30 Ekim 2016 Pazar
28 Ekim 2016 Cuma
27 Ekim 2016 Perşembe
26 Ekim 2016 Çarşamba
25 Ekim 2016 Salı
22 Ekim 2016 Cumartesi
21 Ekim 2016 Cuma
20 Ekim 2016 Perşembe
19 Ekim 2016 Çarşamba
17 Ekim 2016 Pazartesi
16 Ekim 2016 Pazar
Vahdet Anlayışı Çerçevesinde Birleşelim.
Farklılıklarımızı bir ayrışma sebebi olarak görmemeliyiz. Farklılıklarımızı bir zenginlik olarak algılamalıyız. Allah istese idi dünya'da tek bir ırk tek bir dili kullanan tek bir ümmet yaratabilirdi. Fakat Yüce Mevlamız çeşit çeşit ırklar çeşit çeşit diller farklı ümmetler yaratmıştır. Yani Yüce Mevlamız farklılık istiyor.
Yüce Mevlamızın Lüzumsuz hiç bir işi yoktur. Her şey lüzumludur ve vardır. Dolayısı ile farklılıklarımızdan güç almalıyız. Farklılıklarımızı bir güç bir üstünlük olarak görmeyi bırakıp birleşmeliyiz.
Birleşmediğimiz birlik olmadığımız için güçlü olamadık ve zayıf göründük. Bu sebeple Yüce Mevlamız bizi kafirlere yenik düşürdü. Eğer benliklerimizi bir kenara bırakıp benim demeyi bırakıp. Ben güçlüyüm ben yaparım ben yıkarım demeyi bırakıp biz olabilirsek. İlahi tecellilerin sağanağına tutulacağız.
Ama bir an evvel ben demeyi bırakmalıyız. Kendimizi kimseden üstün görmeden herkesi kucaklamalıyız. Tüm insanlığı. Tüm kainatı kucaklamalıyız. Herkesle ve herşeyle barışık olmalıyız. En evvela da kendimizle. Kimseyi günahından ötürü teşhir etmemeliyiz.
Allah günahkar gönüllere de ilahi sağanaklarını yağdırabilir. Allah dilerse bütün dünyayı en günahkar kişinin parmağının ucunda çevirir.
Bir bütün olalım. Vahdet anlayışı çerçevesinde birleşelim.
BAHADIR ÇAKIR
Yüce Mevlamızın Lüzumsuz hiç bir işi yoktur. Her şey lüzumludur ve vardır. Dolayısı ile farklılıklarımızdan güç almalıyız. Farklılıklarımızı bir güç bir üstünlük olarak görmeyi bırakıp birleşmeliyiz.
Birleşmediğimiz birlik olmadığımız için güçlü olamadık ve zayıf göründük. Bu sebeple Yüce Mevlamız bizi kafirlere yenik düşürdü. Eğer benliklerimizi bir kenara bırakıp benim demeyi bırakıp. Ben güçlüyüm ben yaparım ben yıkarım demeyi bırakıp biz olabilirsek. İlahi tecellilerin sağanağına tutulacağız.
Ama bir an evvel ben demeyi bırakmalıyız. Kendimizi kimseden üstün görmeden herkesi kucaklamalıyız. Tüm insanlığı. Tüm kainatı kucaklamalıyız. Herkesle ve herşeyle barışık olmalıyız. En evvela da kendimizle. Kimseyi günahından ötürü teşhir etmemeliyiz.
Allah günahkar gönüllere de ilahi sağanaklarını yağdırabilir. Allah dilerse bütün dünyayı en günahkar kişinin parmağının ucunda çevirir.
Bir bütün olalım. Vahdet anlayışı çerçevesinde birleşelim.
BAHADIR ÇAKIR
15 Ekim 2016 Cumartesi
12 Ekim 2016 Çarşamba
11 Ekim 2016 Salı
Her Rusya Dediklerinde Ben Suriye Diyeceğim
Her Rusya Dediklerinde Ben Suriye Diyeceğim
Suriye'nin bölünmesi konusunda Uluslararası kamuoyunda böyle bir düşünce var. Yani Suriye'nin bölüneceği belli gibi. Peki kim nereyi alıyor.
işte işin kritik noktası burası zaten. Bölemiyorlar, masada bölüşemedikleri için, ABD VE Rusya ve diğer devletler oradalar.
Bu pay alma konusunda anlaşamamaları savaşa kadar gidebilir. Atom silahlarının kullanımına kadar gidebilecek bir sürecin içine giriyor olabiliriz.
O yüzden çok dikkatli olmak lazım. ABD'yi tanımıyor değiliz. Ne zaman sıkışsa hukuk vesaire dinlemeden Atom silahına sarılıyor. Japonya'ya attığı Atom bombaları buna bir örnek teşkil ediyor.
Eski Mutasavvıflar hep inceledikleri hadisi şeriflere göre Şam ve çevresini etkilecek bir atom gücünden bahsetmekteler.
Bizim şuanda seyrettiğimiz tablo siyasi bir sıkışmanın varlığını ortaya koyuyor. Sanki bir güç kader planına dokunmamızı engelleceyecek bir takım tepkimelere neden oluyor.
Olası bir savaşta asla Rusya'nın safında yer almamalıyız.Yine eski Mutasavvıflar Rusya'nın gelecekte bir savaşta çok büyük bir bozguna uğrayacağını eserlerinde kaleme almışlardır.
Dolayısı ile bugün ABD ve Rusya'yı karşı karşıya getirdiğimiz zaman. ABD'nin Rusya'ya karşı üstünlüğü çok açık ortadadır. Bir gecede Rusya'yı kökten yok edecek silah gücüne sahip olduğunu biraz araştırarak bulunabilir. Tabi ki nükleer gücünden bahsediyorum. Kıtaları büsbütün yok edebilecek kadar Nükleer gücü var.
ABD ancak içeriden yıkılır. Rusya'nın safına geçip, İran gibi ABD'ye meydan okumanın bir manası yok. Yakın gelecekte göreceğiz ki Irak bitti, Libya bitti, Mısır bitti, Suriye bittikten sonra sıra İran'da.
İşte bu gidişatta bizim müdahil olmamız gereken roller var. Suriye konusunda Kerkük, Musul konusunda daha aceleci olmalıyız. ABD seçimler olmadan ne yaptık yaptık.
Kötü senaryolardan her zaman uzak durmuşumdur. Ama bazı şeylerin hatalı olduğunu ve bunun faturasını öderiz diye düşünüyorum.
İngiltere ve ABD'nin planının Avrupayı ve Rusya'yı bitirmek olduğunu düşünüyorum. Bunu biz ne yaparsak yapalım engelleyemeyiz zaten.
Geleceğin devletleri ABD, İNGİLTERE, ÇİN, TÜRKİYE olması lazım. Hatta ABD'nin de iç karışıklıklarla ekonomik sorunlar nedeni ile bu tablodan çıkabileceğini düşünüyoruz.
İki kutuplu dünya'dan iki kutuplu bir dünyaya yani İNGİLTERE VE ÇİN kalmaması için bu tabloda bizim yani Türkiye'nin yeni dünya düzeninde önemli bir aktör olarak yer alması dengeyi sağlayacaktır. Diğer türlü çok büyük bir değişim gerçekleşmemiş oluyor.
Ortadoğu'dan Arap dünyası ile bağlantı kurmamız lazım, Nahçivan ile Azerbaycan'ı birleştirerek Asya Türk dünyası ile bağlantı kurmamız lazım. Ama arada Rusya'nın güdümünde Ermenistan diye adi bir devlet var.
Ya da Gürcistan üzerinden Azerbaycan, Türkmenistan, pakistan, hindistan hatta G.koreye kadar bir hat açarız.
Madem Rusya ile arayı düzelttik Rusya karışmasın Azerbaycan ile Nahçivanı birleştirelim hatta Azerbaycan ile birleşelim. Rusya karışmasın Irak'ı yukarıdan aşağıya kadar yaralım Arap Dünyası ile birleşelim.
Rusya bütün bunlara karşı mı değil mi? Bütün bunlara karşı o halde Rusya bizim dostumuz mu? Rusya'nın ve ABD'nin Suriye ile hiç bir kara bağlantısı olmadığı halde orada ne işi var. O halde Rusya'ya dayanarak ABD'ye posta koymanın manası yok. Diğer taraftan ABD'ye dayanarak Rusya'ya da posta koymamızın manası yok.
Irak savaşında müdahil olamadık fakat Suriye savaşını durduracak kadar gücümüzün olduğuna inanıyorum. Sadece korkuyoruz. Hatta biraz daha cesur olursak Irak savaşına girseydik dahi alamayacağımız kadar yeri ırak'tan alama gücüne ve fırsatına bugün sahibiz.
Ama süremiz kısıtlı...
Suriye'nin bölünmesi konusunda Uluslararası kamuoyunda böyle bir düşünce var. Yani Suriye'nin bölüneceği belli gibi. Peki kim nereyi alıyor.
işte işin kritik noktası burası zaten. Bölemiyorlar, masada bölüşemedikleri için, ABD VE Rusya ve diğer devletler oradalar.
Bu pay alma konusunda anlaşamamaları savaşa kadar gidebilir. Atom silahlarının kullanımına kadar gidebilecek bir sürecin içine giriyor olabiliriz.
O yüzden çok dikkatli olmak lazım. ABD'yi tanımıyor değiliz. Ne zaman sıkışsa hukuk vesaire dinlemeden Atom silahına sarılıyor. Japonya'ya attığı Atom bombaları buna bir örnek teşkil ediyor.
Eski Mutasavvıflar hep inceledikleri hadisi şeriflere göre Şam ve çevresini etkilecek bir atom gücünden bahsetmekteler.
Bizim şuanda seyrettiğimiz tablo siyasi bir sıkışmanın varlığını ortaya koyuyor. Sanki bir güç kader planına dokunmamızı engelleceyecek bir takım tepkimelere neden oluyor.
Olası bir savaşta asla Rusya'nın safında yer almamalıyız.Yine eski Mutasavvıflar Rusya'nın gelecekte bir savaşta çok büyük bir bozguna uğrayacağını eserlerinde kaleme almışlardır.
Dolayısı ile bugün ABD ve Rusya'yı karşı karşıya getirdiğimiz zaman. ABD'nin Rusya'ya karşı üstünlüğü çok açık ortadadır. Bir gecede Rusya'yı kökten yok edecek silah gücüne sahip olduğunu biraz araştırarak bulunabilir. Tabi ki nükleer gücünden bahsediyorum. Kıtaları büsbütün yok edebilecek kadar Nükleer gücü var.
ABD ancak içeriden yıkılır. Rusya'nın safına geçip, İran gibi ABD'ye meydan okumanın bir manası yok. Yakın gelecekte göreceğiz ki Irak bitti, Libya bitti, Mısır bitti, Suriye bittikten sonra sıra İran'da.
İşte bu gidişatta bizim müdahil olmamız gereken roller var. Suriye konusunda Kerkük, Musul konusunda daha aceleci olmalıyız. ABD seçimler olmadan ne yaptık yaptık.
Kötü senaryolardan her zaman uzak durmuşumdur. Ama bazı şeylerin hatalı olduğunu ve bunun faturasını öderiz diye düşünüyorum.
İngiltere ve ABD'nin planının Avrupayı ve Rusya'yı bitirmek olduğunu düşünüyorum. Bunu biz ne yaparsak yapalım engelleyemeyiz zaten.
Geleceğin devletleri ABD, İNGİLTERE, ÇİN, TÜRKİYE olması lazım. Hatta ABD'nin de iç karışıklıklarla ekonomik sorunlar nedeni ile bu tablodan çıkabileceğini düşünüyoruz.
İki kutuplu dünya'dan iki kutuplu bir dünyaya yani İNGİLTERE VE ÇİN kalmaması için bu tabloda bizim yani Türkiye'nin yeni dünya düzeninde önemli bir aktör olarak yer alması dengeyi sağlayacaktır. Diğer türlü çok büyük bir değişim gerçekleşmemiş oluyor.
Ortadoğu'dan Arap dünyası ile bağlantı kurmamız lazım, Nahçivan ile Azerbaycan'ı birleştirerek Asya Türk dünyası ile bağlantı kurmamız lazım. Ama arada Rusya'nın güdümünde Ermenistan diye adi bir devlet var.
Ya da Gürcistan üzerinden Azerbaycan, Türkmenistan, pakistan, hindistan hatta G.koreye kadar bir hat açarız.
Madem Rusya ile arayı düzelttik Rusya karışmasın Azerbaycan ile Nahçivanı birleştirelim hatta Azerbaycan ile birleşelim. Rusya karışmasın Irak'ı yukarıdan aşağıya kadar yaralım Arap Dünyası ile birleşelim.
Rusya bütün bunlara karşı mı değil mi? Bütün bunlara karşı o halde Rusya bizim dostumuz mu? Rusya'nın ve ABD'nin Suriye ile hiç bir kara bağlantısı olmadığı halde orada ne işi var. O halde Rusya'ya dayanarak ABD'ye posta koymanın manası yok. Diğer taraftan ABD'ye dayanarak Rusya'ya da posta koymamızın manası yok.
Irak savaşında müdahil olamadık fakat Suriye savaşını durduracak kadar gücümüzün olduğuna inanıyorum. Sadece korkuyoruz. Hatta biraz daha cesur olursak Irak savaşına girseydik dahi alamayacağımız kadar yeri ırak'tan alama gücüne ve fırsatına bugün sahibiz.
Ama süremiz kısıtlı...
BAHADIR ÇAKIR
10 Ekim 2016 Pazartesi
9 Ekim 2016 Pazar
Putin Gelecek Miş?
Putin Gelecek Miş?
Kartlar masaya yatırılacak. Suriye kartları enerji ticaret vb. kartlar masaya yatırılacak. Rus uçağının düşürülmesi ile bir anda Rus düşmanlığımız artmıştı şimdi de ABD'nin isteklerimize karşılık vermeyişi Rusya'ya karşı tavrımızda 180 derecelik bir değişime neden oldu. Şunu söylemeliyim ki bir yıl içinde bu kadar hızlı bir dönüş sağlığa zararlı.
Rusya'nın bize verebilecekleri sınırlı. ABD tarafına geçelim demiyorum. Fakat Türkiye artık yavaş yavaş islam dünyasında üstlenmiş olduğu abilik rolünün gereklerini göstermeli. İslam ordusu diyoruz Suriye konusunda çıt yok. Suriye nüfusunun etnik kökenine baktığımız zaman çoğunluğu Arap. Hani Sudi Arabistan sahada göremiyoruz.
Yarın ki muhtemel kartları tahmini olarak söylecek olursak. Nükleer proje olayı, Ruslara teknolojik olarak ihtiyacımız var gibi görünüyor. Karşılığında bizden ne isteyebilirler. Doğal gaz boru hattı projesi isterler muhtemelen. Rus gazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya aktaracağız. Rusya'ya enerjide daha fazla bağımlı olacağız. Ve aramız ileride yine bozulduğunda daha fazla düşünmemiz gerekecek. Öte yandan Avrupa ile Rusya'yı birleştirerek bir ittifaka da neden olacağız.
Türkmen Gazı dururken Rus gazına ihtiyacımızın olduğunu düşünmüyorum. Nükleer santraller bizim için çok önemli fakat bir tek Rusların yapabildiği bir şey değil bu. G.kore Gibi Japonya gibi ülkelerde pek ala Nükleer santral yapabilecek güçte.
1800'lü 1900'lü yıllardan kalma denge siyaseti nükleer güç olduktan sonra pek ihtiyacaığımız olmayacak. Dolayısı ile nükleerde Rusya ile iş birliğini çok doğru bulmuyorum.
Rusya Suriye'de bizim çıkarlarımıza uygun harekat etmiyor. Zalim Esad'ın yanında yer almaya devam ediyor. Ne ABD ne de Rusya Suriye'de bizim istediğimiz yol haritasını izlemez. Ne olur pazarlık olur Suriye'yi bölerler.
Kuzey suriye'yi biz alalım. Güney toprakları için Rusya ve ABD ayrı bir masaya otursun. Biz istediğimiz toparakların sınırlarını haritası ile güvenli bölge maskesi altında sunalım. Güney bölgesi için savaşla karşı karşıya gelmeleri bile muhtemel. Dolayısı ile tampon bölgemizi kuralım. Rusya ile çok ileri dönük projelere imza atanın mantığı yok. Altarnetiflerimizi daraltmayalım kafamız attığı zaman zora düşmeden projelerin durmadan ilerlemesi lazım.
Nükleer konusunda her geçen vakit aleyhimize işliyor. Nükleer milli atom bombaları üretmemiz hayati önem arz ediyor.
İleriye dönük olmayan ticari hamlelere girelim. Kısa vadeli projelere imza atalım. Acizane düşüncelerimiz bunlar. En doğrusunu Allah bilir.
Kartlar masaya yatırılacak. Suriye kartları enerji ticaret vb. kartlar masaya yatırılacak. Rus uçağının düşürülmesi ile bir anda Rus düşmanlığımız artmıştı şimdi de ABD'nin isteklerimize karşılık vermeyişi Rusya'ya karşı tavrımızda 180 derecelik bir değişime neden oldu. Şunu söylemeliyim ki bir yıl içinde bu kadar hızlı bir dönüş sağlığa zararlı.
Rusya'nın bize verebilecekleri sınırlı. ABD tarafına geçelim demiyorum. Fakat Türkiye artık yavaş yavaş islam dünyasında üstlenmiş olduğu abilik rolünün gereklerini göstermeli. İslam ordusu diyoruz Suriye konusunda çıt yok. Suriye nüfusunun etnik kökenine baktığımız zaman çoğunluğu Arap. Hani Sudi Arabistan sahada göremiyoruz.
Yarın ki muhtemel kartları tahmini olarak söylecek olursak. Nükleer proje olayı, Ruslara teknolojik olarak ihtiyacımız var gibi görünüyor. Karşılığında bizden ne isteyebilirler. Doğal gaz boru hattı projesi isterler muhtemelen. Rus gazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya aktaracağız. Rusya'ya enerjide daha fazla bağımlı olacağız. Ve aramız ileride yine bozulduğunda daha fazla düşünmemiz gerekecek. Öte yandan Avrupa ile Rusya'yı birleştirerek bir ittifaka da neden olacağız.
Türkmen Gazı dururken Rus gazına ihtiyacımızın olduğunu düşünmüyorum. Nükleer santraller bizim için çok önemli fakat bir tek Rusların yapabildiği bir şey değil bu. G.kore Gibi Japonya gibi ülkelerde pek ala Nükleer santral yapabilecek güçte.
1800'lü 1900'lü yıllardan kalma denge siyaseti nükleer güç olduktan sonra pek ihtiyacaığımız olmayacak. Dolayısı ile nükleerde Rusya ile iş birliğini çok doğru bulmuyorum.
Rusya Suriye'de bizim çıkarlarımıza uygun harekat etmiyor. Zalim Esad'ın yanında yer almaya devam ediyor. Ne ABD ne de Rusya Suriye'de bizim istediğimiz yol haritasını izlemez. Ne olur pazarlık olur Suriye'yi bölerler.
Kuzey suriye'yi biz alalım. Güney toprakları için Rusya ve ABD ayrı bir masaya otursun. Biz istediğimiz toparakların sınırlarını haritası ile güvenli bölge maskesi altında sunalım. Güney bölgesi için savaşla karşı karşıya gelmeleri bile muhtemel. Dolayısı ile tampon bölgemizi kuralım. Rusya ile çok ileri dönük projelere imza atanın mantığı yok. Altarnetiflerimizi daraltmayalım kafamız attığı zaman zora düşmeden projelerin durmadan ilerlemesi lazım.
Nükleer konusunda her geçen vakit aleyhimize işliyor. Nükleer milli atom bombaları üretmemiz hayati önem arz ediyor.
İleriye dönük olmayan ticari hamlelere girelim. Kısa vadeli projelere imza atalım. Acizane düşüncelerimiz bunlar. En doğrusunu Allah bilir.
BAHADIR ÇAKIR
3 Ekim 2016 Pazartesi
KUR'I KERİM'İ ANLAMANIN YOLU
Bugün teknoloji çok daha gelişti. Kur'an ı kerim'in tüm ayetleri hem latince yazımı ile hemde bir çok tefsircinin vermiş olduğu tefsirlerle internet aleminde mevcuttur. Tefsir Kur'an demek değildir. Bir dil bir başka dile aktarılır iken tam bir şekilde aktarılamaz. özellikle Atasözleri başka deyimler ve bazı edebi yönü güçlü sözler de dahi çevirmenler bunları karşı tarafa hep eksik aktarır. Diller arasında da farklar vardır. Arapça 1.5 milyon kelimeye sahip bir dildir. Türkçe 111 bin İngilizce 400 bin Almanca 500 bin Fransızca 600 bin Rusça 1.1 milyon Ukraynaca 1.3 milyon. Dünyadaki en güçlü dil bir Türk olarak bunu söylüyorum, Arapça'dır. Zaten Kur'an ın Arapça gelmesinin bir nedeni de budur.Bizim peygamberimiz Allah'ın en sevdiği kuludur. Peygamberlerin başıdır. Resulü ekremdir. İslam dini kendinden önce gelen hak dinlerin hepsinden daha üstün yaratılmıştır. Ve böyle bir dinin kitabı da en üstün bir dille yazılmıştır. Şunu da belirtmek gerekir ki Kur'an ın kendine has bir dili vardır. Her ne kadar Arapça olsa da Arap dilinde uzman olan kişiler dahi bir çok ayeti kerimeyi anlayamayabilir. Kur'an okuyucusuna okundukça kendisini açan bir özelliğe sahip. Kalplerde ki mühürler çözüldüğü vakit Kur'an ın aslına uygun okunuşunun kalplere vermiş olduğu huzuru vermiş olduğu ilhamı vermiş olduğu feyzi dünyadaki hiç bir ses hiç bir yazı veremez. Kur'an okundukça ondan feyz alan ondan hüzünlenen ondan onunla zamanda yolculuk yapan Allah'ın sevgili kulları vardır. Kur'an aslı ile güzeldir. Bu gün bazı kendini din alimi zanneden fakat kendine cennet huri karşısındakine cehennem zebani mantığı ile konuşan saçtığı tükürükleri nasihat zanneden zavallılar mevcut. Bu zavallıların savunduğu Kur'an ı anlamadan okuduğumuzdur. Kendileri Arapçayı çok iyi biliyorlar fakat Kur'an ı anlamıyor ve hissetmiyorlar.
''Kur’an-ı Kerim’i okuyacaklar, fakat Kur’an-ı Kerim onların gırtlaklarından aşağı geçmeyecek. ''Peygamberimiz s.a.v'in buyurduğu gibi insanlar mevcuttur. Kur'an okuyorlar fakat okudukları dikkat kesilin beyinlerine değil kalplerine işlemiyor. Hissetmiyorlar.
Hissetmek için bilmeye gerek yok kalbin olsun yeter. Her şeyden ve herkesten daha çok bilen sonsuz ilim sahibi kalplere ikram buyurduğu zaman o kul Alim olur.
Bugün teknoloji bir çok şeyi aştı. Arapçayı bilmeden de Kur'an ı anlamanın mümkün olduğunu savunuyoruz. Ve dahası var, Allah bir kalbe ikram buyurduğu zaman Arapça bilmeyenin, Arapçaya bugün en iyi şekilde hakim olan kişiden bile daha fazla anlama ve feyizle sağanağa tutulabileceğine inanıyoruz.
BAHADIR ÇAKIR
''Kur’an-ı Kerim’i okuyacaklar, fakat Kur’an-ı Kerim onların gırtlaklarından aşağı geçmeyecek. ''Peygamberimiz s.a.v'in buyurduğu gibi insanlar mevcuttur. Kur'an okuyorlar fakat okudukları dikkat kesilin beyinlerine değil kalplerine işlemiyor. Hissetmiyorlar.
Hissetmek için bilmeye gerek yok kalbin olsun yeter. Her şeyden ve herkesten daha çok bilen sonsuz ilim sahibi kalplere ikram buyurduğu zaman o kul Alim olur.
Bugün teknoloji bir çok şeyi aştı. Arapçayı bilmeden de Kur'an ı anlamanın mümkün olduğunu savunuyoruz. Ve dahası var, Allah bir kalbe ikram buyurduğu zaman Arapça bilmeyenin, Arapçaya bugün en iyi şekilde hakim olan kişiden bile daha fazla anlama ve feyizle sağanağa tutulabileceğine inanıyoruz.
BAHADIR ÇAKIR
Kaydol:
Yorumlar (Atom)