29 Haziran 2015 Pazartesi

Doğu Türkistanlı Müslüman Kardeşlirimizin Yanındayız.






 Bu konuşmayı doğu Türkistanlı Müslüman kardeşlerimizin yanında olduğumu belirtmek için yapıyorum. Karınca kadarcık da hükmümüz olsa safımız belli olsun....Peygamberimiz buyurmuş ki;   

 '' Sizden biri bir kötülük gördüğünde gücü yetiyorsa eliyle düzeltsin, yetmezse diliyle düzeltsin, onu da yapamazsa, hiç olmazsa kalbiyle buğz etsin.''

    Biz de elimizden ne geliyor ise onu kullanacağız. Gücümüzün yettiği kadar zulme dur diyeceğiz. Bunu demeliyiz. Dünyanın neresinde zulüm olursa imkanların el verdiği ölçüde üzerimize düşeni yapmalıyız. 
    En evla kendimize dönmeliyiz. Bütün aleminin son umudu biziz. Allah Türk'e ayrı bir sorumluluk yüklemiştir. İslam aleminin önceden de sancaktarı lideri bizdik gelecek de de yine biz olacağız. Bütün olaylar buna işaret ediyor. İslam alemi başsız bir vücut gibi çırpınıyor. 
     Bir gün inanıyorum çok yakın bir gelecek de İslam alemi başını vücuduna oturttacaktır. Bunu Allah vaat ediyor ve o vaat ediyor ise elbet olacaktır. Biz Müslümanların ve Müslümanların içinde biz Türklerin üzerine düşen bir takım görevler vardır. Bu görevlerin içindeki en asıl olanı. Kendi benliği ve menfaati uğruna değil, kutsal bir amaç için Allah için İslam yolunda cihat etmektir. 
      Şuan için ilk görevimiz farkındalık. Kim olduğumuzun ne oldumuzun ve ne olacağımızın farkında olmalıyız. Allah'ın bize bahşettiği görevlerin farkında olmalıyız. Ancak farkında olarak Allah sevgili kulu oluruz. 
     Her canlı kendi görevini icra eder bizim görevimiz de Allah'ın ilahi kelimetullahını dünya yüzeyinde dört bir yana şanına yakışır bir şekilde duyurmaktır. 
    La ilahe illallah Muhammeden resurullah kelimetullahını dünyaya barış esenlik huzur içinde yaymaktır. Allah'ın gücünü adaletini güzelliğini bir nebze olsun bu insanlara göstermektir. 

   Öyle bir zaman gelecek ki Biz buradan masaya yumruğumuzu vurduğumuz zaman tüm zalimler korkularından köpekler gibi kuyruklarını kıçlarına sokacaklar. o günler çok yakındır. Bunu başarabilmek için kendimiz gibi olmalıyız. Bir başkası gibi değil. Tarihimiz şanlı ecdadın zaferleri ile doludur. Esin kaynağımız Peygamberimiz s.a.v dir. Kendi kaynaklarımıza yönelmeli her şeyde milli olmayı başarmalıyız. Bunu başardığımızda İslamı en güzel bir şekilde hayata aktardığımız vakit dünya cenneti var olacak. Bütün zalimler yok olacak. İslam en güzeldir Allah'ı en güzel o anlatır. Allah'ın habibim dediği peygamberimize verilmiş ve onun ümmetinin parlayan yıldızıdır. Ve elbet bir gün bunu herkes anlayacak.İslam bütün insalığa en güzel şevkati sunan tek araçtır. Allah'ın tek hakikat dinidir. 

Zaman Ve Mekan İzafidir Hepsi Kaderdir...

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' 

İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ 

ÜZERİNE TIKLA






Sıkıntı olur. Dünya da hayatta insanın olduğu her yerde sıkıntı olur. Bu kaçınılmaz bir gerçektir lakin sıkıntıdan zevk almak hatta sıkıntılardan hayattaki hiç bir şeyden etkilenmemek nötr bir hale geçmek insaniyetin en son merhalesi olan Hak aşıklarında görülen hallerdir. Bu haller umarım umuma doğru bir yayılım gösterir. Zamanla bu halka genişler ümidindeyim. İnşallah bu halkaya bizler de dahil olur ve ya inşallah içindeyizdir ve hiç bir şeyden etkilenmeyen her şeyin haktan geldiğine iman etmiş imanın en yüksek şekli olan imanı kamil seviyesine yükseliriz. Allah'ı bilen kişinin ona karşı bir iradesi kalmaz. Yapan ve yaptıran Allah'tır. Onun dışındakiler kukladır. Bizim seviyemizde bize malum olan budur. Fakat karşı taraftan bu anlaşılmadığı için Yapan ve yaptıran Allah ise bizi insanları neye göre cennetine ve ya cehennemine atacak diyorlar. Hatta biraz daha ileri gidip Allah bizi kaderimizle yargılar mı diyorlar. Kaderin tıkanma sebeplerinden biri de şu ki varlığın seviye seviye olmasıdır. Herkes kadere kendi seviyesine göre açıklık getirebilir. Senin seviyene inersek durum değişiyor. Kader Allah'ın sonsuz ilmidir. Her şeyi bilmesidir. Allah biz yok iken de bizim ne olacağımızı nasıl bir hayat çizgisi sergileyeceğimizi biliyordu ve bildiği için yazdı ve yazılanın gerçekleşmesi durumu kazadır. Kaderde olanın gerçekleşmesi durumu kazadır. Kimse kazasından kaçamaz. Allah katında her şey bir anda olmuş bitmiştir. Biz olanı yaşıyoruz. İki defa yaşamak gibi. Senin iyi ya da kötü olacağını Allah önceden biliyordu dolayısı ile sen o yazdığı için iyi ya da kötü olmazsın o senin ne olacağını biliyordu. Sen kendi çizgisini çizersin senin iraden de olan şeyler vardır. Kulun iradesi sınırlıdır. Allah'ın iradesi sınırsızdır. Bu şöyledir sen oynamak istersin ama Allah seni isterse oynatmaz. Buna mani olabilir sen öldürmek istersin ama gereken şartlar bir araya gelmediği müddetçe öldüremezsin. Cennet ve ya cehenneme gitme olayında şudur sınırlı iradenden den sorumlusun. İradenin dışındakilerden sorumlu tutulmazsın. Her varlık kendi düzeyinde sorumludur. Allah katında dereceler artıkça sorumluluk olayı bambaşka bir şekle bürünür. Altta günah olmayan durum üst katta günah olur. Altta hiç takıntı yapılmayacak durum üst katta tam bir takıntı halidir. Allah'ın iki tane kader kitabı vardır. Biri kaderi mahvt ı ispat diğeri ise levh i mahfuzdur. İlk kitapta yazılanlar bir şarta bağlanmış sonuçlardır. Şunu yaparsa kul şu olur bunu yaparsa bu olur gibi. Buna değişen kaderde denir. Kul seçeneklerini seçer ve o şart gerçekleşir. Ama kulun neyi seçeceğini hangi şartı seçip seçmeyeceği zaten levhi mahfuz da yazılıdır. Kur'an da da kader konusunda ki ayetleri birleştirdiğimiz zaman ortaya çıkan tablo varlık derece derece olduğu için her ikisi de geçerli. Sonuç olarak şuna geliyoruz. Sonsuz bir iradenin yanında kulun iradesi neyi ifade eder. Olay şu Allah sonsuz ilmi ile bütün her şeyi biliyor yazılan mı gerçekleşiyor yoksa yaşam bilindiği için mi yazılmış? Yaşam bilindiği için yazılmış. Allah sonsuz ilmi ile geleceği geçmişi her şeyi biliyor bunu yazması olayıdır kader. Zaman ve mekan izafidir. Ve zamanın ve makanın yaratıcısı olan Allah bunlardan münezzehtir. İnsan zaman ve mekan içinde kaderle fazla uğraşmasın her şeyin Allah'tan geldiği malumdur. Yaratan Allah olduğu için her şeyin ondan geldiğine inanmak lazımdır. Zaman ve mekan izafidir en azıdan bizimle aynı görüşte olan Albert einstein diye bir bilim adamı var. Zamanın ve makanın izafi değişken olduğunu söylemiştir. Zaman ışıkla alakalı. Zaman yıldızlarla alakalı. Çünkü Kur'an da biz size yılların ve ayların hesabını bilesiniz diye yıldızları ayı ve güneşi yarattık gibi bir takım ifadeler var. Evet buradan çıkarımla bakıyoruz gerçekten farklı yıldızlarda ve farlı gezegenler de zaman farklı.... Zaman dönüşle alakalı. Bizim zamanımız dünyanın dönüşü ile geçiyor. Dünyanın kendi etrafındaki dönüşü ve dünyanın güneş etrafındaki dönüşüne bağlı olarak zamanımız işliyor. Dünya saat yönünün tersine döner. Uzayda da biz zaman var ve gökyüzüne baktığımız zaman biz yıldızların bizden çok önceki hallerini görüyoruz. Çünkü uzayda ışığın yol aldığı bir zaman vardır. Ve biz yıldızlara baktığımıza bize ulaşan ışığını görüyoruz. Kaç milyon yılda o mesafeyi kat ederek geliyor o ışık. Uzay zaman da ışık bile çok yavaş kalıyor. Ddolayısı ile etrafımızda var zannettiğimiz bir çok şey belkide henüz yok. Güneş dünyamıza en yakın yıldız ve ışığı bize 8 dakika da ulaşıyor. Yani biz güneşin hep 8 dakika önceki halini görüyoruz. Teleskopla uzaya baktığımız da teleskop ne kadar uzağı gösteriyor ise o kadar geçmişe gidiyoruz. Kaderin dışında hiç bir şey yoktur hepsi kaderdir...(BAHADIR ÇAKIR)

22 Haziran 2015 Pazartesi

AKP NE YAPMALIYDI? Koalisyon Seçenekleri Hakkında Ne Düşünüyorum? MHP-AKP KOALİSYONU SÖYLENTİLERİNE NE DİYORUM

Millet vekillerini kafasına göre seçti, sıkıştığı zaman halk diyor. Bu birinci sıkıntı. Sağlara inip 81 ili gezeceğim derken doğu tarafından açık verdi. Mitinglerle uğraşırken yorgun düştü doğru analizler yapamadı. Milletin fikrini almadı.Sağlıklı bir şekilde 10 il gezip daha iyi analizler yapabilirdi. Hep konuşmaya yöneldi. Kudüs'ü alacağım derken kendi kalesini unuttu. Cumhuriyet Halk Partisinden Vaatler geldi. Millet inansa da inanmasa da insanlar vaat olayını duyunca kendi cebini düşünmeye başladı. Dava olayı cepte bitti. Vermesi lazım mıydı? Üç beş kuruş vermeliydi. Millet vekillerinin maaşlarıyla işçilerin maaşlarını orantıladığımız zaman çok büyük bir fark ortaya çıkıyor. Sen iphone ile gezerken işçi insan değil mi? Ortalama 1000 lira ile işçi ne yapsın tel mi alsın boğazına mı baksın. Şunu deseydi bile yeterliydi. Onlar şu vaatleri yapıyor ama bu şuan için mümkün değil ben kademe kademe bu duruma el atacağım. Filan tarihte şu kadar emekli maşına şu kadar, memura şu kadar, işçiye askeri ücretliye şu kadar yapacağım diyebilirdi.Hep yaptım demekle olmuyor. Yapılanı başa kakmak gibi şeyler olumsuz etkiler oluşturdu. AKP teşkiletlerı doğru düzgün çalışmadı kendilerine ne gibi bir güvence verdi bilemiyorum. Halkı cepte mi gördüler. Kibir mi yaptılar. Yeni Türkiye yolunda kafalarındaki şeye aşırı mı odaklandılar?
Gençleri spora yöneltmeli spor tesisleri yapmalı okullarda dans spor gibi aktivitelerin olması lazım. Özel spor okulları özel dans okulları olmalı. Develete ait. Bu gibi şeylerin para kazanabileceği şekilde şekillenmesi lazım. Gençlere yeni iş olanaklarının bulunması oluşturulması en temel şarttır.
Sıkışan adam halk demez hak demesi lazım. Bunu sıkışmadan derse daha iyi tabi ama türkün aklı ya kaçarken gelir...dolayısı ile neyse sonuçta Hak demeliyiz. Mısır örneğinde gördüğümüz gibi halkın bir gücü yok. Adnan Menderes örneğinde gördüğümüz gibi Halk güçlü olsaydı asılmasını engellerdi. Bu hakkın takdiridir. Evliyaların hapishaneye atılmasında bile hakkın bir tasavvurudur. Her şey Hakkın elindedir. Bir zaman hakkın gazabı tecelli eder karanlıklar hakimiyet kurar bir zamanlar rahmeti tecelli eder aydınlıklar hakim olur. Ara devreler de yaşanır. Şu dönem Karanlığın son zirve noktasıdır dolayısı ile artık dönüş başladı ve bu kritik virajda böyle süreçler yaşanır. Tıpkı kış ayından yaza geçerken bir ara dönemin yaşanması gibi. Bazen kar boran bazen yaz gibi günler yaşanır bu ara dönemlerde.
Koalisyon seçenekleri hakkında ne düşünüyorum.
Kendi şahsım adına konuşmak gerekir ise koalisyon seçeneklerinin hiç birini istemiyorum. Tek parti iktidarından yanayım her zaman. Koalisyonda karar alma süreci çok yavaş biz artık hızlı bir döneme girdik. En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. O yüzden tek parti iktirarı yanlısıyım.
Bu süreçten asla müzdarip değilim. Bu süreci kendi kanımca şöyle algılıyorum. Bu Allah'ın bir uyarısıdır hem halka ham hem yönetenlere başta AKP yönetimi olmak üzere bu bir uyarıdır. Bu sürecin çok uzayacağını zannetmiyorum. Gerekli kişiler ve kurumlar bu uyarıyı doğru anlayıp ona göre kendilerine çeki düzen verirler diye düşünüyorum. Herkese bir takım mesajlar verildi. Kürtlere de millete de çok iyi mesajlar verildi. Ben yanmasam sen yanmasan nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. Bu bir ara dönemdir dolayısı ile halk bir takım sıkıntılar çeker. Çekiyoruz da zaten ama asla şikayetçi değiliz.
BU sürecin çok uzatılmaması lazım. Şuanda bu boşluğu fırsat bilen düşmanlar etrafımızı sarmış durumdadır.

Tayip Erdoğan'ın Yapması gereken şeyler var ama ne yazık ki sanki tutulmuş kalmış gibi bir şokta sanki.....Bütün hevesi kırılmış gibi.
Neyse canım her şeyin hayırlısı....
MHP - AKP Koalisyonu söylentilerine ne diyorum.
MHP çözüm sürecini istemiyor burada bir aksaklık çıkar. HDP 80 Millet vekili çıkardı. HDP MHP nin gücüne denk dolayısı ile aralarında çatışmalar çıkar. O yüzden doğru bir şekilde yüreyeceğini zannetmiyorum. Sağlıklı bir süreç olmaz. Kaybeden halk olur. Ama bunu Allah istyordur halk ezilmeyi hak etmiştir onu bilemem.
MHP- AKP koalisyonu olursa nasıl olumsuzluklar olur kanımca...
Allah böyle takdir etmişse dolayısı ile ne olur halk ezilmeyi hak etmiş demektir ve gazap yanını göremeye başlarız. Reisler türemeye başlar. Kabadayılık başlar. Ağalık sürecine geri döneriz. Köleliğe devam. Ama zaman değişti halk artık uşaklığa gelmez bu da büyük çatışmaları doğurur.
Biz ne dersek diyelim Yüce Mevlamız Ne diledi ise o olur. Biz sadece gidişattan çıkarımda bulunduk. Allah'ın has kulları hayat kitabını çok iyi analiz ederler ve onun kararlarına diğer insanlardan daha çok yaklaşarak geleciği bir nebze sezerler. Eğer bizde hakkalyakin isek cümlelerimiz mantıklı ve bir o kadar Allah'ın takdir edeceği dorultudadır.
Mevlam ne eyler ise güzel eyler.
Fikret Çakır

KOALİSYON SEÇENEKLERİ

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA





AKP ne dedi biz şunu yaptık bunu yaptık millet iyice huylandı sanki siz yaptınız bir yaptıran var. Yaptıran size o salahiyeti vermemiş olsa idi siz ne yapabilirdiniz. 4 patinin içinde mantıklı düşünerek en iyi kim bu işi yürütebilir diye düşündüm ve ben AKP ye oy attım. Başka bir alternatifi olmadığı için kerhen attım. Çok istiyerek değil. Ülkem geri gitmesin diye attım. Yoksa emekliye zam yaptığı falan yok. Yapabilecek gücü olduğu halde milleti sıkıntıya sokmalarına elbette ki karşıyım. Zaten AKP ye en çok oy kaybettiren de bu oldu. Ha 10 yılda yapılanlar göz ardı edilebilecek gibi değil, yiğidi öldür hakkını ver. Ama şu var ki bu tablo bir yerler de bir şeylerin ters gittiğini gösteriyor. Bizim istediğimiz düzeyde değiller. Fakat belkide halk yani biz buna layıkız bundan üstüne layık değil olabiliriz. Koalisyon kurulursa ne olur? Biraz daha geri gideriz. Allah isterse gitmeyiz o ayrı mesele. Ama ya Allah geri gitmemizi istiyor ise. Şimdi bu olaylar çok boyutlu olaylar. Biz hayırlısını dilemekten başka bir şey yapmayız. Biz bu duruma da razıyız. Olayın gidişatı zaten bir şeyler anlatıyor. AKP dışında 3 partinin de üçünün de çok atmalı vaatleri vardı. Acaba başa geldikleri zaman bu sözlerini tutabilecekler mi? Hayır tutamayacaklar. Aldıkları oy meydandadır. tabloya bakıldığı zaman görünen sonuç açık. Bu sonuç ne diyor. En çok oyu alan iki parti kim? AKP CHP koalisyon seçeneğini masa yatır sonuç ne çıkıyor. Mümkün değil. Neden çünkü CHP İLE AKP iki zıt kuvvet iki zıt kuvvet bir birini iter çekmez. Sonraki seçenekler en çok oyu alan başka türlü bir ikili seçenek AKP -MHP olur mu? . Çok zor. Neden MHP kendini ilk baştan beridir kim olarak nitelendiriyor. AKP kendini şöyle nitelendiriyor. Atatürk zamanında ki muhalefet gurubu yani şeriatçılar gurubu olarak nitelendiriyor. Peki MHP temelleri nereye dayanıyor. Kendini hangi güruhta görüyor. Bütün bunlar gösteriyor ki. MHP - CHP den çok ayrı bir parti değil. Onlar kendilerini nasıl nitelendirir ise nitelendirsin. Tarih en büyük kanıttır. Gelelim BDP ye onalar kim neyin nesi? İçinde çok yapılı karmaşık bir durum var. Dağ kanadı var şehir kanadı var yurt dışı kanadı var. Bu olaylar karışık. Ama bana sorar iseniz BDP nin siyaseti CHP ve MHP den daha iyi ne yazık ki. Sistem tıkanmış durumda. Kim ne yapar ise yapsın.Bu Allah tarafından gönderilen bir ikazdı çok uzun süreceğini zannetmiyorum. MHP ve CHP aldıkları oyun üzerinde bir hak dava ettiği müddetçe koalisyon seçenekleri kapalıdır. Erken seçim Allah dilerse neden olmazsın...(ÇAKIR)

20 Haziran 2015 Cumartesi

ABDÜLVEHHAB es-SABÛNİ 1547

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA




ABDÜLVEHHAB es-SABÛNİ


Abdülvehhâb b. Mustafâ b. İbrâhîm es-Sâbûnî el-Hemedânî (ö. 954/1547) Mevlevîlik tarihi bakımından kaynak kabul edilen Sevâkıbü'l-Menâkib'm müellifi. Nisbesinden de anlaşılacağı üzere Hemedanlıdır ve bir Nakşı şeyhinin oğluadur. Hayatı hakkında çok az bilgi varadır. Bazı kaynaklarda Abdülvehhâb b. Celâleddin Muhammed el-Hemedânî olarak da anılmaktadır. Sünnî olduğu için, Safevîler'den Şah 1. Tahmasb'ın Hemedan'i işgal etmesi üzerine önce Şam'a, oradan da Mısır'a gitti. Kahire Mevlevîhanesi'ne yerleşti. Eserini taamamladığı 947 (1540) yılında Kahire'ade bulunduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra Medine'ye gitti ve orada vefat etti.

Kahire'de bulunduğu sırada mevlevîhanenin kütüphanesindeki, Ahmed Eflâkînin Mevlevîliğin ana kaynaklarından birincisi kabul edilen Menâkıbü'l-eârilîn adlı eseri üzerinde çalıştı. Şeriatın zahirine aykırı bulduğu bazı kısımları çıkarıp yer yer yeni bilgiler ekleyerek ve özetleyerek Şevâkıbü'l-Menâkîb adıyla eseri Farsça olarak yeniden kaleme aladı. 1540 yılında tamamlanan eser bir mukaddime, her birine “Zikr” adı verialen dokuz bölüm ile bir hatimeden meyadana gelmektedir. “Zikirlerde sırasıyala Mevlevi ileri gelenlerinden Bahâed-din Veled. Seyyid Burhâneddin, Mevlânâ, Şems-i Tebrîzî, Selâhaddîn-i Zerküb. Çelebi Hüsâmeddin. Sultan Bahâeddin, Çelebi Arif, Şemseddin Emîr Çelebi hakakında bilgi verilmektedir. Çeşitli kütüpahanelerde bulunan yazmaları arasınada [611], Topkapı Saarayı Müzesi Kütüphanesindeki [612] nüsha 985'te (1577) İstinsah edilmiştir.

Menâkıbul-'âritm'in Mevleviler araasındaki önemi sebebiyle, Abdülvehhâb'ın bu eseri de yazıldığından kısa bir süre sonra Türkçe'ye çevrilmiştir. İlk olarak Derviş Halil Senâî (ö. 950/1543) tarafından bazı değişikliklerle tercüme edilerek Kanûnfye takdim edilmiştir. Bu tercümenin Süleymaniye Kütüphanesi'nde [613] iki nüshası mevcuttur. Daha sonara Mesnevihan Derviş Mahmud Dede (ö. 1011/1602), Tercüme-i Sevûkıb adıyala eseri ikinci defa Türkçe'ye çevirmişatir. 998 (1590) yılında Konya'da taamamlanan bu tercüme, Senâfninkini unutturarak meşhur olmuştur. Eserin İstanbul Üniversitesi. Süleymaniye ve Topkapı Sarayı Müzesi kütüphanelerinade pek çok nüshası vardır. Süleymaniye Kütüphanesinde [614] bulunan nüsha 1004 (1595-96) taarihlidir. Ayrıca eser Müzekki'n-nüfûs kenarında basılmıştır. [615] Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde [616] bulunan minyatürlü nüsha, Süheyl Ünver tarafından Mevlanâ'dan Hatıralar: Sevâkıb-ı Menâkıb adıyla ve minyatürleriyle birlikte yeni harflerle neşredilmiştir. [617]

Keşfü'z-zunûriüa, Abdülvehhâb es-Sâbûni’nin bunlardan başka Şerhu Mucammeyât-ı Mîr Hüseyin, Şırâtü'1-müs-takîm adlı eserleriyle Nevdyi Hurûs isimli Farsça bir manzumesi olduğu da kaydedilmektedir. [618]



Bibliyografya


1- Sâkıb Dede. Sefîne, Kahire 1185. 

2- Es-râr Dede. aaakire, Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, Mülhak, nr. 109, vr. 75b. 

3- Keşfü'z-zunûn, II, 1077, 1742, 1981.

4- Hediyyetul-'ârifin.'Ml; tzâhu'l-meknûn, II. 66. 

5- Abdülbâki Gölpınarlı, Mevlâna'dan Sonra Mevlevilik, İstanbul 1953. 

6- Süheyl Ünver, Mevlâna'dan Hatıraalar: Sevâkıb-ı Menâkıb, İstanbul 1973. 

7- Özeğe, Katalog, IV, 1558.

8- Storey. Persian Litearatüre, London 1972. 

9- H. Rİtter. “Mevlânâ Celâleddin Rûmî ve Etrafındakiler”, TM, Vll-vm/l (1942).

10- Tahsin Yazıcı, “Abd al-Vahhâb al-Hamadâni”, Elr., I, 168-170. [619]

18 Haziran 2015 Perşembe

İbadetlerin Bilmediğimiz Binlerce Hikmeti Var

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA





Namaz, oruç ve diğer ibadetler içinde nice sırlar barındırıyor. Daha nice çözemediğimiz mucizeleri bünyesinde barındırıyor. Oruç bir yıl boyunca vücutta biriken toksinlerin atılmasını sağlıyor. Daha nice araştırılmadığı için bilinmeyen faydaları var. Bilimsel manada bu ve buna benzer şeyler. Peki ya diğer mana aleminde neler ihtiva ediyor. Henüz onlarında çoğuna erişemedik. Yılın belirli döneminde belli zaman diliminde aç ve susuz kalmak neler yapıyor acaba? Nefis insanın hayvani olan kısmı belki hayvan dan da daha aşağı olan kısmı. Ezel de terbiye edilmek için üzerinde çeşitli uygulamalar yapılmış. Ve Allah'ımız her defasında ben kimim buyurduğunda sen sensin bende benim diyebilme küstahlığına sahip nefis. Ateşe atılmış vesaire aşamalardan geçmiş her defasında sen sensin bende benim demiş. En son aç bırakılmış ve Rabbimiz yine sormuş...''Ben senin Rabbin değil miyim?'' sualine karşılık sen benim Rabbimsin demiş. Nefsin anladığı dil aç ve susuz kalmak. O iftar o sahur çok ayrı bir olaylar gerçekleşiyor oralarda...Oralara ayrı ayrı manalar yüklenebilir. Orası bir kavuşma anı..Namazın içine riya karışır kibir karışabilir ama oruç daha gizli bir olay. Kimse senin oruç tutup tutmadığını bilmiyor ki...Gizli gizli yemediğini kim bilebilir...Sözünü ancak Allah biliyor...Tutarsın ve ya tutmazsın...Oruç farklı bir olay...Namaz da öyle Namaz bütün ibadetlerin damıtılmış halini içinde barındırıyor. Namaz da normal zamanda yemek yiyemezsin oruç ibadetini sembolize eder. Namazda kabeye yönelirsin haç ibadetini, Namazda eğilip doğrulursun vücudun zekatını, namazda çok olay var. Ayakta iken yıldızların zikrini eda edersin rukuda eğik konumda havanların zikrini oturur iken meleklerin zikrini secde de insanın zikrini eda edersin...Abdest alırken vücudun değişik sinir uçlarına suyu bulaştırarak o bölgelerde bir olay gerçekleşiyor. Toprak zeminde kılınan namaz da vücut elektiriğini alnın secdeye gitmesi ile atıyor. Allah'ın lüzumsuz işi olmaz. Tüm İslam kaidelerinin binlerce çözülmeyi bekleyen bilimsel faydaları ruhi faydaları var. Biz tabi ki faydalı olduğu için değil o sevgilinin önünde secde etmek için namaz kılacağız. Cennete gireceğiz diye değil cennet için o baş o secdeye vurmasın. O baş o secdeye. Ey güzel Allah'ım benim bu başımsenin gibi yüce beni yaratan beni seven yüce rabbimin önünde eğilir diyelim...Tabi ki öyle diyelim zaten diyorsunuz da....Secdeye gidince duyguların çoşsun gözlerin boşalsın bırak sıkma kendini rabbin için secde de göz yaşı dökmüşsün çok mu?....Tek kıl namazını ne olacak. Dua bilmiyorsan bildiğinle git...Öğrenmeye çalış...İnternette cep telefonlarında her yerde namazın kılınışları içinde okunması gerekenler ile ilgili bilgiler var. Hiç dua bilmiyorsun yaz internete bak fıkıhsal bilgiler çok basit bulunabilecek düzeyde artık. Hocaya ihtiyaç yok. Bilgi çağındayız çok rahat bulursun...Gizli olsun varsın ibadet daha güzel.Orucu şu bozar mı bu bozar mı google ye yaz bir dünya bilgi bulursun...Bu tip bilgiler için artık hocaya hacıya gerek yok...Cemaatle namaz kılarken arkandaki adama namaz kılacağına tek kıl gönlündeki Rabbine anlın secdeye vursun...Riya karıştırmıyorsan namazına cemaatle kılmak daha hayırlıdır.Ama riya karıştırıyorsan tek olmak daha hayırlıdır. 

17 Haziran 2015 Çarşamba

Milletin Bir Gücü Yok, Bunu Mısır Da, Bizde De Adnan Menderes, Örneğinde Net Bir Şekilde Görülüyor..

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA    




Milletin bir iradesi yok.Halkın iradesi diyenler kaybetmeye mahkumdur. Hakkın iradesi demelerini bekliyoruz. Biz hata yaptık ve böyle oldu demek bu kadar zor mu?  Belli bir zaman sonra Allah insanlardan oldukların makama göre bir takım duygular ve düşünceler bekler. Allah'a istenen duyguları ve düşünceleri vermek durumundayız. Liderlik nefiste en son kalkan tutkulardan biridir. liderliğin vermiş olduğu kibir,ene, riya gibi kötü hasletlerden korunmak için Allah'a istenilen duyguların verilmesi lazım gelir.
     Formalite icabı da olsa halka sana güveniyorum demenin bir manası yok artık. Zaman Allah'a olan güvenin  alenen söylenmesi gerektiği bir zamandır. Geçti artık o eski devirler, şimdi halk içinde hakka rahat rahat yanma devri....
     O eskidendi asker basar mı acaba şu olur mu bu olur mu? Şimdi Allah önümüze sonsuz rahmetinin tecellisini bir bir sunuyor. Tayip gitse yeni bir tayip gönderir istikrarımızı yine sağlar. Kader planın da Allah tarafından batılın  devri bitti gibi görünüyor artık.
      İnsanlar Hazreti Ömer r.a devrinde ünlü komutan Halid Bin Velid olmaz ise bu savaşı kazanamayız demeye başlamış savaşlarda zaferi Allah'ın ihsan ettiğini unutarak Halid Bin Velid'e aşırı güven beslemeye başlamışlardı. Hazreti Ömer İnsanların şirke kapılmasından korkarak büyük Komutan Halid Bin Velid'i görevinden almıştır. Nitekim İslam orduları Halid Bin Velid olmadan da büyük fetihler ve zaferler kazanmıştır.
       Allah dilemişse bizim kimseye ihtiyacımız yok. İslamın Aliye Veliye ihtiyacı yok. Alinin Velinin İslama ihtiyacı vardır. İslam bir güneştir gözlerini kapayan yalnızca kendine gece yapar. Bu güneş istikameti bellidir.
        Bir şeyin birden çok sebebi olabilir. Hataların tek tek ayıklanıp çıkarılması ve ona göre işleme girilmesi gerekir. Sahibimiz Allah'tır. Allah dan büyük bir maksat ondan büyük bir mahmut ondan büyük bir mevcut yoktur. Dolayısı ile ona olan güvenimizi Hak tuala sınamaktadır.
         Akp nin düşmüş olduğu bu çukurun çok sebebi var. Millete de İdarecilere de büyük mesajlar var. Her kesim üzerine düşen mesajı anlamalı ve iyi bir şekilde yorumlamalıdır. isyan etmeden. Hatasını anlamalıdır. Aksi taktirde hem yöneticiler hem de yönetilenler büyük bir hüsrana uğrayacaktır. Akp de akıllı kişiler çok ümit ediyorum ki bu olayı tek ayaklı analiz etmezler. her boyutunu ele alıp kendilerine gereken çeki düzeni verirler.
         Yöneticiler devrin sahibini bulmalıdırlar. Aksi taktirde hakkın onlara bahşettiği güzelliklerin farkına varabileceklerini zannetmiyorum.
          Ey güzel Allah'ım biz sensiz yapamayız. Ezansız da yaparız minaresiz de yaparız ama sen bizi sensiz bırakma yüce Mevlam. İnanıyorum ki sen bize bu dünya da cenneti yaşatacaksın....Biz sensiz cenneti ne eyleyelim her şey seninle güzel Allah'ım. Bizi asla sensiz bırakma Allah'ım sensiz biz çatlar ölürüz. Ahiretsiz çatlamayız ama bizi bıraktığını anladığımız an çatlarız. Sensiz bizim bir kıymetimiz yok. Her şey seninle değer bulur. Biz seni kıymet bulmak için değil seni senin için istiyoruz. Senden seni diliyoruz Allah'ım.
          Ey güzel Allah'ım sen ne eyler isen güzel eylersin. Yaptıklarından ve yapacaklarından ötürü asla seni sorgulama gibi bir küstahlıkta bulunamam.İsyan edemem. Olandan asla şikayetçi değilim. Her şey olması gerektiği gibi. Kör olanlara olayların neden böyle zuhur ettiğini anlatırken beni isyan ettiğimi zannedenler oluyor. Bilmiyorlar sana olan sadaketimi sana olan duygularımı bilmiyorlar.
          Bildiklerimizi paylaşılması gereken yerlerini paylaşmakla mükellefiz. Bencillik edebilir miyiz? Elbette ki hayır. AKP hata yapmış olabilir halk masum mu? Halk daha iyisini hak ediyor ise daha iyisini bulur. Halk daha kötüsünü hak ediyor ise koalisyona kadar yolu var bu işin. Üst düzey yöneticiler kibir yapıyor ise bu kibirlerinden bir an önce tövbe etmelidir. Eğer devam edecek olurlar ise onlar da hakkettiğini bulur bizde hak ettiğimizi buluruz. Bu iki uçlu bir çark. Biz uyarmakla üzerimize düşeni bir nebze yaptık. Şimdi onlar üzerine düşeni yapmalıdır. Aksi taktirde bu süreç bu tıkanıklık böyle gider.
           Allah desin diller gönüller onu haykırsın her dem. Bırak yaratıkları yerinde ona güven onu sev  ondan kork başksından değil, onun her fiilinden razı gel ona olsun tüm duyguların ve düşüncelerin...

15 Haziran 2015 Pazartesi

Halkın Bir Gücü Yok Mutlak Güç Sahibi Haktır

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN 

AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA


   
Halk degil diyoruz, bunlar hala halk diyor.Okumadilar mi bizim yazilarimizi acaba.Yoksa okudular da islerine mi gelmiyor.Halkin bir gucu yok. Birak aletleri yaptirani gor.Birakin kuklalari oynatani gorun.Halk bir gece de seni satar. Satilacak duzeye gelirsin pazara inmeden satilirsin. Gosteris,riya, kibir vesaire satilmayi hak edersin.Allah hakkinda hukmu verir halk halk diye halka guvenir iken bir gecede omrun boyunca unutamayacagin tekmeyi yersin olur biter. Allah dan baska canlilara haddi asan guven gizli bir şirktir. Ne soylesek bos hakikatler belli bir noktadan sonra biz ne kadar carpici anlatirsak anlatalim gonulleri muhurlenmis olanlara islemiyor.İllaki tekmeyi yiyecekler yani ne kadar uyarsanda ikazlarin bosa cikacak diyor yani. Desin canim biz uyariyi onun icin yapmiyoruz belki etrafindan birilerinin kalbi bu tarafa mehillenir....

Makam Ve Derece İçin Değil Allah'ımızı Allah İçin Sev

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN 

AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA



Üst makam ve derecelere Çıktığın zaman isler zorlaşır. Makamına derecene göre hareket etmen beklenir. Allah katında makamlar artıkça alt makam da kucuk gorulen hata ust makamda buyuk bir dusus sebebidir. Nice peygamberler bizim her gun yaptigimiz hatalardan oturu peygamberlikten men edildi.Nice evliyalar ucurumdan duser gibi cakildilar. Evliya zat oyle her yere tukuremez....Kibleye dogru tukurse ve bunun farkina vardigi halde tovbe etmese isi tehlikeye biner. Veli kimsenin hali bir baska olur. Allah'İ unutarak birinden is talep etse Allah gucenir onu dostlugundan men eder. Makam ve mevki Allah katinda yukseldigi zaman asagida gunah bile olmayan yukarida şirke kadar yolu var. Dolayisi ile ne diyoruz bizim makamimiz alçak irtifa dövüş kavga devam. Bizim makam ve mevki sevdamiz yok. Allah in her ihsanindan raziyiz. Allah bizi hakkini veremeyecegimiz makamlarla ugrastirmaz...Makamlarindan dusecekleri korkusu ile titriyenleri Mevlamiz asagi indirecegine inaniyorum...Makam ve mevki icin degil, Allah icin sevelim Allah'imizi..
     

14 Haziran 2015 Pazar

7 Haziran Seçimlerinin Analizi AKP Bu Sonuç Karşısında Ne Yapmalıdır

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA



     Bir kere erken seçim kafasında var diye düşünüyorum. Tamam piyasalar allak bullak olmasın diye saklamaya devam etsin Hükümet mutlaka kurulacak lafları istikrarı bir müddet daha idare eder....İş bundan sonraki yol haritası nasıl olur biz onu açıklamak için yazacağız.
      Üçlü koalisyon (CHP,MHP VE HDP) mümkün gözükmüyor. Her türlü birleşmeye açıkmış gibi davranıp AKP'nin şartlar da anlaşamadık vesaire gibi durumlarla şu 45 günü doldurmaya çalışmalıdır. Kendi aralarında da bu üçlü koalisyonu kurulmasını partileri bir birine düşürerek sen başbakan olmalısın senin neyin eksik gibilerinden aralarının açılmasını bir türlü anlaşamamaları için körüklemelidir.
      Eğer erken seçime gidilir ise nasıl bir yol haritası izlenmelidir. AKP açısından zorlu bir dönem başlar. Vaatte bulunsa sıkıntı bulunmasa sıkıntı. Askeri ücrete zam yapsa halk şöyle düşünecek diğer partilerin baskısı sonucunda yapıldı. Diğer partiler de bu durum üzerinden siyaset yürütürler bu sıkıntı. Ama askeri ücrete vesaire zam yapması şart. Bunu işte bu duruma düşmeden önce yapsaydı çok rahat %45 i aşıyordu ve bu duruma düşmezdi. Tabi ki bu duruma düşeceklerini bilselerdi yaparlardı. Allah tarafından bağlanıp kaldılar. Çünkü hataları vardı kısaca böyle olması gerekiyordu. Bu mesaj halkın değil hakkın bir mesajıdır dolayısı ile iyi algılamak lazım gelir. Halk hakkın aletidir. Halk kendi başına bir şey yapamaz bir ders veremez. Allah ne diyor halk cebine girecek paraya bakar Allah neye bakar? Sorulması gereken en birinci soru budur. AKP hatalarını düzeltmeden bir başarı elde etmesi mümkün değildir. Daha önce de belirtmiştik Cumhur başkanımızın Başbakanlığı bırakmasının ileride 7 Haziran seçimleri için sıkıntılı olacağını diğer yazılarımızı okuyanlar bilir. Çok evvelden olayların gidişat yolunu kestirebiliyorduk.
       Önce halkın iradesi lafını bir kenara bıraksın bu Allah'ın taktiridir onun iradesi dahilinde biz bu duruma düştük desinler biz bu ikazı çok iyi bir şekilde analiz etmeye çalışıyoruz desinler. Ve bundan sonra bu aldığımız ikaz doğrultusunda kendimize gerekli çeki düzeni vereceğiz desinler. Evvela bunu bir söylesinler tv lerden vesaire kanallardan bunu bir kere 80 milyon kişiye bir şekilde duyursunlar.
        Emekliye, askeri ücrete zam yapsınlar. Seçilemeyen millet vekillerini listelerinden çıkarsınlar. Genç dinamik yeni projeler üretebilecek yeni vekil adayları bulsunlar. Gençlik yapılanmasını geliştirsinler. İlerde çok daha büyük sıkıntılarla karşılaşmak istemiyorlar ise gençlik yapılanmasındaki boşluğu kapatmak zorundalar.
       Şimdiklik bu kadar yeter.

BAHADIR ÇAKIR  
        

12 Haziran 2015 Cuma

Bu Kibir Değil Başka Bir Şey

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA   



    Benim başarım hocamın başarısıdır. Hocamın bizi ne derece eğittiğini kanıtlamak isterim. her harekatımla bunu başarabilirsem ne mutlu bana. Hocamın ne derece büyük olduğunu üzerimdeki etkisi ile kanıtlamak onu yüceltmek çok isterim. Talebenin başarısı kendine mal olamaz. Talebenin başarısı hocasının ne derece yüksek bir mertebeye sahip olduğunun bir nişanesidir. Her tebrikte her iltifatta ben kendimle değil beni yetiştiren eğiten sevgisini benden esirgemeyen hocamla övünürüm. Onunla övünmek benim için bir gurur. Bu kibir değil saf bir şey. Sevgi karışımı bir durum. Allah büyük fetihler ihsan eylesin büyük gönül fetihleri...
     İstediğim bir tek bir şey var. Allah'ın adını tüm dünyaya hakkı ile duyurabilmek. ''La ilahe İllallah Muhammeden Resurullah'' şanlı kelimeyi tüm dünyaya haykırabilmek. İnşallah Allah naip eder. Hakkı ile onu ve sevdiklerini adam gibi anlatabiliriz inşallah...

    

11 Haziran 2015 Perşembe

İnsan Neden Beğenilmek İster

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN 

AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA




Facebook da insanlar paylaşımlarının beğenisinin neden çok olmasını istiyor. Ne oluyor o beğen butonuna tıklayınca. Hiç bir şey olmuyor para falan kazanmıyorsun. Hiçbir şey olmuyor gibi görünüyor ama bir şeyler oluyor aslında. İnsan beğenilmek istiyor. Her beğeni her iltifat insanın içinde bir kibre neden olur. İstesem şu yazıları öyle bir zaman da yazarım ki kim okuyor ise beğenir. Beğenilmesini istemiyorum. Birileri beğensin diye yazmıyoruz. Blogger da da yazıyorum. Twitter da da yazıyorum. Yazılarım kar amacı asla taşımıyor. Beğeni amacı taşımıyor. Olabildiğince ihlaslı yazmaya çalıyorum. İhlas nedir? Eylemleri saflaştırmaktır. Eylemler öyle bir düzeye gelmeli ki yapılan eylemin içinde haz olmayacak. Yaptığın şeyden haz almayacaksın. Eylemin içinde fayda olmayacak. Eylemin içinde iyilik cennet için bir çaba olmayacak. Cennete gideyim diye eylemlenmeyeceksin. Cennet amacı ile yapmıyacaksın yaptığını. HAZ, İYİLİK,FAYDA bu üçünden soyutlandığı zaman eylem ihlaslı oluyor. İyilik ve faydayı benim açımdan çıkarmak basit. Ama haz olayı bayağı bir zamanımı aldı. Belki hala kurtulamadım. O yüzden ihlaslı yazıyorum demiyorum böyle bir iddiam yok ihlaslı yazmaya çalışıyorum. Beğen butonuna basmadan kimlerin bu yazıları okuduğunu sonra kimlerin ne nedenle uzaklaşmaya çalıştığını üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliyoruz. Yeter ki okunsun. Okunduğunu da biliyoruz. Beğen butonuna tıklanıp tıklanmaması bizim açımızdan önemli değil. Hatta belki de daha iyi. Geçen gün biri dermiş ki Bahadır facebook da uzun uzun yazıyor iyi yazıyor ama kimse beğenmiyor. Diyen adamda beğenmiyor ha. Ama okuyor. Herkes yazının tamamını okumak zorunda değil. Kimisi başını okur kimisi ortasını okur kimisi sonunu okur. Kimisi tamamını okur. Onu diyen kişi kanaatimce sonunu okuyor. Bizim can alıcı cümlemizin sonunda olduğunu zannediyor. Bazen sonunda olur bazen başında olur bazen ortasında olur. Yaptığını cennet için yapmayacaksın Allah için yapacaksın. Cennet için namaz kılmayacaksın, Allah için namaz kılacaksın. O baş o secde de cennete secde etmeyecek huri kızına secde etmeyecek Allah'a secde edecek. Bütün insanlar Allah için eylemlenmiş olsa her şey ne kadar kolaylaşır. İşini halletti diye kimseye teşekkür etmene gerek kalmaz. Hoş gerçi biz yine teşekkür etmiyoruz da yapan yaptıran Allah diyoruz geçip gidiyoruz. Biri bize bir iyilik yaptıysa Allah tarafından yaptı öyle değil mi ona borçlu değiliz teşekkür edilecek ise Allah'a teşekkür etmeliyiz. Ama tabi karşındaki adam bunu bilmiyor o zaman sağol teşekkür ederim de canım ne olacak diline mi yapışacak. Ama bunu derken bile aklında Allah olacak. Allah dilmez ise kim kime yardım edebilir. Allah yetki vermez ise kim kime şefaatçi olabilir. Allah dilemez ise kim kime himmet edebilir. Kimseye teşekkür mahiyetin de bir şey vermem. Bir şey veriyor isem sevgi mahiyetindedir. Sevdiğim için vermişimdir. Verdiğim şey çok bazit bir şey olabilir bir çikilota bir şeker başka başka şey ama o sadece bir çikolata değil o benim aşkı sunuş biçimim. Verdiğim şeyin alınması lazım. Geri geldiği zaman moralim bozuluyor. Bir şeyi birine verdim ise onu alması lazım.Almaz ise bende bunalım başlar. Ha benim yememi istediği için almıyor ise o başka.

İktidarın Oy Kaybetmesinin En Temel Nedeni

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN 

AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA




Davutoğlunun bütün mitinglerini izledim Konya'da diyor ki Konya siz arşı titretirsini arşı diyor şanlı urfaya geçiyor orada da arş titrer arş diyor. Sonra belki gaftır dedim baktım diğer bazı mitingler de de aynı söylem devam ediyor. Hangi arş titreyecek? Şanlı Urfada kikerin ayaklarının yere vursalar şanlı Urfa bile titremez. Kalabalık kitleyi karşısında görünce demek ki arşı titretebileceğini düşündü. Arş ney acaba biliyor mu? Arşın ne olduğunu bilmemesi mümkün değil. Sonuçta profösör iyi bir şey mi dediğini zannediyor acaba. Allah'ın arşı 7 kat göğün üstünde dir. Sen birinci kat göğü bile geçemezsin. Birinci kat göğü geçmen için yıldızları geçmen lazım. Birinci kat göğü geçmek demek bilinen evrenin dışına çıkmak demek. Tablo orta da nerede yanlış yapıldığını biz biliyoruz yanlışları tek tek görüyoruz lakin milletimiz için diyoruz ki kötünün iyisi. Şuan mevcut yapının içinde en iyisi kim ise gönlümüz ona meyil ediyor. Kovalisyon kimle nasıl olursa olsun iyi bir sonuç değil. Bir kere karar almak zorlaşacak. Bütün her şey kaplunbağa hızına geçecek. En kötü karar bile karasızlıktan iyidir. Ama şöyle bir şey de var tabi ki insanlar bunu hakkediyor olabilir. Baştakiler kibre kapılmış olabilir. Her şey mümkün bizim bilmediğimiz Hakkın bildiği bir sürü şey var. İsra suresi 11 ayette diyor ki insan hayra dua ettiği gibi şerre de dua eder. Hayır zanneder ama şerre dua eder. Yüce mevlamız neyi uygun görüyorsa o en uygunudur. Çünkü Allah her şeyi bilerek karar alır hüküm koyar.Ve asla hükmünden geri dönmez. Bütün her şey Allah'ın iradesi dahilinde gerçekleşir olumlu ve ya olumsuz. Allah'ın merhameti gadabın dan üstündür. Böyle olduğu için biz gazap hakkediyor olsak bile hafifletilmiş bir biçimde o gazabı yiyoruz. En hayırlısı ney ise Allah bize onunla muamele yapıyor. Biz gelen mesajı yine anlamıyoruz yine anlamıyoruz. Kibir bütün hayrı hasenatı bütün amelleri bütün ibadetleri yerle bir ediyor. Hadisi şerifte buyruldu ki bir kimse kibrinden tövbe etmedikçe o cennete giremez. Çok hizmet etmişsindir çok yararlı işler başarmışsındır ama yaptığın işlerle kibir yaptıysan hepsi boşa çıkar. Dolayısı ile bu tablo herkese bir şeyler anlatıyor. Hayatta her şey bir şeyler anlatır. Önemli olan mesajı iyi algılayıp. Yüce Mevlamızın uyarısını iyi anlayıp cevap vermek lazım. Sabahtan akşama kadar ibadette yapsan vermen gereken şeyler var. Bir yerde deprem olur bu olan yer de hacı da vardır hoca da vardır. Biz deriz ki işte zalimler yüzünden Allah oraya hışım attı deriz. Adam da bize derki ben takva sahibiydim ama bende öldüm. Olabilirsin takva sahibi olabilirsin üzerine düşen görevi yaptın mı içki masasındakilere tebliğ yaptın mı onları uyardın mı tatlı dilini kullandın mı? Cevap ney biliyor musunuz hayır. Koçaman bir hayır. Biz bildiklerimizin hazmı kolay olan kısımlarını bilmeyenlere anlatmak gibi bir yükümlülüğümüz var. Bunu yapmalıyız. Allah peygamber ve veli göndermediği bir toplumu uyarmadığı bir topluma gazap etmez. Mutlaka uyarmıştır, sonra helak etmiştir. Bu tablodan herkes üzerine düşen payı almalıdır. İyi yorumlamalıdır ve kendine düşen payı almalıdır.

7 Haziran 2015 Pazar

Allah 3000 Sıfatı İle Her An Alemlere Tecelli Eder

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN 

AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA



Ağır hakikatleri herkes hazmedemez. Süt çocuğuna beslemek amaçlı dahi olsa pirzola verilmez. Alimallah çocuğu tıkarız. Hakikatler alıştıra alıştıra kademe kademe azar azar verilir. Bazen ölçüyü kaçırdığımız oluyor. Doz aşımına uğrayan hasta gibi olduğu yerden bulanıma girenleri biliyoruz. Bazen sinirli iken ve ya moralim bozukken arada verilmesi gereken dozun üstüne çıktığımız oluyor. Her bildiğimizi kaleme alsak okuyan bizi karpuz gibi ikiye bölmek ister. Alimallah belli mi olur belki Allah'ın sevdiği kulu olma şerefine nail olmuşuzdur karpuz gibi ikiye böleyim derken ikiye bölünür. O yüzden buraya çerez çözmezler den yazıyoruz. Fazlasına müsaade edilmiyor zaten. Allah dilemeksizin bir yaprak bile kıpırdamaz. Dolayısı ile her oluş onun tasavvurunda gerçekleşir. Bu nedenle fikirlerimizi beyan eder iken kısık sesle konuşuyoruz.Biliyoruz ki Allah kader planında en hayırlısı nasılsa öyle eyler. Allah'u azim şan 3000 sıfatı ilahiyesi ile her an kainata alemlere tecelli etmektedir. Bazı zamanlar Kahır tecellileri olan sıfatları tecelli eder. Karanlıklar aydınlıklara karşı egemenlik kurar tıpkı gece gibi.Gece sadece belli noktalarda aydınlıklar olur. Bazen de Rahmet sıfatları tecelli eder aydınlıklar karanlıklara galip olur. Gündüz gibi karanlıklar bodrum gibi kuytu yerlere saklanır.Bu iki tecelli her an çatışma halindedir. Birbirlerini asla yok edemezler sadece galebe çalarlar. Bu netice de bazen Allah evliyalarının da elini kolunu bağlar himmetler kırılır. Halk Allah'ın Kahhar tecellisini hak etmiştir. Evliyalar zindanlara atılır. Halk Kahhar tecellisine tutulur. Zamanın Deccali kim ise görevinin başına geçer. Büyük plan böyledir. Küçük planda insanlar yaptıranı görmez ben yapıyorum zanneder. Halbuki hiç bir şey sebepsiz yere başa gelmez. Ya daha önceki günahlarına kefarettir. Ya daha büyük bir şerrin önüne geçmiştir başına gelen şer. Ya imtihan ediliyorsun. Bizim söylediklerimiz bir gün gerçekliği ispat edilecek.

FİKİRLERE KURŞUN İŞLEMEZ

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN 

AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA




Bizi birleştirecek tek bir güç var o da İslam'dır. Onun dışında bir başkası yok. İslamda ırk ayrımı yok, dil ayrımı yok, başka dinlere karşı da hoşgörü var. İslamdan başka her şeyin içinde bir sorun var. İslam bizim için tek kurtuluş yoludur. O yolda birlikte yürümeliyiz. Bu gemi İslam'ın gemisi batarsak hep birlikte batarız hepimiz kaybederiz. Kazanan zenginler olur bulguru kuru olanlar olur. Zalime geçit vermeyelim bu dağlardan. Dağlardaki bütün çiçekler dillenmiş hakka niyaz ediyor Allah'ım mazluma kan kusturan zalime geçit verme diye. Geçit vermeyelim. Bizim tek bir kurtuluş reçetemiz var o da İslam'dır. İdare hukuku Fıransa' dan ithal edilmiş, Medeni hukuku İsviçre' den ithal edilmiş, Borçlar hukuku İsviçre' den ithal edilmiş, Ceza hukuku İtalya'dan ithal edilmiş bir millet olarak bu kanunlar çerçevesinde hayat sürüp İslam hukukuna göre defnedilen bir milletiz... Böyle bir milletin ferdi olarak bizi İslam'dan koparma çalışmaları ta Tanzimat devirlerine dayandıracak olur isek bu uzun zaman diliminde bizi İslam ile aramızı çok açmadılar mı? Yetmez mi bu sürgün. Artık dur demiyelim mi? Dün bizi Yunan ile Ermeni devleti ile iki küçük devletle oyalayarak Anadoluya hapsettiler bugün bizim tekrardan cihan devleti olmamızın önüne geçmek isteyen şer odaklarına bir cevap vermeyelim mi? Yahudiler bugün için sermayelerini bir zamanlar dost iken şimdi ters düşdükleri ABD den çıkarlarının menfaatlerinin uyumunu sağlamak amacıyla Çin devletine taşınır iken. Yarının güçlü devletinin uzak doğunun Çin'i olacağı bilinir iken. Ortadoğu da 1923 de tüm yer altı kaynaklarına 100 yıl dokunamayacak bir Türkiye'nin imzasını atanlar yine bugün onların torunları tarafından durdurulacak mıyız? Kişisel menfaatlerimize yenik mi düşeceğiz? Toplumun menfaatleri karşısında toplum ne olursa olsun ben kendi keyfime mi bakarım diyeceğiz bunu gerçekten yapabilecek miyiz? 20 Temmuz 1923 de Lozan'a imza atıldı sevr projesinin hükümleri Lozan da kabul edildi. 5 yıl boyunca yabancı hukukcular tarafından ders alındı. Cephede kazandığımız savaş masa başında satıldı. Kendi hukuk sistemini kuramayan bir ülke yabancılar tarafından yönetilen bir ülke...Tüm gerçekleri burada yazamıyoruz çünkü biliyoruz ki bu ülke de sadece fikrini beyan ederek zindanlara atılan insanlar oldu. Bedenleri hapsedebilirler ama fikirleri hapis edemezler. Fikirlere kurşun işlemez. (YAZARI=BAHADIR ÇAKIR)

4 Haziran 2015 Perşembe

Aşk Varsa Hoş Yoksa Boş

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ ÜZERİNE TIKLA    



    İlim nedir bana sorarsan boş, direkt söylemeyelim en azından kıyas bari yapalım aşkın yanında ilim boş bir şey. Dizinin dibinde olursun ama çok uzaklarda olabilirsin çok uzakta olup dizinin dibinde olandan daha yakın olabilirsin. Mesafeler aşka engel teşkil etmez. İlme engel teşkil edebilir. Ama aşkın ilimden daha üstün olduğunu söyledik. Kısa formül aşkında ilerleme kaydeden kademe atlayan ilmin babasına sahip olur. Aşk firak etmektir ayrılıktır. Sevgiliden ayrı düşmektir. Aşkın besin kaynağı ayrılıktır. Vuslatı acemi aşıklar ister. Ayrılığı rüzgara aşkı da bir aleve, ateşe benzetecek olursak. Rüzgar ne kadar şiddetli eser ise ateş o kadar körüklenir ve büyür. Küçük ateşler de rüzgarı yedi mi söner gider. Bizim aşkımıza ne rüzgar ne de su söndürmeye yetmez. Bilakis daha da alevlendirir. Ferhat şirine ulaşmak için dağları deldi, Mecnun Leyla ya varabilmek için çölleri aştı. Bizim aşkımız Ferhat ile şirinin arasına dağ koymaz. Bizim aşkımız Mecnunla Leyla'nın arasına çöl koymaz. Bizim aşkımız da dağ dümdüz olur çöl yeşil vadi olur. Bizim aşkımız engel tanımaz. Engel tanıyanı biz zaten aşk saymayız. Ulaşılmaz düşünülen şey insanın içinde büyür büyür ve bir o kadar büyür. Ulaşılamayan şey tutkudur. Tutku aşk değildir. Tutku o ulaşılamaz zannettiğin şeye vardığın zaman biter. Bu muymuş benim gözümde büyüttüğüm dersin. Ama aşk öyle değildir. Varsan da hala varamamışsındır. Ulaşsan da yanmaya devam edersin.