Kıyamet alametlerinden bir tanesi hatta en önemli dönüm noktası diyelim dünyanın batıdan doğuya olan dönüş istikametinin ters yöne gitmesi olacaktır. Dünya doğudan batıya döneceği gün kıyametin en büyük alameti gerçekleşecek ve o günden sonra iman edenlerin imanı da kabul dahi olmayacak. Tıpkı Kızıl deniz yarıldığı zaman Hazreti Musa peygamberin peşine giden Firaun'un deniz tekrar üzerine kapanırken iman etmesi secdeye kapanması nasıl fayda vermediyse o gün gerçekleştiği vakit hiç bir insanın sonradan iman etmesi bir şey ifade etmeyecek.
Tabi benim bu akşam ki konum kıyamet alametleri değil. Fakat teşbih yaparak bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Bugün dünya madden tersine dönemese de manen tersine dönüyor. Bugün bizim yanımızda olması gereken şahısların ilim adamları doktora yapmış profosore yapmış kişilerin olması gerekirken tam tersi gerçekleşiyor. Çıkar rant kar amacı en son vurması gereken bu yüksek mecrayı ele geçirmiş durumda.
Bir ilim adamı ilme verdiği değeri hiç bir şeye vermemesi gerekirken ardında bugün gördüğümüz şudur İlim adamları ihlaslı olanlarını istisna tutmak kaydıyla ilim adamları kar bataklığına saplanmıştır.
İlmi bir gerçeklik hatta gerçeklikte olmasın ilmi bir vakıa bir olgu ele alınırken ideolojilerin esiri tutsağı haline gelmiş bir ilim adamı düşünmek bile istemiyorken en çok tutsak olmuş esir düşmüş insanlarla karşılaşıyoruz. Ve dikkat çekiyorum bu esirler ilim adamı.
İlim adamı en güzel dinleyicidir. En güzel konuşmacı aynı zamanda en güzel dinleyici olma niteliğini taşıyan kişidir. İlim adamı öfkeyle harekat etmez. Hakikati elinde tutan kişi öfkesine hakim olan kişidir.
Bugün biz en çok kendini ilim adamı olarak nitelendiren kişilerle uğraşıyoruz. Nerede sıkıntı var bakıyoruz.İlim adamlarında Allah Allah Allah...
Şaşılacak şey doğrusu fakat şaşmamak,şaşırmamak lazım. Her şeyin bir nedeni var. Sebepler dünyasında yaşıyoruz. Yaşıyorsam sebebi var. Bu alemde hiç bir şey sebepsiz değil. O halde ilim adamlarının bu çarpık düşüncelerinin çıkış noktası nedir? Bu bir eleştiri. Bakıyoruz. Yabancılardan etkilenmişler onların dolmuşlarına gelmişler vesaire vesaire zaten batıl ile yoğruldular. Onunla mayalandılar. Ama adam bir dinler bu adamlar neden bu şekilde der. Bizi dinleme gayreti içine girmediler. Tam tersine aşağılama nefislerinin baskı ve dürtülerine uyup toplum içerisinde galip gelme düşüncesi ile azarladılar. Ne olur yani fikren yanik düşsen pabucun damamı atılır. Ben bazı kez fikren yenildiğim anlar oldu. Hatalarımın peşinden mi gitseydim. Karşımdaki taraf doğruyu söylediği halde benliğime uyup benim dediğim mi doğru deseydim.
Bakın tekrara düşmeyi sevmiyorum fakat aynı cümleyi bir çok yazımda yazdım yine yazmakta fayda görüyorum. Hakkı düşmanımız da söylese kabul etmeliyiz.
Kabul et canım ne olacak. Bir kez de yenil . Hakkı söyleyene itibar etmek istemiyorsan yine etme lazım değil. Söyleyene bakma söyletene bak.
Ben kendi mesüliyetimden kurtulmak için hakkı suyu yüzüne çıkarmaya çalışıyorum . Ha hakkın ne bana ihtiyacı var ne aliye ne veliye ihtiyacı var. Hakkın kimseye ihtiyacı yok tam tersine bizim hakka ihtiyacımız var. 50 100 her ne kadarsa bir ömrümüz var bu ömrü batıl karşısında heba etmek istemiyorum. Ömrümü belki çok konforlu geçiremiyebilirim ama konforlu batıl bir şekilde geçirmek istemiyorum. Konforsuz olsun bu hiç önemli değil önemli olan hakk yolunda bunu tüketmek istiyorum.
Bir sanat değeri taşıyan bu ömrü hakikatlerin peşinde tüketmeyi arzuluyorum. Konforlu ya da konforsuz bu Hakkın bileceği bir kaide.Nasıl olursa olsun? Biz hakkın balına da razıyız biberine de razıyız. Bu sanat değeri taşıyan hayat kitabını eğri büyrü alavere dalavere işlerle heba etmeye hiç niyetim yok. Ha sonunu Allah bilir. Cennette yerimiz garanti değil. Zaten bizim amacımız da cennet değil. Böyle sevab günah terazisi kurup kendi kafasına göre düzenlerden de değiliz. Hakka ulaşmak ona aşık kullar zumresinde safında yer almak istiyoruz hepsi bu.
Ha biz böyle dediğiniz zaman insanların kafasında beliren şablon şu. Elinde baston cami kapısında ezan saatini bekleyen kafasında aklında fikrinde başka bir düşüncesi olmayan ahmak ahmak oturan hiç bir ilmi uğraşı olmayan insan tasvirinde bulunuyorlar. İşte bu şekilde olan insanlar demin söylediğimiz gibi sevab günah tartısı ile uğraşan insanlar. Kendi kafasına göre kurup düzen kişiler. Bir günah işliyor peşine bir sevab. Eşitlendi sanıyor geri zekalı aklı sıra hakkı kandıracak.
Her neyse nereden nereye geldik. Ve hasıl söylemeye çalıştığımızı özetlersek. Bugünün havasını özetleyen cümle silsilesi şu olur.
Bir tarafta yanlış anlatılan din var diğer tarafta da bu yanlış anlatılan dinin karşına çıkardıkları dinden üstün gördükleri bir bilim var. Ve bu bilim hiç bir etik,ahlaki yasalar içermiyor. Kendi kafalarına göre inşa ettikleri ahlakilik bencilliklerine yenik düştüklerinin üstünü dahi örtebilecek düzeyde iken . Biz bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz.
Azıcık ufacık bir kıvılcım yakabildiysek bu bizim maharetimiz değil bizi yetiştiren hocaların maharetidir. Eleştirmek bizim işimiz eleştirmeyi de severim eleştirilmeyi de severim. Zaten bu otomatik bir olgu. Eleştiyor isen eleştirilmeye de açık olacaksın.
Kur'an ne zaman kitapçılar da sıradan bir kitap gibi satılır hale geldi bu ta o zaman bu düzene yenik düştük. Bu da öz eleştiri olsun.
Ben bir söz söylerken ulan buda bana dokunuyor bu da filancıya dokunuyor diye hakikati söylemeyecek içinde saklayacak biri asla değilim asla olmadım.Sır diye bir şey yoktur hazmedilemeyecek hakikatler vardır. Bunları da alıştırmasını yaptıktan sonra inşallah açıklayacağız. Bebek önce bir büyüsün bakalım ayağa kalksın yürümeye başlasın emeklerken emekliyen bebekten yürümeden yüzme dersi verecek halimiz yok. Bu akla mantığa aykırı.
Ben uzun konuşurum ve uzun yazarım. Anlık cevap veremem. Düşünemem zaman alır hızlı düşünemem. Yavaş ve ağır düşünürüm. Bu nedenle bire bir konuşurken sözümü kesen insanlarla bir konu üzerine münakaşa yapmamam o an o her neyse onu kabul ettiğim anlamına gelmez.
Yanlışı onaylamam doğruyu es geçemem. Bilmediğime de yorum yapamam. İkinci klasik cümlemi yazayım.
Her kes bildiğinin alimi bilmediğinin cahilidir.
Dolayısı ile her kesin bildiği gerçekten doğru bildiği bir şeyler vardır. O yüzden herkesi dinlemeliyiz fakat her sözünü onaylayacak halimiz olamaz.
İlim cinde de olsa alınız sözü de buna işaret ediyor. Hak batıl bir toplum üzerinde de cereyan etse onu kabullenmeli sinemize çekmeliyiz. Bu geniş bir kafa yapısı ister bu öyle her benim diyenin uygulayabileceği bir bir söz değildir.
YAZARI : BAHADIR ÇAKIR O ADAM SENSİN...
Tabi benim bu akşam ki konum kıyamet alametleri değil. Fakat teşbih yaparak bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Bugün dünya madden tersine dönemese de manen tersine dönüyor. Bugün bizim yanımızda olması gereken şahısların ilim adamları doktora yapmış profosore yapmış kişilerin olması gerekirken tam tersi gerçekleşiyor. Çıkar rant kar amacı en son vurması gereken bu yüksek mecrayı ele geçirmiş durumda.
Bir ilim adamı ilme verdiği değeri hiç bir şeye vermemesi gerekirken ardında bugün gördüğümüz şudur İlim adamları ihlaslı olanlarını istisna tutmak kaydıyla ilim adamları kar bataklığına saplanmıştır.
İlmi bir gerçeklik hatta gerçeklikte olmasın ilmi bir vakıa bir olgu ele alınırken ideolojilerin esiri tutsağı haline gelmiş bir ilim adamı düşünmek bile istemiyorken en çok tutsak olmuş esir düşmüş insanlarla karşılaşıyoruz. Ve dikkat çekiyorum bu esirler ilim adamı.
İlim adamı en güzel dinleyicidir. En güzel konuşmacı aynı zamanda en güzel dinleyici olma niteliğini taşıyan kişidir. İlim adamı öfkeyle harekat etmez. Hakikati elinde tutan kişi öfkesine hakim olan kişidir.
Bugün biz en çok kendini ilim adamı olarak nitelendiren kişilerle uğraşıyoruz. Nerede sıkıntı var bakıyoruz.İlim adamlarında Allah Allah Allah...
Şaşılacak şey doğrusu fakat şaşmamak,şaşırmamak lazım. Her şeyin bir nedeni var. Sebepler dünyasında yaşıyoruz. Yaşıyorsam sebebi var. Bu alemde hiç bir şey sebepsiz değil. O halde ilim adamlarının bu çarpık düşüncelerinin çıkış noktası nedir? Bu bir eleştiri. Bakıyoruz. Yabancılardan etkilenmişler onların dolmuşlarına gelmişler vesaire vesaire zaten batıl ile yoğruldular. Onunla mayalandılar. Ama adam bir dinler bu adamlar neden bu şekilde der. Bizi dinleme gayreti içine girmediler. Tam tersine aşağılama nefislerinin baskı ve dürtülerine uyup toplum içerisinde galip gelme düşüncesi ile azarladılar. Ne olur yani fikren yanik düşsen pabucun damamı atılır. Ben bazı kez fikren yenildiğim anlar oldu. Hatalarımın peşinden mi gitseydim. Karşımdaki taraf doğruyu söylediği halde benliğime uyup benim dediğim mi doğru deseydim.
Bakın tekrara düşmeyi sevmiyorum fakat aynı cümleyi bir çok yazımda yazdım yine yazmakta fayda görüyorum. Hakkı düşmanımız da söylese kabul etmeliyiz.
Kabul et canım ne olacak. Bir kez de yenil . Hakkı söyleyene itibar etmek istemiyorsan yine etme lazım değil. Söyleyene bakma söyletene bak.
Ben kendi mesüliyetimden kurtulmak için hakkı suyu yüzüne çıkarmaya çalışıyorum . Ha hakkın ne bana ihtiyacı var ne aliye ne veliye ihtiyacı var. Hakkın kimseye ihtiyacı yok tam tersine bizim hakka ihtiyacımız var. 50 100 her ne kadarsa bir ömrümüz var bu ömrü batıl karşısında heba etmek istemiyorum. Ömrümü belki çok konforlu geçiremiyebilirim ama konforlu batıl bir şekilde geçirmek istemiyorum. Konforsuz olsun bu hiç önemli değil önemli olan hakk yolunda bunu tüketmek istiyorum.
Bir sanat değeri taşıyan bu ömrü hakikatlerin peşinde tüketmeyi arzuluyorum. Konforlu ya da konforsuz bu Hakkın bileceği bir kaide.Nasıl olursa olsun? Biz hakkın balına da razıyız biberine de razıyız. Bu sanat değeri taşıyan hayat kitabını eğri büyrü alavere dalavere işlerle heba etmeye hiç niyetim yok. Ha sonunu Allah bilir. Cennette yerimiz garanti değil. Zaten bizim amacımız da cennet değil. Böyle sevab günah terazisi kurup kendi kafasına göre düzenlerden de değiliz. Hakka ulaşmak ona aşık kullar zumresinde safında yer almak istiyoruz hepsi bu.
Ha biz böyle dediğiniz zaman insanların kafasında beliren şablon şu. Elinde baston cami kapısında ezan saatini bekleyen kafasında aklında fikrinde başka bir düşüncesi olmayan ahmak ahmak oturan hiç bir ilmi uğraşı olmayan insan tasvirinde bulunuyorlar. İşte bu şekilde olan insanlar demin söylediğimiz gibi sevab günah tartısı ile uğraşan insanlar. Kendi kafasına göre kurup düzen kişiler. Bir günah işliyor peşine bir sevab. Eşitlendi sanıyor geri zekalı aklı sıra hakkı kandıracak.
Her neyse nereden nereye geldik. Ve hasıl söylemeye çalıştığımızı özetlersek. Bugünün havasını özetleyen cümle silsilesi şu olur.
Bir tarafta yanlış anlatılan din var diğer tarafta da bu yanlış anlatılan dinin karşına çıkardıkları dinden üstün gördükleri bir bilim var. Ve bu bilim hiç bir etik,ahlaki yasalar içermiyor. Kendi kafalarına göre inşa ettikleri ahlakilik bencilliklerine yenik düştüklerinin üstünü dahi örtebilecek düzeyde iken . Biz bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz.
Azıcık ufacık bir kıvılcım yakabildiysek bu bizim maharetimiz değil bizi yetiştiren hocaların maharetidir. Eleştirmek bizim işimiz eleştirmeyi de severim eleştirilmeyi de severim. Zaten bu otomatik bir olgu. Eleştiyor isen eleştirilmeye de açık olacaksın.
Kur'an ne zaman kitapçılar da sıradan bir kitap gibi satılır hale geldi bu ta o zaman bu düzene yenik düştük. Bu da öz eleştiri olsun.
Ben bir söz söylerken ulan buda bana dokunuyor bu da filancıya dokunuyor diye hakikati söylemeyecek içinde saklayacak biri asla değilim asla olmadım.Sır diye bir şey yoktur hazmedilemeyecek hakikatler vardır. Bunları da alıştırmasını yaptıktan sonra inşallah açıklayacağız. Bebek önce bir büyüsün bakalım ayağa kalksın yürümeye başlasın emeklerken emekliyen bebekten yürümeden yüzme dersi verecek halimiz yok. Bu akla mantığa aykırı.
Ben uzun konuşurum ve uzun yazarım. Anlık cevap veremem. Düşünemem zaman alır hızlı düşünemem. Yavaş ve ağır düşünürüm. Bu nedenle bire bir konuşurken sözümü kesen insanlarla bir konu üzerine münakaşa yapmamam o an o her neyse onu kabul ettiğim anlamına gelmez.
Yanlışı onaylamam doğruyu es geçemem. Bilmediğime de yorum yapamam. İkinci klasik cümlemi yazayım.
Her kes bildiğinin alimi bilmediğinin cahilidir.
Dolayısı ile her kesin bildiği gerçekten doğru bildiği bir şeyler vardır. O yüzden herkesi dinlemeliyiz fakat her sözünü onaylayacak halimiz olamaz.
İlim cinde de olsa alınız sözü de buna işaret ediyor. Hak batıl bir toplum üzerinde de cereyan etse onu kabullenmeli sinemize çekmeliyiz. Bu geniş bir kafa yapısı ister bu öyle her benim diyenin uygulayabileceği bir bir söz değildir.
YAZARI : BAHADIR ÇAKIR O ADAM SENSİN...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder