Bu böyle olması lazım şu şöyle olması lazım. Aklen bir şeyleri düzeltme çabasından başka bir şey değil. Bunun oluru bu aklın yolu bir.Bu iş böyle olursa daha iyi olur. Evet hep iyiyi istedik daha iyi olsun daha güzel olsun. En güzeli olsun en iyisi olsun. Hep daha iyiye ve daha güzele olan bir yolculuk.
Hep daha iyisini mi arzulamalı? Evet ama bireysellik düzeyinde bunu istemeli toplumsal düzeyde de istemeli fakat toplumsal düzeyde isterken akıl vermek lazım sözcüğünü olması gerekeni hayatımdan çıkarıyorum çünkü hak etmeyince ne kadar akıl verirsen ver çok basit şeyler bile değişmiyor.
Bir filozofun mezar taşında şöyle bir yazı var:''önce dünyayı değiştirmeye çalıştım değiştiremeyeceğimi anlayınca, sonra ülkemi değiştirmek istedim onuda değiştiremeyeceğimi anlayınca bulunduğum yöreyi değiştirmeye çalıştım bulunduğum yöreyi de değiştiremeyeceğimi anlayınca sülalemi değiştirmeye çalıştım olmayacağını anlayınca aileme yöneldim son olarak ona da hiç bir etki edemediğimi görünce değiştirmekten vazgeçtim, halbuki önce kendimi sonra ailemi sonra sülalemi sonra bulunduğum yöreyi sonra ülkemi sonra kim bilir belki dünyayı bile değiştirebilirdim.'' diyor.
Değişim ve dönüşüm dediğimiz süreç sürekli olan bir durum. Değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi burada değişimin kaçınılmaz bir süreç olduğunu herkes kabul ediyor. Çünkü her şey bir değişim değişim içinde. Değişim var ama bu olumlu yönde mi yoksa olumsuz yönde mi hangi yönde değişiyor.
Geçmişe bir özlem varsa. Geçmişteki halini özlüyorsan üzerinden tır geçmiş demektir. Geçmişi özleyen geçmişte daha iyiydi her şey diyen birri olumsuz yönde değişmiştir. Maddi açıdan ilerlemiş olabilir ama manevi açıdan bu kişi kesinlikle geri gitmiştir.Ruhsal problemler yaşıyor bedeninde depremler yaşıyordur.
Geçmişteki halini özleyen kişi acı çekiyordur istisnasız. Psikologlar hep karşı tarafın psikolojik durumunu analiz etme eğilimindedir. Bir insan kendi psikolojik durumunu nasıl tahlil edecek. işte geçmişteki halini özlüyor ise sıkıntı yaşadığının en büyük göstergesidir bu.
Bırakalım dışarıyı kendimizden kendimize yolculuk edelim. Ne zaman geçmişteki halime özlem duysam anlarım ki çok kötü bir çukura düştüm.
Geçmişe hiç özlem duymadım duymam da umarım anı biriktirmeyi seviyorum. Geçmişteki halimle şimdiki halimi kıyaslayabilmek için. O anılara özlem duyuyor muyum duymuyor muyum? Buna bakıyorum eğer anılara özlem duyuyorsam o anıdan daha üstün bir halde değilim bunu görüyorum.
Anı biriktirmemin tek sebebi bu. Binlerce fotoğraf yüzlerce video çekmiş olmamın tek anı kaydetmemin tek ve en önemli sebebi bu. Geldiğimiz şuan ki aşamayı bize gösteren en temel gösterge anılardır.
Anılarından korkan biri olmadım umarım olmam.
Anılarda yaşayan biri de olmadım.
Geçmişte yaşayan biri de olmadım.
Geçmiş geçmişte kaldı.
Hatalardan ders alıp ana bakmak lazım.
Hayat geçmişte ve ya gelecekte değil şuan ki andan ibaret.
Anı yaşamalı ama ders alan biri anı yaşarken hatadan hataya geçmişteki hatalarından daha büyük hatalara savrularak gitmez.
Anı biriktiren biri anılarını iyi analiz eder.
Biriktirmeyen biri iyi analiz yapamaz unutur.
Unutmak yaşamak değildir.
YAŞADIĞINI UNUTACAKSAN YAŞAMANIN ANLAMI NEDİR?
Hep daha iyisini mi arzulamalı? Evet ama bireysellik düzeyinde bunu istemeli toplumsal düzeyde de istemeli fakat toplumsal düzeyde isterken akıl vermek lazım sözcüğünü olması gerekeni hayatımdan çıkarıyorum çünkü hak etmeyince ne kadar akıl verirsen ver çok basit şeyler bile değişmiyor.
Bir filozofun mezar taşında şöyle bir yazı var:''önce dünyayı değiştirmeye çalıştım değiştiremeyeceğimi anlayınca, sonra ülkemi değiştirmek istedim onuda değiştiremeyeceğimi anlayınca bulunduğum yöreyi değiştirmeye çalıştım bulunduğum yöreyi de değiştiremeyeceğimi anlayınca sülalemi değiştirmeye çalıştım olmayacağını anlayınca aileme yöneldim son olarak ona da hiç bir etki edemediğimi görünce değiştirmekten vazgeçtim, halbuki önce kendimi sonra ailemi sonra sülalemi sonra bulunduğum yöreyi sonra ülkemi sonra kim bilir belki dünyayı bile değiştirebilirdim.'' diyor.
Değişim ve dönüşüm dediğimiz süreç sürekli olan bir durum. Değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi burada değişimin kaçınılmaz bir süreç olduğunu herkes kabul ediyor. Çünkü her şey bir değişim değişim içinde. Değişim var ama bu olumlu yönde mi yoksa olumsuz yönde mi hangi yönde değişiyor.
Geçmişe bir özlem varsa. Geçmişteki halini özlüyorsan üzerinden tır geçmiş demektir. Geçmişi özleyen geçmişte daha iyiydi her şey diyen birri olumsuz yönde değişmiştir. Maddi açıdan ilerlemiş olabilir ama manevi açıdan bu kişi kesinlikle geri gitmiştir.Ruhsal problemler yaşıyor bedeninde depremler yaşıyordur.
Geçmişteki halini özleyen kişi acı çekiyordur istisnasız. Psikologlar hep karşı tarafın psikolojik durumunu analiz etme eğilimindedir. Bir insan kendi psikolojik durumunu nasıl tahlil edecek. işte geçmişteki halini özlüyor ise sıkıntı yaşadığının en büyük göstergesidir bu.
Bırakalım dışarıyı kendimizden kendimize yolculuk edelim. Ne zaman geçmişteki halime özlem duysam anlarım ki çok kötü bir çukura düştüm.
Geçmişe hiç özlem duymadım duymam da umarım anı biriktirmeyi seviyorum. Geçmişteki halimle şimdiki halimi kıyaslayabilmek için. O anılara özlem duyuyor muyum duymuyor muyum? Buna bakıyorum eğer anılara özlem duyuyorsam o anıdan daha üstün bir halde değilim bunu görüyorum.
Anı biriktirmemin tek sebebi bu. Binlerce fotoğraf yüzlerce video çekmiş olmamın tek anı kaydetmemin tek ve en önemli sebebi bu. Geldiğimiz şuan ki aşamayı bize gösteren en temel gösterge anılardır.
Anılarından korkan biri olmadım umarım olmam.
Anılarda yaşayan biri de olmadım.
Geçmişte yaşayan biri de olmadım.
Geçmiş geçmişte kaldı.
Hatalardan ders alıp ana bakmak lazım.
Hayat geçmişte ve ya gelecekte değil şuan ki andan ibaret.
Anı yaşamalı ama ders alan biri anı yaşarken hatadan hataya geçmişteki hatalarından daha büyük hatalara savrularak gitmez.
Anı biriktiren biri anılarını iyi analiz eder.
Biriktirmeyen biri iyi analiz yapamaz unutur.
Unutmak yaşamak değildir.
YAŞADIĞINI UNUTACAKSAN YAŞAMANIN ANLAMI NEDİR?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder