bahsetmiyorum bizim gönlümüze giren oradan çıkması zor manasında çıkışı zor bulur. Gönlümüzden çıkması için bizi incitmesi kızması eleştirmesi yetmez daha büyük ölçekli bir kusur hata yapması lazım. Gönül bunların üstünü sevgi merhemi ile örtüyor ve bu yaralar çabuk iyileşiyor.
          Sevgi büyük bir nimet Allah bizleri bu nimetten mahrum bırakmasın. Merhamet sevgi bunlar büyük nimetlerden Allah bizleri bunlardan mahrum bırakmasın. Eğer o bize bu gönlü vermese idi ne onu sevebilirdik ne de yarattıklarını. O yüzden aşk o gönlü bize verenedir. Allah'ı seviyor isek o da bizi seviyordur. Sevgisinden emin olabileceğimiz tek varlık odur. Kısa seviyorsan seviyordur. Başka bir şey beklemene gerek yok bir işaret bir nişane beklemene gerek yok kısa ve öz seviyor isen o daha çok seviyordur. Neden biliyor musun? Onu seveceğimiz sevgiyi gönlümüze koyan o da o yüzden. Başka varlıklar senin onu sevip sevmediğini anlaması için göstermen belli etmen lazım bazen belli etsen bile anlayamazlar. Ama Allah  o sevip sevmediğini bilir. Dahası bizde onun bizi sevip sevmediğini bizim ona olan sevgimizden bilebiliyoruz. Seviyorsan seviyor hem de daha fazlası ile. Ama başka varlıklar seviyorsan sevmiyor bile olabilir. O yüzden sonsuz aşk sonsuz sevgi ancak onadır.
          Sensiz Aldığımız her nefesten ötürü çok bizarım senden habersiz aldığım her nefesin adedince sana olan yangınımı artır. Dileğim budur.


    YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                                  O ADAM SENSİN...

12 Şubat 2015 Perşembe

Kime Güvensen Kime Dayansan Olmaz Çöker

    ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA





    Haddinden fazla kimseye güvenmeyeceksin. O güvendiğin dağlara kar yağıyor. Kimseye haddinden fazla aşırı sevgi beslemeyeceksin. Olmuyor söylemeyeyim diyorum ama olmuyor. Allah sözcüğünden insanları korkutmuşlar. Ezanlardan tırsan insanlar ortaya çıktı. Ezan okunduğu zaman kapıları pencereleri kapatan insanlar. O ses rahatsızlık veriyor insanların bazılarına. Neden biliyor musunuz İnsanlara Allah'ını yanlış tanıtmışlar. Tanıtmaya da devam ediyorlar. Allah yakar Allah kızar Allah helak eder. Vesaire başka bir cümle bildikleri yok. Allah sever o en sevgili dediğin zaman şaşırıyor insanlar. Onun affı boldur lütfu boldur izzeti boldur dediğin zaman insanlar şaşırıyor. Bol Allah'ın her şeyi bol o darlıkta bile insana zenginliği tattırabiliyor. Allah o kadar güzel ki anlatılmaz yaşanır. Onu hissetmek duymak yanıtlarını almak ona yaklaşmak onu sevmek ona yanmak ona ağlamak ona aşık olmak o kadar güzel ki dünyadaki hiç bir şey bunun yerini tutamaz. Günahlar onlar oluyor malesef. İşin günah boyutunu yazmıyorum farkındaysanız. Şöyle bir hadisi şerif var. '' EĞER SİZ GÜNAHSIZ OLSAYDINIZ BEN SİZİ HELAK EDER SİZİN YERİNİZE GÜNAH İŞLEYİP TÖVBE EDEN KULLAR YARATIRDIM.'' Buyuruyor yüce mevlamız. Böyle bir Allah'ımız var.Suçsuz bir adamın ağlayışı ile suçlu bir adamın ağlayışı yakarışı bir olur mu Allah'ınız aşkına söyleyin. O Allah'ki Peygamberimiz s.a.v e dahi günde sayısız makamlar aştırarak ona dahi tövbe nimetini tattırıyor. Alt makamda doğru olan üst makamda yanlış oluyor. Alt mevkide çok doğru gözüken bir olgu üst makama geçince yanlış olduğu piyasaya çıkıyor. Bu sefer peygamberimiz s.a.v efendimiz her gün alt makamda yaptıkları fiilerden vesaire tövbe ediyor.
      Kimseyi kınama günahını bilirsin ama tövbesini bilemezsin.
      Allah sözcüğünü insanlar soğuduğunu hissettiğim için gizleyerek yazmaya başladım ama olmuyor. Onun adını yazmaktan ve anmaktan zevk alıyorum yapamıyorum. Bir yazı da anmasan o yazı bana boş geliyor. Şiirler de de böyle bazen gizliyorum adını okuyan sevgilime yazdım zannediyor. Olmuyor kardeşim olmuyor işte. Onsuz olmuyor. Onsuz olmaz.
      İnsanların genelinde olan bir durum var. Duygularımızı, düşüncelerimizi, hayallerimizi boş şeylere harcıyoruz. Sevgimizi aşkımızı tutkumuzu bazen dünyalık makam ve mevkilere o kadar kaptırıyoruz ki bu Allah aşkının önüne geçiyor. İşte o zaman ne oluyor biliyor musun koçum. Sevilen put oluyor yıkıyor inancı. Allah'tan çok kimi sevsen kime güvensen kime dayansan olmuyor çöküyor. Ondan daha çok sevdiklerimizi bir düşünün hep onlardan darbe yedik. Hep onlar bizi çekip gittiler. Hep onları kaybettik. Hep onlardan sıkıntı yaşadık. Hiç Allah'tan daha çok seviyordum dediğiniz bir varlıkla iyi bir sonuç elde eden varsa gelsin söylesin. Yok koçum yok olmuyor. Gönlün tek sahibi var o da belli. O gönül evine o gönül tahtına başka sultanları oturtturur isen güceniyor gerçek sahibi vallağı yerle bir ediyor ne var ise.
      Her şeyi ona yöneltmek lazım. Allah Allah'ını her şeyinden çok seven kullarından yapsın bizi. Kimi insan Allah'ın cehenneminden korkar. Kimi insan cennete girse bile Allah'ın ona kulum dememe ihtimalinden kokruyor. Kimisi onun muhabbet etmemesinden korkuyor.
     Kısaca sevgimizi yönelttiğimiz şeylere dikkat etmeliyiz...
     Gönül gerçek sahibini arar. İçimizde sakladığımız sonsuz sevgi de öyle ama biz bilmeden o sonsuz sevgiyi gerçek sahibine değil de başka yaratıklara yöneltebiliyoruz işte tam da bu noktada sorunlar baş gösteriyor.

YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                          O ADAM SENSİN

Vakıf Olunan Manalar Arasında Farklar Var

   ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



Allah'ı ne kadar çok seviyorsan ondan gelen tecellinin miktarı onun ölçüsü kadardır. Kur'an ı Kerim i okuduğun zaman aynı Ayette her okuyuşunda farklı manaları keşfedebilirsin. Ayet değişmemiştir fakat sana ikram da bulunduğu sırlar her okuyuşunda farklı bir boyutu açılabilir.
      Hazreti Muhammed s.a.v in okuduğu İhlas ı şerif ile Hazreti Ömer'in okuduğu ihlas aynı ihlastır fakat Hazreti Muhammed s.a.v in eriştiği manalar çok çok çok fazladır.
        Tefsir de okusan Kur'an kendini açtığı zaman sırlarını açabilir. Habibullahın okuduğu ihlas var bir de bizim okuduğumuz ihlas var aynı ihlas suresi fakat onun anladıkları ile bizim anladıklarımız arasında fark var. Bizim vakıf olduklarımız ile Allah resulünün vakıf olduğu manalar arasında farklar mevcuttur.
       Allah'a olan imanın ona olan muhabbetin, aşkın, sevgin vesaire neyse bunun miktarı ondan gelen tecellilerin miktarı bunlara göre kalbe iner. Allah'a olan muhabbetinden onun muhabbeti daha fazla olur. Ona 1 gidersin on gelir o bin gelir. Biz ona yaklaştıkça o bize bizim ona yaklaşmamızdan daha fazla yaklaşır. Yani tecellilerin miktarı bizim ona olan muhabbetimizden fazladır. Allah'ın lütfu keremi boldur.
     
     YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                                        O ADAM SENSİN

11 Şubat 2015 Çarşamba

Sonsuz Aşk

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA




Duruşunu seversin.
Bırakmayışını seversin.
Yanında oluşunu sevsin.
Yüreğinde ateş gibi yanışını seversin,
Hayallerini alıp başka diyarlara götürüşünü seversin.
Etrafındakilere sevgi, himmet ile bakışını seversin.
Hal ve tavırlarını seversin.
Muhabbetini seversin.
Sesini seversin.
Aşkını seversin.
Yanışını seversin.
Gözyaşlarını seversin.
Yalvarışını ve yakarışını seversin.
Manevi panik ataklarını seversin.
Gece olduğunda yastığa başını koyduğunda aklına gelişini seversin.
Rüyanda oluşunu seversin.
Benliğini alışını seversin.
Sevgiyi aşılayışını seversin.
Metodunu yöntemini seversin.
İncitmeyişini seversin.
Kusurları gece gibi karanlığa bürüyüşünü seversin.
Seni olduğun gibi sahiplenişini seversin.
Günahına ve sevabına bakmasızın seni kucaklayışını seversin.
Hatalarını örtüşünü seversin
Seni yükseltmek ve ilerletmek isteyişini seversin.
Seversin işte nedeni yok her şeyiyle o güzel görünür gönüllere sevgilidir çünkü...

YAZARI=BAHADIR ÇAKIR               O ADAM SENSİN...

     

İrademi Aşka Devrettim

     ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



     Sual sorulmaz. Sorulmaz onun yaptıklarından sual sorulmaz. Neden niçin denmez. Nedeni ve niçini olan aşk olmaz. Aşık nedenini niçini sormaz. Neden aşıksın diye sorusuna cevap bulunur mu? Niçin aşıksın sorusuna cevap verilir mi? Cevabı var mı? Aşk ve niçin yan yana durabilir mi?
     Niçin seviyorsun? Güzel olduğu için dersen o aşk olur mu? İnsan eylemlerinin temelinde haz, iyilik ve fayda yatar. Ama insanlar bu üç şeyin dışında da eylemler de bulunurlar. Biz bu eylemlere ihlas üzere olan eylemler diyoruz.
     Niçin onu seviyorsun? Güzelliğinden diyorsan. Onun güzelliğinden haz aldığın için bunu diyorsun. Niçin onu seviyorsun? Parası için diyorsan. Bu maddi bir fayda için olur. Bir yoldaki taşı alan bir şahıs bu işi niçin yaptın diye sorduğumuz da vereceği yanıtlar. O bir başka kişinin ayağına çarpmasın diye yoldan aldım diyor ve sorarız niçin? Sevap kazanıp cennete gitmek için derse. Bu eylem ihlaslı olmamıştır. Sonucunda manevi bir kazanç gözetme isteği yatar.
     Niçin ibadet ediyorsun? Cennete girmek için ise o yapılan ibadet ihlas dan yoksun olur. Anlatabiliyor muyum? Haz , fayda ve iyilik bunların dışında saf bir eylem olur ise bu ihlaslı bir eylem olur.
      İrademi aşka devrettim. Aşk var ise irade devre dışı kalır. Aşıkların yaptıkları iradelerinin dışında gerçekleşir. Bu demek değil ki serseri gibi kendinden haberi olmayan bir hal ile yaşamak. Tam tersine Aşıkların üzerinden aşıklık hali vardır. Onlar o hal üzere yaşarlar.
      Aşk akmaktır. Bu tıpkı şuna benzer incecik bir bakır telin üzerinden bir sürü elektirik akımı akabilir. Gönülde böyledir çok ince noktalardan akıp mecrasını doldurur. Aşk serserilik, serbestlik değildir. Onun kendi iç disiplini vardır. Aşk iradeyi devre dışı bırakır. Duygulara ket vurulamaz. Davranış biçimin disiplini vardır. Duyguların değil onlar serbesttir.
     Duyuların algılandıktan sonra gideceği yer beyindir. Ama aşkın algılandıktan sonra gideceği yer beyin değil gönüldür. Zaten beyine gitseydi (dokunma,tatma,görme,duyma,koklama) ışık ve sesten başka bir şey algılanmazdı. İnsan da beş duyunun dışında da duyular vardır. Bilim insanlarının henüz keşfedemedikleri şeyler.

 YAZARI= BAHADIR ÇAKIR                           O ADAM SENSİN..

Maneviyatın Da Mevsimleri Var

    ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA




     Her inişin bir çıkışı vardır. Her kaybedişin bir kazanışı vardır. Dünyaya 2 defa zalimler hükmetti 2 defa da hak hükmetti. Biri Hazreti Zülkarneyn diğeri Hazreti Süleyman. Şuan için 2 -2 eşitlik var. Bu eşitliğin bozulması lazım. Hak her zaman batıla karşı üstün olur. Kainatta hiç bir şey eşit bir birinin dengi değil değil. Ağaçtaki elmalar  tıpa tıp bir birinin aynısı değil. Ve ya insanlar bir birinin tıpa tıp aynısı değil. Tek yumurta ikizi bile olsa. Her varlığın kaderi farklı. Hiç bir şey aynı değil. Kainatta her şey farklılık üzere kurulmuş. Aynı zannedersin ama hiç bir şey bir birine benzemez. Eşitte değildir.Eğer bir eşitlik arıyorsan, eşitlik o farklılıkların bir birini tamamlamasıyla oluşur. Eşit zannedersin göremediğin şeyleri faklı çıkar atom sayısı farklı çıkar. Atomlarının elektron sayısı farklı çıkar. Ama mutlaka bir farkı vardır.
      Yani bu eşitlik bozulacak. 2-2 olan bu eşitlik bozulacak. Maddi mevsimler gibi maneviyatın da mevsimleri var. Bu mevsimler gösteriyor ki değişiyor kıştan ilk bahara giriyoruz. Zalimlerin mevsimleri ise son bahardan kışa doğru geçiyor.
     Hiç bir oluş Allah'ın iradesinin dışında gerçekleşmez. İnsana verilen bir şey var ama. Allah'ın 3000 sıfatı ilahiyesi her an tecelli halindedir. Bu tecellilerin çoğu insan üzerinde zuhur eder. Hayır ve şer her an bir yerlerde gerçekleşir. Bazı zaman hayır galebe gelir bazı zaman şer galebe gelir. Her an bir birleri ile bir çatışma içindedir. İnsana verilen çok büyük bir şey bu ancak büyük bir aşkın ona olan büyük bir sevginin eseri olabilir. İnsan kainatın bir küçük özeti gibidir.
     Bu eşitliğin bozulması ile bir çok tecelli yağmuru başlayacak. Sağanağa hazır olmak lazım. Tepeden tırnağa sırılsıklam olmak için dua etmek yakarmak lazımdır.

YAZARI =BAHADIR ÇAKIR                                              O ADAM SENSİN...

7 Şubat 2015 Cumartesi

Metot Yanlışlığından Allah Bizleri Korusun

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



Hakikat düşmanımızın ağzından dahi çıksa o hakikattir ona muhalif edilmez onu direkt hiç muhalif etmeden sahipleniriz.Tersininde asla olmamasını temenni ediyorum. Hakikat bataklıkta olsa o bataklığa girer onu alır çıkarız. Herkes bildiğinin alimi bilmediğinin cahilidir. Bilen bildiğini bilmeyene anlatsın hakikat yayılsın. Bilgiyi başkalarının bilgilerinin artmasını istemeyerek saklamak bencilce bir davranıştır. Ama ağır hakikatler var herkes onları hazmedemez onlar her yerde söylenmez. Hakikat dahi olsa onu da alıştıra alıştıra söylemek lazım gelir. Birden söyleyince hakikate dahi muhalif olabiliyor iyi kalpli insanlar. O yüzden Allah metot yanlışlığından her birimizi korusun...(Yazarı=Bahadır Çakır)

Estağfirullah !

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



Estağfirullah ! Estağfirullah ! Estağfirullah el-'aziym, el-kerim, er-rahim ellezi la ilâhe illâ hüvel hayyül kayyume ve etûbü ileyhi tevbete 'abdin zâlimin linefsihi lâ yemliku linefsihi mevten ve la hayaten velâ nüşûrâ. Ve es'elühut tevbete vel mağfirete vel hidâyete lenâ innehû hüvet tevvâbür rahim.

5 Şubat 2015 Perşembe

Kadın Erkek Eşit Mi?

 ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



Kadın erkek eşittir tartışmaları yaparlarmış. İlk soru bunun neyini tartışıyorlar her şey meydan da. Yaratılış bakımından her şey eşit. Ama tek tek ele aldığın zaman kadın da olan erkek de yok, erkek de olan kadın da yok. Kadın erkeğin tamamlayıcısı bir nevi bir nevi erkek de kadının tamamlayıcısı. Kadın erkek eşit diyenlerler. Erkekler doğurganlık bakımından kadınlara eşit mi? Kadın bir bebek dünyaya getirir bütün küçük günahları affolur. Kadının bebeğine olan o yaptığı şeyleri erkek yapabilir mi? Mesela erkek de kadına göre daha kuvvetli fiziki olarak. Erkeğin yapacağı işleri kadın yapabilir mi? Ama bugün kapitalistler eşitlik teranesi ile erkek işini kadına yaptırtabiliyorlar. Günümüzde kadınlar çok eziliyor. Bir şey olsa da şu kadınları şu zalimlerin elinden bir kurtarsak. Kadınlara ağır işler yaptırılmaz. Kadınların bilgisinden ilminden yararlanmayalım demiyorum ama şartlarını ağırlaştırmayalım. Bir işte erkek 8 saat çalışıyorsa kadın 5 saat çalışmalı...Erkekle kadını eşit tutamazsın. Nasıl eşit tutacaksın eşit özelliklere sahip değil ki? Eşitlik kelimesi var ya çok yanıltıcı kullanılabiliyor. Eşitlik adaletle sağlanır. Onun dışındaki olaylarda kullanılan eşitlik kelimesi göz boyayıcı içinde sinsilik barındıran bir durum. Komünizm de de eşitlik var mesela. Ama hangi eşitlik diye sormamız lazım. Herkes aynı standartlardaki evlerde kalacak herkes aynı gelir düzeyinde olacak herkes aynı tip arabalara binecek doktorda öğretmende hakimde savcı da her meslek gurubu aynı standartları yaşayacak. Bu eşitlik mi? Adamların eşitlik anlayışı bu işte. Az çalışan da çok çalışanın da aynı standartlarda yaşaması eşitlik mi? Adaletsiz bir dağılım. Eşitlik var ise adalet olmaz diyordum. Bu manada bir eşitlik var ise adaletten söz edemeyiz. Daha nasıl anlatalım bilmiyorum ki...

YAZARI= BAHADIR ÇAKIR                         O ADAM SENSİN...

2 Şubat 2015 Pazartesi

Meşk Yolundan Aşka

 ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA




 Seviyorsak kördüğüm gibi bağlansın,
  Yanacak isek yanardağ gibi yansın,
  Özlüyorsak gözyaşlarımız sel gibi aksın,
   Bırak gönlüm sıkma kendini aşka bırak.

   Davamız var ise mahkememiz çıkar aşka,
   Gelmiş isek gelmişizdir meşk yolundan aşka.
   Yolumuz var ise yolların hepsinden de ala.
    Bu yola girenler sonucunda çıkar hakka...

YAZARI=BAHADIR ÇAKIR      O ADAM SENSİN...