13 Ocak 2013 Pazar

KAİNATIN YARATILIŞI

KAİNATIN YARATILIŞI

Euzubillahiminerşeytanirracim.bismillahirrahmanirrahim.''allah adın zikredelüm evvala.Vacip oldur cümle işte her kula''Süleyman Çelebi'nin bu güzel cümleleriyle başlarken.Yaratılış bizim için bir başlangıç teşkil ederken,yaratıcı içinde ayrı bir güzelliktir.Yaratılışı anlatırken en başından başlar gibi hissediyorum kendimi.
Hiçbir şey yok iken bir tek Allah vardı.Zaman,mekan,hiçbir şey yok iken Vucudu mutlak,Kemali mutlak,hüsnü mutlaktır.Onun şanı kendini izhardır.Allah'ın aşk-ı zati nedeniyle kendini görmek ve göstermesi için ayna hükmündeki varlığı yarattı.

Bir diğer deyişle Cenab ı Allah,ehadiyet mertebesinde bir gizli hazine iken,bilinmeyi istemiş ve sevdiği için yaratmıştır.
Allah bütün mahlukattan evvel,yoktan çok nurlu bir cevher yarattı. Bize göre bu ilk cevher peygamberimiz(s.a.v) dir.Bazı alim ve fıkıhçılar bunu kabullenmemektedir.Bir kutsi hadiste Cenab ı hakk şöyle diyor:''sen olmasaydın alemleri yaratmazdım.''Yine enbiya suresi 107.ayette:Ve ma erselnake illa rahmeten lil alemin(alemine)''Biz seni,sadece alemlere rahmet olarak gönderdik.''
Çoğu insan Allah'ı kabul eder fakat rabbül alemin olduğunu Rabliğini kabul edemez.Allah kendinden başka her şeyi yaratandır.Bunu kabul eden yaratılışı kabul eder.
Bizler,Allah ilk olarak kün mühammeda dedi ve ilk yaratılan varlık Peygamberimiz (s.a.v)'dir dediğimizde sizin ne hadis dayanağınız ne de ayet dayanağınız var diyorlar.Şimdi size soruyorum sizce de yok mu?
Şimdi biz bu sataşmaları bir tarafa bırakalım da hakikat bildiğimizi ahengi içinde anlatmaya devam edelim.
Allah'u teala kendi nurundan yarattığı peygamberimiz(s.a.v) in ruhuna haşmetli nazarıyla aşkıyla bakınca ruh utancından terleyip su gibi akmış,özü su yüzüne çıkınca ondan önce külli nefsi yaratmış,sonra sırasıyla meleklerin,peygamberlerin,velilerin,ariflerin,abidlerin,müminlerin,kafirlerin,cinlerin,şeytanların,hayvanların,bitkilerin her birisi için,mertebelerine göre bu sırayla yaratılmıştır.
Sadece bu hakikati bilmek dahi dinin içine karıştırılan birçok hurafeyi açıkça göstermektedir.Peygamberimiz 40 yaşında peygamber olmamıştır.Bir hadiste şöyle buyrulmuştur:''Adem çamur halindeyken ben nebiydim.''Bu hadisi hakikat manasında düşünemeyenler için uydurmadır fakat ayete muhalif düşmez.İnsanların bu noktada düştüğü yanlış şudur.Bir insanın ruhu çok önceden yaratılıp en sonra vucut bulabilir.Bu bizim açımızdan pekala olağandır.Fakat topraktan geldik toprağa gideceğiz diyenler için pek olağan değildir.Biz topraktan gelip toprağa gidicilerden değiliz Allahtan geldik Allaha gidicilerdeniz.
Adem a.s ın vucut buluşu cinlerden de sonradır.Adem a.s ın yaratılışını kısaca anlatalım.Hakk teala,ruhlar alemini yarattıktan 2bin yıl sonra cisimler alemini yarattı.Arşı aladan karanlık perdelere varıncaya kadar,hepsinin düzenini tamamladı.Sonra kerrübiyyün meleklerine arşı azamı,haffun ve saffun meleklerine arşın yanını mesken yaptı.Kainatın her yanını meleklerle dolduran cenab ı allah yeryüzünüde çeşitli yaratıklarla doldurdu.Yeryüzünde önce bir tavus kuşu yaşamıştır.Sonra hakk teala,yeryüzünde hikmetiyle renksiz,dumansız ve hareketsiz ateşten can ı yarattı,adını mariç koydu.Sonra karısını yarattı,onada marice adını verdi.Onların izdivacından cin taifesi türedi.İblis bunlardandır.Zamanla bu cin taifesi öyle çoğaldı ki yeryüzünü doldurdu.Onların asıl sureti insanlarınkine benzer fakat bedenleri meleklerinki gibi latif olduğu için her surete girebilir.
7 bin sene sonra,cinlerin yeryüzünde kalanların kötülük yapmaya ve kan dökmeye başladılar,cenab ı allahın her yüzyılda kendilerine gönderdiği peygamberleri öldürdüler.12 bin senede 120 peygamberi katlettiler.Sonra cenab ı hakk onları helak ettikten sonra dünya semasına cıkardığı iblis ve taifesini Dünyaya indirdi.Daha sonra onu cennete sokmuş dünyaya semadan melekleri indirmiştir.
Sonra cenab ı allah ademi yaratmak için azraile emretti azrail dünyadan kuru toprağı yoğurup getirdi.O hamura şekil verdikten sonra allah kendi ruhundan ademin başına üfürerek ademi diriltmiştir.Allah ademe secde etmelerini istedi fakat iblis secde etmedi o yaşanan olaylardan sonra adem oğlu züriyetine musallat olma iznini aldı ve kovuldu.
sonra allah adem a.s ı firdevs cennetine sokarak onun sol göğsünden havva anamızı yarattı.Cenab ı hakk onlara cennetimde kalın her nimetimden faydalanın fakat şu ağaca yaklaşmayın,ondan tadıp bana asi olmayın buyurdu.
Birçok alime göre yasak elmadan kasıt çiftleştmektir.Bende bu görüşe katılıyorum çünkü ard arda gelen ayetler de buna işaret ediyor.Şeytan adem a.s a vesvese verdi.Adem babamız ve hava anamız o yasak elmadan tattılar daha sonra bu hatalarından ötürü dünyaya düşürüldüler.Uzun bir müddet ayrı yaşadılar.İkiside çokca yalvardılar.Adem babamızın bir gün aklına arşın sutunlarında yazan o yazı geldi la ilahe illallah muhammeden resurullah adem babamız bunun üzerine allahım beni hz. muhammed s.a.v in hürmetine bağışla diye dua etti.Allahta bildiği halde sordu muhammedi nasıl tanıdın diye.Adem a.s şöyle cevap verdi:''ya rabbi''sen beni yaratıp dirilttiğin vakit başımı kaldırıp yukarı bakmıştım.İşte o sırada arşın sutunları üzerinde la ilahe illallah muhammeden resurullah diye yazılı olduğunu gördüm.Bildim ki sen,kendi adının yanına ancak en sevdiğinin ismini koyarsın.Bunun üzerine cenab ı hakk ''eğer muhammed olmasaydı ben seni ve alemleri yaratmazdım''buyurdu.
Allahu teala bunun üzerine havva anamızı ve adem a.s ı bağışladı ve bir araya getirdi.V e insan nesli dünya yüzünde türemeye başladı.En son peygamber olan peygamberimiz s.a.v de hz.adem in zürriyetinden dünyaya gelmiştir.İlk yaratılan varlıkta peygamberimizdir.VE bizler allahın sen olmasaydın hiçbir şeyi yaratmazdım dediği bir peygamberin ümmetiyiz.Diğer peygamberlerin hz. muhammed s.a.v'e ümmet olmak için peygamberlik vazifesinden bile vazgeçmek isteyecek kadar değerli bir ümmetiz.En evvela bu şuurun farkına özümüze dönüp.Adem a.s ın ettiği dua gibi dua edip bağışlanmayı ve birlik olmayı dilemeliyiz.Dinsin artık bu islam dünyasındaki acılar hz.muhammed s.a.v in yüzü suyu hürmetine allahım sen islam dünyasının acılarını dindir ve onların tek çatı altında birleşmesini nasip eyle yarabbi.
Allah her birimizin birbirimize gönül bağıyla kilitlenmemizi nasip etsin.Allah şuanda şu kağıda yazamadığım gizliden gizliye kalbimden geçirdiklerimide kabul etsin makbul eylesin.
Aslında herbirimiz Adem a.s ın yaşamış olduğu döngüyü yaşamaktayız.Ruhlarımız ruhlar aleminde idi tıpkı hz.adem gibi sonra ana rahimine düştük rahimde yedik içtik yangeldik tıpkı cennet gibi sonra tıpkı adem a.s gibi cennetten dünyaya düştük.Üstelik yine adem a.s gibi ağlayarak geldik dünyaya sonuç olarak burası bir benzetme tuhaf ama çok benziyoruz.Bilimsel olarak ciğerlerimize dolan havanın yangınından ağlıyoruz belki ama manevi olarak o yazdığımız sebepten dolayı ağlıyor olabiliriz.Bu paragraf benim bir tesbitim olduğu için üzerinde dini açıdan düşünmenizi istemiyorum.
İnsan mutlaka şu sayacak olduğum sırayla alemleri yaşamış ve ya yaşayacaktır.1)ruhlar alemi2)ana rahimi3)dünya hayatı4)kabir hayatı5)mahşer hayatı6)cennet ve ya....... şimdi kısaca bu alemler üzerinden bahsedelim.1. si ruhlar alemi ki bir çok divan edebiyatı şairimizin beyitlerinde çokça vurguladığı bir yerdir.Dilersiniz ki benim de çokça beğendiğim bir beyiti yazmak istiyorum.
''Canıma bir merhaba sundu ezelde çeşmi yar öyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilemedim.''(Ahmet paşa)
Fatih Sultan Mehmet hanın veziri aynı zamanda tasavvuf hocasıdır.Tasavvuf yolunda ilerlemiş ve bize bu beyiti bağışlamıştır.Adeta gönüllerimizin tercumanı olmuştur.
Yar dediği sevgili peygamberimizdir biz peygamberimizi dünya hayatında göremedik fakat elez bezminde gördüğünü ve ona sunmuş olduğu merhabadan dolayı dünyada ona merhaba sunan güzellerin merhabasını bilemediklerini söylüyor.Daha derin manaları var tabi ama çapımız kadarını açıkladık.
Mevlana hz.lerinin bir dizesiyle devam etmek istiyorum.''Yaratıldı yaratılalı göklerin dönüşünü aşk dalgasından bil aşk olmasaydı dünya donar kalırdı.''
hz. mevlana bu beyitinde Ahmet paşa hz.lerinden daha geriye gitmiş ve kainatın dönüşünü o ilk yaratılışta ki aşka bağlamıştır.Yani allahın hiçbir şey yokken bilmek isteyip yaratmış olduğu peygamberimize o haşmetli aşk dolu bakışından dolayı yani o aşktan dolayı döndüğünü söylüyor.ve nitekim aşk olmasaydı o dönüş biterdi diyor.nitekim burdan kıyamete de atıfta bulunmuş olabilir.Emin olamadığım için üzerinde ısrar etmiyor ve bu boyutunu yazmıyorum.
elez bezminde cenab ı allah ruhlarımıza ''elestü bi rabbiküm''ben sizin rabbiniz değil miyim?diye sordu.Ruhlarımız da cevaben ''kalu bela'' (evet)dediler.rabbül aleminin onların yaratıcısı olduğunu sonu bela ile biten kelimeyle kabul ettiler.
Rabbimiz aynı suali nefislerimize sordu.Nefislerimiz ise şöyle yanıtladı''sen sensin bende benim''Nefislerimiz benlik davasıyla yaratıcıyı reddettiler.
işte biz insanların kalbinde ezelde kalu bela diyen güzel bir ruh.diğer tarafta ''sen sensin bende benim'' diyebilmiş aşağılanmış bir nefis bulunmaktadır.insan kalbinde bulunan bu nefis ve ruh ergenlik çağına kadar yan yana ve bitişik halde bulunur.Ergenlik çağından sonra ayrılan nefis ve ruh birbirine zıt muhalif bir şekilde hareket etmeye başlar.İşte bu zor dönemde eğitime tabi olmayan kalp zor duruma düşebilir.
Beyin düşünce sinyallerini kalbimizden alır.Eğer nefis ruhtan kuvvetli ise ilk sinyal nefis tarafından ulaşır ve insan kötülük yolunda adım atabilir.
Ruhumuzu nefsimize karşı kuvvetlendirebilmek için ruhumuzu beslemeli ve güçlendirmeliyiz.Ruh allahın güzel isimlerini anmakla güçlenir.
Her insanın nefsiyle ruhunun güç miktarı farklıdır dolayısıyla her insanın esma (zikir)sayısıda farklı olacaktır.işte bunu ayarlayan kişiye mürşidi kamil denir.Esma alan kişiyede mürit denir.işte tasavvuf ekolünün oluşma sebebi budur.
Tasavvuf un temelleri ta hz.ademe dayanır çünki ilk esma veren allahtır ilk esma alanda hz.ademdir.O HALDE İLK ŞEYH ALLAH İLK DERVİŞ HZ.ADEM DİR.
Peygamberimiz s.a.v de ümmetinden tasavvufçuların çıkması için biat kurumunu oluşturmuştur.Kuranı kerim de ağacın altında biat edenler diye geçerler.Bu konuda araştırma araştırma yapmak isteyenler fetih suresi-18 ayete baksınlar.
Kuranı kerimimizde birçok ayette veli kullarından yani evliyalardan mürşitlerden yani tasvvuftan bahsetmektedir.Yunus suresi 62 den 65 kadar olan ayetlere bakabilirsiniz
''yarattıklarımızdan öyle bir topluluk da vardır ki,onlar hakk a iletirler ve hakk ile hüküm verirler.''araf 181
''bize kendi katından bir veli ver bize kendi kadından bir yardımcı ver''nisa 75
Kuranı kerimde allah dostlarıyla alakalı 67 tane ayetle belki daha fazla ayetle sabitlenmiş durumda olduğu halde birileri çıkıp tarikat yok diyebiliyor.
Yok diyenler önce ashab ı suffe kimdir bunu bir öğrensinler.Ağacın altında peygamberimize biat edenleri öğrensinler niçin ashabın diğerlerinin o ağacın altında biat edenlerle birlikte orada olmadığını öğrensinler.
Ben anne rahiminde yaşadıklarımı hatırlıyorum diyen var mı?Kimse anne karnında ki o ortamı hatırlayamaz.Ruhlar aleminide kimse hatırlayamaz.VE öyleyse soruyorum hatırlayamadıklarımıza yok diyebilirizmiyiz?Cevab hayırsa dünya hayatına dönmek istiyorum.
Allah her birimizin ruhunu sevdiği için yarattı.Peki biz bu sevgiye ne kadar layıkız.Ben şuanda düşünüyorum ve pek o sevginin layıkı olduğumu zannetmiyorum.Yani varolmayı hakettimiyim acaba?
Her insan oğludünyaya gelir doğar büyür gelişir ve ölür.Belki her canlı için böyle olur desek yanlış olmaz fakat canlı cansız ayrımı yaptığımız şu dünyada her şey canlıdır desem büyük bir iddiamıdır?Ne varsa bu alemde hepsi canlıdır yapı taşlarına insek bu canlılığın farkına varırız.Atomdan kürreye kadar herşey canlıdır ve üstelik dönerek hareket eder.Mutlaka dönerken buluruz.Biz insanlarda aşkın bu dönüşünü temsil ederiz kabede.Mevleviler,kadiriler,nakşiler daha nice tasavvuf erkanları aşk ile dönerler.
Biz insanlar için aslında ölüm falan yoktur bir dünyadan diğer dünyaya göçmenin adını ölüm koymuşlar.Ölüm anında azrail ruhumuzu alıp göğe doğru yükseltir orda makamına uygun bir kabre sokar ve kabir hayatı dediğimiz diğer dünya hayatımız başlar.Bedenimizde topraktaki makamına kabrine gömülür.''Ölürse ten ölür canlar ölesi değil''yunus emre hz.leri
Yunus emre hz.lerini mevlana hz.lerini tanımak bilmek için tarikat nedir marifet nedir hakikat nedir bilmek gerkir.Dahası bilmekte yetmez yaşamak gerekir.İslam dini tapınma dini değildir yaşam dinidir.Bazı şeyler yaşamadan bilinmez.
''Yunus dur benim adım,gün geçtikçe artar oldum iki cihanda maksudum,bana seni gerek seni''
Şuanda günümüzde kaç hz.yunus var hiç düşündük mü?Bunu hesaplamak için Türkiye deki her tarikatın içine girip bunu yaşayarak bizati anlayabiliriz ancak her yaşanan da anlatılamaz ya da anlatılmaz sevgili okuyucularım.
Sözcükler düşüncelerin ifadesidir.Açaba bildiğimiz tüm sözcükler yaşadıklarımızı ifade edebilecek güçte midir?Elbette ki hayır bazı şeyler vardır ki dil onları telaffuz edemez.Bir bakıştır onu anlatacak olan.Halimizden anlamayan telaffuz ettiklerimizden de anlattıklarımızdan da asla anlayamaz.
Niçin ibadet ederiz?elbette ki yaşamak için.mezhep yeni bir din değildir mezhep araçtır ihtiyaçları karşıladığı sürece önemlidir.
Allahtan kormak sözcüğünde ki yanlış nedir?Güzelden korkulur mu?severek yaratandan korkulur mu?Allahtan bir yaratıktan korkulur gibi korkulmaz.Onun bizi terketmesinden sevgisini azaltmasından korkulur.İnana insanlar allahın onlara asla gazap etmeyeceğini bilir.Bazı alimler ya da kendini alim zannedenler insanları kuranda ki azap ayetleriyle korkuturlar.Korkan insan allahı sevebilir mi bence hayır.Kuranda ki ayetlerin tümü müslümanlara gelmemiştir.Bazı din adamları müslümana gelen ayetle kafire gelen ayeti karıştırdığı için insanları dinden soğutuyorlar.Allah onların bin türlü belasını versin.Bu belayı marifet ehline okusaydık eyvallah derlerdi. fakat onlar o ehil kişilerin bastığı topraktaki toz olamaz.Bu da onlara yeter sanırım.
''Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz,allahu teala sizi helak eder ve yerinize günah işleyen fakat töğbeleri sebebiyle mağfiret edeceği kimseler yaratırdı.''(kutsi hadis)
sevgili dostlar günahsız kul yoktur o yüzden günah ile boğulmak yerine hakka yönelmek onun bir anadan kaç bin kat daha merhametli olduğuna inanarak merhametine sığınmaya muhtacız. Allah'ım bizleri hesap günü adaletiyle değil merhametiyle yargılar inşallah....Muhabbetiyle lütufta bulunur inşallah...
        BAHADIR ÇAKIR  

    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder