Öncelikle şunu söylemeliyim bir insan oğlunu dahi evladı olanlar daha iyi bilir şeriatın hükmüne göre o dönemde şeriat hukuku var kanunların hükmünü canından kanından birine uygulayabiliyor ise bu insanı alkışlamalıyız övmeliyiz her seferinde anlatmalıyız. Şimdi Kanuni Sultan Süleyman'ın Oğlunu öldürmesi olayını tarihçilerin gözünden anlatıp tabi ki de gerçek tarihi anlatan tarihçileri referans alacağız.
Şehzade Mustafa Konya sancak beyidir. Osmanlıda padişahlar kafes usulü olayına geçene kadar şehzadeler il niteliğinde olan sancaklarda yönetim tecrübesi elde etmek için görev alırdı. Osmanlıda ki o dönem için en önemli kaidelerden biri de Padişah'ın mührüdür. Şehzade Mustafa kendi adına mühür çıkarması padişahlık iddiasında bulunması demektir. Babası ölmeden önce bu iddiada bulunması demek bir iç savaş iç isyanın önceden habercisidir. Padişah'ın bir tek oğlu Şehzade Mustafa'mıdır? Bir evlat babası ölmeden Padişahlık mührü bastırması ahlaksızlık ve edepsizliktir. Böyle birinin akıllı olduğunu iddia edenler var böyle biri akıllı olamaz akıllı olsaydı kendini boğdurtacak böyle bir hamleye girişmezdi.
Tarih dönemin şartları içerisinde ele alınıp incelenir. Osmanlı kendinden önceki devlet olan Selçuklu devletinin devlet idare prensiplerinin çoğunu aynen almış olup onun aksak yanlarını Selçuklu tarihinin analizini yaparak yanlış gördüğü yerleri değiştirerek aynen uygulamaya sokmuştur.Osmanlıyı çok uzun süre yaşatan etmen Selçuklu tarihinden aldığı derstir.Bütün Osmanlı padişahlarının tarihi kuvvetlidir.
Bendeniz de iyi bir tarihçi kişiliğimin olduğunu düşünüyorum. Bol bol savaş filmi izleyen tarihi filimler izleyen Osmanlı tarihini baştan sona padişah padişah okumuş biriyim. Özellikle Osmanlı tarihini tarihi bir birine zıt anlatan yabancı kaynakları referans alan tarihçilerin eserlerinden ve ona karşı kendi kaynaklarından beslenen tarihçilerden üç tarihçinin seri şeklindeki kitaplarını bitirdim. Şimdi ise aklımdaki planım Tarihi her kaynaktan beslenerek elde eden iki tarihçinin Osmanlı tarihi üzerine yazdığı kitapları okumak ve değerlendirmek istiyorum.
Her neyse tarihle ilgili olduğum kendimi bu konuda yetiştirdiğim anlaşılmıştır zannedersem. Şimdi bu Şehzade Mustafa olayını biraz daha geniş yelpazede değerlendireceğiz. Birinci husus sistemler bakımından değerlendireceğiz. Sistemler örneğin o dönemde olan Sancak usulünün açıklarını değerlendirelim. Aslında önce değerlendirmemiz gereken Padişahlığın babadan oğula geçmesi meselesidir.Çünkü bu olay İslam'a terstir.İslam'da seçim esastır. Peygamberimizden sonraki dört halife seçimle görev başına gelmiştir.
Padişahlığın babadan oğula geçmesi olayı çok eski bir olaydır. Bu olayın kökleri ta orta asyaya dayanmaktadır. Ta Asya Hun devletine dayanmaktadır. Osmanlıda ve onun gerisinde uygulanan bu sistemin adı kut inancıdır. Kut inancına göre Tanrı yönetme yetkisini hükümdar ve ailesine vermiştir. Bu olay taht kavgalarına neden olmaktaydı. Osmanlı bu Kut inancını ortadan kaldıramamış fakat değiştirmiş sürekli buna müdahale etmiştir. Osmanlıdan önce Kut inancının kapsamı çok geniştir. Bir sülalenin yönetime tabi olmasını gerektirdiği için taht kavgaları sülale içinde yaşanmaktaydı.Osmanlıda ise kapsamı daralmış padişah'ın oğulları arasında yani 1. derece kan bağı olan kardeşler arasında taht mücadeleleri yaşanmıştır. Bu yenilik kapsamı daralttığı için taht kavgalarının süresini kısmıştır. Osmanlı içinde bu sisteme yapılan müdahaleleri inceleyelim. Fatih Sultan Mehmet kardeş katlini serbest ediyor bu sisteme göre en zeki en kuvvetli olan şehzade yönetimi devir alıyordu. Fakat birinci Ahmet ekber erşet sistemi ile bu sitemi değiştirmiş en yaşlı şehzadenin Padişah olması olayını getirmiş bu durum taht kavgalarını önlemiş fakat yaşlı insan hamlesiz olur hamlesiz padişahların gelmesine neden olmuştur. Bir diğer etmen ise yine yanlış hatırlamıyorsam 1.Ahmet'in bir uygulaması sancak usulünü kaldırıp yerine kafes usulünü getirmesi ile şehzadeler sançakta yönetim tecrübesi alamamış sarayın içinde kafes gibi muhafızların olduğu ortamda yetiştiği için yönetimden kopuk Padişahlar yetişmiştir. Uygulama eksikliği var. Bakın uygulama öğrenmenin tamamıdır. Teorik olarak bilmek yeterli değildir.
Kafes usulünün konumuzla pek alakası yok aslında çünkü Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra olan bir olay.Konumuzla alakasız yani Kanuniden önce olsaydı Şehzade Mustafa boğdurulmazdı.
Her neyse neden anlattık bunları sistemin açığını bulmak için. Sancak usulünün yani şehzadelerin sancaklarda yönetim deneyimi alması sistemininde açıkları vardı peki neydi bu açıklar.
Her şehzadenin etrafında devlet adamlarından oluşan bir kadro meydana geliyordu. Dolayısı ile her kadro kendi şehzadesinin Padişah olmasını istiyor. Kendi padişahı şehzade olursa o da devlette daha önemli bir kademeye yükselmiş olur.Örneğin vezirse veziri azam olur.Padişahtan sonra ikinci adam vezir bugünün başbakanı gibi. Dolayısı ile bu nedenle şehzadeler kışkırtılmış aralarda bugün nasıl kased olayları yaşanıyorsa o dönemin kasetleri niteliğinde sahte mektuplar dolaşmıştır.Kanuni'yi kışkırtan olay tabi ki de bu mektuplar olmamıştır. Kanuni eğer bu mektupları referans alarak bu işi yapmış olsaydı üzerine atılan tüm iftiralara karşı çıkmaz sesimi çıkarmazdım haketti derdim ama öyle değil Kanuni'yi uyandıran olay Şehzade Mustafa'nın kendi adına Padişahlık mührü bastırmasıdır.Kanuni bu fitneyi durdurmak istemiş. İleri görüşlü bir padişah olarak binlerin belkide milyonların isyan karşısında ölmesinin önüne geçmiş bir padişahtır. Binlerce kişinin ölmesindense bir oğlunu feda etmeyi göze almış ve bu konuda Şeyhülislamdan fetva almış. Şeriata göre bir mahsur olmadığı maddeler halinde yani ayetler ve hadislere göre hükümler bir bir Kanuni incelemiş neticesinde oğlunu kurban etmiştir. Bu cesaret isteyen canından can olan oğlunu dahi kanun karşısında adalete tabi tutan bu padişah her nedense bu günlerde bir hain gibi anlatılıyor. Oğlunu da feda etsen bu millete yaranılmıyor. Kanuni en adaletli padişahlardan biridir. Hiçbir Osmanlı Padişah'ı içki ve fuhşiat yapmamıştır. Ne yazık ki engin tarihimizden korkan Avrupa tarihimize iftiraları çok iyi atmıştır. Akıllı bir Türk genci hak ile batılı ayırt edebilecek güçtedir. Osmanlı İslam'ı en güzel yaşayan ve yaşatanlardan olmuştur. Fakat bu demek değil ki İslam'a ters hiç bir harekat olmamıştır.Bu bu manaya asla gelmez istisnalar olmuştur. Osmanlı tarihi Türkiye devleti için devlet adamları için çok önemlidir. Osmanlı tarihini okurken ondan hatalardan özellikle ders alınmalıdır. Yüksek yanları ise tekrar hayata geçirilmesi amaçlanmalıdır. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda sıkıntılar vardır. Türkiye Cumhuriyeti engin tarihinden beslenmek yerine batılı kaynaklar üzerine inşa edilmiş bir devlettir. Bu bakımdan sistemleri sıkıntılıdır. Tarihine iftira atabilen başka bir millet tanımıyorum.Varsa da ben bilmiyorum. Avrupa ve dünya tarihi konusunda eksik yanlarım oldukça fazladır fakat Türk tarihi ve İslam tarihi konusunda kendimi iyi yetiştirdim ve bu konuda daha fazlada yetiştirmeye devam ediyorum. Şuanda Osmanlı tarihine odaklandım. Bununla ilgili daha çok kitap okuyacağım. Osmanlı hakkı ödenecek gibi bir devlet değil. Osmanlı bügünün kafasıyla anlaşılabilecek bir devlet değil. Osmanlı bir şaheser. Osmanlı kaynakları ile koskocaman bir laboratuvar özelliği taşımaktadır.
YAZARI: BAHADIR ÇAKIR O ADAM SENSİN...
Şehzade Mustafa Konya sancak beyidir. Osmanlıda padişahlar kafes usulü olayına geçene kadar şehzadeler il niteliğinde olan sancaklarda yönetim tecrübesi elde etmek için görev alırdı. Osmanlıda ki o dönem için en önemli kaidelerden biri de Padişah'ın mührüdür. Şehzade Mustafa kendi adına mühür çıkarması padişahlık iddiasında bulunması demektir. Babası ölmeden önce bu iddiada bulunması demek bir iç savaş iç isyanın önceden habercisidir. Padişah'ın bir tek oğlu Şehzade Mustafa'mıdır? Bir evlat babası ölmeden Padişahlık mührü bastırması ahlaksızlık ve edepsizliktir. Böyle birinin akıllı olduğunu iddia edenler var böyle biri akıllı olamaz akıllı olsaydı kendini boğdurtacak böyle bir hamleye girişmezdi.
Tarih dönemin şartları içerisinde ele alınıp incelenir. Osmanlı kendinden önceki devlet olan Selçuklu devletinin devlet idare prensiplerinin çoğunu aynen almış olup onun aksak yanlarını Selçuklu tarihinin analizini yaparak yanlış gördüğü yerleri değiştirerek aynen uygulamaya sokmuştur.Osmanlıyı çok uzun süre yaşatan etmen Selçuklu tarihinden aldığı derstir.Bütün Osmanlı padişahlarının tarihi kuvvetlidir.
Bendeniz de iyi bir tarihçi kişiliğimin olduğunu düşünüyorum. Bol bol savaş filmi izleyen tarihi filimler izleyen Osmanlı tarihini baştan sona padişah padişah okumuş biriyim. Özellikle Osmanlı tarihini tarihi bir birine zıt anlatan yabancı kaynakları referans alan tarihçilerin eserlerinden ve ona karşı kendi kaynaklarından beslenen tarihçilerden üç tarihçinin seri şeklindeki kitaplarını bitirdim. Şimdi ise aklımdaki planım Tarihi her kaynaktan beslenerek elde eden iki tarihçinin Osmanlı tarihi üzerine yazdığı kitapları okumak ve değerlendirmek istiyorum.
Her neyse tarihle ilgili olduğum kendimi bu konuda yetiştirdiğim anlaşılmıştır zannedersem. Şimdi bu Şehzade Mustafa olayını biraz daha geniş yelpazede değerlendireceğiz. Birinci husus sistemler bakımından değerlendireceğiz. Sistemler örneğin o dönemde olan Sancak usulünün açıklarını değerlendirelim. Aslında önce değerlendirmemiz gereken Padişahlığın babadan oğula geçmesi meselesidir.Çünkü bu olay İslam'a terstir.İslam'da seçim esastır. Peygamberimizden sonraki dört halife seçimle görev başına gelmiştir.
Padişahlığın babadan oğula geçmesi olayı çok eski bir olaydır. Bu olayın kökleri ta orta asyaya dayanmaktadır. Ta Asya Hun devletine dayanmaktadır. Osmanlıda ve onun gerisinde uygulanan bu sistemin adı kut inancıdır. Kut inancına göre Tanrı yönetme yetkisini hükümdar ve ailesine vermiştir. Bu olay taht kavgalarına neden olmaktaydı. Osmanlı bu Kut inancını ortadan kaldıramamış fakat değiştirmiş sürekli buna müdahale etmiştir. Osmanlıdan önce Kut inancının kapsamı çok geniştir. Bir sülalenin yönetime tabi olmasını gerektirdiği için taht kavgaları sülale içinde yaşanmaktaydı.Osmanlıda ise kapsamı daralmış padişah'ın oğulları arasında yani 1. derece kan bağı olan kardeşler arasında taht mücadeleleri yaşanmıştır. Bu yenilik kapsamı daralttığı için taht kavgalarının süresini kısmıştır. Osmanlı içinde bu sisteme yapılan müdahaleleri inceleyelim. Fatih Sultan Mehmet kardeş katlini serbest ediyor bu sisteme göre en zeki en kuvvetli olan şehzade yönetimi devir alıyordu. Fakat birinci Ahmet ekber erşet sistemi ile bu sitemi değiştirmiş en yaşlı şehzadenin Padişah olması olayını getirmiş bu durum taht kavgalarını önlemiş fakat yaşlı insan hamlesiz olur hamlesiz padişahların gelmesine neden olmuştur. Bir diğer etmen ise yine yanlış hatırlamıyorsam 1.Ahmet'in bir uygulaması sancak usulünü kaldırıp yerine kafes usulünü getirmesi ile şehzadeler sançakta yönetim tecrübesi alamamış sarayın içinde kafes gibi muhafızların olduğu ortamda yetiştiği için yönetimden kopuk Padişahlar yetişmiştir. Uygulama eksikliği var. Bakın uygulama öğrenmenin tamamıdır. Teorik olarak bilmek yeterli değildir.
Kafes usulünün konumuzla pek alakası yok aslında çünkü Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra olan bir olay.Konumuzla alakasız yani Kanuniden önce olsaydı Şehzade Mustafa boğdurulmazdı.
Her neyse neden anlattık bunları sistemin açığını bulmak için. Sancak usulünün yani şehzadelerin sancaklarda yönetim deneyimi alması sistemininde açıkları vardı peki neydi bu açıklar.
Her şehzadenin etrafında devlet adamlarından oluşan bir kadro meydana geliyordu. Dolayısı ile her kadro kendi şehzadesinin Padişah olmasını istiyor. Kendi padişahı şehzade olursa o da devlette daha önemli bir kademeye yükselmiş olur.Örneğin vezirse veziri azam olur.Padişahtan sonra ikinci adam vezir bugünün başbakanı gibi. Dolayısı ile bu nedenle şehzadeler kışkırtılmış aralarda bugün nasıl kased olayları yaşanıyorsa o dönemin kasetleri niteliğinde sahte mektuplar dolaşmıştır.Kanuni'yi kışkırtan olay tabi ki de bu mektuplar olmamıştır. Kanuni eğer bu mektupları referans alarak bu işi yapmış olsaydı üzerine atılan tüm iftiralara karşı çıkmaz sesimi çıkarmazdım haketti derdim ama öyle değil Kanuni'yi uyandıran olay Şehzade Mustafa'nın kendi adına Padişahlık mührü bastırmasıdır.Kanuni bu fitneyi durdurmak istemiş. İleri görüşlü bir padişah olarak binlerin belkide milyonların isyan karşısında ölmesinin önüne geçmiş bir padişahtır. Binlerce kişinin ölmesindense bir oğlunu feda etmeyi göze almış ve bu konuda Şeyhülislamdan fetva almış. Şeriata göre bir mahsur olmadığı maddeler halinde yani ayetler ve hadislere göre hükümler bir bir Kanuni incelemiş neticesinde oğlunu kurban etmiştir. Bu cesaret isteyen canından can olan oğlunu dahi kanun karşısında adalete tabi tutan bu padişah her nedense bu günlerde bir hain gibi anlatılıyor. Oğlunu da feda etsen bu millete yaranılmıyor. Kanuni en adaletli padişahlardan biridir. Hiçbir Osmanlı Padişah'ı içki ve fuhşiat yapmamıştır. Ne yazık ki engin tarihimizden korkan Avrupa tarihimize iftiraları çok iyi atmıştır. Akıllı bir Türk genci hak ile batılı ayırt edebilecek güçtedir. Osmanlı İslam'ı en güzel yaşayan ve yaşatanlardan olmuştur. Fakat bu demek değil ki İslam'a ters hiç bir harekat olmamıştır.Bu bu manaya asla gelmez istisnalar olmuştur. Osmanlı tarihi Türkiye devleti için devlet adamları için çok önemlidir. Osmanlı tarihini okurken ondan hatalardan özellikle ders alınmalıdır. Yüksek yanları ise tekrar hayata geçirilmesi amaçlanmalıdır. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda sıkıntılar vardır. Türkiye Cumhuriyeti engin tarihinden beslenmek yerine batılı kaynaklar üzerine inşa edilmiş bir devlettir. Bu bakımdan sistemleri sıkıntılıdır. Tarihine iftira atabilen başka bir millet tanımıyorum.Varsa da ben bilmiyorum. Avrupa ve dünya tarihi konusunda eksik yanlarım oldukça fazladır fakat Türk tarihi ve İslam tarihi konusunda kendimi iyi yetiştirdim ve bu konuda daha fazlada yetiştirmeye devam ediyorum. Şuanda Osmanlı tarihine odaklandım. Bununla ilgili daha çok kitap okuyacağım. Osmanlı hakkı ödenecek gibi bir devlet değil. Osmanlı bügünün kafasıyla anlaşılabilecek bir devlet değil. Osmanlı bir şaheser. Osmanlı kaynakları ile koskocaman bir laboratuvar özelliği taşımaktadır.
YAZARI: BAHADIR ÇAKIR O ADAM SENSİN...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder