3 Ocak 2014 Cuma

Sistemin Kendisine Karşıyım

   Hem laik Hem İslamcı olunur mu acaba? Bu kadar ağır bir soruyla başladığım için özür dilerim.Ne yazık ki bu yazım ağır kelimeler ve cümleler içereceğinden dolayı okuyucularımdan başlamadan özür diliyorum.Burada yazacaklarım tamamen şahsi araştırma ve incelemelerim sonucunda kendimce ulaştığım kanılarımı sizlerle paylaşacağım.
     Soruyu cevaplayarak başlayalım.Hem İslamcı hem Laik olunmaz.Dikkat edin hem Laik hem Müslüman olunmaz demedim.İslamcı olunmaz.İslamcı olmak İslamın öngördüğü şekilde yaşamak ve onun öngördüğü şekilde yönetilmeyi istemektir ki bu her Müslümanın her babayiğidin harcı değildir.
     Özellikle şeriatı asmak kesmek gibi göstermeye çalışanlara bilmediği halde böyle düşünenler mutlaka şunu da bilmezdir:''Şeriatın Kur'an' ın ayetlerindeki esaslar olduğunu da bilmezdir.Şeriatı istememenin tehlikesini zaten bilmez.Bilmediği içinde bazı şeylerden belki yırtar.Ama insana sorarlar neden öğrenmedin diye.Allah aşkına aklı başında insan Kur'an ın türkçe tercümesini açar bakar ula bunda ne yazıyor öyleye bir merak eder.Kur'an ın tercümesi asla Kur'an ın aslını tutmaz ve tercüme üzerine hüküm bina edilmez fakat az çok kitabın içeriği hakkında bilgi sahibi insan kitlesi oluşur.En azından Kur'an ın evlenmeden boşanmadan medeni kanunlardan hukuktan devlet yönetiminden bahsettiğini anlayabilir.Bunu anlasa yeter zaten şeriatın da ne olduğunu anlatınca beyninde mutlaka ışık çakar.
      Şeriatı asmak kesmek zannediyorlar.Şeriatı İran'da ki gibi başka Müslüman ülkelerdeki gibi zannediyorlar ve yanılıyorlar.
      Şeriat Allah'ın koymuş olduğu kanun ve yasalardır.Kur'an ı kerimde miras hukukundan borç hukukundan alında bir çok konuda nasıl hareket edilmesi gerektiği yasal olarak mevcuttur şeriat işte bu yasa ve kanunları günümüze uygun bir şekilde uygulamaktır.
       Bu ülke şuanda ecnebilerin kanun ve yasalarına göre yönetilmektedir.Başa kim geçerse geçsin ister şeriatçı olsun ister ne olursa olsun o kanun ve yasalar ülkemizin başında olduğu müddetçe bu ülkede İslami kaideler üzerine yaşamak tam manada mümkün olmaz.Örnek vermek gerekirse hayatta her şey yolunda gitmeyebilir örneğin boşanma durumunda İsviçre'den alınan ithal yasalarla hüküm giydiriliyor.Yüzde 99'u Müslüman görünen bir ülkede ecnebi kanunlarına göre yaşam sürdürülüyor.Ve çoğu kişide halinden memnun yani ne diyelim şaşırıyorum.Fakat şaşırmamak gerekir bu milleti bu hale getirenlere sormak gerekir bu millete değil.
       Harf inkilabının  asıl amaçlanana ulaşıldığı bugünün Türkiye'sine doğru bakış açısı ile bakanlar çok rahat görebilirler.Kuran'ı kerim raflarda okunmuyor.Ve geçmişte yazılan eserlerini okuyamayacak haldeyiz.Yani 1400 senelik birikim tozlu tozlu tek sayfası bile açılmadan öylece duruyor.Hakikat tozlu sayfaların arasında öylece bekliyor.Bence bizi bekliyor uykudan uyanmamızı gözümüze takılan gözlüklerin çıkarılmasını bekliyor.
      Ben bu sistemi yönetenlere karşı değilim bundan sonra da kim gelirse gelsin karşı da olmam.Ben gözümü sisteme dikmişim kimin o sistemin içinde neler yaptığı umurum da bile değil.Bu sistem böyle devam ettiği müddetçe Türk milleti haz,fayda,iyilik bataklığında batmaya devam edecektir.Ne kadar para o kadar mutluluk demeye devam edecektir.Para ve makam hırsıyla hareket etmeye devam edecektir.Fakat böyle devam eden Türk Milletine şu duayı hatırlatmayı istiyorum.Türk hükümdarı yapılan araştırmalara göre Zülkarneyn peygamber olduğu tahmin edilen Meta Han şöyle diyor:''ULU TANRI !. 
Türk milletini lafçı değil, elinden iş gelir insanlar et ! Bir şey söylemek vazife yapmak değildir. Onu fiilen yapmak ve yaptırmanın vazife olduğunu beyinlere sok ! 
GÜZEL TANRI !. 
Sana hepsinden çok yalvardığım şudur : TÜRK'ü dalkavukluktan kurtar ! Dalkavukluk ve emsali vasıtalara zengin olmaktan koru ! TÜRK'e kötü para hırsı verme ! Dalkavukları yok et ! 
AMAN TANRI !. 
TÜRK aile, töre ve disiplinini her şeyden evvel koru! TÜRK toprağında hürler yaşasın. Adaletten başka bir şey hüküm sürmesin! Sen TÜRK'e tabii şeylere tabiata karşı sevgi ver! TÜRK yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki fakirlik suç sayılsın! ''
     Bu alıntının ne kadar doğru olduğu meçhuldür fakat Göktürk kitabelerinde Oğuzkağan'ın tıpkı bir peygamber gibi doğuşu ve mucizelreri anlatılmaktadır.Ve Kur'an ı kerimde Zülkarneyn peygamberin anlattıldığı ayetlerle kitabede anlatılanların bire bir uyuştuğu araştırmacılar tarafından saptanmıştır.Türkler hep aynı İslami çizgide yaşadığını söylemek mümkün değildir fakat Allah'ın türk milletine bahşettiği bir gerçeklik olduğu muhakkaktır.Türkler dünya üzerindeki adaleti ve asayişi sağlamakla görevli bir millettir.Allah'ın kelimetullahını dünyanın dört bir yanına haykırmakla görevlidir.Türkler ortaasyadan beri batıda fethedilmesi gereken bir bölgenin varlığından dolayı sürekli batı yönlü akıp durmuştur fakat bu akışkanlık içinde kendisi milli rabıtaların sürekli aynı çizgide değildi bu yüzden o yerin ben İstanbul olduğunu düşünüyorum.Türkler tekrar milli rabıtalarını sağladığında İstanbul'a sahip oldu.Bugün milli rabıtalarımız yine gevşemiş vaziyettedir.Yeniden bu gevşiyen rabıtaların sıkılaştırılmasıyla inşallah istanbul'da elimizde olduğu müddetçe yeni bir dünya hakimiyeti olacağı düşüncesi içerisinde ve islamın sancaktarlığı altında yeni bir düzen yeni bir sistem olması gerektiğini düşünüyorum.Sadece bu kadar....



        YAZARI : BAHADIR  ÇAKIR                                      O ADAM SENSİN....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder