Metaryalist felsefeye göre Tanrı yoktur ancak yegane varlık maddedir.Halbuki maddenin yapı taşlarına indiğimiz zaman maddenin yerini maddesel olmayan ışınlar yer alır.Madde Metaryalist felsefenin aksine mutlak var değildir.Örneğin taş maddesini düşündüğümüz zaman onun yapısını oluşturan milyon kat küçülerek atom hatta dahada küçülerek atom altı parçacıklara yani Proton,nötron ve elektronları görürüz.Yani makro alemden mikro aleme indikçe varlığın ezeli olması gereken zorunlu varlığa tutunmak zorunda olduğunu görürüz bu mikro(küçük) alemden makro(büyük) aleme çıktıkça da aynı olayla karşı karşıya kalırız.Makro yani büyümenin bir sonu yoktur.Yani Dünya'dan yola çıksak uzayın o inanılmaz büyük boşluğunun büyüklüğünden aklımızı yitiririz.Yine tersini düşünecek olursak insan vucudunun temelini oluşturan hücrelere girdiğimiz zaman en gelişmiş mikroskoplarla gidilebilen küçülme oranlarında küçüldükçe kayboluruz çünkü mikro alemde aynı makro alem gibi sonu olmayan bir noktaya doğru sürüklenmemize neden olmaktadır yani bu çıkmaz sokaktır.Yine metaryalist felsefeye dönecek olursak bize ilk maddenin nasıl oluştuğunu açıklayamaz yani bunu şöyle izah etmeye çalışır:Madde ezelidir,mutlaktır der bunu akıl açısından da mümkün olmadığının farkına varırız.Örneğin şöyle bir sorgulama yaptığımızda:Tesadüfen yani düzensizlikten böyle müthiş bir düzenin oluşması mümkün değildir.Hayvanlar alemine baktığımız da bize düzensiz gibi gözüken olaylar aslında bir ekolojik dengenin parçasıdır.Yani hayatta gerçekleşen değişim ve dönüşümlerin her birinin bir düzene bağlı olduğunu görmekteyiz.Evren bir çok kanun(yasalar) la işlemektedir.Biz insanlar bunu matamatik ilmiyle çözüme kavuşturamayız fakat çözümleyebiliriz.İşleyen yasaların farkına ançak matamatikle varabiliriz.Yani bakan gözle gören göz aynı değildir.İlimle bakan gözle ilimsiz bakan göz arasında fark vardır.O müthiş düzeni görebilmek için bir çok ilme ihtiyaç vardır.Peki o düzeni kuranı görebilmek için işte onun için ilimlerde fayda vermez çünkü o öyle bir nur ki gözlerimizi karartır.Bu tıpkı ışık gibidir ışık şiddeti ve derecesi ne kadar artarsa ona baktığımızda gözlerimiz kararır.Allah ta çok müthiş çok şiddetli bir nura sahiptir onun nurunun şiddeti bizleri karartır.
Yine metaryalist felsefeye göre mutlak var olan maddeyi Kuantum Fiziğinde mutlak varolmadığı kanısına varılmaktadır.Maddenin yapı taşlarına indiğimizde maddenin maddesel olmayan ışınlardan oluştuğunu görmekteyiz dahası bu ışıklar bir gözlemci olduğu zaman görülebilir olurken deneysel olarak yokolmaktadır.Yani madde maddesel olmayan zorunlu olması gereken Yüce Allah'a ihtiyaç duymaktadır.Allah ezelidir onun varlığı kendini izhardır.Allah zorunlu varlıktır keza yok olmaklıkta yapamaz.Bizim yegane varlığımız onun yüce varlığına bağlıdır.Allah yani o zorunlu varlık olmasaydı bizde olamazdık.Felsefeyi yüzeysel olarak kavradığımızda Allah tan uzaklaşırız.Fakat derinlemesine düşündüğümüz zaman yani felsefeyi hakkını vererek derinlerine indiğimizde Allah'ı düşünmeyle buluruz.Düşünerek Allah'ın varlığını (olduğunu) anlayabiliriz.Allah'ı bulmak ona kavuşabilmek için ona aşık olmalıyız bu da ançak onun güzel isimlerini anmakla mümkündür.Esma'yı Hüsna'yı anmak kalbi masivadan temizler o öyle bir kuvvettir ki kalbi Allah aşkı ile doldurur.Esmaların her insan için dozu vardır o esmaları tabiri caizse ilaçları kafamıza göre alamayız.Doktora gidip onun verdiği sayıda ve ölçüde esmayı zikretmeliyiz.Bilsin ya da bilmesin varlığı kabul eden Allah ı kabul etmiştir iman bunun farkında olmaktır.
YAZARI: BAHADIR ÇAKIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder