17 Aralık 2015 Perşembe

İnsanın yaratılış gayesi

          İnsanın yaratılış gayesi için imtihan vesaire gibi kelimeleri kullanırlar doğrudur ama her mertebenin kendine göre bir yaratılış gayesi vardır. İnsan ki eşrefi mahluktur.O insanların içinde bir gurup var ki onlar için imtihan dersek yanlış olur.  Allah zatını,sıfatını,eserini,fiilini seyretmek için ayna hükmündeki bu kainatı yarattı. Ve bu kainatta 3000 sıfatı ilahiyesi ile tecelli etmektedir. Etrafımıza baktığımız zaman eser tecellisini hayranlıkla seyrediyoruz. Sıfat tecellilerini fiil tecellilerini seyrediyoruz. Bir başka tecellisi var ki o zat tecellisidir. O bu alemde tek bir varlık üzerinde tecelli edebiliyor
           Allah'ın zatı ile tecellisine kainattaki hiç bir varlık dayanamamıştır. O öyle bir şiddeti nura sahip ki bu nura hiç bir varlık dayanamamış bir tek insan gönlü buna dayanabilecek kabiliyettedir. Allah'ı zatı ile bu madde aleminde görememizin sebebi şiddeti zuhurudur. Şiddetli nurudur. Bu şiddete ancak gönül aynası dayanır. Gönül aynası dediğimiz bu ayna hem onun zatının tecellisine gark olur hem de kendine de göz olur her şey bir anda ona tecelli olur.
            İnsanın yaratılış gayesi ayna olmaktır. AllahÛ Teala sevmiş sevdiği için yaratmıştır. İnsan gönlü bu sevginin mazharıdır. Zuhurat gönülde gerçekleşir. Gönül sahibi kişi cihanı,kainatı,Rabbini gönlüne sığdırdığı için,adeta hudutsuzdur.Hudutsuz bir sevgiyi hudutlu bir akılla izah edebilmek mümkün değildir.Yerlere ve göklere sığmayan Rabbülalemin,iki cihandan büyük gönlümüze sığar.Bu Rabbül aleminin küçülmesi anlamına değil gönlümüzün büyümesi anlamına gelir.

BAHADIR ÇAKIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder