28 Şubat 2014 Cuma

kadir çekem

kadir çekem.
Deyyan Allah!, Mennan Allah!
Settar Allah!, Gaffar Allah!
Allah Allah!, Halim Allah!
Affeyle Ya Kerim Allah!

El açanlar mahrum kalmaz
Kerem eyle Kerim Allah!
Sığınanlar mahzun olmaz
Rahmeyle Ya Rahim Allah!

Anmayan günahkârım
Cürmü hata oldu kârım
Bağışlar elbet hünkârım
Affıyla Ya Halim Allah!

Kum dayanmaz gazabına
Sabredemez azabına
Dehanet eyler bağıma
Affeyle Ya Halim Allah!

Zatındadır bütün kemal
Hüküm senin Ya Zel Celal!
Tüm tecelli göster cemal
Vasfeyle Ya Hâkim Allah!

Âşık kulun boynun büker
Huzurunda yaşlar döker
Dergâhına gözün döker
Rahmeyle Ya Kerim Allah!
* * *

Sevilen İlahi Sözleri

  BİR GECE MUHAMMED’E 
Bir gece Muhammed’e,
Çalab’dan geldi burak,
Seni okur Zülcelal,
Ne durursun kıl hazırlık.
Sallallahu ala Muhammed,
Sallallahu aleyhi ve sellem,
Geldi Cibril hazreti,
Getirdi burak atı,
Nurdan idi hilati,
Gözü gevher, yüzü ak.
Sallallahu ala Muhammed,
Sallallahu aleyhi ve sellem,
Nice bin yıllık yola,
Bir anda vara gele,
Yunus ey dür kim ola,
Ol Muhammed’dir mutlak.
Sallallahu ala Muhammed,
Sallallahu aleyhi ve sellem,  

 ŞAH’IM ALİ ABA’YA ERENLERE AŞK OLSUN
Şahı Ali Abaya erenlere aşk olsun,
Meydanı Mustafa’ya girenlere aşk olsun,

Meydan bir özge yerdir, bilmek anı hünerdir,
Erkanı erenlerdir, bilenlere aşk olsun,

Koç kuzulu bir koyun, olup derdinden soyun,
Orda mürşide boyun eğenlere aşk olsun,

Mürşid Hayder Ali’dir, Hak anda münceliddir,
Eli Hak’kın elidir, bilenlere aşk olsun,

Tevellayı gönülden, getirdin fahir elden,
Mürşidi canı dilden sevenlere aşk olsun,
                            

GİDER HAKK’A RUFAİLER, KADİRİLER 
Rufainin misli yoktur,
Herdem kerameti çoktur,
Daima sözleri haktır,
Gider hakka Rufailer,
Gider hakka Kadiriler.
Ateşte kızar saçları,
Yanmaz onların başları,
Seyyid Ahmed dervişleri,
Gider hakka Bedeviler,
Gider hakka Dussukiler.
Ateşte kızar gülleri ,
Yanmaz onların dilleri,
Seyyid Ahmed’dir pirleri,
Gider hakka  Şazeliler,
Gider hakka Nakşibendiler.
Pirimiz ravzaya vardı,
Dost Muhammed elin verdi,
Merhaba ya Ahmed dedi,
Gider hakka Mevleviler,
Gider hakka Bektaşiler
çifte sancağın açarlar
doğrulup Hakk’a giderler
daima illallah derler
Gider Hakk’a uşşakiler
Gider Hakka Melamiler  
Çabuk aşka geliyorlar,
Nice hikmet görüyorlar,
Hak yoluna ölüyorlar,
Gider hakka Rufailer,
Gider hakka Kadiriler. 
Pirimiz ol seyyid ahmed
nebimiz server muhammed
turabi umar şefaat
gider hakka rufailer
gider dosta Kadiriler 

AÇAN ÇİÇEKLERE MEYVE
Açan çiçeklere meyve
Verilmiyor Muhammed'siz
Hakk'tan gelen derde deva
Bulunmuyor Muhammed'siz
Cok mesgul ol kur-an ile
Seherlerde figan ile
Son nefeste îman ile
Ölünmüyor Muhammed'siz
Uzak Cennet'in yollari
Gider muttaki kullari
Cennette tugba dallari
Egilmiyor Muhammed'siz
Garip kulun sana âsi
Silinmez kalbimin pasi
Gönüllerde Allah aski
Bulunmuyor Muhammed'siz

Bu işyanım yüz karası
Bilmem ki nedir çarası
Göz yaşı siler bu pası
Beytullahta seher vakti 
Mücrimim boynum bükeyim
Biraz göz yaşı dökeyim
Huzurunda diz çökeyim
Medinede seher vakti
Dertlilerle dertleşirim
Bülbül ile ötüşürüm
Ben mecnunla yarışırım
Seccademde sehre vakti

Garibi söyletme yeter
Dili yanmış kordan beter
Elinde arzuhal tutar
Geylaniyle seher vakti
  
 EHLEN VE SEHLEN
Ey enbiyalar serveri
Ey evliyalar rehberi
Ey insucan peygamberi
Ehlen ve sehlen merhaba
Sen canların cananısın
Dertlilerin dermanısın
Alemlerin sultanısın
Ehlen ve sehlen merhaba
Allahü ekber şanühü
Sultanehü sübhanehu
Kad caena burhanehu
Ehlen ve sehlen merhaba
Sensin mahbub-i hüda
Etme şefaatten cuda
Ahmet Muhammed Mustafa
Ehlen ve sehlen merhaba
Derviş yunus söyler sözü
Dergahına sürer yüzü
Severler mahşerde bizi
Ehlen ve sehlen merhaba

ŞEM'E YANAN PERVANELER
Şem'e yanan pervâneler, gelsin beraber yanalım
Aşka düşen divâneler, gelsin beraber yanalım
Varın sorun şu bülbüle, neden âşık olmuş güle
Allah için düşmüş dile, gelsin beraber yanalım
Gel şeyhzadem gel sen de yan, yaş yerine dökelim kan
Hak dîdarın isteyen can, gelsin beraber yanalım
Yanmaktır bizim kârımız, Arz edelim ahvalimiz
Cennette cemâl isteriz, gelsin beraber yanalım


DOST DOST
Erler demine destur alalım
Pervâneye bak ibret alalım
Aşkın ateşine gel bir yanalım
Pervâneye bak ibret alalım
( Dost,dost, dost, dost )
Devrâna girip seyrân edelim
Eyvah demeden Allah deyelim
Lâilaheillah, Lâilaheillah, Lâilaheillah Hû
Ey yolcu biraz sen dinle beni
Kervân geçiyor sen kalma geri
Yusuf denilen dünya güzeli
Fethetti bu gün kalbi seferi
Dost,dost, dost, dost
Devrâna girip seyrân edelim
Eyvah demeden Allah deyelim
Lâilaheillah, Lâilaheillah, Lâilaheillah Hû
Günler geceler durmaz geçiyor
Sermayen olan ömrün bitiyor
Bülbüller bak efgân ediyor
Ey gonca açıl mevsim geçiyor
Dost,dost, dost, dost
Devrâna girip seyrân edelim
Eyvah demeden Allah deyelim
Lâilaheillah, Lâilaheillah, Lâilaheillah Hû 
YAN YÜREĞİM
Yan yüreğim yan,
Gör ki neler var canım,
gör ki neler var ?
Bu halk içinde canım,
Bize gülen var, bize gülen var.
Koy gülen gülsün,
Hak bizi bilsin canım,
Hak bizi bilsin
Gafiller bilsin
Hakkı seven var, hakkı seven var.
Bu yol uzundur,
Menzili çoktur canım, menzili çoktur,
Geçidi yoktur,
Derin sular var, derin sular var.
Her kim pervane,
Gelsin meydane canım, gelsin meydane,
Kıyamaz cane canım,
Kimde hüner var, kimde hüner var ?
Yunus sen burda,
Meydan isteme canım, meydan isteme
Bu meydan içinde canım,
Merdaneler var, merdaneler var.
  
PİR SULTAN ABDÜLKADİR 
Meded Ya Gavsul azam
Pir sultan Abdulkadir
Mevhibei muazzam
Pir sultan Abdulkadir
Nesli paki Mustafa
Hanedanı ba safa
Dürrü yektai vefa
Pir sultan Abdulkadir
Ol sultanül evliya
Nüktedanül asfiya
Hem bürhanül etkiya
Pir sultan Abdulkadir
Mazharı sırrı Huda
Meşheri feyzi ata
Meşarı puşi hata
Pir sultan Abdulkadir
İnsü cin oldu hayran
Melekler kıldı devran
Arşı eyledi seyran
Pir sultan Abdulkadir
Bergüzarı mürteza
Rehgüzarı mücteba
Gülzarı ali aba
Pir sultan Abdulkadir
Aşki kurban yoluna
Dergâhında buluna
Himmet eyle kuluna
Pir sultan Abdulkadir  
MUALLA GAVSİ
Mualla gavsi sübhani
Mukaddes kutbi rabbani
Emin-i sırrı yezdani
Abdülkadir-i Geylani
Alelya lel ya seyyide ayni
Alel ya lel ya seyyide ruhi
Zehi simai nurani
Zehi ferhunde pişani
Kemal-i hüsnü insani
Abdülkadir-i Geylani
Alelya lel ya seyyide ayni
Alel ya lel ya seyyide ruhi
Safa bahşı muhibbani
Ata bahşı fakirani
Hata puşi müridani
Abdülkadir-i Geylani
Alelya lel ya seyyide ayni
Alel ya lel ya seyyide ruhi
Bi-ma’na berkenani
Bi-sureti Yusuf sinani
Bi-behçeti şah merdani
Abdülkadir-i Geylani
Alelya lel ya seyyide ayni
Alel ya lel ya seyyide ruhi
Cihan sohbet-i bevet-bani
Her an ma’na bi-kurbani
Kerameş feyzi Rabbani
Abdülkadir-i Geylani
Alelya lel ya seyyide ayni
Alel ya lel ya seyyide ruhi
Medet ya şeyh-i Geylani
Kerem ya kutbu rabbani
Ki mahrumum ne gerdani
Tu muhyiddin-i Geylani
Alelya lel ya seyyide ayni
Alel ya lel ya seyyide ruhi
Beved birdir ki hendani
Bahaeddindir bani
Ya kutbuddini hakani
Abdülkadir-i Geylani    

GÖSTER CEMALLİN ŞEM'İNİ

Göster cemalin şem-ini Yansın od-a pervaneler
Devlet değil mi aşığa Şem-ine karşı yaneler
(Hu Can Allah, Hu Can Allah Canlar sana kurban Allah)
Mescid ile medreseyi Ismarladık zahidlere
Hak’ka ibadet etmeye Yeter bize viraneler
Ey hali pek Rana güzel Yağmaladın dil mülkini
Pek bağla aşk zincirini Boşalmasın divaneler
Biz meye tövbe etmişiz Ağyar elinden içmeye
Kudret yedinle sun bize Dolu dolu peymaneler
Cevri cefa etmeğile Şemsi seni terkeylemez
Seni seven aşıkların Haşa senden usaneler
Derviş olan neyler silah Hemen daim der zikrullah
Nerde akşam orda sabah Ya Hay! Ya Hu! der gezerim
Daldı gönül bahri gamım Dembe dem artar kederim
Elde teber başta külah Nefsim ile cenk ederim 
TALEAL BEDRÜ

Taleal bedru aleyna 
Minseniyyeti-l veda' 
Vecebbeşşükrü aleyna 
Mâdeâ lillahi de'a 

Eyyühel meb'usu fîna 
Ci'te bilemril muta' 
Ci'te şerraftel medîne 
Merhaben yâ hayreda'
3  
Ente şemsun, ente bedrun 
Ente nûrun âlâ nûr 
Ente misbe hassüreyya 
Ya habîbi, ya Rasul 
4  
Kadle bisnâ sevbe izzin 
Ba'de esvâbı-rrika' 
Vereda'nâ sedye mecdin 
Ba'de ayyâm-iddeya'
5  
Kalet ehmâru-ddeyâcî 
Kulli erbâbil İslâm 
Küllü men yetbe' Muhammed 
Yenbağî en lâ yüdâm 
6  
Veteâhednâ cemîen 
Yevme eksemne-l yemîn 
Lennehûne-l ahde yevmen 
Ve-ttehazne-ssadkadîn
7  
Lestü vallahi neziyyen 
Mâ yukasihi-l ibâd 
Meşheden yâ necme emnîn 
Zû vebâin ve vidâd
GÖÇTÜ KERVAN
Ah nice bir uyursun uyanmaz mısın
Göçtü kervan kaldık dağlar başında
Çağrışır tellallar inanmaz mısın
Göçtü kervan kaldık dağlar başında
Emir hac göçeli hayli zamandır
Muhammed cümleye dindir imandır
Delilsiz gidilmez yollar yamandır
Göçtü kervan kaldık dağlar başında
Yunus sen bu dünyaya niye geldin
Gece gündüz Hakkı zikretsin dilin
Evliyaya uğramaz ise yolun
Göçtü kervan kaldık dağlar başında

KALANLARA SELAM OLSUN
Biz dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun,
Bizim için hayır dua, kılanlara selam olsun.
Ecel büke belimizi, söyletmeye dilimizi,
Hasta iken halimizi, soranlara selam olsun.
Tenim ortaya açıla, yakasız gömlek biçile
Bizi bir asan veçhile, yuyanlara selam olsun.
Sala verile kastımıza, gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze, duranlara selam olsun.
Derviş Yunus söyle sözü, yaş dolmuştur iki gözü,
Bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun.
İSTEDİĞİM HAKTIR BENİM
Gece gündüz döne döne
İstediğim haktır benim
Allah deyip yana yana
İstediğim haktır benim
Yoluna terkedip canı
Akıtıp gözümden kanı
Ah eyleyip dünü günü
İstediğim haktır benim
Münkirler aşk halin bilmez
Münafıklar yola gelmez
Ağlar bu gözlerim gülmez
İstediğim haktır benim
Kor olayım kül olayım
Taşkın akan sel olayım
Çineneyim yol olayım
İstediğim haktır benim

KABENİN YOLLARI
Kabe'nin yolları bölük bölüktür.
Benim yüreciğim delik deliktir
Dünya dedikleri bir gölgeliktir.
Canım Kabe'm varsam sana
Yüzüm gözüm sürsem sana
Eşim dostum yüklesinler yükümü
Komşularım helal etsin hakkını
Görmez oldum ırak ile yakını
Canım Kabe'm varsam sana
Yüzüm gözüm sürsem sana

                                        N'OLDU BU GÖNLÜM
N'oldu bu gönlüm n'oldu bu gönlüm
Derd-u gam ile doldu bu gönlüm
Yandı bu gönlüm yandı bu gönlüm
Yanmada derman buldu bu gönlüm
Yan ey gönül yan yan ey gönül yan
Yanmadan oldu derdine derman
Pervane gibi pervane gibi
Şem'ine aşkın yandı bu gönlüm
Gerçi ki kandı gerçeğe yandı
Rengine aşkın cümle boyandı
Kendide buldu kendide buldu
Matlabını hoş buldu gönlüm
Sevad-ı a'zam sevad-ı a'zam
Belki oluptur Arş-ı muazzam
Matlab-ı canan matlab-ı canan
Olsa acep mi şimdi bu gönlüm
Seyr-i billahtır seyr-i billahtır
Li maallahtır fena fillahtır
Ayinesinde ayinesinde
Gird-i sivayı buldu bu gönlüm
El fakru fahrı el fakru fahri
Demedi mi ol alemler fahri
Fahrini zikrin fahrini zikrin
Mahv-u fenada buldu bu gönlüm
Bayramı imdi Bayramı imdi
Bayram edersin yar ile şimdi
Hamd-ü senalar hamd-ü senalar
Yar ile bayram kıldı bu gönlüm


Uyan Ey Gözlerim
Uyan eygözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
azrailin kastı canadır inan
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
seherde uyanırlar cümle kuşlar
dill-u dillerince tesbihe başlar
tevhid eyler dağlar, aşlar, ağaçlar
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
semavatın kapıların açarlar
alemlere rahmet suyu saçarlar
seherde kalkana hulle biçerler
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
bu dünya fanidir, sakın aldanma
mağrur olup tac-u aha dayanma
yedi iklim benim deyu güvenme
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
benim murad kulun, suçumu affet
suçum bağışlayıp günahım ref et
rasulun sancağı dibinde haşret
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan
NE ZAMAN ANARSAM SENİ 
Ne zaman anarsam seni
Kararım kalmaz Allah’ım.
Senden gayrı gözüm yaşın
Kimseler silmez Allah’ım.

Sen yarattın cismü canı
Sen yarattın bu cihanı
Mülk senindir kerem kânı
Kimsenin olmaz Allah’ım

Açılır bağı bostanın
Okunur dilden destanın
Senin baktığın gülistanın
Gülleri solmaz Allah’ım

Sensin ismi Bâkî olan
Sensin dillerde okunan
Senin aşkına dokunan
Kendini bilmez Allah’ım.
 
Aşkın bahrına dalmayan
Canını feda kılmayan
Senin cemalin görmeyen
Ebedi gülmez Allah’ım

Zar olur aşıkın işi
Durmaz akar gözü yaşı
Senden ayrı düşen kişi
Didarı görmez Allah’ım

Âşık Yunus seni ister
Lutfeyle cemalin göster
Cemalin gören âşıklar
Ebedi ölmez Allah’ım.
* * *

ALEYKE YA RASULULAH
  Bihamdilillah derim Allah
Alup aklımı fikrullah
Hamdilillah derem Allah
Alup aklımı fikrullah
Salâtullah, selâmullah

Aleyke ya Resulullah
Dilimde zatın esması
Bana üns oldu zikrullah
Salâtullah, selâmullah
Aleyke ya Resulullah

Ben ol pervaneyim
Cemalin şem’ine yandım
Yanuben küllü kül oldum
Beni mahvetti aşkullah
Salâtullah, selâmullah
Aleyke ya Resulullah

Bu tevhidden murad ancak
Cemali zata ermektir
Görünen kendi zatıdır
Değildir sanmaki gayrullah
Salâtullah, selâmullah
Aleyke ya Resulullah

Gönül ayinesin sofi
Eğer kılar isen safi
Açılır sana bir kapı
Ayan olur cemalullah
Salâtullah, selâmullah
Aleyke ya Resulullah

Şems-i Tebriz bunu bilir
Ehad kalmaz fena bulur
Bu alem küllü mahvolur
Hemen baki kalır Allah
Salâtullah, selâmullah
Aleyke ya Resulullah
***
ŞOL CENNETİN IRMAKLARI 
 Şol Cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış İslam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu

Salınır Tuba dalları
Kur-an okur hem dilleri
Cennet bağının gülleri
Kokar Allah deyu deyu

Kimler yiyip kimler içer
Hep melekler rahmet saçar
İdris nebi hulle biçer
Subhan Allah deyu deyu

Ol Allahın melekleri
Daim tesbihte dilleri
Cennet bağı çiçekleri
Kokar Allah deyu deyu

Altındandır direkleri
Gümüştendir yaprakları
Uzandıkça budakları
Biter Allah deyu deyu

Aydan aydındır yüzleri
Şekerden tatlı sözleri
Cennet’te huri kızları
Gezer Allah deyu deyu

Hak’ka aşık olan kişi
Akar gözlerinin yaşı
Pür nur olur içi dışı
Söyler Allah deyu deyu

Ne dilersen Hak’tan dile
Kılavuzla gir bu yola
Bülbül aşık olmuş güle
Öter Allah deyu deyu

Açıldı gökler kapısı
Rahmetle dolu hepisi
Sekiz Cennet’in kapısı
Açar Allah deyu deyu

Yunus Emre var yarına
Koma bu günü yarına
Yarın Hak’kın divanına
Varam Allah deyu deyu
* * *

AFFET İSYANIM 
Affet isyanım benim,
Halim yaman Allah’ım
Ref et nisyanım benim
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

Defterim dolu siyah
Amelim tekmil günah
Sensin kuluna penah
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

Affına güvenirim
Kapında dilenirim
Kovsan yine gitmezem
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

Ben bir yüzü karayım
Sana nasıl varayım
Ya kime yalvarayım
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

Ömrümü ettim heder
Mücrimim halim beter
Bana kulum de yeter
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

Ümmet et Habibine
Gönüller tabibine
Rahmeyle garîbine
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

LA TAKNATU buyurdun
Rahmetinle doyurdun
Kullarına duyurdun
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

Aşki’yi azad eyle
Cemalinle şad eyle
Kulum diye yad eyle
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım
* * *

BULAYIM MEVLAM SENİ 
 Aşkınla yak kül et beni
Tek bulayım Mevlam seni
Çiğnet yüzüm yol et beni
Tek bulayım Mevlam seni

Nuh gibi dövdür ellere
Emreyle sövdür dillere
Düşürüp uzak yollara
Tek bulayım Mevlam seni

İbrahim’im nar et yerim
Musa gibi Tur et yerim
İsa gibi dar et yerim
Tek bulayım Mevlam seni

Yusuf gibi caha düşür
Yakup gibi ağlat taşır
Aşkını başımdan aşır
Tek bulayım Mevlam seni

Biçtir beni Çerciş gibi
Yutsun balık Yunus gibi
Ahınla yak Koknus gibi
Tek bulayım Mevlam seni

İki cihanın güneşi
Bağladı bağrına taşı
Akıtıp gözünden yaşı
Tek bulayım Mevlam seni

Seyyid Nizamoğlu medet
Lütfuna hiç yoktur adet
Dile şifa ver dile dert
Tek bulayım mevlam seni
* * *
                              BİZLERİ DE MAHRUM EYLEME ALLAH
 Durmaz yanar vücudum Allah,
Bizleri de mahrum eyleme Allah
Sensin benim maksudum Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

Gül bülbülün ormanı Allah
Ver derdime dermanı Allah
Şükür erdik bugüne Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

Halas eyle narından Allah
Ayırma didarından Allah
Cennet’te cemalinden Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

Kandiller yana yana Allah
Dervişler döne döne Allah
Son nefeste imandan Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah
* * *
ALLAHHU ALLAH
Ömrün bitirmiş viranemiyem
Aklın yitirmiş divanemiyem
Allahu Allah Allahu Allah
Allahu Allah Allahu Allah

Kanat vururum, döner dururum
Yanar kururum, pervanemiyem
Yaşlı gözlerim, tutmaz dizlerim
Yolun izlerim, mestanemiyem

Aşkınla yanan, kalbi tutuşan
Yoluna koşan Geylanemiyem
Fırında pişen, piştikçe coşan
Aşka kavuşan, Mevlanemiyem

Aşkî can feda, olsa ne fayda
Aşk oku yayda, kemanemiyem
* * *
ÇAĞIRAYIM MEVLAM SENİ
  Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlam seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlam seni

Su dibinde mahi ile
Sahralarda ahu ile
Abdal olup Ya Hu! ile
Çağırayım Mevlam seni

Gökyüzünde İsa ile
Tur Dağı’nda Musa ile
Elindeki asa ile
Çağırayım Mevlam seni

Derdi büyük Eyyüb ile
Gözü yaşlı Yakub ile
Ol Muhammed mahbub ile
Çağırayım Mevlam seni

Bilmişim dünya halini
Terk ettim kıylü kalini
Baş açık ayak yalını
Çağırayım Mevlam seni

Yunus okur diller ile
Kumrular bülbüller ile
Hak’kı seven kullar ile
Çağırayım Mevlam seni
* * *

AMAN ALLAH'IM AMAN
 
Alma tenden canımı
Aman Allah’ım aman
Görmeden cananımı
Aman Allah’ım aman

Bir kez yüzün göreyim
Payine yüz süreyim
Canım anda vereyim
Aman Allah’ım aman

Ahım göğe çıkmasın
Felekleri yıkmasın
Melekleri yakmasın
Aman Allah’ım aman
 
Zar eyleme işimi
Zehreyleme aşımı
Dökme kanlı yaşımı
Aman Allah’ım aman

Aşıkım Muhammed’e
Ol Râsûl-i emcede
Koyma beni hasrete
Aman Allah’ım aman

Yunus canın şükrane
Kurban etsin canane
Atma daim hicrane
Aman Allah’ım aman
* * *

ALLAH DE 
 Aşıkı didar,
Allah Allah de
Dağılsın keder,
Allah Allah de

Dünyaya dalma,
Ölmüyom sanma
Gece uyuma,
Allah Allah de

Dağ ile taşta,
Kuru ile yaşta
Çağır her işte,
Hemen Allah de

Artır vermeni,
Söyle derdini
Terket yurdunu,
Güven Allah de

Haksızlık etme,
Kem yola gitme
Allah’ı unutma,
Güven Allah de

Dilin durmadan,
Rab’bin sormadan
Kabre girmeden,
İnan, Allah de.
* * *

ALLAH ALLAH DEYU
 Sabahtan yüzümü yere,
Sürem Allah Allah deyu
El bağlayıp divanına
Duram Allah Allah deyu
 
Aksın gözlerimin yaşı
Çalayım bağrıma taşı
Postumu kıbleye karşı
Serem Allah Allah deyu

Yine dilim bülbül olmuş
Yine dağlar sümbül olmuş
Aşk ile yanıp kül olmuş
Kerem Allah Allah deyu
 
Sakla Ya Rab imanımı
Okusunlar divanımı
Son nefeste bu canımı
Verem Allah Allah deyu
 
Aşıkların yollarını
Severem hep dillerini
Aşk bağının güllerini
Derem Allah Allah deyu

Nazarımız Yusuf ola
Ey ruhsati gir bu yola
İnşaallah kendini bile
Görem Allah Allah deyu
* * *
ALLAH DEDİKÇE 
Gelin Allah Diyelim,
Kalpten pası silelim
Alemler seyredelim
Allah Allah dedikçe

Nerde tehvid çekilir
Melekler saf saf gelir
Hepsi tekbir getirir
Allah Allah dedikçe

Zikr-i Hak’ka başlandı
İsm-i Celal hızlandı
Arş-ı ala sallandı
Allah Allah dedikçe

Gönüller şadan olur
Kaygudan azad olur
Can mülke abad olur
Allah Allah dedikçe

Bağlı kapı açılır
Hak batıldan seçilir
Gizli sırlar açılır
Allah Allah dedikçe.

Gafil olma Naciya
Hak’kı zikret daima,
Seni zikreder Huda,
Allah Allah dedikçe.
* * *

SARI ÇİÇEK HAZAN OLUR 
 Sarıçiçek hazan olur,
Allah! diyen güzel olur
Aşk ile Allah! diyenin
Günahları gazel olur.

Aman Hay! demeye geldim
Hu! deyip dönmeye geldim
Meramımda Hu! demek var
Cemalin görmeye geldim.

Meramımda Hu! demek var
Şeyhimi görmeye geldim.
Sular Allah! diye akar
Aşık olan ona bakar

Melekler hep yıkar yapar
Sabahın seher vaktinde.
Odasında nurdan divan
O divana olsam revan

Üstündeki şeyhim sultan
Allah Hu! demeye geldim

Sofraları ıldır ışık
Ellerinde nurdan kaşık
Ben olmuşum Hak’ka aşık
Allah Hu! demeye geldim

Akan sular durulur mu?
Allah! diyen yorulur mu?
Yara Muhammed yarası
Buna merhem vurulur mu?
* * *

MEVLAM BANA VER AŞKINI 
 Mevlam bana ver aşkını
Hayranın olayım senin
Bülbül gibi gülşeninde
Nalanın olayım senin

Yandır beni yandır beni
Aşk meyinden kandır beni
Sarhoş edip döndür beni
Mestanın olayım senin

Yar eyle beni yarına
Koyma bugünü yarına
Yak beni aşkın narına
Pervanen olayım senin
(Suzanın olayım senin)

Gönül kuşun sana uçur
Aşk meyinden daim içir
Bu tacı hırkadan geçir
Üryanın olayım senin

Seyyid Nizamoğlu Hoca
Ayırma kendinden yüce
Gerek gündüz gerek gece
Mihmanın olayım senin
* * *

EZELDEN AŞKINLA 
Ezelden aşkınla Allah
Ben yane geldim
Cemalin şem’ine Allah
Pervane geldim

Koy beni yatayım Allah
Şeyh eşiğinde
Şu tatlı canımı Allah
Kurbane geldim

Nefsin kal’asını Allah
Tevhiddir yıkan
Esma kuvveti ile Allah
Meydane geldim

Aşıkların didarın Allah
Gördüm düşümde
Kalmadı takadım Allah
Divane geldim

Şems-i Tebrizi’nin Allah
Tablın kurmuşlar
Şeyhim himmetiyle Allah
Meydane geldim
* * *

MEVLAM GÖRELİM NEYLER 
Allah diyelim daim
Mevlam görelim neyler
Yolda duralım daim
Mevlam görelim neyler

Sen sanmadığın yerde
Şayet açıla perde
Derman erişe derde
Mevlam görelim neyler

Gündüz olalım saim
Gece olalım kaim
Allah diyelim daim
Mevlam görelim neyler

Netti bu Yunus netti
Bir doğru yola gitti
Bir şeyh eteğin tuttu
Mevlam görelim neyler
* * *
GÖSTER CEMALİN YARADAN

 Cümle âlemi Yaradan
Kaldır perdeyi aradan
Binbir ismin hürmetine
Göster cemalin Yaradan

İzin ver biz de uçalım
Fani dünyadan göçelim
Cennet’te cemal görelim
Göster cemalin Yaradan

Kaldır perdeyi aradan
Estir bizi yeller gibi
Coştur akan seller gibi
Azat olmuş kullar gibi
Göster didarın Yaradan

Kaldır perdeyi aradan
Sensin evvel sensin ahir
Aşkın bize oldu zahir
Ya lütfeyle ya da öldür
Kaldır perdeyi aradan
Ya lûtfeyle ya da öldür
Göster cemalin Yaradan
* * *
GÖNÜL EĞLENMEZ ALDANMAZ 
Tecelli-i cemal ister,
Gönül eğlenmez aldanmaz,
Teselli-i visal ister,
Gönül eğlenmez aldanmaz.

Siva savmunu kim tuttu,
Visalin aydına yetti,
Cemalin vasfını eşitti,
Gönül eğlenmez aldanmaz.

Cihanı gezsem sert eser,
Görünmez anda bahr ü ber,
Meğer ya Rab seni özler
Gönül eğlenmez aldanmaz.

Ne dünyada, ne ukbada,
Gönül bir özge sevdada,
Dem be dem fikri Mevla’da,
Gönül eğlenmez aldanmaz.
* * *

YALVAR KUL ALLAH'A YALVAR 
 Can-ı gönülden seversen,
Yalvar kul Allah’a yalvar.
Maksuda ermek istersen,
Yalvar kul Allah’a yalvar

Yalvara gör hep yalvara,
Varmayasın yüzü kara,
Ümmet isen Peygamber’e,
Yalvar kul Allah’a yalvar.

Geceler uykudan uyan,
Gizli sırlar olsun ayan.
Mahrum olmaz Allah diyen,
Yalvar kul Allah’a yalvar.

Tanı sen kendini tanı,
Niçün yarattı Hak seni,
Düşünüben hatimeni,
Yalvar kul Allah’a yalvar.

Yunus zikredip Hak deyü
Yürü maksudun dileyu,
İnileyu, hem ağlayu,
Yalvar kul Allah’a yalvar
* * *
MEVLAM SANA ERSEM DİYE 
Mevlam sana ersem diye,
Aşka düşen pervaneyim
Cemalini görsem diye
Aşka düşen pervaneyim

Derdinle ağlar inlerim
Aşka düşer hep inlerim
Bülbül şakır ben dinlerim
Aşka düşen pervaneyim

Gözyaşlarım durmaz akar
Seller gibi ağlar coşar
Vuslat ümidiyle yaşar
Aşka düşen pervaneyim

Kevni temaşa eylerim
Nevayı aşkı söylerim
Sensiz cihanı neylerim
Aşka düşen pervaneyim
* * *

 
YAKILDIM BEN NARI AŞKA 
Yandım Yakıldım ben nar-ı aşka,
Andelib oldum gülzarı aşka
Allah-u Allah Allah-u Allah
Allah-u Allah Allah-u Allah

Bezm-i elestten mest olup geldim
Ben bende doldum hünkara geldim.
Hizmeti şeyhe kulluk edegör
Mahrem olursun esrarı aşka

Evvel aldandım pek kolay sandım
Yandıkça yandım men narı aşka
Enel hak sırrın çün bildim ayan
Mansur olursun perdarı aşka

Nice Süleyman geldi cihane
Ben Süleymanım serdarı aşka.
* * *

BİZİ OL DOST MUHAMMED'DEN AYIRMA
Hannan Allah Mennan Allah,
Her dertlere derman Allah
Salatullah Selamullah
Aleyke Ya Rasulallah

Ey Allah’ım sana sundum elimi
Bizi ol dost Muhammed’den ayırma
Gayrı kime arz edeyim halimi
Bizi ol dost Muhammed’den ayırma

Evliya Enbiya çıkar köşküne
Mest olurlar amberine miskine
İmam-ı Hüseyn’in dem-i aşkına
Bizi ol dost Muhammed’den ayırma
Hannan Allah Mennan Allah

Her dertlere derman Allah
Salatullah selamullah
Aleyke Ya Rasulallah
* * *

EBEDA 
 Ya Rab haberin nerden alayım,
Bir kamil mürşide varayım
Hak’kın yoluna kurban olayım

Bir anda sabah olmaz ebeda
Gözüme uyku girmez ebeda
Gönlüm teselli bulmaz ebeda

Gönül kuşunu eyleyemedim
Dünyaya mesken bağlayamadım
Yandı yüreğim ağlayamadım

Bir anda sabah olmaz ebeda
Gözüme uyku girmez ebeda
Gönlüm teselli bulmaz ebeda

Tazedir solmaz Hak’kın gülleri
Mestane gezer saadet kulları
Gayet incedir Hak’kın yolları

Bir anda sabah olmaz ebeda
Gözüme uyku girmez ebeda
Gönlüm teselli bulmaz ebeda

Ya Rab Errahim Ey lûtfu Kerim
Yoluna kurban canım var benim
Ya Rab sen varken kime gideyim

Bir anda sabah olmaz ebeda
Gözüme uyku girmez ebeda
Gönlüm teselli bulmaz ebeda
* * *

 
Aşıkı yezdan, der Allah Allah
Talibi irfan der Allah Allah
İnsi Cin daim, kullukta kaim
Vahşi behayim, der Allah Allah

Nemlu Tüyur hem, zikreder Hudem
Natıkı ebsem, der Allah Allah
Yerler felekler, cümle melekler
Suda samekler, der Allah Allah

Ziruh cemadat, eyler ibadat
Cümle mâhlukat, der Allah Allah
Allah di ey yar, her zaman her yar
Müştaki didar, der Allah Allah

Her derde derman, zikri hak ey can
İsteyen Rıdvan, der Allah Allah
İt hemen tekrar, bu ismi ey yar
Saliki Cabbar, der Allah Allah

Zikreyle Aşık, ol vasla layık
Talibi sadık, der Allah Allah
Gel yan bu nara, git gir digare
Arayan çare, der Allah Allah

Olma Kuddusi, bu ismi nasi
Hak aşinası der Allah Allah.
* * *



Kulların oda yakma,
Kerem eyle Ya Mevla!
Noksanımıza bakma,
Kerem eyle Ya Mevla!

Bizler taksirli kuldur,
İhsanın ile doldur
Senin rahmetin boldur,
Kerem eyle Ya Mevla!

Yoluna tevfik eyle,
Fazlını refik eyle
Rahmete garkeyle,
Kerem eyle Ya Mevla!

Çünkü insan eyledin,
Ehli iman eyledin
Bunca ihsan eyledin,
Kerem eyle Ya Mevla!

Dertli aşıklar için,
Yolda sadıklar için
Bağrı yanıklar için,
Kerem eyle Ya Mevla!

Kutbu evliya için,
Sadrı asfiya için
Fahri enbiya için,
Kerem eyle Ya Mevla!

Daim sebatın için,
Bunca sıfatın için
Şol güzel zatın için,
Kerem eyle Ya Mevla!
***
  Güller sünbüller
Yanık gönüller
Divane diller
Mevlayı özler

Hu diyen canlar
Canda cananlar
Aşkla yananlar
Mevlayı özler.

Pervane nare
Deme ağyare
Mest olan yare
Mevlayı özler

Emin ver bana
Niyazım sana
Yüreğim yana
Mevlayı özler
Zikreden zakir
Şükreden şakir
Aşkı bu fakir
Mevlayı özler
* * *

Hâlimize alimsin,
Afv edersin ekremsin
Anamızdan erhamsın,
Kerem eyle yâ Mevlâ

Tutalım kul leîmdir
Efendisi kerimdir
Adın rahmân rahimdir
Kerem eyle yâ Mevlâ

İhsânını tesnîm et
Gufranını ta'mîm et
Yollarını ta'lim et
Kerem eyle yâ Mevlâ

Hudai’ye ihsan et,
Rahmet ile gufran et
Her işini asan et,
Kerem eyle Ya Mevla!
* * *

  İlahi cennet evine
Girenlerden eyle bizi
Yarın anda cemalini
Görenlerden eyle bizi

Mahşerde halk ola hayran,
Çok yürekler ola püryan,
Arşın gölgesinde seyran,
Edenlerden eyle bizi.

Bu dünyanın bekası yok
Ya aç olmuş, ya da tok;
Terazide sevabı çok,
Gelenlerden eyle bizi.
 
Bakma dünyanın varına,
Sarfet varın Hak yoluna,
Beratını sağ eline
Alanlardan eyle bizi.

Ya Vahidü ferd-üs Samed,
İhsanına yoktur aded
Firedevs bahçesinde ebed
Kalanlardan eyle bizi

Emanetler aman ile
Kalır gider zaman ile
Ahir demde iman ile
Gidenlerden eyle bizi.

Şu dünyanın cefası çok,
Kimi aç gezer, kimi tok
Ol mizanda sevabı çok
Gelenlerden eyle bizi
 
Müminlere rahmet ola,
Münafıklar mahrum kala
Yunus der ki doğru yola
Gidenlerden eyle bizi
* * *


 Al bak sana bir dua
Oku soluk soluğa
Doysun kalbin huzura
Daim Allah de Allah

Okurken ve yazarken
Sağa sola bakarken
Güzel ömür akarken
Daim Allah de Allah

Bu dünyanın sonu yok
Şu kafana iyi sok
Sabah akşam hem de çok
Daim Allah de Allah

Ağla hergün zari zar
Sanki başka neyin var
Edeceksin küllü kâr
Daim Allah de Allah

Gönüllere bir ışık
Gece gündüz karışık
Dilin olsun alışık
Daim Allah de Allah

Allah diyen yorulmaz
Çürüyüp toprak olmaz
Bu iş ihmale gelmez
Daim Allah de Allah

Ahmetsani Allah de
Gecede ve gündüzde
Kış, bahar, yaz ve güzde
Daim Allah de Allah
* * *

  Mâsivâdan el çeküp
Sana gelmişem Ya Rab
Terk-i dünya eyleyüp
Sana gelmişem Ya Rab

Diler bu kalbim seni
Etme mahrum Ya Gani
Feyzinle şâd et beni
Sana gelmişem Ya Rab

Aşkın ile dolmuşam
Mest-ü müdâm olmuşam
Doğru yolu bulmuşam
Sana gelmişem Ya Rab

Abd-i âciz hakîrem
Günahkârem fakîrem
Cürmümle müştehirem
Sana gelmişem Ya Rab

Gayrıya hiç gitmezem
Kapını terk etmezem
Ümidimi kesmezem
Sana gelmişem Ya Rab

Lütfunla mağfiret et
Cürm-ü isyanım affet
Settâr isminle setr et
Sana gelmişem Ya Rab
* * *

 Seher vakti bülbüller
Ne de güzel öterler
Açınca tüm çiçekler
Birlikte zikrederler

Aman Allah illallah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
Lâ ilâhe illallah

Akşam olur giderler
Boyun büker çiçekler
Kim bilir ne söylerler
Feryat eder bülbüller

Onlarda bütün dertler
Yine de şükrederler
Salât selâm söylerler
Hep menzile ererler

Sen Allah'ı seversen
Allah seni sevmez mi
Emrince hizmet etsen
Hak ecrini vermez mi

Sen rıza kapısında
Aman Allah’ım dersen
O âlemler sultanı
Lebbeyk kulum demez mi

Âşık Yûnus ne söyler
Söyler de kim dinler
Bu yollar Hak’ka gider
Gidenler rahat eder
* * *


 Ey âşık-ı sadıklar
Gelin Allah diyelim
Bezm-i Hak’ka layıklar
Gelin Allah diyelim.
Subhanallah, sultân Allah
Her dertlere derman Allah

Varalım doğru râha
Yüz sürelim dergâha
Yalvaralım Allah'a
Gelin Allah diyelim
Subhanallah, sultân Allah
Her dertlere derman Allah

Yolunda can verelim
Lûtfü Hak’ka erelim
Cemâlini görelim
Gelin Allah diyelim
Subhanallah, sultân Allah
Her dertlere derman Allah

Bu gözlere nur verir
Gönüle sürûr verir
Ne dilersen er görür
Gelin Allah diyelim
Subhanallah, sultân Allah
Her dertlere derman Allah
Dinle derviş hikmeti

Tutun farzı sünneti
Ey Muhammed ümmeti
Gelin Allah diyelim.
* * *

  Ey aşıkı dildare
Gel nuş edelim bade
Bir bade gerek amma
Kim içile me' vade

Can Allah Canan Allah
Canlar sana kurban Allah
Hay kalbim zikrullah
La ilahe illallah
Muhammedur-Resulullah

Sakisi ola Mevla
Ak dahi anın esma
Bir kez nuş eden kat-a
Gam görmeye dünyada

Bir kez içen aşıktır
Aşkında ol sadıktır
Aşk ona hem layıktır
Mecnun ile Ferhad’a

Ol came olan talip
Can ile ola ragıp
Nefsine ola galip
Dil bağlaya üstade

Nuş eyleyen ol camdan
Subhu ne bile şamdan
Talimi cünün eyler
Mecnun ile Ferhad’a

İşit bu Sezai’den
Ne gördü fenaiden
Dost vechini gösterdi
Mir’at-ı mücellada
* * *

 Neyleyeyim dünyayı,
Bana Allah’ım gerek,
Gerekmez masivayı,
Bana Allah’ım gerek,

Ehli dünya dünyada,
Ehl-i ukba ukbada,
Her biri bir sevdada,
Bana Allah’ım gerek,
 
Dertli dermanın ister,
Kullar, sultanın ister,
Aşık cananın ister,
Bana Allah’ım gerek,
 
Fani devlet gerekmez
Dürr ü ziynet gerekmez
Haksız cennet gerekmez
Bana Allah’ım gerek,

Mecnun ister Leyla’yı
Vamık özler Azra’yı
Nidem gayrı sevdayı
Bana Allah’ım gerek,

Bülbül güle karşı zar,
Pervaneyi yakmış nar,
Her kulun bir derdi var,
Bana Allah’ım gerek,

Beyhude hevayı ko,
Hak’kı bulagör Ya Hu!
Hudai’nin sözü bu,
Bana Allah’ım gerek.
* * *


 Gönül birden karar etmez,
Mevlamı arar gezerim
Ona teselli kar etmez
Mevlamı arar gezerim
Yeni düştüm ben bu derde
Sevda yeli eser serde
Gezip oturduğum yerde
Mevlamı arar gezerim

Seherlerde esen yelde
Hem sahrada hem çölde
İhvanda şeyhimde pirimde
Mevlamı arar gezerim

Seherlerde esen yelde
Zar eden şol bülbüllerde
Elvan çeşit açan gülde
Mevlamı arar gezerim

Hem yazlarda hem kışlarda
Hem dağlarda hem taşlarda
Zikredip öten kuşlarda
Mevlamı arar gezerim

Poyrazoğlu acı esme
Hüsrandasın bu gidişte
Rahmetinden ümit kesme
Mevlamı arar gezerim
* * *

  Lütfuna çok ümidim var
Senin gibi Müridim var
Dünya kederinden ne gam
Benim bir şehr-i yârim var

Sana çok ümidetmişem
Hidâyet yolun tutmuşam
Aşkın bahrine düşmüşem
Dalmağa iftiharım var

Lütfü çoktur etmez sitem
Ana ne vakt gider isem
Verir çok her ne istersem
Benim bir perverdigârım var

Zikrin edip durmam geru
Etmişem sana serfürû
Hemîşe eylerem arzu
Affına intizarım var

Vücutta hiç takatim yok
Elimde bir tutarım yok
Benim bir itibarım yok
Seninle bir pazarım var
 
Ettim bî-had cürm-ü günâh
Destim tehî yüzüm siyah
Geldim sana ey Pâdişâh
Bu kadar ihtiyarım var

Bîçâre Hüdâyî senden
Diler lütfûnu fazlından
Der ümidim yok kimseden
Benim bir girdigârım var
* * *

 Allah emrin tutalım
Rahmetine batalım
Bülbül gibi ötelim
Allah Allah Kerim Allah
Rahim Allah Aman Allah
Diyelim Ya Hu

Allah adın uludur
Emrin tutan kuludur
Müminlerin yoludur
Allah Allah Kerim Allah
Rahim Allah Aman Allah
Diyelim Ya Hu

Allah adı dillerde
Sevgisi gönüllerde
Şol korkulu yerlerde
Allah Allah Kerim Allah
Rahim Allah Aman Allah
 
Diyelim Ya Hu
Ölüp kabre varınca
Münkir Nekir gelince
Rabbin kimdir diyince
Allah Allah Kerim Allah
Rahim Allah Aman Allah

Diyelim Ya Hu
Yunus söyler sözünü
Hak’ka bağlar özünü
Görmek ister yüzünü
Allah Allah Kerim Allah
Rahim Allah Aman Allah
Diyelim Ya Hu
* * *


Deyyan Allah!, Mennan Allah!
Settar Allah!, Gaffar Allah!
Allah Allah!, Halim Allah!
Affeyle Ya Kerim Allah!

El açanlar mahrum kalmaz
Kerem eyle Kerim Allah!
Sığınanlar mahzun olmaz
Rahmeyle Ya Rahim Allah!

Anmayan günahkârım
Cürmü hata oldu kârım
Bağışlar elbet hünkârım
Affıyla Ya Halim Allah!

Kum dayanmaz gazabına
Sabredemez azabına
Dehanet eyler bağıma
Affeyle Ya Halim Allah!

Zatındadır bütün kemal
Hüküm senin Ya Zel Celal!
Tüm tecelli göster cemal
Vasfeyle Ya Hâkim Allah!

Âşık kulun boynun büker
Huzurunda yaşlar döker
Dergâhına gözün döker
Rahmeyle Ya Kerim Allah!
* * *

 
Maksut cihana gelmekten
Kişi Rab’bin bilmek imiş
Rabbini bilmekten murat
Evliyasın bulmak imiş

Onun ile olur devlet
Onu beyan kılar ayet
Hak’ka yalvarmaktan murat
Gerçeğe yol varmak imiş

Bulmak değil imiş bilmek,
Bilmek değil imiş, bulmak
Evliyaya gönül vermek
Rengine boyanmak imiş

Bunlardır Hak’kı bilen
Gayrısı yalandır yalan
Dervişlikten murat olan
Külliyen yok olmak imiş
 

Kaygusuz aşk pervanesi
Oldu Hak’kın divanesi
Ehl’i aşkın sermayesi
Aşk od-una yanmak imiş



kaynak:http://www.abdulkadirgeylanidernegi.net/?pnum=127&pt=Sevilen%20İlahi%20Sözleri

Karıştırılan Gerçek

  Bazı din adamları kendini din adamı zanneden bazı cahiller sürekli azap ayetleri ile insanları Allah'tan korkutmayı başarmıştır.Halbuki Allah bir anadan kaç bin kat daha merhametli ve şefkatlidir.
   Azap ayetleri kafirlere inmiş ayetlerdir. Bazı kendini alim zanneden din adamı diye geçinen sahte kişiler Kafire inen ayetle Müslümana inen ayeti karıştırdığı için Kafire inen ayetle Müslümanlara hüküm veriyor. Allah'tan bir yaratıktan korkar gibi korkan insanların Allah'ı sevmeleri mümkün değildir. Allah en güzel sevgilidir.
    Bazı insanlar Allah ismi anıldığı zaman uzaklaşmak isterler bunun sebebi biraz da budur. Ama temel sebebi Kalbin çirkin duygu ve düşüncelerle buğulanmasıdır. Kirli ve buğulu olan kalp görüntü alamaz. Kalp kibir, riya hased , bencillik gibi duygu ve düşüncelerle kirlenir. Bunun neticesinde Ezan sesi duyduğunda kulağını tıkamak isteyen kaçmak isteyen insanlar ortaya çıkar . Bu insanların yapması gereken şey La İlahe İllallah Zikri  kalplerini temizlemelidir.

    YAZARI : BAHADIR ÇAKIR                                O ADAM SENSİN...

Allah Neden Görünmez?

 Bu suale cevap vermeden önce bir kıyasa manidar bir örnek vermek gerektiğini düşünüyorum. Ey aziz ey hazreti insan bize göre her insan hazrettir. Ey hazreti insan bil ki ışık ki görünenlerin en şiddetlisi olup gözler bir müddet kaynağına baktıktan sonra ondan nasibini alır. Şiddetli ışık gözleri karartır.Nitekim şiddetine göre gözleri kör dahi edebilir. Allah ise o kadar şiddetli bir nura sahiptir ki onun nuru bizi karartır. Bu nedenle biz onu şiddeti zuhurundan dolayı göremeyiz.

    YAZARI : BAHADIR ÇAKIR                            O ADAM SENSİN...

Süt Farkı

   Büyükler derki Hakkı bile alıştıra alıştıra söyle o hak dahi olsa birden bire söyleme kademe kademe söyleyiver derler. Bu çok doğrudur. İnsanlara hakkı birden haykırdığın zaman ters etki yapabiliyor. Bu tıpkı şu olaya benziyor. Süt çocuğuna birden bire süt yerine başka bir besin verirsen süt çocuğunu o besin tıkar. Bırak başka cins besin vermeyi süt çocukları arasında bile süt farkı vardır. 1 Aylık bebeğe 9 Aylık başka bir annenin sütü dahi verilse 1 aylık bebeyi o süt bile alışana kadar ters etkiler. Çünkü 1 aylık annenin sütü ile 9 aylık annenin sütü aynı değildir. Nitekim diğer sütü bebek alışana kadar kusar.
    Hak bildiğimizi kademe kademe değerli okuyucularımla buluşturacağız. Tasavvuf bütün herkese kapılarını açmış bir mecradır. Fakat ne olursan ol gel demez. Tamam ne olursan ol gel ama değişmek kaydıyla. Kimse olduğu gibi kabul olunamaz. Değişime kendini kapatmış birine gel denilmez. Gel ne olursan ol yinede gel bu söz Mevlana'nın sözü değildir. Fakat bu son zamanlarda yeni yetme yazarlar ne yazık ki hakkı batıla karıştırmaya ant içmiş.
    Hakkı batılı elbet zayi edecektir....

 Yazarı:Bahadır çakır         o adam sensin....

Allah

  Allah demekten korkma ey kalbim. Ey kalpler Allah demekten korkmayın. Bu ne demek diyenler mutlak vardır. İnsanda şu olaylar olabilir. İnsan kalbi kötü düşünce ve vesveselerle kirlenir. Şu konuma gelen insanlara sesleniyorum. Ezan okunurken duymak istemeyen kalplere sesleniyorum sizi rahatsız eden ezan değil kendi kalbinizdir. Kalp kir ve buğudan dolayı Hakkın ismini işitince ürperir. Bu ürperdi onda kaçma şeklinde kendini gösterir. Hak ile meşgul olamayanı batıl işgal eder bu onun ene açık göstergesidir.
     Bu durumdan nasıl kurtulunur. Kalp Allah'ın isimlerini anmakla kibir,riya,hased, benlik gibi kötü duygu ve düşüncelerden ancak ayrılabilir fakat bu esmaların her birinin saysınca yapılması şartır. İlaç doktorun verdiği dozda alınmalıdır. 

27 Şubat 2014 Perşembe

Kanuni'nin Şehzade Mustafayı Boğdurmasının Analizi

     Öncelikle şunu söylemeliyim bir insan oğlunu dahi evladı olanlar daha iyi bilir şeriatın hükmüne göre o dönemde şeriat hukuku var kanunların hükmünü canından kanından birine uygulayabiliyor ise bu insanı alkışlamalıyız övmeliyiz her seferinde anlatmalıyız. Şimdi Kanuni Sultan Süleyman'ın Oğlunu öldürmesi olayını tarihçilerin gözünden anlatıp tabi ki de gerçek tarihi anlatan tarihçileri referans alacağız.
      Şehzade Mustafa Konya sancak beyidir. Osmanlıda padişahlar kafes usulü olayına geçene kadar şehzadeler il niteliğinde olan sancaklarda yönetim tecrübesi elde etmek için görev alırdı. Osmanlıda ki o dönem için en önemli kaidelerden biri de Padişah'ın mührüdür. Şehzade Mustafa kendi adına mühür çıkarması padişahlık iddiasında bulunması demektir. Babası ölmeden önce bu iddiada bulunması demek bir iç savaş iç isyanın önceden habercisidir. Padişah'ın bir tek oğlu Şehzade Mustafa'mıdır? Bir evlat babası ölmeden Padişahlık mührü bastırması ahlaksızlık ve edepsizliktir. Böyle birinin akıllı olduğunu iddia edenler var böyle biri akıllı olamaz akıllı olsaydı kendini boğdurtacak böyle bir hamleye girişmezdi.
       Tarih dönemin şartları içerisinde ele alınıp incelenir. Osmanlı kendinden önceki devlet olan Selçuklu devletinin devlet idare prensiplerinin çoğunu aynen almış olup onun aksak yanlarını Selçuklu tarihinin analizini yaparak yanlış gördüğü yerleri değiştirerek aynen uygulamaya sokmuştur.Osmanlıyı çok uzun süre yaşatan etmen Selçuklu tarihinden aldığı derstir.Bütün Osmanlı padişahlarının tarihi kuvvetlidir.
       Bendeniz de iyi bir tarihçi kişiliğimin olduğunu düşünüyorum. Bol bol savaş filmi izleyen tarihi filimler izleyen Osmanlı tarihini baştan sona padişah padişah okumuş biriyim. Özellikle Osmanlı tarihini tarihi bir birine zıt anlatan yabancı kaynakları referans alan tarihçilerin eserlerinden ve ona karşı kendi kaynaklarından beslenen tarihçilerden üç tarihçinin seri şeklindeki kitaplarını bitirdim. Şimdi ise aklımdaki planım Tarihi her kaynaktan beslenerek elde eden iki tarihçinin Osmanlı tarihi üzerine yazdığı kitapları okumak ve değerlendirmek istiyorum.
       Her neyse tarihle ilgili olduğum kendimi bu konuda yetiştirdiğim anlaşılmıştır zannedersem. Şimdi bu Şehzade Mustafa olayını biraz daha geniş yelpazede değerlendireceğiz. Birinci husus sistemler bakımından değerlendireceğiz. Sistemler örneğin o dönemde olan Sancak usulünün açıklarını değerlendirelim. Aslında önce değerlendirmemiz gereken Padişahlığın babadan oğula geçmesi meselesidir.Çünkü bu olay İslam'a terstir.İslam'da seçim esastır. Peygamberimizden sonraki dört halife seçimle görev başına gelmiştir.
       Padişahlığın babadan oğula geçmesi olayı çok eski bir olaydır. Bu olayın kökleri ta orta asyaya dayanmaktadır. Ta Asya Hun devletine dayanmaktadır. Osmanlıda ve onun gerisinde uygulanan bu sistemin adı kut inancıdır. Kut inancına göre Tanrı yönetme yetkisini hükümdar ve ailesine vermiştir. Bu olay taht kavgalarına neden olmaktaydı. Osmanlı bu Kut  inancını ortadan kaldıramamış fakat değiştirmiş sürekli buna müdahale etmiştir. Osmanlıdan önce Kut inancının kapsamı çok geniştir. Bir sülalenin yönetime tabi olmasını gerektirdiği için taht kavgaları sülale içinde yaşanmaktaydı.Osmanlıda ise kapsamı daralmış padişah'ın oğulları arasında yani 1. derece kan bağı olan kardeşler arasında taht mücadeleleri yaşanmıştır. Bu yenilik kapsamı daralttığı için taht kavgalarının süresini kısmıştır. Osmanlı içinde bu sisteme yapılan müdahaleleri inceleyelim. Fatih Sultan Mehmet kardeş katlini serbest ediyor bu sisteme göre en zeki en kuvvetli olan şehzade yönetimi devir alıyordu. Fakat birinci Ahmet ekber erşet sistemi ile bu sitemi değiştirmiş en yaşlı şehzadenin Padişah olması olayını getirmiş bu durum taht kavgalarını önlemiş fakat yaşlı insan hamlesiz olur hamlesiz padişahların gelmesine neden olmuştur. Bir diğer etmen ise yine yanlış hatırlamıyorsam 1.Ahmet'in bir uygulaması sancak usulünü kaldırıp yerine kafes usulünü getirmesi ile şehzadeler sançakta yönetim tecrübesi alamamış sarayın içinde kafes gibi muhafızların olduğu ortamda yetiştiği için yönetimden kopuk Padişahlar yetişmiştir. Uygulama eksikliği var. Bakın uygulama öğrenmenin tamamıdır. Teorik olarak bilmek yeterli değildir.
       Kafes usulünün konumuzla pek alakası yok aslında çünkü Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra olan bir olay.Konumuzla alakasız yani Kanuniden önce olsaydı Şehzade Mustafa boğdurulmazdı.
       Her neyse neden anlattık bunları sistemin açığını bulmak için. Sancak usulünün yani şehzadelerin sancaklarda yönetim deneyimi alması sistemininde açıkları vardı peki neydi bu açıklar.
        Her şehzadenin etrafında devlet adamlarından oluşan bir kadro meydana geliyordu. Dolayısı ile her kadro kendi şehzadesinin Padişah olmasını istiyor. Kendi padişahı şehzade olursa o da devlette daha önemli bir kademeye yükselmiş olur.Örneğin vezirse veziri azam olur.Padişahtan sonra ikinci adam vezir bugünün başbakanı gibi. Dolayısı ile bu nedenle şehzadeler kışkırtılmış aralarda bugün nasıl kased olayları yaşanıyorsa o dönemin kasetleri niteliğinde sahte mektuplar dolaşmıştır.Kanuni'yi kışkırtan olay tabi ki de bu mektuplar olmamıştır. Kanuni eğer bu mektupları referans alarak bu işi yapmış olsaydı üzerine atılan tüm iftiralara karşı çıkmaz sesimi çıkarmazdım haketti derdim ama öyle değil Kanuni'yi uyandıran olay Şehzade Mustafa'nın kendi adına Padişahlık mührü bastırmasıdır.Kanuni bu fitneyi durdurmak istemiş. İleri görüşlü bir padişah olarak binlerin belkide milyonların isyan karşısında ölmesinin önüne geçmiş bir padişahtır. Binlerce kişinin ölmesindense bir oğlunu feda etmeyi göze almış ve bu konuda Şeyhülislamdan fetva almış. Şeriata göre bir mahsur olmadığı maddeler halinde yani ayetler ve hadislere göre hükümler bir bir Kanuni incelemiş neticesinde oğlunu kurban etmiştir. Bu cesaret isteyen canından can olan oğlunu dahi kanun karşısında adalete tabi tutan bu padişah her nedense bu günlerde bir hain gibi anlatılıyor. Oğlunu da feda etsen bu millete yaranılmıyor. Kanuni en adaletli padişahlardan biridir. Hiçbir Osmanlı Padişah'ı içki ve fuhşiat yapmamıştır. Ne yazık ki engin tarihimizden korkan Avrupa tarihimize iftiraları çok iyi atmıştır. Akıllı bir Türk genci hak ile batılı ayırt edebilecek güçtedir. Osmanlı İslam'ı en güzel yaşayan ve yaşatanlardan olmuştur. Fakat bu demek değil ki İslam'a ters hiç bir harekat olmamıştır.Bu bu manaya asla gelmez istisnalar olmuştur. Osmanlı tarihi Türkiye devleti için devlet adamları için çok önemlidir. Osmanlı tarihini okurken ondan hatalardan özellikle ders alınmalıdır. Yüksek yanları ise tekrar hayata geçirilmesi amaçlanmalıdır. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda sıkıntılar vardır. Türkiye Cumhuriyeti engin tarihinden beslenmek yerine batılı kaynaklar üzerine inşa edilmiş bir devlettir. Bu bakımdan sistemleri sıkıntılıdır. Tarihine iftira atabilen başka bir millet tanımıyorum.Varsa da ben bilmiyorum. Avrupa ve dünya tarihi konusunda eksik yanlarım oldukça fazladır fakat Türk tarihi ve İslam tarihi konusunda kendimi iyi yetiştirdim ve bu konuda daha fazlada yetiştirmeye devam ediyorum. Şuanda Osmanlı tarihine  odaklandım. Bununla ilgili daha çok kitap okuyacağım. Osmanlı hakkı ödenecek gibi bir devlet değil. Osmanlı bügünün kafasıyla anlaşılabilecek bir devlet değil. Osmanlı bir şaheser. Osmanlı kaynakları ile koskocaman bir laboratuvar özelliği taşımaktadır.

     YAZARI: BAHADIR ÇAKIR                       O ADAM SENSİN...
        

22 Şubat 2014 Cumartesi

Acil Uyarı

  Suriye konusunda son olaylarla Türkiye'nin tır olayları ile adının çıkmasıyla birlikte dünyada sesi duyuldu. Bu nedenle Türkiye'nin bir önlem alması gerekmektedir. İç tehditlere karşı aldığı önlemleri hep birlikte izlemekteyiz fakat benim bu yazımda dikkat çekmek istediğim nokta dış tehditler. Bu dış tehditlerde en önemli dikkat etmemiz gereken Rusya'dır. Üst üstte iki kez Rus füzelerinin Türkiye üzerinde değişik noktalara düştüğünü gördüm. Rüyamda tabi fakat bu rüyayı farklı şekilde iki kez görmem beni derinden etkiledi ki bu yazıyı ele aldım.
     İki rüyada da Rus füzelerinin iki tanesi Türkiye üzerinden karadeniz bölgesinde Türk füze savunma sistemi ile vurulduğu halde rus füzelerinin bir tanesi ikiye bölünerek üç parça şeklinde geliyor iki tanesini bizim füzeler havada vurduğu halde bir tanesi önemli bir noktamıza ulaşıyor.
      Rusya'nın füzelerinden bir tanesi ikiye bölünebilen bir füze gibi gözüküp sonradan iki füzeye dönüşen bir füze yaptığını rüyamdan açık bir şekilde algıladım. Devlet mecralarının bu konuyu araştırması ve ona uygun bir hava savunma sisteminin oluşturulmasını acil olarak görüyorum.
       Yabancılar Türkiye'nin hava savunma sistemi almasını dikkatle izledi ve dolayısı ile alnınan ya da geliştirilen füze savunma sistemine karşılık bu sistemi delici füzeler geliştirmiş olabilirler. Bu nedenle bu füze savunma sistemi konusunda acile edilmeli. Bu konuya acilen müdahale edilmelidir.
      İlk rüyamda füzeler karadeniz üzerinde karşılandı ikinci rüyamda da öyle oldu fakat hedef ankara idi. Bu aralar ankaraya dikkat edilsin. Türkiyenin her yerinde askerler tam telakkuz seçime kadar her an müdahale edecek halde hazır ve nazır ve dikkatinin iki kat artırılması gereklidir.
       O füze Ankaraya gidiyordu ve Ankarayı vurdu....

    YAZARI : BAHADIR ÇAKIR                                       O ADAM SENSİN...