''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA

Taştın yine deli gönül, sular gibi çağlar mısın?
Aktın yine kanlı yaşım, yollarımı bağlar mısın
Nidem elim ermez yâre, bulunmaz derdime çâre
Oldum ilimden avâre, beni burda eğler misin
Yavu kıldım ben yoldaşı, unulmaz bağrımın yaşı
Gözlerimin kanlı yaşı, ırmak olup çağlar mısın
Ben toprak oldum yoluna, sen aşurı gözetirsin
Şu karşıma göğüs geren, taş bağırlı dağlar mısın
Harami gibi yoluma, arkurı inen karlı dağ
Ben yârimden ayrı düştüm, sen yolumu bağlar mısın
Karlı dağların başında, salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim gibi, yaşın yaşın ağlar mısın
Esridi Yunus'un canı, yoldaşım illerim kanı
Yunus düşte gördü seni, sayrı mısın sağlar mısın
Yunus EMRE
GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ
Ben yürürüm yane yane, aşk boyadı beni kane
Ne deliyem ne divane, gel gör beni aşk neyledi
Aşkın beni mest eyledi, aldı gönlüm hast’eyledi
Öldürmeye kast eyledi, gel gör beni aşk neyledi
Gah eserim yeller gibi, gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi, gel gör beni aşk neyledi
Akar suların çağlarım, dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım, gel gör beni aşk neyledi
Benzim sarı gözlerim yaş, varım pare ciğerim taş
Halden bilen dertli kardaş, gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni, ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni, gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile, şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile, gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm, o yâri düşte görürüm
Uyanıp melül olurum, gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyim, baştan ayağa yareyim
Dost elinde avareyim, gel gör beni aşk neyledi
Yunus EMRE
ELHAMDÜLİLLAH
Haktan gelen şerbeti, içtik elhamdülillah
Şol kudret denizini, geçtik elhamdülillah
Şol karşıki dağları, meşeleri bağları
Sağlık safalık ile, aştık elhamdülillah
Kuru idik yaş olduk, kanatlandık kuş olduk
Birbirmize eş olduk, uçtuk elhamdülillah
Vardığımız illere, şol safa gönüllere
Halka tapduk manisin, saçtık elhamdülillah
Beri gel barışalım, yad isen bilişelim
Atımız eğerlendi, estik elhamdülillah
İndik Rum'u kışladık, çok hayır şer işledik
Uş bahar geldi geri, göçtük elhamdülillah
Dirildik pınar olduk, irkildik ırmak olduk
Artık denize dolduk, taştık elhamdülillah
Taptuğun tapusuna, kul olduk kapusuna
Yunus miskin çiğ idik, piştik elhamdülillah
Yunus EMRE
ÇEKE GELDİ ÇEKE GİDER
Aşkın odu ciğerimi, yaka geldi yaka gider
Garip başım bu sevdayı, çeke geldi çeke gider
Kâr etti firak canıma, aşık oldum cananıma
As zencirin dost boynuma taka geldi taka gider
Sadıklar durur sözüne, gayri görünmez gözüne
Bu gözlerim dost yüzüne, baka geldi baka gider
Bülbül eder ah-ü figan, hasret ile yandı bu can
Benim gönülcüğüm ey can, Hakk'a geldi Hakk'a gider
Arada olmasın asi, onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı, aka geldi aka gider
Miskin Yunus'un sözleri, efgan eder bülbülleri
Dost bahçesinin gülleri, koka geldi koka gider
Yunus EMRE
İLİM KENDİN BİLMEKTİR
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne, kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin, ha bir kuru ekmektir
Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen, abes yere yelmektir
Dört kitabın ma'nisi, bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin, bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece, okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca, ma'nisi ne demektir
Yunus der ki ey hoca, gerekse var bin Hac’ca
Hepisinden iyice, bir gönüle girmektir
Yunus EMRE
AH NİDEYİM ÖMRÜM SENİ
Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni
Seninle olmadım gani, ah nideyim ömrüm seni
Geldim ve geçtim bilmedim, ağlayıp güssa yemedim
Senden ayrılam demedim, ah nideyim ömrüm seni
Hayrım şerim yazılacak, ömrüm ipi üzülecek
Suret benden bozulacak, ah nideyim ömrüm seni
Gidip geri gelmeyesin, gelip beni bulmayasın
Bu benliğe sermayesin, ah nideyim ömrüm seni
Hani sana güvendiğim, güveniben yuvandığım
Kaldı külli kazandığım, ah nideyim ömrüm seni
Miskin Yunus gideceksin, acep sefer edeceksin
Hasret ile kalacaksın, ah nideyim ömrüm seni
Yunus EMRE
AĞLA GÖZÜM AĞLA GÜLMEZEM GAYRİ
Ağla gözüm ağla gülmezem gayri
Gönül dosta gider gelmezem gayri
Ne gam bunda bana bin kez ölsem
Orda ölüm olmaz ölmezem gayri
Yansın canım yansın aşkın oduna
Aksın kanlı yaşım silmezem gayri
Beni irşad eden mürşid-i kamil
Yeter ben el daha almazam gayri
Varlığım yokluğa değişmişim ben
Bu gün cana başa kalmazam gayri
Fenadan bakiye göç eder olduk
Yöneldim sol yola dönmezem gayri
Muhabbet bahrinin gavvası oldum
Gerekmez ceyhun'a dalmazam gayri
Dilerim fazlından ayrılmıyasın
Tanrı'm senden özge sevmezem gayri
Söyle aşık dilinden bunu YUNUS
Eğer aşık isem ölmezem gayri
Yunus EMRE
DOLAP NİÇİN İNİLERSİN
Dolap niçin inilersin
Derdim vardır inilerim
Ben Mevlaya aşık oldum
Anın için inilerim
Benim adım dertli dolap
Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş çalap
Derdim vardır inilerim
Beni bir dağda buldular
Kolum kanadım yoldular
Dolaba layık gördüler
Derdim vardır inilerim
Ben bir dağın ağacıyam
Ne tatlıyım ne acıyam
Ben mevlaya duacıyam
Derdim vardır inilerim
Dağdan kestiler hezenim
Bozuldu türlü düzenim
Ben bir usanmaz ozanım
Derdim vardır inilerim
Dülgerler her yanım yondu
Her azam yerine kondu
Bu iniltim Hak'dan geldi
Derdim vardır inilerim
Suyum alçaktan çekerim
Dönüp yükseğe dökerim
Görün ben neler çekerim
Derdim vardır inilerim
Yunus bunda gelen gülmez
Kişi muradına ermez
Bu fanide kimse kalmaz
Derdim vardır inilerim.
Yunus EMRE
GELİN EY KARDEŞLER
Gelin ey kardeşler gelin
Bu menzil uzağa benzer
Nazar kıldım şu dünyaya
Kurulmuş tuzağa benzer
Bir pirin eteğin tuttum
"Ana beni" deyip gittim
Nice yüzbin günah ettim
Her biri bir dağa benzer
Çağla Derviş Yunus çağla
Sen özünü Hakk'a bağla
Ağlar isen halin ağla
Erdem vefa yoğa benzer
Yunus EMRE
NİÇİN AĞLARSIN BÜLBÜL HEY
Sen burda garip mi geldin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Yorulup iz mi yanıldın
Niçin ağlarsın bülbül hey
Karlı dağlardan mı aştın
Derin ırmaklar mı geçtin
Yârinden ayrı mı düştün
Niçin ağlarsın bülbül hey
Hey, ne yavuz inilersin
Benim derdim yenilersin
Dostu görmek mi dilersin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Kal'alı şehir mi yıkıldı
Ya nam-u arın mi kaldı
Gurbette yârin mi kaldı
Niçin ağlarsın bülbül hey
Gulistanlarda yaylarsın
Taze gülleri yeğlersin
Yavlak zarılık eylersin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Uykudan gözüm uyandı
Uyandı kana boyandı
Yandı sol yüreğim yandı
Niçin ağlarsın bülbül hey
N'oldu şu Yunus'a n'oldu
Aşkın deryasına daldı
Yine baharistan oldu
Niçin ağlarsın bülbül hey
Yunus EMRE
GELDİ GEÇTİ ÖMRÜM BENİM
Geldi geçti ömrüm benim,
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle geldi,
Şol göz yumup açmış gibi
İşbu söze hak tanıktır,
Bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide,
Kafesten kuş uçmuş gibi
Miskin âdemoğulları,
Ekinlere benzer gider
Kimi biter kimi yiter,
Yere tohum saçmış gibi
Bu dünyada bir nesneye,
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere,
Gök ekini biçmiş gibi
Bir hastaya vardın ise,
Bir içim su verdin ise
Yarın anda karşı gele,
Hak şarabın içmiş gibi
Bir miskini gördün ise,
Bir eskice verdin ise,
Yarın anda karşı gele,
Hak libasın biçmiş gibi
Yunus Emre bu dünyada,
İki kişi kalır derler
Meğer HIZIR, İLYAS ola,
Ab-ı hayat içmiş gibi
Yunus EMRE
DURUN DURUN AŞKA SELA
Divaneler divaneler
Durun durun aşka sela
Aşk esriği mestaneler
Durun durun aşka sela
Mest-i elestler kandaksız
Mestane mestler kanatsız
Saki duruptur çanaksız
Durun durun aşka sela
Merdaneler merdaneler
Erlik demi bu gündürür
Baş verüben can terkini
Vurun vurun aşka sela
Ey nice hamle idelim
İşbu fenadan gidelim
Binin binin şevk atalım
Sürün sürün aşka sela
Muhabbet yoluna girip
Aşktan dava kılan kişi
Tan eylemiş aşıklara
Görün görün aşka sela
Akıl ne bilir aşkı kim
Mağrur oluptur aklına
Aşkı bu gün bu Yunus'a
Sorun sorun aşka sela
Yunus EMRE
SELAM OLSUN
Bu dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun,
Bizim için hayır dua, kılanlara selam olsun
Sela verin kastımıza, gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze, duranlara selam olsun
Ecel büke belimizi, söyletmiye dilimizi
Hasta iken halimizi, soranlara selam olsun
Eceli gelenler gider, hepsi gelmez yola gider
Bizim halimizden haber, soranlara selam olsun
Tenim ortaya açıla, yakasız gömlek biçile
Bizi bir asan vech ile, yuyanlara selam olsun
Derviş Yunus söyler sözün, yaş doludur iki gözün
Bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun
Yunus EMRE
KALANLARA SELAM OLSUN
Bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selâm olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selâm olsun
Ecel büke belimizi
Söyletmiye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selâm olsun
Tenim ortaya açıla
Yakasız gömlek biçile
Bizi bir âsan vech ile
Yuyanlara selâm olsun
Azrail alır canımız
Kurur damarda kanımız
Yuyacağın kefenimiz
Saranlara selam olsun
Sala verile kasdımıza
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun
Dünyaya gelenler gider
Hergiz gelmez yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara selam olsun
Miskin Yunus söyler sözün
Yaş doldurmuş iki gözün
Bilmeyenler neyi bilmiş
Bilenlere selâm olsun
YUNUS EMRE
SELAM OLSUN
Azrail alır canımız, kurur damarda kanımız
Yuyıcağız kefenimiz, saranlara selam olsun
Gider olduk dostumuza, eremedik kastımıza
Namaz için üstümüze, duranlara selam olsun
Sözdür söylenir araya, kimse değmez bu yaraya
İltup bizi makbereye, koyanlara selam olsun
AŞIK oldur HAKKI seve, HAK derdine kıla deva
Bizim için hayır dua, edenlere selam olsun
Aşık Yunus söyler sözü, kan yaş ile doldu gözü
Bilmeyenler bilsin bizi, bilenlere selam olsun
Yunus EMRE
AŞKIN ALDI BENDEN BENİ
Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Aşkın aşıklar oldurur
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni
Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni
Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene Ver anları
Bana seni gerek seni
Yunus'dürür benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni
Yunus EMRE
Ah Ölüm
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus derki gör takdirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus Emre
AŞKIN BENİ
Gözüm seni görmek için
Elim sana ermek için
Bu gün canım yolda kodum
Yarın seni bulmak için
Bu gün canım yolda koyam
Yarın ivazın veresin
Arz eyleme uçmağını
Hiç arzum yok uçmak için
Benim uçmak neme gerek
Hergiz gönlüm ona bakmaz
İşbu benim zarılığım
Değildürür bir bağ için
Uçmak uçmağım dediğin
Mü'minleri yeltediğin
Vardır ola bir kaç huri
Arzum yoktur koçmak için
Bunda dahi verdin bize
Ol huriyi çiftü helal
Ondan geçti arzum tamam
Arzum sana ermek için
Sufilere ver sen onu
Bana seni gerek seni
Haşa ben terkedem seni
Şol bir evle çardak için
Yunus hasretdürür sana
Hasretini göster ona
İşin zulüm değil ise
Dad eylegil istedi çün.
Yunus EMRE
ADEM OĞLU
Miskin Adem oğlanı
Nefse zebun olmuşdur
Hayvan canavar gibi
Otlamağa kalmışdur
Hergiz ölümün sanmaz
Ölesi günin anmaz
Bu dünyadan usanmaz
Gaflet önün almışdur
Oğlanlar öğüt almaz
Yiğitler tevbe kılmaz
Kocalar taat kılmaz
Sarp rüzigar olmuşdur
Beğler azdı yolundan
Bilmez yoksul halinden
Çıktı rahmet gölünden
Nefs gölüne dalmışdur
Yunus sözü alimden
Zinhar olma zalimden
Korkadurun ölümden
Cümle doğan ölmüşdür.
Yunus EMRE
GÖNÜL ÇALAB'IN TAHTI
Miskinlikte buldular, kimde erlik var ise
Merdivenden ittiler, yüksekten bakar ise
Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar
Dış yüzüne o sızar, içinde ne var ise
Ak sakallı pir hoca, bilemez hali nice
Emek vermesin hacca, bir gönül yıkar ise
Sağır işitmez sözü, gece sanar gündüzü
Kördür münkirin gözü, alem münevver ise
Gönül Çalab’ın tahtı, Çalap gönüle baktı
İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise
Sen sana ne sanırsan, ayruga da onu san
Dört kitabın manası, budur eğer var ise
Bildik gelenler geçmiş, konanlar geri göçmüş
Aşk şarabından içmiş, kim mana duyar ise
Yunus yoldan azuban, yüksek yerde durmasın
Sinle sırat görmeye, sevdiği didar ise
Yunus EMRE
dem-be-dem : Zaman zaman
münevver : Bilgili, aydın
Çalap : Allah
bedbaht : Talihsiz
sin : Mezar
sırat : Cennet yolu
didar : Allah'a kavusma, hakkın yüzü
AĞAÇ
Giderim ben yol sıra, yavlak uzanmış bir ağaç
Böyle lâtif böyle şirin, gönlüm aydur birkaç sır aç
Böyl’uzamak ne manâdır, çünkü bu dünya fânîdir
Bu fuzûllük nişânıdır, gel beri miskinliğe geç
Böyle lâtif beziniben, böyle şirîn düzünüben
Gönül Hakk’a uzanuban, dilek nedir neye muhtâç
Ağaç karır devrân döner, kuş budağa birken konar
Dahi sana kuş konmamış, ne güvercin ne hod turaç
Bir gün sana zevâl ere, yüce kaddin ine yere
Budakların oda gire, kaynaya kazan kıza saç
Er sırrıdır sırrın senin, er yeridir yerin senin
Ne yerdedir yerin senin, sana sorarım ey ağaç
Yunus Emre sen bir nice, eksikliğin yüz bin onca
Kur’ağaca yol sorunca, teferrüclen yoluna geç
Yunus EMRE
BİR DAĞ İÇİNDE
Adım adım ileri, beş alemden içeri,
On sekiz bin hicabı, geçtim bir dağ içinde.
Gözler gibi görmedim, söz gibi söyleşmedim.
Musi'leyin münacaat, ettim bir dağ içinde.
Bir döşek döşemişler, nur ile bezemişler.
Dedim bu kimin ola, sordum bir dağ içinde.
Vardım ileri vardım, Levh-i elime aldım,
Ayetlerin okudum, yazdım bir dağ içinde.
Açtım Mekke kapısın, duydum ol dost kokusun,
Erenlerin hepisin, gördüm bir dağ içinde
Yetmiş bin hicab geçtim, gizli perdeler açtım,
Ol dost ile buluştum, gördüm bir dağ içinde.
Gökler gibi gürledim, yeller gibi inledim,
Sular gibi çağladım, aktım bir dağ içinde.
Ayrılmadım pirimden, ayrılmadım şeyhimden,
Aşktan bir kadeh aldım, içtim bir dağ içinde.
Kalpten büyük dağ olmaz, Ol Allaha doyulmaz,
Sohbetine kanılmaz, erdim bir dağ içinde,
Yunus eyder gezerim, dost iledir pazarım,
Ol Allahın didarın, gördüm bir dağ içinde.
Yunus EMRE
| ||
Sofuyum halk içinde tesbih elimden gitmez
Dilim marifet söyler, gönlüm hiç kabul etmez Boynumda icazetim, riya ile taatim Edişem ayruk yerde, gözüm yolum gözetmez Hoş dervişem sabrım yok, dilimde ezkarım çok Kulağımdan gireni, hergiz içim işitmez Görenler elim öper tac ü hırkama bakar Şöylece sanırlar beni zerrece günah etmez Taşımda ibadetim, sohbetim hoş taatim İç pazara gelince, bin yıllık ayyar etmez Dışım derviş, içim boş, dilim tatlı, sözüm hoş İlla ben ettiğimi, dinin denşüren etmez Görenler sofu sanır, selam verir utanır Anca iş koparaydım, el erüben güç yetmez Söylersem marifeti saluslanırım kati Miskinliğe dönmeğe, gönlümden kibir gitmez Yunus eksikliğini Çalabına arzeyle Anın keremi çoktur, sen ettiğin ol etmez | ||
| ||
Acep şu yerde var mı ola
Şöyle garip bencileyin Bağrı başlı, gözü yaşlı Şöyle garip bencileyin Gezdim Rum ile Şam'ı Yukarı elleri kamu Çok istedim, bulamadım Şöyle garip bencileyin Bendeler garip olmasın Firkat oduna yanmasın Hocam kimseler olmasın Şöyle garip bencileyin Bir garip ölmüş diyeler üç günden sonra duyalar Soğuk su ile yuyalar Şöyle garip bencileyin Söyler dilim ağlar gözüm Gariplere göyner özüm Meğer ki gökte yıldızım Ola garip bencileyin Nice bu dert ile yanam Ecel ere bir gün ölem Meğer ki sinimde bulam Şöyle garip bencileyin Emrem Yunus biçare Bulunmaz derdine çare Var imdi gez şardan şare İste garip bencileyin | ||
| ||
Ey dünyayı seven kişi, bir gün koyup gitmek gerek
Senin dileğinle değil, naçardır, ne etmek gerek Gözün ile gördüğünü, şol hasretin olanları Akil isen an bunları, her kimseyi anmak gerek Şol kahr ile kazandığın, bir gün kalısar körlüğe Şol mal ki körlüğe kalır, şaylığa harc etmek gerek Kudret kandilinden senin, destur ile indi canın Bir gün geri gel deniser, şol sözü işitmek gerek Ne hak buyruğun tutarsın, ne kul sözün işidirsin Hiç bilmezsin ma'na nedir, nedilde çağırmak gerek Uydun bu nefsin sözüne, battın günah denizine Çirk getirdin can yüzüne, tövbeteğin tutmak gerek Yunus;şimdi sen dil ile, ben Hakkı severim deme Ol padişah hazretine, görklü meta'iltmek gerek | ||
| ||
Şol göz ki Seni gördü, ol neye nazar etsin
Şol can ki Seni duydu, tende ne karar etsin Aşkına düşen aşık, derdine yanar dün gün Vaslındır ana derman, hekim ne tımar etsin Aşkın ezeli Hacem, yoklukta komuş varın Bu remzi duyan aşık, yokluğu şikar etsin Sen bir gani sultansın, canlar içinde cansın Vasfın kaleme gelmez, dil kanda şümar etsin Gerçek Şaha kul olan, gönlünü Sana veren Seni kendinde bulan, kanceru sefer etsin Bu çeşniyi tadana, kim ne vereler kana Derdine düşen cana, hekim ne tımar etsin Bu sırrı duyan kani, ger aşık ise canı Açıldı gevher kanı, alana haber etsin Çün aşkın ola emelim, sürüle gönülden gamım Vaslına eren bir dem, bin canı nisar etsin İmdi ki Yunus kalmış Hazret'e yüzü kara Bir nesnesi yok müflis, neyile bazar etsin | ||
| ||
Şol cennet'in ırmakları
Akar Allah deyu deyu Çıkmış İslam bülbülleri Öter Allah deyu deyu Salınır Tüba dalları Kur'an okur hem dilleri Cennet bağının gülleri Kokar Allah deyu deyu Kimi yiyip kimi içer Hep melekler rahmet saçar İdris Nebi hulle biçer Biçer Allah deyu deyu Altındadır direkleri Gümüştendir yaprakları Uzandıkça budakları Biter Allah deyu deyu Aydan arıdır yüzleri Misk ü amberdir sözleri Cennet'te huri kızları Gezer Allah deyu deyu Hakka aşık olan kişi Akar gözlerinin yaşı Pür nur olur içi dışı Söyler Allah deyu deyu Ne dilersen Hak'tan dile Kılavuzla gir doğru yola Bülbül aşık olmuş güle Öter Allah deyu deyu Açıldı gökler kapısı Rahmetle doldu hepisi Sekiz cennet'in kapısı Açılır Allah deyu deyu Rıdvan-dürür kapı açan İdris-dürür hülle biçen Kevser şarabını içen Kanar Allah deyu deyu Miskin Yunus var Yarına Koma bu günü yarına Yarın Hakk'ın divanına Varam Allah deyu deyu | ||
| ||
Şol göz ki Seni gördü, ol neye nazar etsin
Şol can ki Seni duydu, tende ne karar etsin Aşkına düşen aşık, derdine yanar dün gün Vaslındır ana derman, hekim ne tımar etsin Aşkın ezeli Hacem, yoklukta komuş varın Bu remzi duyan aşık, yokluğu şikar etsin Sen bir gani sultansın, canlar içinde cansın Vasfın kaleme gelmez, dil kanda şümar etsin Gerçek Şaha kul olan, gönlünü Sana veren Seni kendinde bulan, kanceru sefer etsin Bu çeşniyi tadana, kim ne vereler kana Derdine düşen cana, hekim ne tımar etsin Bu sırrı duyan kani, ger aşık ise canı Açıldı gevher kanı, alana haber etsin Çün aşkın ola emelim, sürüle gönülden gamım Vaslına eren bir dem, bin canı nisar etsin İmdi ki Yunus kalmış Hazret'e yüzü kara Bir nesnesi yok müflis, neyile bazar etsin | ||
| ||
Şol cennet'in ırmakları
Akar Allah deyu deyu Çıkmış İslam bülbülleri Öter Allah deyu deyu Salınır Tüba dalları Kur'an okur hem dilleri Cennet bağının gülleri Kokar Allah deyu deyu Kimi yiyip kimi içer Hep melekler rahmet saçar İdris Nebi hulle biçer Biçer Allah deyu deyu Altındadır direkleri Gümüştendir yaprakları Uzandıkça budakları Biter Allah deyu deyu Aydan arıdır yüzleri Misk ü amberdir sözleri Cennet'te huri kızları Gezer Allah deyu deyu Hakka aşık olan kişi Akar gözlerinin yaşı Pür nur olur içi dışı Söyler Allah deyu deyu Ne dilersen Hak'tan dile Kılavuzla gir doğru yola Bülbül aşık olmuş güle Öter Allah deyu deyu Açıldı gökler kapısı Rahmetle doldu hepisi Sekiz cennet'in kapısı Açılır Allah deyu deyu Rıdvan-dürür kapı açan İdris-dürür hülle biçen Kevser şarabını içen Kanar Allah deyu deyu Miskin Yunus var Yarına Koma bu günü yarına Yarın Hakk'ın divanına Varam Allah deyu deyu | ||
| ||
Şol benim Şeyhimi görmeğe kim gelir
Zevk ile safalar sürmeğe kim gelir Şeyhimin illeri, uzaktır yolları Açılmış gülleri dermeğe kim gelir Şeyhimin özünü, severim sözünü Ol mubarek yüzünü, görmeğe kim gelir Şeyhimin ilini, sorarım evini Ol sebepli elini öpmeğe kim gelir Şeyhimin ilinde, asası elinde Şeyhimin yolunda, ölmeğe kim gelir Aht ile vefalar, zevk ile safalar Bu yolda cefalar çekmeğe kim gelir Şeyhimim şem'ine bu canım pervane Saladır aşıklara, yanmağa kim gelir Hak için malını, hep vere varını Aşk için arını, atmağa kim gelir Şehidin donunu, yumazlar kanını Dost için canını vermeğe kim gelir Ah ile göz yaşı, Yunus'un haldaşı Zehrile pişen aşı, yemeğe kim gelir | ||
| ||
Dost ilinin haberin disem işide misin
Yoldaş olup ol yola sen bile gide misin Ol ilin bağı olur, şerbeti ağu olur Kadeh dutmaz ol ağu, nuş edip yuda mısın Ol elin zevadesi, cefa duta gidesi Şekeri ayruğa sunup, sen ağu tada mısın Ol ilde ay gün olmaz, ay gün gedilip dolmaz Tertipler terk idüben, hisabın unuda mısın Senlik benlik terk edip, yokluk eline gidip Aşktan içip esriyip, varlık terk ede misin İşbu tenin tertibi od ü yel, toprak, sudur Yunus sen gör özünü, suda, toprakta mısın | ||
| ||
İşbu vücudum şehrine, bir dem giresim gelir
İçindeki Sultanın, yüzün göresim gelir İşidirim sözünü, görümezem yüzünü Yüzünü görmekliğe, canım veresim gelir Ol Sultanın halvetinin, yedi hücresi vardır Yedisinden içeri, varıp giresin gelir Her kapıda bir kişi, yüzbin çerisi vardır Aşk kılıcın kuşanıp, cümle kırasım gelir Erenlerin sohbeti arttırır marifeti Bi dertleri sohbetten, her dem süresim gelir Leyli vü mecnun benem, Şeyda-yi Rahman benem Dost oldu bize mihman, bunca yıl bunca zaman Gerçek İsmail'leyin, kurban olasım gelir Erenlerin nazarı toprağı gevher eyler Erenler kademinde, toprak olasım gelir Miskin Yunus'un nefsi, dört tabiat içinde Aşkla can sırrına, pinhan varasım gelir | ||
| ||
Arayu arayu bulsam izini
izinin tozuna sürsem yüzümü Hak nasip eylese görsem yüzünü Ya Muhammed canım arzular seni Bir mubarek sefer olsa da gitsem Ka'be yollarında kumlara batsam Hup cemalin bir gez düşte seyretsem Ya Muhammed canım arzular seni Zerrece kalmadı kalbimde hile Sıtk ile girmişim ben hak yola Ebubekir, Ömer, Osman da bile Ya Muhammed canım arzular seni Ali ile Hasan Hüseyin anda Sevgisi gönülde, muhabbeti canda Yarın mahşer gününde, ulu divanda Ya Muhammed canım arzular seni Arafat dağıdır bizim dağımız Anda kabul olur bizim duamız Medine'de yatar Peygamberimiz Ya Muhammed canım arzular seni Yunus meth eyledi seni dillerde Sevilirsin bütün gönüllerde Ağlaya, ağlaya gurbet ellerde Ya Muhammed canım arzular seni | ||
| ||
Hor bakma sen toprağa, toprakta neler yatur
Kani bunca evliya, yüz bin Peygamber yatur Cennette buğday yiyen, gaflet gömleğin giyen Hem dünyaya meyleden, Adem Peygamber yatur Arkasiyle kum çeken, göz yaşıyle yuğuran Kabeye temel kuran, Halil Peygamber yatur Vücudunu kurt yiyen, kurt yedikçe şükreden Belalara sabreden, Eyyup Peygamber yatur Balık karnında yatan, deryaları seyreden Kabak kökün yastanan, Yunus Peygamber yatur Kuyuda nihan olan, kul deyüben satılan Mısır'a sultan olan, Yusuf Peygamber yatur Yusuf'un yavu kılan, kurt ile davi kılan Ağlayıp göğsüz kalan, Yakup Peygamber yatur Asasın ejder eden, bahre urup yol eden Fir'avnı helak eden, Musa Peygamber yatur Ol Allahın habibi , dertlilerin tabibi Enbiyalar serveri, Resul Muhammed yatur Hayber kal'asın yıkan, kafiri oda yakan Şahinler gibi bakan, Ali gibi er yatur Ata ana gülleri, Kur'an okur dilleri Fatm'ana oğulları;Hasan, Hüseyin yatur İğnesin suya atan, balıklara getirten Tacın tahtın terkeden, İbrahim Ethem yatur Gündüzler saim olan, geceler kaim olan Ariflerin sultanı, Bayzit Bestami yatur Hakikat erleri, geçti dünyadan, her biri Konyada;ol Mevlana Hüdevandigar yatur Çoktur Hakkın has kulları, fikr eyle bunları Saysam erenleri, görsen ne sultanlar yatur Yunus sen de ölürsün, kara yere girersin Kara yer altında, çok günahkar kullar yatur | ||
| ||
Bir ne derttir ana derman bulunmaz
Ya bu ne yaredir zahmı belirmez Yitürdüm Yusuf'um Ken'an elinde Yusuf'um bulundu, Ken'an bulunmaz Beyim arif isen, var sen yolunca Bunda başlar yiter, kanlar sorulmaz Manisiz kişiden hiç nesne gelmez Kovası yok kuyudan su çekilmez Kuyu cismindürür mani kovası Çekerler kovayı suyu belirmez Erenler kapısı, mürüvvet kapısı Sıtk ile gelenler, mahrum gülünmez Yunus bu manide gark oldu gitti Geri gelmekliğe aklı belirmez | ||
| ||
Mana denizine daldık, vücut seyrini kılduk
İki cihan serteser, cümle vücutta bulduk Gece ile gündüzü, gökte yedi yıldızı Levhte yazılan sözü, cümle vücutta bulduk Musa'nın çıktığı Tur'u, gökteki Beytülmamuru İsrafil'deki Suru, cümle vücutta bulduk Tevrat ile İncil'i, Furkan ile Zebur'u Kur'andaki Ayeti nuru, cümle vücutta bulduk Yüce görünen gökleri, göklerdeki melekleri Yetmiş bin hicapları, cümle vücutta bulduk Yedi göğü, yedi yeri, bu dağları, denizleri Uçmak ile Tamu'yu, cümle vücutta bulduk Yunus'un sözleri hak, cümlemiz dedik sadak Kanda istersen anda bak, cümle vücutta bulduk | ||
| ||
İlminde gark olalı üş ben beni bilimezin
Dille söyleyüben vasfına iremezin Sıfatın gelmez dile, kandalığın kim bile Sun'un saymak dille, ben hiç kadir olumazın Hem evvelsin, hem ahır, kamu yerlerde hazır Hiç mekam yoktur Sensiz, ben niçin görimezin Görmedim deli oldum, yanıldım günah kıldım Ussum, aklım aldırdım, esridüm ayılmazın Çünkü beni esrittün, can ü gönül ilettün Ayırma beni senden, biliştim yad olmazın Bana canı sen verdin, Azraile buyurdun Senden artuk kimseye, emaneti vermezin Ey Yunus'un yaradan, götür hicabı aradan Sadıkım yolunda ben, yalan dava kılmazın | ||
| ||
Gayrıdır her milletten bu bizim milletimiz
Hiç dinde bulunmadı, din ü diyanetimiz Bu din ü diyanette, yetmiş iki millette Dünya vü ahirette, ayrıdır ayatımız Tahir suya banmadan, el ayak deprenmeden Baş sücuda inmeden, kılınır taatımız Ne rüku vardır, ne sücut, ne kıble vardır, ne mescit Daima ol dostla becit olur münacatımız Gerek Kabeye varalım, gerek mescide girelim Gerek su ile yunalım, çün bile illetimiz Su ne kadar arıda, yavuz huyun bile Meğer bizi pak ide, Haktan inayetimiz Kimin sırrın kim bile, çün erilmez bu hale Yarın ana belli ola, Müslüman mürtedimiz Yunus canı yenile, kim dostluğun anıla Ansızın bir ün gele, bilesin kudretimiz | ||
| ||
Can ü gönülden seversen
Yalvar kul, Allah'a yalvar Maksuda ermek dilersen Yalvar kul, Allah'a yalvar Yalvar a kardeş yalvara Varmıyasın yüzü kara Ümmet isen Peygambere Yalvar kul, Allah'a yalvar Geceler uykudan uyan Gizli sırlar olsun ayan Mahrum olmaz Allah deyen Yalvar kul, Allah'a yalvar Tanı sen kendini tanı Neden yarattı Hak seni N'olacağın anubeni Yalvar kul, Allah'a yalvar Yunus nuş eyle belayı Yürü maksudun dileği Hem inleyi, hem ağlayı Yalvar kul, Allah'a yalvar | ||
| ||
Aşıkları Tamu'su yandırmıya
Uçmağına bular baş indirmiye Yedi Tamu bir aha katlanmıya Yedi deniz aşk odun söndürmiye Bin bir bela çekmeyince Nuh gibi Tufanında gemiye bindirmiye İsmail gibi kurban olmayınca Cebril güzel koçu indirmeye Musa gibi çobanlık etmeyince Kelimim deyu Tur'a göndermiye Yunus imdi dal bu mana gencine Vay ana kim Allah uyandırmıya | ||
| ||
Sensin benim canım canı, Sensiz kararım yokdürür
Uçmak'ta Sen olmaz isen, vallah nazarım yokdürür Baksam Seni görür gözüm, söyler isem Sensin sözüm Seni gözetmekten artuk, yeğrek şikarım yokdürür Çün ben beni unutmuşam, şöyle Sana gitmişem Ne kalde, ne halde isem, bir dem kararım yokdürür Eğer beni Cercis'leyin, yetmiş gez öldürür isen Dönem geru Sana varam, zira ki arım yokdürür Yunus dahi aşık Sana, göster didarını ana Yarım dahi Sensin benim, ayruk nigarım yokdürür | ||
| ||
Ey bana derviş diyen, nem ola derviş benim
Ya bu adıma layık, hani elimde iş benim Derviş derler adıma, bakarlar suratıma Bilmezler ki dirliğim, külli sitayiş benim Dil ile şeyhim ulu, yolda aludan alu Aklım evi kaygılı, nefsim asayiş benim Sureti güler halka, ya kani kulluk Hakka Bu dirliğime bak a, hem işim yanlış benim Kendi izimi bilirem, saluslanuben yürürem Buğz ü kibr ü adavet, gönlümü almış benim Suçumu örter hırkam, dirliğim cümlesi ham Bir gün yırtılısar perdem, zehi düşvar iş benim Derviş neye dolundum, ulu suçta bulundum Yunus umduğum Haktan, ol rahmet imiş benim | ||
| ||
Bir gün senin defterini dürerler bir eyyam gelir
Kamu aklını başına dererler bir eyyam gelir Tevhide uydur sözünü, mevlaya döndür yüzünü Eynine kefen bezini, sararlar bir eyyam gelir Azrail ala canını unuttura her sanını Kara toprağa tenini, kararlar bir eyyam gelir Tenha kabrinde kalıcak, amellerin arz olucak Mahşer yerine yalıncak, sürerler bir eyyam gelir Yunus eydür evvel baştan, ayırır seni kardaştan Ne ettin kurudan yaştan, sorarlar bir eyyam gelir | ||
| ||
Sen bu cihan mülkünü Kaftan kafa tuttun tut
Ya bu alem malını oynayuben yuttun tut Süleyman'ın tahtına şah olup oturdun bil Dive, periye düpdüz hükümleri ettin tut Fir'avn'ın hazinesin, Nüşirevan'ın genciyle Karun malına katıp, sen malına kattın tut Bu dünya bir lokmadır, ağzında çiğnenmiş bil Çiğnenmişe ne yutmak, ha sen anı yuttun tut Ömrün senin ok bigi, yay içinde dopdolu Dolmuş oka ne durmak, ha sen anı attın tut Her bir nefes kim gelir, keseden ömr eksilir Çün kese ortalandı, sen anı tükettin tut Çün denize gark oldun, boğazına geldi su Deli gibi talpınma, ey biçare battın tut Ölüm vardır bilirsin, varıp gafil olursun Kamulardan ayrılıp, varıp sinde yattın tut Yüz yıllar hoşluk ile, ömrün olursa Yunus Son ucu bir nefesdir, geç andan unuttun tut | ||
| ||
Sensin bize bizden yakın, görünmezsin hicap nedir
Çün aybı yok görklü yüzün, üzerinde nikap nedir Sen eyittin ey Padişah, yehdillahü limen yeşa Şerikin yok senin haşa, şuçlu kimdir ikap nedir Levh üzere kimdir yazan, azdıran kim, kimdir azan Bu işleri kimdir düzen, bu suale cevap nedir Rahimdürür senin adın, rahimliğin bize dedin Mürşitlerin mücdeledi, lataknetu hitap nedir Bu işleri sen bilirsin, sen verirsin, sen alırsın Ne kim kıldım çün bilirsin, ya bu soru hisap nedir Kani bu mülkün sultanı, bu ten ise kani canı Bu göz görmek diler anı, bu mebde ü mead nedir Yunus bu göz anı görmez, görenler hot haber vermez Bu menzile akıl ermez, bu kovduğun serap nedir | ||
| ||
İlahi bir aşk ver bana, kandalığım bilmeyeyim
Yavu kılayum ben beni, isteyuben bulmayayım Al gider benden benliği, doldur içime şenliği Bu dünyada öldür beni, varıp anda ölmeyeyim Şöyle hayran eyle beni, bilmeyeyim dünden günü Daim isteyeyim seni, ayruk nakşa kalmayayım Senin kokun duydu canım, terkini urdu cihanın Hergiz belirmez mekanın, seni kande isteyeyim Aşkın bir od urdu cana, üs yürürem yana yana Ciğerim gark oldu kana, nice zari kılmayayım Ko ben yanayım tüteyim, bülbül olayım öteyim Dost bahçesinde biteyim, açıluben solmayayım Halim getirsem dile, kim bana söğe, kim güle Bari yanayım dert ile, ben dillere gelmeyeyim Mansur um çek dara beni, ayan göster anda seni Kurban kılayum bu canı, aşka münkir olmayayım Aşktır bu derdin dermanı, aşk yolunda verem canı Yunus Emre eydür bunu, bir dem aşksız olmayayım | ||
| ||
Seni Haktan yığanı her ne ise ver gider
Ne beklersin bu teni, sinde kurt kuş yer gider Ölene bak gözün aç, dökülür sakal-ü saç Yılan çiyan gelir aç, yiyup içip sır gider Bize bizden ulular, pek de güzel hulular Şol iyi amelliler haber söyler der gider Kesgil haramdan elin, çekgil gıybetten dilin Azrail el atmadan bu dükkanı der, gider Ecel erer kurur baş, tez tükenir uzun yaş Düpdüz olur dağ ü taş, gök dürülür, yer gider Çün can ağar Hazret'e, yarar et ahirete Tanla duran taate, Tanr'evine er girer Miskin Yunus ölücek, sini nurla dolucak İman yoldaş olucak, Ahirete şir gider | ||
| ||
Gönül kanda dolana, maşukun bulmayınca
Kişi aşık mı olur gönülsüz kalmayınca Gönüldür anan Onu, esir eyleyen seni Kimi azat eylersin, sen azat olmayınca Boynu zincirli geldik, key kati esir olduk Er nazar eylemedi halimiz bilmeyince Bir yandan överler, aylak nesne verirler Bahasın ne bilesin, sen satın almayınca Bahası canın anın, mal ile davar değil Sevdik mi ele girer, sevdikler vermeyince Dostu kande bulasın, sende durmak ile sen Ol imaret eylemez, sen viran olmayınca Sözü Yunus'tan işit, kibir kılma tut öğüt Ol seni sora gelmez, sen yavu varmayınca | ||
| ||
Dervişlik der ki bana
Sen derviş olamazsın Gel ne deyeyim sana Sen derviş olamazsın Derviş bağrı baş gerek Gözü dolu yaş gerek Koyundan yavaş gerek Sen derviş olamazsın Döğene elsiz gerek Söğene dilsiz gerek Derviş gönülsüz gerek Sen derviş olamazsın Dilin ile şakırsın Çok mailer okursun Vara yoğa kakırsın Sen derviş olamazsın Kakımak varmışsa ger Muhammet de kakırdı Bu kakımak sende var Sen derviş olamazsın Doğruya varmayınca Mürşide yetmeyince Hak nasip etmeyince Sen derviş olamazsın Derviş Yunus gel imdi Ummanlara dal imdi Ummana dalmayınca Sen derviş olamazsın | ||
| ||
Mana eri bu yolda melul olası değil
Mana duyan gönüller, gergiz ölesi değil Ten fanidir, can ölmez, çün gitti geri gelmez Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil Gevher seven gönüller, yüz bin yıl arar ise Haktan nasip olmasa, hergiz bulası değil Sakıngil yarin gönlün, sırçadır sımayasın Sırça sındıktan geru, bütün olası değil Çeşmelerden bardağın, doldurmadan kor isen Bin yıl durursa, kendüzünden dolası değil Şol Hızır'la, şol İlyas, ab-ı hayat içtiler Bir kaç yıllar içinde, bunlar ölesi değil Yarattı Hak dünyayı, Peygamber dostluğuna Dünyaya gelen gider, baki kalası değil Yunus gözün görürken, yarağın eyleyu gör Gelmedi anda varan, geri gelesi değil | ||
| ||
Ol kadir-i kün feyekün, lütf edici Sübhan benem
Kesmeden rızkını veren, cümlelere Sultan benem Nutfeden adem yaratan, yumurtadan kuş türeten Kudret dilini söyleten, zikr eyleten Sübhan benem Kimisini zahit kılan, kimisine füsk işleten Ayıplarını örtücü, ol delil ü bürhan benem Benem ebet, benem beka, ol kadir-i hak mutlaka Yarın hızır ola saka, anı kılan gufran benem Ete;deri sügük çatan, ten perdelerini tutan Kudret işim çoktur benim, hem zahir ü ayan benem Hem batınem hem zahirem, hem evvelem, hem ahırem Bu cümlesini yaratıp, tertip eden Yezdan benem Yoktur anda tercüman, andaki iş bana ayan Bin bir adı vardır Yunus, ol sahib-i Kur'an benem | ||
| ||
Nideyim gönlümü aşktan usanmaz
Varır aşka düşer, hiç bana tınmaz Döner gönlüm bana öğüt verir hoş Aşık olan kişi, aşktan usanmaz Aşık cana kaldı, aşık olamaz Can terkin urmayan Maşuk'a ermez Aşık bir kişidir, bu dünya malın Ahiret gussesin bir pula saymaz Aşık öldü deyu sala verirler Ölen hayvan olur aşık olmaz Bu dünyadan ahiretten içeru Aşıkın yeri vardır kimseler bilmez Aşıklar meydanı Arştan yücedir Çalarlar çevganı topu belirmez Yunus bu tevhitte mahiv oldukça Gene gelmekliğe aklı belirmez | ||
| ||
Eğriliğin koyasın, doğru yola gelesin
Kibr ü kini çıkargil, erden nasip alasın Ne verir isen elin ile, şol varır senin ile Ben disem inanmazsın, varıcağaz bulasın Gönülde pas oturur, anda seni yitürür İçeru Şah oturur, girmezsin kim göresin On ikidir hücresi, dervazesi yedidir Anda iki dilber var, bilmezsin ki sorasın Biçare miskin Yunus, aşktan dava kılırsın Dost'tan haber gelicek, yüz sürüyü varasın | ||
| ||
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler, ne bir haber verirler Üzerinde, türlü otlar bitenler Ne söylerler, ne bir haber verirler Kimisinin üstünde biter otlar Kiminin başında sıra serviler Kimi masum, kimi güzel yiğitler Ne söylerler, ne bir haber verirler Toprağa gark olmuş nazik tenleri Söylemeden kalmış, tatlı dilleri Gelin, duadan unutman bunları Ne söylerler, ne bir haber verirler Yunus der ki, gör takdirin işleri Dökülmüştür kirpikleri kaşları Başları ucunda hece taşları Ne söylerler, ne bir haber verirler | ||
| ||
İster idim Allah'ı, buldum ise ne oldu
Ağlar idim dün ü gün, güldüm ise ne oldu Erenler meydanında, yuvarlanır top idim Padişah çevganında kaldım ise ne oldu Erenler meclisinde deste kızıl gül idim Açıldım, ele geldim, soldum ise ne oldu Danişmentler, alimler medresede bulduyse Ben harabat içinde buldum ise ne oldu İşit Yunus'u, işit üş, yine deli oldu Erenler manasına daldım ise ne oldu | ||
| ||
Ey aşk eri aç gözünü, yer yüzüne eyle nazar
Gör bu latif çiçekleri, bezenüben geldi geçer Bunlar böyle bezenüben, Dost'tan yana uzanuben Bir sor Ahi sen bunlara, kancerudur azm-i sefer Her bir çiçek bin naz ile, öğer Hakkı nazar ile Bu kuşlar hoş avaz ile, ol Padişahı zikr eder Öğer anın kadirliğin, her bir işe hazırlığın İlle ömrü kasırlığın, anıcağız benzi solar Rengi döner günden güne, toprağa dökülür gene İbretdürür anlayana, bu ibreti arif duyar Ne bilmegün bilmekdürür, ne gülmegün gülmekdürür Son menzilin ölmekdürür, duymadınsa aşktan eser Ger bu sırrı duyaydın, ya bu gamı yiyeydin Yerinde eriyeydin, gideydi senden bu kar-ü bar Bildik gelen geçer imiş, bildik konan göçer imiş Aşk şarabın içer imiş, bu manadan her kim duyar Yunus bu sözleri ko gil, kendüzünden elin yu gil Senden ne gele bir de gil, çün Hak'tan gelir hayr ü şer | ||
| ||
Canım kurban olsun Senin yoluna
Adı güzel, kendi güzel Muhammed Şefaat eyle bu kemter kuluna Adı güzel, kendi güzel Muhammed Mümin olanların çoktur cefası Ahirette olur zevk ü safası On sekiz bin alemin Mustafa'sı Adı güzel, kendi güzel Muhammed Yedi gökleri seyran eyleyen Kürsi'nin üstünde cevlan eyleyen Miraçta ümmetini dileyen Adı güzel, kendi güzel Muhammed Aşık Yunus n'eder dünyayı Sensiz Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümansız Sana uymıyanlar gider imansız Adı güzel, kendi güzel Muhammed | ||
| ||
Ey canıma cananım, ey derdime dermanım
Alemlere sultanım, medet Allah'ım medet Bu derdim onmaz gibi, Azrail gülmez gibi Umduğum olmaz gibi, medet Allah'ım medet Dünyayı baki sandım, gaflet içinde kaldım Ölüm var imiş bildim, medet Allah'ım medet Gene zari kılayım, Çalabıma yalvarayım Allah'a sığınayım, medet Allah'ım medet Aşık Yunus kıl zari, günahın yuğsun Bari Göresin Peygamberi, medet Allah'ım medet | ||
| ||
Miskinlikte buldular kimde erlik var ise
Merdivenden iterler, kim yüksekten bakar ise Gönlü yüksekte gezer, dembedem yoldan azar Dış yüzüne ol sızar, içinde ne var ise Ak sakallı bir koca, bilmez ki hali nice Emek yemesin hacca, bir gönül yıkar ise Sağır işitmez sözü, gece sanır gündüzü Kördür münkirin gözü, alem münevver ise Gönül Çalabın tahtı, Çalap gönüle baktı İki cihan bedbahtı, kim bir gönül yıkar ise Sen sana ne sanırsan, ayruğa da anı san Dört kitabın manası, budur eğer var ise Manada götürmüşler, kardaştan yar yeğrektir Oğuldan dahi tatlı, eğer doğru yar ise Gördün yarin doğrudur, baş kogil ayağına Çıkar ciğerin yedir, eğer çaren var ise Gördün yarin eğridir, nen var ise ver kurtul Ululardan öğüttür, işittiğin var ise Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür Bilire bir söz yeter, sende güher var ise Bildik gelenler geçmiş, konanlar geri göçmüş Aşk şarabından içmiş, kim mana duyar ise Yunus yoldan ırmasın, yüksek yere durmasın Sinle sırat görmesin, sevdiği didar ise | ||
| ||
Nitekim ben beni bildim, yakın bil kim Hakk'ı buldum
Hakk'ı buluncaydı korkum, şimdi korkudan kurtuldum Ayruk düşünmez korkmazam, bir zerrece kayurmazam Ben şimdi kimden korkayım, korktuğum ile yar oldum Azrail gelmez canıma, sorucu gelmez sinime Bunlar beni ne sorsunlar, anı sorduran ben oldum Ya ben onca kaçan olam, ol buyruğunu buyuram Ol geldi gönlüme doğdu, ben ana bir kan oldum Aşklılar bizden alalar, aşksızlar hot ne bileler Kimler ala kimler vere, ben bir ulu dükkan oldum Yunus'a Hak açtı kapu, Yunus Hakk'a kıldı tapu Baki devlet benimkiymiş, ben kul iken sultan oldum | ||
| ||
Teferrüç eyleyu vardım, sabahın sinleri gördüm
Karışmış kara toprağa, şu nazik tenleri gördüm Çürümüş, toprak olmuş ten, sin içinde yatar pinhan Boşanmış damariakmış kan, batmış kefenleri gördüm Yıkılmış sinleri dolmuş, evleri belirsiz olmuş Kamu endişeden kalmış, ne düşvar halleri gördüm Yaylalar yaylamaz olmuş, kışlalar kışlamaz olmuş Bar tutmuş, söylemez olmuş, ağızda dilleri gördüm Kimisi zevk ü işrette, kimi saz ü beşarette Kimi bela vü mihnette, dün olmuş günleri gördüm Soğulmuş şol kara gözler, belirsiz olmuş ay yüzler Kara toprağın altında, gül deren elleri gördüm Kimisi boynunu eğmiş, tenini toprağa salmış Anasına küsüp gitmiş, boynun buranları gördüm Kimi zari kılıp ağlar, zebaniler canın dağlar Tutuşmuş sinleri oda, çıkan tütünleri gördüm Yunus bunu kanda gördü, gelip bize haber verdi Aklım vardı, bilim şaştı;nitekim şunları gördüm | ||
| ||
Aşk imamdır bize, gönül cemaat
Kıblemiz dost yüzü, daimdir salat Dost yüzün görücek, şirk yağmalandı Anınçün, kapıda kaldı şeriat Gönül secde kılar, dost mihrabında Yüzün yere vurup, kılar münacat Kim ola dost ile, bu demde halvet Şeriat der, sakın şartı bırakma Şart ol kişiye kim, ede hiyanet Erenler nefesidir devletimiz Anınla fitneden olduk selamet (Beli) kavlin dedik evvelki demde Henüz bir demdir, ol vakt ü bu saat Derildi beşimiz, bir vakte geldi Beşi bir eyleyip, kim kıla taat Biz kimse dinine hilaf demezüz Din tamam olıcak doğru muhabbet Doğruluk bekleyen dost kapısında Gümansız ol bulur ilahi devlet Yunus ol kapıda kemine kuldur Ezelden ebede dekdür bu izzet | ||
| ||
Ecel oku erdi cana, kafle göçtü dur deyeler
Gafil olan yolda kalır, tez yarağı gör deyeler Anmaz idim ol Sultanı, ne işe gönderdi beni Emanet verilen canı, gel issine ver deyeler Çün can bedenden çekile, şol elif kamet büküle Gözünden gevher döküle, gel merteben sor deyeler Şöyle yürürken naz ile, adın deftere yazıla Kara yerde ev düzile, gel günahkar gir deyeler Kabrin sual eder sana, kani armağının bana Armağansız gelen bunda, yılan çiyan yer deyeler Münafıkın aklı şaşa, Rabbim bilmem deye haşa Kabir dar ola kavuşa, Hak buyurdu kır deyeler Mü'min olan gele dile, cevap vere güle güle Cennet'ten huriler gele, kabrin dolu nur deyeler Yunus sabret bu mihnete, bir gün eresin rahate Yine Hakkın lütfu yete, gel Cennet'e gir deyeler | ||
| ||
Ayırma beni Senden Yaradan
Düşer ölürüm ben bu yaradan Öldüğüm için gam mi çekerim Alır canımı bir gün Yaradan Öldü diyeler, kaydım yiyeler Bir kuş oluben, çıkam aradan Ağlama derim şol gözlerime Kan yaş akıtır, aktan karadan Varam kul olam şeyh eşiğinde Hırka dikinem bin bir pareden Derviş Yunus'un maksudu budur Alıp şeyhini çıka aradan | ||
| ||
Acep değil senin için, bir can feda kılur isem
Senin varlığın can yeter, hoştur cansız kalır isem Senin derdin olmasa sözüm acep kelecidir Ne canım var, ne eydürem bir dem sensiz olur isem Nice ki ben seni sevem, ecel eri ermeyiser Kaçan suna Azrail el, ben seni canlanır isem Ger suretim düşer ise, nice zeval ere bile Ol kadimi kimse venin, nice düşüp durur isem Dahi Elestü belirmeden, ben aşıktım sen Maşuk Gözüm yüzüne tutam, yüz bin kaba girer isem Dahi cihana gelmeden, canım seni sever idi Minnet değil Yunus, sana nice tapu kılur isem | ||
| ||
Ya Rab n'ola halim, kabre vardığım gece
Eyi olmazsa amelim, kabre vardığım gece Ya Rabbena yandırma, günahlara bandırma Çırağım söğündürme, kabre vardığım gece Ya Rabbena hayr eyle, Muhammed'e yar eyle Kabrimizi nur eyle, kabre vardığım gece Ya Rabbena tuş eyle, imanı yoldaş eyle Muhammed'e eş eyle, kabre vardığım gece Ya Rabbena şaşırtma, yüzüm üzre düşürtme Zebaniler üşürme, kabre vardığım gece Ya Rabbena eşimden, eşimden yoldaşımdan Aklı alma başımdan, kabre vardığım gece Derviş Yunus'un sözü, kan ağlar iki gözü Mahrum eyleme bizi, kabre vardığım gece | ||
| ||
Ben dervişim deyene, bir ün edesim gelir
Seğirdüben sesine, varıp yetesim gelir Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir Varıp anın üstüne, evler yapasım gelir Altında gayya vardır, içi nar ile pürdür Varuben ol gölgede, biraz yatasım gelir O da gölgedir deyu, ta'n eylemen hocalar Hatırımız hoş olsun, biraz yanasım gelir Ben günahımca yanam, rahmet suyunda yunam İki kanat takınam, biraz uçasım gelir Andan Cennete varam, Cennette huriler görem Huri ile gılmanı, bir bir koçasım gelir Derviş Yunus bu sözü, eğri büğrü söyleme Seni sigaya çeker, bir Molla Kasım gelir | ||
| ||
Ne acep olur şu adem oğlanı
Öleceğin hiç gönlüne gele mi Azrail kaynağın urup canına Alacağın hiç gönlüne gele mi Azrail alır bu cümle canları Toprağa düşürür nazik tenleri Geyireler sana yensiz donları Giyeceğin hiç gönlüne gele mi Gelir növbetin dolanı dolanı Ağlasana sen bulanı bulanı Halkın önünde beğeni beğeni Yunacağın hiç gönlüne gele mi Gece gündüz zikreylesin dilimiz Gizli değil, ayan Sana halimiz Karanlık kabirde bir gün yalınız Kalacağın hiç gönlüne gele mi Yunus Emre'm eydür hele burada Heman ömrüm zayi geçti arada Yarın Hak yanında yüzü karada Olacağın hiç gönlüne gele mi | ||
| ||
Hey benim ömrüm kuşu, kande varasın bir gün
Ecel arayı görür, ele giresin bir gün Gele göğsüne kona, tenin tutuşa yana Bir kadeh şerbet suna, içe kanasın bir gün Görmeğe gelenleri, hal hatır soranları Sevgili yarenleri, görmez olasın bir gün Yarenlerin geleler, seni tacilleyeler Soyalar donlarını, uryan olasın bir gün Tap tımar eyle tene, yarar eyle bu cana Şol yılana çiyana, nasip olasın bir gün Münkerle Nekir gele, gele karşında dura Dilince sual sora, cevap veresin bir gün Aşık Yunus nidesin, acep kanda gidesin Erenler meclisine, girmez olasın bir gün | ||
| ||
Her kaçan anarsam Seni kararım kalmaz Allahım
Sendem gayrı gözüm yaşın, kimseler silmez Allahım Sensin ismi baki olan, Sensin dillerde okunan Senin aşkına dokunan, kendini bilmez Allahım Sen yarattın cism ü canı, Sen yarattın bu cihanı Milk Senindir kerem kanı, kimsenin olmaz Allahım Okunur dilde destanın, açılır bağ ü bostanın Sen baktığın gülistanın, gülleri solmaz Allahım Aşkın bahrına dalmayan, canını feda kılmayan Senin cemalin görmeyen, meydana gelmez Allahım Zar olur aşıkın işi, durmaz akar gözü yaşı Senden ayrı düşen kişi, didarın görmez Allahım Aşık Yunus Seni ister, lütf eyle cemalin göster Cemalin gören aşıklar, ebedi ölmez Allahım | ||
| ||
Bir gez yüzün gören kişi, ömrü geçe unutmıya
Tesbihi sen olasın, dilinde ayruk nesne eyitmiye Namaza duran zahidin gözleri Seni görürse Unuda tesbihini, mihraba secde etmiye Ağzına şeker aluben, gözleri Sana tuş olan Unuda ol şekerini, ayruk, çiğneyip yutmıya Ben Seni sevdiğim için baha derler ise İki cihan milkin virem, dahi bahası yetmiye İki cihan dopdolu, bağ ü bostan olursa Senin kokundan yahşi gül bostan içinde bitmiye Gül ü reyhanın kokusu, aşıklara maşuk yeter Aşık olanın maşuku hergiz üğünden gitmiye İsrafil surun urucek mahlukat duru gelicek Senin ününden artık, hiç kulağım işitmiye Zühre yere inübeni sazın nuvaht eylerse Aşıkın işreti Sensin, gözü ol yana gitmiye Nider aşık hanımanı, ya sensiz iki cihanı İki cihan feda Sana, kimesne güman dutmıya Sekiz Uçmağın hurisi, eğer bezenüp geleler Gönlüm sevdiğinden özkeyi hiç kabul etmiye Ahirette ne ola kim, dünyada ol olmıya Huri gılman gelicek, aşık elin uzatmıya Yunus seni sevelden, beşaret oldu canına Her dem yeni dirliktedir, hergiz ömrün eksitmiye | ||
| ||
Söylememen harcısı, söylemeğin hasıdır
Söylemeğin harcısı, gönüllerin pasıdır Gönüllerin pasını ger sileyim der isen Şol sözü söylegil kim, ol söz hülasasıdır Kulil hak dedi Çalap, sözü doğru deyene Bugün yalan söyleyen, yarın utanasıdır Cümle yaradılmışa, bir göz ile bakmayan Şer'in evliyasıysa hakikatte asidir Şeriat haberini şerh ile eydem işit Şeriat bir gemidir, hakikat deryasıdır Ol geminin tahtası ne denlu muhkem ise Deniz mevci kati olucak uşanasıdır Bundan içeru haber işit, edeyin ey yar Hakikatin kafiri, şer'in evliyasıdır Biz talib-i ilmiz, aşk kitabın okuruz Çalap müderris bize, aşk hot medresesidir Evliya safa nazar ideli günden beru Hasıl oldu Yunus'a her ne kim olasıdır | ||
| ||
Gözüm seni görmek için, elim Sana ermek için
Bugün canım yolda kodum, yarın Seni bulmak için Bugün canım yolda koyam, yarın ivazın veresin Arz eyleme Uçmağını, hiç arzum yok Uçmak için Benim Uçmak neme gerek, hergiz gönlüm ana bakmaz İşbu benim zariliğim, değildürür bir bağ için Uçmak Uçmağım dediğin, müminleri yiltediğin Bir ev ile birkaç huri, hevesim yok koçmak için Bunda dahi verdin bize, ol hurilerden çift helal Andan dahi geçti arzum, arzum Seni görmek için Sofulara ver Sen anı, bana Seni gerek Seni Ben nice terk idem Seni, şol bir ala çardak için Yunus hasretdürür Sana, hazretini göster ana İşin zulüm değildürür, dat eyleğil varmak için | ||
| ||
Geldi geçti ömrüm benim, şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle gelir, şol göz açıp yummuş gibi İşbu söze Hak tanıktır, bu can gövdeye konuktur Bir gün ola çıka gide, kafesten kuş uçmuş gibi Miskin adem oğlanını, benzetmişler ekinciye Kimi biter, kimi yiter, yere tohum saçmış gibi Bu dünyada bir nesneye, yanar içim, göyner özüm Yiğit iken ölenlere, gök ekini biçmiş gibi Bir hastaya vardın ise, bir içim su verdin ise Yarın anda karşı gele, hak şarabın içmiş gibi Bir miskini gördün ise, bir eskice verdin ise Yarın anda karşı gele, hulle donun biçmiş gibi Yunus Emre, bu dünyada, iki kişi kalır derler Meğer Hızır İlyas ola, ab-ı hayat içmiş gibi | ||
| ||
Şöyle hayran eyle beni, aşkın oduna yanayım
Her kanceru bakar isem, gördüğüm Seni sanayım Hem beni okur Sübhanım, eşiğindir dün gün yönüm Anda çıkar benim günüm, bunda neye eyleneyim Yedi Tamu dedikleri, katlanmaya bir ahıma Sekiz Uçmak aldamaya, bunda neye aldanayım Yüz bin huri gelir ise, aldanmaya bu canımı Aşkın gönlüm yağmaladı, Senden nice usanayım Senin kokun duydu canım, terkini urdu cihanın Hergiz bilinmez mekanın, seni kanda arayayım Her dem söylenir haberin, hergiz bulunmaz eserin Götür yüzünden perdeyi, didarına göyünayım İlm ü hikmet okuyanlar, aşktan fakirdürür bunlar Mansur oldum asın beni, hep dillerde söyleneyim Yunus demedi bu sözü, cana doldu Dost özü Kördür münafıkın gözü, ya ben nicesi göstereyim | ||
| ||
Ey aşıklar, ey aşıklar, aşk mezheb ü dindir bana
Gördü gözüm Dost yüzünü, kamu yas düğündür bana Ey Padişah ey Padişah, üş ben beni verdim Sana Genc-ü hazinem kamusu, Sensin benim önden sona Evvel dahi bu akl ü can, Senin ile ey asl-i kan Ahır yine Sensin mekan, üş varurem Senden yana Senden Sana varır yolum, Senden Seni söyler dilim İlle Sana ermez elim, bu hikmete kaldım tana Ayruk bana ben dimeyem, kimesneye sen dimeyem Bu kul, o sultan dimeyem, işitenler kalsın tana Dost aşkına ulaşaldan, dünya Ahiret bir oldu Ezel ebed sorar isen, dünle bü gündür bana Ayruk bize yas olmıya, gönlümüzde pas olmıya Zira Haktan gelen avaz, savulmaz düğündür bana Ben aşkımdan ayrılmıyam, dergahından ırılmıyam Benden dahi gider isem, Seninle varam Sana Ol Dost beni veribidi, var dünyayı bir gör dedi Geldim gördüm hoş arayiş, Seni seven kalmaz ana Kullarına vad eyledi, yarınki gün görnem dedi Ol Dostların sevindiği, yarınım bu gündür bana Bu ah ile, bu zar ile, bu hikmeti kim ne bile Bilse dahi gelmez dile, tuttum yüzüm Senden yana Sensin bana can ü cihan, Sensin bana genc-i nihan Senden dürür assı ziyan, ne iş gele benden bana Yunus Sana tuttu yüzün, unuttu cümle kendüzin Cümle Sana söyler sözün söz söyleten Sensin ana | ||
| ||
Hak müyesser etse de varsam
Güzel Kabetullah sana Bakuben hayranın olsam Güzel Kabetullah sana Kara donuna bürünür Arş'la beraber görünür Sana varmayan yerinür Güzel Kabetullah sana Gümüşten kapı açmışlar Mermerlerle döşemişler Altın kuşak kuşatmışlar Güzel Kabetullah sana Kabenin çevresi dağlar Didar görmüş sular çağlar Aşık Yunus durmaz ağlar Güzel Kabetullah sana | ||
| ||
Yer yüzünde gezer idim, uğradım milketler yatır
Kimi ulu, kimi kiçi, key kuşağı berkler yatır Kimi yiğit, kimi koca, gündüzleri olmuş gece, Kimi derviş, kimi hoca, mümin muhakkikler yatır Doğru varırdı yolları, kalem tutardı elleri Bülbüle benzer dilleri, danişment alimler yatır Ulu, kiçi ağlamışlar, server yiğitler komuşlar Baş ucunda yay asmışlar, dökülüben oklar yatır Atalarının izi tozlu, enginleri dürlü donlu Hüküm eder ay ü güne, şol usullü beyler yatır Elleri dürür kınalı, hem karavaşlu dayelu Karga gibi kara saçlı, gül yüzlü hatunlar yatır Uşacıklar, oğlancıklar, oynar güler bülbül gibi Ayrılmışlar;anaları, sinlerini bekler yatır El bağlamışlar kamusu, hak Çalaptandır umusu Düğürlü kızdır kimisi, alınmadık haklar yatır Yunus bilmez kendi halin, Hak Çalap söyletir dilin Bir nicesi yeni gelin, ak değirmi yüzler yatır | ||
| ||
Yalan söyler görmeyen, haberi gören bilir
Gerçek erin halini, yolda can veren bilir Tatma gönülde kini, hoş tutgönülde miskini Dünya ahiret ekini, ekip götüren bilir Ademin toprağın dört ferişte götürdü Suyunu neden kattı, yapıp yuğuran bilir İsrafil ü Azrail, Mikail ü Cebrail Kıyamet ne gün kopar, yarın sur uran bilir Dokuz kırk yaşayan eylenmedi dünyada Saati bir dem imiş, sohbeti süren bilir Ölmez dirliği bulduran, evliya sohbetidir Yunus dahi bilmezse, okunan Kur'an bilir | ||
| ||
Sana ibret gerek ise, gel göresin bu sinleri
Ger taş isen eriyesin, bakıp görücek bunları Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu halları Son ucu bir gömlek imiş, anında yoktur yenleri Kani mülke benim deyen, köşk ü saray beğenmeyen Şimdi bir evde yaturlar, taşlar olmuş üstünleri Bunlar geri gelmeyeler, zühd ü taat kılmayalar Bu beyliği bulmayalar, zira geçti devranları Kani ol şirin sözlüler, kani ol güneş yüzlüler Şöyle kaybolmuş bunlar, hiç belirmez nişanları Bunlar bir vakt beyler idi, kapıcılar korlar idi Gel imdi gör, bilmeyesin, bey hangidir ya kulları Ne kapı vardır giresi, ne yemek varır yiyesi Ne ışık vardır göresi, dün olmuştur gündüzleri Bir gün senin dahi Yunus, benim dediklerin kala Seni dahi böyle ide, nitekim etti bunları | ||
| ||
Ol Dost bize gelmez ise
Ben Dost'a geru varayım Çekeyim cevr ü cefayı Dost yüzün görüvereyin Sermaye bir avuç toprak Anı dahi aldı bu aşk Ne sermaye var, ne dükkan Bazara neye varayın Kurulmuştur dükkan bazar Dost içine girmiş gezer Günahım çok gönlüm sezer Ben Dost'a çok yalvarayın Gönlüm eydür Dost benimdir Gözüm eydür Dost benimdir Gönlüm eydür göze sabret Bir dem haberin sorayın Hak nazar kıldığı cana Üş bin gözle bakmak gerek Ana kim Ol nazar kıla Ben anı nice yereyin Taptuk'um eydür Yunus'a Bu aşk Hakk'a erse gerek Kamulardan ol yücedir Ben ana nice varayın | ||
| ||
Bu dünya kimseye kalmaz, anadur ölümün zinhar
Kaçan kimse gider gelmez, anadur ölümün zinhar Gelen geçer, konan göçer, nasip oldukça yer içer Ecel ömre kefen biçer, anadur ölümün zinhar Üstüne çün çöker dağlar, ecel gelir dilin bağlar Kalır bu bahçeler bağlar, anadur ölümün zinhar Kefen donun ola toprak, bitiser üstünde yaprak Dola gözlerine toprak, anadur ölümün zinhar Nice cem'ettin ise mal, alır varislerin filhal Sinde sen çekersin vebal, anadur ölümün zinhar Pes anı sanma malındır, haram ise vebalindir Helal ise sualindir, anadur ölümün zinhar Kalır ayruklara malın, seninle gider amalin İrişmez bir pula elin, anadur ölümün zinhar Geri gelmez varan anda, kalır ol karannu sinde Sevap işleyu gör bunda, anadur ölümün zinhar Günahkarsın günahın çok, günah için bir ahın yok Varacak gayrı rahın yok, anadur ölümün zinhar Yunus tak boynuna bendi, sonra halka ver bu pendi Cihandan kes bu payvandı, anadur ölümün zinhar | ||
| ||
Zikrullah eyleyip tevhit etmeğe
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Hakkın doğru yollarına gitmeğe Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Sen asan et doğru yolca gitmeğe Varıp anda, kara yere yatmağa Geceler supha dek, tevhit etmeğe Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Aldatmasın seni dünya sefası Giyesin kefen, koyasın libası Vücudun şehrinde, ruhun hüması Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Türlü donlar ile, kendin bezersin Kitaplar okuyup, sözler yazarsın Bildim dersin, niçil gafil gezersin Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Yunus eydür, gelin imdi kardaşlar Dökelim gözümüzden kanlı yaşlar Nasihatim budur size dervişler Geçer bu eyyamlar, ellere girmez | ||
| ||
Acep değil deli olsa aşk oduna yanan kişi
Aşka yakın yürümesin iyi adın sanan kişi Kim sakınır iyi adın, bıraksın elden aşk odun Tezcek yoldurur kanadın, daldan dala konan kişi Saldı beni uzak yola, şol gözlerim dola dola Dertli halinden ne bile, yüreği sağ olan kişi Aşıklar geçer arından, dönmez olur ikrarından Şimdi ayrılmış yarından, yalan dava kılan kişi Yürek yanar, yaşım akar, şu gözlerim yola bakar Gayri yüze nice bakar, Hak cemalin gören kişi Gözüm pınar olmuş akar, şol zarim ki Arşa çıkar Mahv eyleyip varın yakar, masivayı koyan kişi Yunus kodu yola başı, urur müddeiler taşı Hiçtir münafıkın işi, gelsin aşka doyan kişi | ||
| ||
Bilirim seni yalan dünyasın
Evliyaları alan dünyasın Kaçan kurtulsa kuş kurtulaydı Şahin kanadın kıran dünyasın Sevdiğim aldın beni aldattın Dönüp yüzüme gülen dünyasın Süleyman tahtın sen viran kıldın Masumlar boynun buran dünyasın Dünya, bununla yedi gez doldu Ahır bizden de kalan dünyasın Aşık Yunus, sema'la çarh urur Bu çarhımızı bozan dünyasın | ||
| ||
Sen canından geçmeden, canan arzu kılarsın
Belden zünnur kesmeden, iman arzu kılarsın Men arefe nefsehu dersin illa değilsin Melaikten yukarı, seyran arzu kılarsın Tıfl-ı nareste gibi, eteğin at edinüp Ele çevgan almadan, meydan arzu kılarsın Bilemedin sen seni, sadefte ne cevhersin Mısıra sultan iken, Ken'an arzu kılarsın Yunus imdi her derde, Eyyup gibi sabr eyle Derde katlanımazsın, derman arzu kılarsın | ||
| ||
Vaktinize hazır olun, ecel vardır, gelir bir gün
Emanettir kuşça canın, , issi vardır, alır bir gün Nice bin kere kaçarsan, yedi deryalar geçersen Pervaz uruben uçarsan, ecel seni bulur bir gün İşbu meclise gelmeyen, anup nasihat almayan Elif'ten be'yi bilmeyen, okur kişi olur bir gün Tutmaz olur tutan eller, çürür şol söyleyen diller Sevip kazandığın mallar, varislere kalır bir gün Yunus Emre'm bunu söyler, aşkın deryasını boylar Şol yüce köşkler, saraylar, viran olur kalır bir gün | ||
| ||
Hak'tan gelen şerbeti içtik Elhamdü-lillah
Şok kudret denizini geçtik Elhamdü-lillah Şu karşıki dağları, meşeleri bağları Sağlık safalık ile, aştık Elhamdü-lillah Kuru idik yaş olduk, ayak idik baş olduk Havalandık kuş olduk, uçtuk Elhamdü-lillah Vardığımız illere, şol sefa gönüllere Halka Taptuk manisin, saçtık Elhamdü-lillah Beri gel barışalım, yad isen bilişelim Atımız eyerlendi, eştik Elhamdü-lillah İndik Rum'u kışladık, çok hayr ü şer işledik Üş bahar geldi, geri göçtük Elhamdü-lillah Dirfilli pınar olduk, irkildik ırmak olduk Aktık denize daldık, taştık Elhamdü-lillah Taptuk'un tapusunda, kul olduk kapusunda Yunus miskin çiğ idik, piştik Elhamdü-lillah | ||
| ||
Hak Çalabım, Hak Çalabım, Sencileyin yok Çalabım
Günahlarımız yarlığa, ey rahmeti çok Çalabım Kullar Senin Sen kulların, günahları çok bunların Uçmağına koy bunları, binsinler Burak Çalabım Ne Sultan, ne baylardasın, ne köşk ü saraylardasın Girdin Miskinler gönlüne, edindin durak Çalabım Ne zühtüm var, ne taatim, ne gücüm, ne takatim Meğer Senin inayetin, kıla yüzüm ak Çalabım Yarlığa-gıl Sen Yunus'u, günahlı kulların ile Eğer yarlığamazsan, key kati firak Çalabım | ||
| ||
Ey yarenler, ey kardeşler, ecel ere ölem bir gün
İşlerime pişman olup, kendüzüme gelen bir gün Yanlarıma kona elim, söz söylemez ola dilim Karşıma gele amelim, nittüm ise görem bir gün Oğlan gider danişmende, saladır dosta düşmana Şol dört tekbir namaz ile, vaktim tamam kılam bir gün Beş karış bezdürür, yılan, çiyan yiye tenim Yıl geçe obrula sinim, unudulup kalam bir gün Başıma dikeler hece, ne erte bilem ne gece Alemler ümidi Hoca, sana ferman olam bir gün Yunus Emre sen bu sözü, dahi tamam etmemişsin Tek yürüyeyim, neyleyin, üstadıma gelem bir gün | ||
| ||
Ey Padişahı lem yezel
Ey kadir-i hayyu ezel Kahrında hoş lütfunda hoş Hoştur bana senden gelen Ya gonca gül, yahut diken Ya hilattır, yahut kefen Narında hoş, nurunda hoş Miskin Yunus sana kuldur İster ağlat, ister güldür İster şad et, ister öldür Narında hoş, nurunda hoş | ||
| ||
Beni bunda veribiyen, bilir ne işe geldim
Kararım yok dünyada, giderim yumuşa geldim Dünyaya çok gelip gittim, erenler eteğin tuttum Kudret ününü işittim, kaynayuben cuşa geldim Sert söz ile gönül yıktım, od oldum canları yaktım Sırrımı aleme çaktım, bu halka temaşa geldim Aşık oldum şol ay yüze, nisar oldum bal ağıza Nazar kıldım kara göze, siyah olup kaşa geldim Ben oldum İdris terzi, Şit oldum dokudum bezi Davud'un görklü avazı, ah edip nalişe geldim Musi oldum Tur'a vardım, koç oldum kurbana geldim Ali olup kılıç saldım, meydana güleşe geldim Ay oldum aleme doğdum, bulut oldum göğe ağdım Yağmur olup yere yağdım, nur olup güneşe geldim Kal-ü kıylden geçenlere, yolda gözün açanlara Anlayuben seçenlere, vakıa olup düşe geldim Benim ol dertler dermanı, benim ol marifet kanı Benim Musi-i-İmrani, Tur dağında aşa geldim Yolum sana oldu durak, sabakın söyleyendir Hak Yunus Emre'm dilinde, Hak olup dile düşe geldim | ||
| ||
Dost elinden ölürsem, hiç gümansız geru gelem
Ganimet görem bu demi, can şükrane veri gelem Canın diri tutan kişi, Dost katından ırak düşer Feda kılam yüz bin canı, ıraklıktan beru gelem Cercis'leyin ol Dost beni, yetmiş gez öldürür ise Bin gez dahi ölür isem, yüz bin gez ileru gelem Yüz bin gez doğam uyagam, Dost burcunda cevlan kılam Hem Bunda olam, hem Anda, Bunda Anda varı gelem Yavu kılındım ne çare, yürürem dün gün avare Sorulara cevap budur, ben esrügem deyu gelem Bin yıl toprakta yatursam, ben komayam Enelhakkı Ne vakit gerek olursa, aşk nefesin uru gelem İnanmayan, gel sinime, Dost adını eyit, kıgır Kefen donum pare kılup, toprağımdan duru gelem Bundan böyle n'olasını, değme akil şerh etmeye Yunus eydür aşıklara, Dost haberin veri gelem | ||
| ||
Dolap niçün inilersin
Derdim vardır inilerim Ben Mevla'ya aşık oldum Anın için inilerim Benim adım dertli dolap Suyum akar yalap yalap Böyle emreylemiş Çalap Derdim vardır inilerim Beni bir dağda buldular Kolum kanadım yoldular Dolaba layık gördüler Derdim vardır inilerim Ben bir dağın ağacıyım Ne tatlıyım ne acıyım Ben Mevlaya duacıyım Derdim vardır inilerim Dağdan kestiler hezenim Bozuldu türlü düzenim Ben bir usanmaz ozanım Derdim vardır inilerim Dülgerler beni yondu Her azam yerine kondu Bu iniltim Haktan geldi Derdim vardır inilerim Suyum alçaktan çekerim Dönüp yükseğe dökerim Görün ben neler çekerim Derdim vardır inilerim Yunus bunda gelen gülmez Kişi muradına ermez Bu fanide kimse kalmaz Derdim vardır inilerim | ||
| ||
Aldı benim gönlümü, n'olduğumu bilmezem
Yavu kıldım ben beni, isteyip bulımazam Gönülsüz girdim yola, halim hiç gelmez dile Bir dem derdim demeğe, dertli bulımazam Şakirim derdimle, sataştım güle güle Dertliler bulucağaz, ben beni bulımazam Eydürler ise bana, senin gönlün kim aldı Nice haber vereyim, ağlarım eydimezem Bu benim gönlüm alan, doludur cümle cihan Kanceru bakar isem, ansız yeri görimezem Ayık olup oturma, ayık sözün götürme Severim aşk esrüğün, ben ayık olımazam Yunus'a kadeh sunuben, Enelhak demin uran Bir yudum sundu bana, içtim ayılımazam | ||
| ||
Canem ben andan ezeli eşip geldim
Aşkı kılavuz tutup, ol yola düşüp geldim Değilim kal ü kıylde, ya yetmiş iki dilde Yad yok bana bu elde, anda bilişip geldim Geçtim hotbin elinden, el çektim düğelinden Ol ikilik belinden, birliğe bitip geldim Dört kişidir yoldaşım, vefadar razdaşım Üçle hoştur başım, birini buşup geldim Ol dördün birisi can;biri din, biri iman Biri nefsimdürür düşman, yolda savaşıp geldim Bir kılı kırk yardılar, birin yol gösterdiler Bu mülke gönderdiler, ol yola düşüp geldim Aşk şarabından içtim, on sekiz ırmak geçtim Denizler bendim deştim, ummandan taşıp geldim Ben andan geldim bunda, yine varurem anda Ben ana varasımı anda danışıp geldim Azrail ne kişidir, kast idesi canıma Ben emanet issi ile, anda bitirişüp geldim İmdi Yunus'a ne gam, aşık melamet bednam Küfrüm imana şol edem, anda denişip geldim | ||
| ||
Dağlar ile, taşlar ile çağırayım Mevlam seni
Seherlerde kuşlar ile, çağırayım Mevlam seni Sular dibinde mahi ile, sahralarda ahu ile Abdal olup "Ya Hu" ile, çağırayım Mevlam seni Gök yüzünde İsa ile, Tur dağında Musa ile Elimde asa ile, çağırayım Mevlam seni Derdi öküş Eyyup ile, gözü yaşlı Yakup ile Ol Muhemmed mahbub ile çağırayım Mevlam seni Hamd ü şükrullah ile, vasf-ı Kulhüvallah ile Daima zikrullah ile, çağırayım Mevlam seni Bilmişim dünya halini, terk ettim kıyl ü kalini Baş açık ayak yalın, çağırayım Mevlam seni Yunus okur diller ile, ol kumru bülbüller ile Hakkı seven kullar ile, çağırayım Mevlam seni | ||
| ||
Aşkın odu düştü cana, eritti yürek yağını
Kesti hevasetin kökün, oda yandırdı bağını Kazdı kahır kazmasiyle, canda cefa ocağını Çaldı nefsin boynuna himmet eri bıçağını Himmet suyu ile yudu, gönlün evin ap arıca Hizmet kapısından, ana sundu şükür ayağını Her kim bize yanı yanar, Hak dileğin versin ana Urmaklığa kastedenin düşem öpem ayağını Kim bize taş atar ise, güller nisar olsun ana Çırağıma kastedenin Hak yandırsın çırağını Miskin gönlün, aşk elinden iki büküldü vücudu Tövbe kapısından, sundum ana iman dayağını Gel imdi miskin Yunus, hevaseti elden bırak Çalabım, sen ruzi eyle bizi, kanaat bucağını | ||
| ||
Çıktım erik dalına, anda yedim üzümü
Bostan issi kakıyup, der ne yersin kozumu Kerpiç koydum kazana, poyraz ile kaynattım Nedir deyip sorana, bandım verdim özünü İplik verdim çulhaya, sarıp yumak etmemiş Becit becit ısmarlar, gelsin alsın bezini Bir serçenin kanadın, kırk kağnıya yüklettim Kırk çift dahi çekmedi, şöyle kaldı yazılı Bir sinek bir kartalı, salladı vurdu yere Yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu Bir küt ile güreştim, elsiz ayağım aldı Güreşip basamadım, göyündürdü özümü Kaf dağından bir taşı şöyle attılar bana Öğlelik yere düştü, bozayazdı yüzümü Balık kavağa çıkmış, zift turşusun yemeğe Leylek koduk doğurmuş, bak a şunun sözünü Gözsüze çu el eyledim, sağır sözüm anladı Dilsiz çağırıp söyler, dilimdeki sözümü Bir öküz boğazladım, kakladım sere kodum Öküz issi geldi eydür, boğazladın kazımı Anda da kurtulmadım, nidesimi bilmedim Bir çerçi de geldi eydür, kanı aldın gözgümü Gördüm kaplubağayı, yanın seğirdüpdür gider Sordum kanda gidersin, Kayseriyedir azimi Yunus bir söz söylemiş, hiç bir söze benzemez Münafıklar elinden, örttü mana yüzünü | ||
| ||
Sensiz yola girer isem, çarem yok adım atmağa
Gövdemde kuvvetim Sensin, başım götürüp gitmeğe Gönlüm, canım, aklım, bilim, Seninle karar eder Can kanadı sevi gerek, uçuben Dost'a gitmeğe Kendiliğinden geçeni, doğan eder Maşuk anı Ördeğe, kekliğe salar, süre, irüben tutmağa Bin Hamza'ca kuvvet vermiş, kadir Çalap aşk erine Dağları yolundan ırar, kast eder Dost'a gitmeğe Yüz bin Ferhat, külüng almış kazar dağlar temelini Kayalar kesip yol eder, ab-hayat akıtmağa Ab-ı hayatın çesmesi, aşıkların visalidir Kadehi dolu yürütür, susamışları yakmağa Aşık mı derim ben ana, Tanrı'nın Uçmağın seve Uçmak hot bit tuzaktır, eblehler canın tutmağa Aşık olan miskin olur, hak yoluna teslim olur Her ne dersen boyun tutar, çare yok gönül yıkmağa Hakk'ın gerçek aşıkları, istemezler Cennet'leri Cennet'ten ileri gider, ol makamın tutmağa Bildik gelenler geçtiler, gördük konanlar göçtüler Aşk şarabın içen canlar, uymaz göçmeğe, konmağa Tutulmadı Yunus canı, geçti Tamu'dan, Uçmak'tan Yola düşüp Dost'a gider, ol aslına uyakmağa | ||
| ||
Niderüz biz hayat suyun, canı yağmaya verdik
Cevherleri sarraflara, madeni yağmaya verdik Benim ol bezirgan kim, hiçbir assı gözetmedim Çünki assıdan da geçtik, ziyanı yağmaya verdik Bu yolun arifleri geçirmezler her metaı Biz şöyle uryan gideriz, cihanı yağmaya verdik Küfür ile iman dahi, hicap imiş bu yolda Safalaştık küfürle, imanı yağmaya verdik Senlik benlik olucağız, iş ikilikte kalır Çıktık ikilik evinden, sen beni yağmaya verdik Bu bizim pazarımızda, yokluk olur müşteri Geçtik bitmez sağınçtan, zamanı yağmaya verdik Payanlı devr ü zaman, nice anlasın Yunus'u Payansız devre erdik, devranı yağmaya verdik | ||
| ||
Canlar feda olsun sana, bu can kaygısı değil
Sen can gerek bana, cihan kaygısı değil Sen bir gani sultansın, canlar içinde cansın Çün ayan gördüm Seni, pinhan kaygısı değil Aşkın oku demiri, dokunur yüreğime Aşk için ben öleyim, demir kaygısı değil Durduğum yer Tur ola, baktığım didar ola Ne hacet Musa bana, sen ben kaygısı değil Bu Yunus'u andılar, kervan göçtü dediler Ben uyuyup kalmışım, kervan kaygısı değil | ||
| ||
Canlar canını buldum, bu canım yağma olsun
Assın ziyandan geçtim, dükkanım yağma olsun Ben benliğimden geçtim, gözüm hicabın açtım Dost vaslına eriştim, gümanım yağma olsun İkilikten usandım, birlik hanına kandım Derd-i şarabın içtim, dermanım yağma olsun Varlık çün sefer kıldı, Dost andan bize geldi Viran gönül hurd oldu, cihanım yağma olsun Geçtim bitmez sağınçtan, usandım yaz ü kıştan Bostanlar başın buldum, bostanım yağma olsun Yunus ne hoş demişsin, bal ü şeker yemişsin Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun | ||
| ||
Bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin
Bu aşk zehrin seve seve içübeni kanan gelsin Bugün meydan-ı aşk içre, çağırıp bir ün eyledim Müezzinlik bizim oldu, imam olduk uyan gelsin Kanaat hırkasın geydim, selamet başını çektim Melamet gömleğin biçtim, arif olup giyen gelsin Bu ummanda delim gevher;eğerçi var, ele girmez Bahası candır alınmaz, bugün cana kıyan gelsin İşit derviş bu sözümü, ne etmişem kendüzümü Hiçe satmışam özümü, bu cefaya doyan gelsin Suret nakşın yumak ile, gönül milki temiz olmaz Akıp rahmet suyu çağlar, gönül çirkin yuyan gelsin Yunus Emre anı görmüş, eline bir divan almış Alimler okuyamamış, bu manadan duyan gelsin | ||
| ||
Sen sende iken menzil alınmaz
Bahri olmadan gevher bulunmaz Er açtı yolu ayan eyledi Tolun ay doğdu, hergiz tolunmaz Er manasından, almayan cahil Taştandır bağrı hergiz delinmez Er urdu yare, zahmi belirmez Var! Bu yareme, merhem bulunmaz Mağripten maşrik erin gözüne Ayan görüne perde olunmaz Ko ikiliği, gel birliğe yet Bir olan canlar ayrı dölenmez Yunus, ver canını hak yoluna Can vermeyince canan bulunmaz | ||
| ||
Kemdürür yoksulluktan nicelerin varlığı
Bunca varlık iken, gitmez gönül darlığı Batmış dünya malına, bakmaz ölüm haline Ermiş Karun malına, zehi iş düşvarlığı Bu dünya kime kaldı, kimi berduhar kıldı Süleyman'a olmadı, anın berhurdarlığı Süleyman zembil ördü, kendi emeğin yerdi Anınla buldular anlar Peygamberliği Gel imdi Miskin Yunus, nen var Hakk'ka harc eyle Gördün elinden gider, bu dünyanın varlığı | ||
| ||
İstediğimi buldum, aşikare can içinde
Taşra isteyen kendi pinhan içinde Kadimdir hiç ırılmaz, ansız kimse dirilmez Adım adım yer ölçer, hükmü revan içinde Tutun deyu çağırır, uğru dahi çağırır Bu ne acayip uğru, bu çağıran içinde Siyaset meydanında, galebe eden, bakan ol Siyaset kendi olmuş, girmiş meydan içinde Takmış kudret kılıcın, çalmış nefsin boynuna Nefsini tepelemiş elleri kan içinde Sayru olmuş iniler, Kur'an ünün diniler Kur'an okuyan kendi, kendi Kur'an içinde Bu tılsımı bağlayan, cümle dilde söyleyen Yere, göke sığmayan, girmiş gönül içinde Yüce yüce aşk düzer, kenduzin anda bezer Gör nice cevlan ider hırka kaftan içinde Türlü türlü imaret, köşk ü saray yapan ol Kara nikap tutunmuş girmiş külhan içinde Baştan ayağa değin, cümle hükm eden oldur Hak'tan ayru ne vardır, kalma güman içinde Birsen birliğe gel bak, ikiyi elden bırak Bütün mana bulasın, sıdk ü iman içinde Oruç, namaz, gusl ü hac hicabdır aşıklara Aşık andan münezzeh, hastır insan içinde Girdim gönül bahrine, daldım anın ka'rına Seyr ederken iz buldum, baktım bu can içinde Bu izimi izledim, sağım solum gözledim Çok acayipler gördüm, yoktur cihan içinde Yunus senin sözlerin, manadır bilenlere Söyleniser sözlerin, devr ü zaman içinde | ||
| ||
Vuslat eri oldun ise, bu dert ile firak nedir
Dostu yakın görün ise, bu baktığın ırak nedir Vuslat eri olan kişi, gerek varlıktan el yuya Ey bu yola giden kişi, bir görelim durak nedir Vuslat eri oldun ise, göz hicabın bildin ise Dostu ayan gördün ise, bu varlığı bırak, nedir İlim hot göz hicabıdır, dünya ahiret hesabıdır Kitap hot aşk kitabıdır, bu okunan verak nedir Zinhar gözünü aça gör, nefis duzahın seçe gör Dost menziline geçe gör, andan yeğrek durak nedir Eydirsin kim gözüm görür, dava, manaya erür Gündüzün gün şule verir, gece yanan çırağ nedir Yunus der;aşikare nihan, Hak doludur iki cihan Gelsin beru Dosta giden, hur ü kusur Burak nedir | ||
| ||
Bir şaha kul olmak gerek
Hergiz mazul olmaz ola Bir eşik yasdanmak gerek Kimse elden almaz ola Bir toy toylamak gerek Bir soy soylamak gerek Bie sözü söylemek gerek Melekler de bilmez ola Bir kuş olup uçmak gerek Bir kenara geçmek gerek Bir şaraptan içmek gerek İçenler de aymaz ola Çevik bahri olmak gerek Bir denize dalmak gerek Bir gevher çıkarmak gerek Sarraf anı bilmez ola Bir bahçeye girmek gerek Teferrücler etmek gerek Bir gülü yıylamak gerek Hergiz o gül solmaz ola Kişi aşık olmak gerek Maşukunu bulmak gerek Aşk oduna yanmak gerek Ayruk oda yanmaz ola Yunus imdi sen tek otur Dava manasını yetür Özü gibi bir er götür Hiç cihana gelmez ola | ||
| ||
Bu sırrı ne bilsin usanlar, uyalar
Ne varsın bu yola azıksız yayalar N'olaydı ben onu görsem bu göz ile Ne doysun bu gözler, doymaz kayalar Aşıklar elinde, diken yok gülünde Cevher çok gölünde dalanlar bulalar Geliniz varalım, Yusuf'u görelim Yüzünün nurundan, bin açlar doyalar Yunus sen bir olgil, bir ile bir olgil Bir olan aşıklar, bu sırdan duyalar | ||
| ||
Bir sakiden içtim şarap, Arştan yüca meyhanesi
Ol sakinin mestleriyiz, canlar anın peymanesi Bir meclistir meclisimiz, anda ciğer kebap olur Bir şem'dir bunda yanar, güneş anın pervanesi Aşk oduna yananların, külli vücudu nur olur Ol od bu oda benzemez, hiç belirmez zebanesi Andaki mest olanların, olur Enelhak sözleri Hallac-ı Mansur gibidir en kemine divanesi Ol meclisin bekrileri, ol şah Ethem gibidir Yüzbin olur her köşede, Belh şehrinin viranesi Ey sat hezaran Bayezıt, anda muganniler çalar Ütrük nefsek teal olur, ol çalgının teranesi Yunus bu cezbe sözlerin cahillere söylemegil Bilmez misin cahillerin nice geçer zemanesi | ||
| ||
Bir gün ol Hazret'e karşu varam ağlayu ağlayu
Azraile hem canımı verem ağlayu ağlayu Çün Azrail ala canım, geçe benim ömrüm günüm Kefen ola cümle donum, geyem ağlayu ağlayu Ben yürürem yana yana, gözüm yaşı döne kana Bir gün şol karanlık sine, girem ağlayu ağlayu Mühür uralar dilime, zincir uralar koluma Amel defterim elime, alam ağlayu ağlayu Aşık Yunus'un budur işi, yoluna fedadır başı İman et bize yoldaşı, deyem ağlayu ağlayu | ||
| ||
Hak bir gönül verdi bana, ha! demeden hayran olur
Bir dem gelir şadan olur, bir dem gelir giryan olur Bir dem sanasın kış gibi, şol zemheri olmuş gibi Bir dem beşaretten doğar, hoş bağ ile büstan olur Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez Bir dem dilinden dür döker, dertlilere derman olur Bir dem div olur ya peri, viraneler olur yeri Bir dem uçar Belkıs ile, sultan-ı ins ü can olur Bir dem varır mescidlere, yüz sürer anda yerlere Bir dem varır deyre girer, İncil okur ruhban olur Bir dem gelir İsa gibi, ölmüşleri diri kılur Bir dem girer kibr evine, Fir'avn ile Haman olur Bir dem döner Cebraile, rahmet saçar her mahfile Bir dem gelir gümrah olur, miskin Yunus hayran olur | ||
| ||
Severim ben Seni candan içeru
Yolum vardır bu erkandan içeru Şeriat, tarikat yoldur varana Hakikat meyvası andan içeru Dinin terk edenin küfürdür işi Ol ne küfürdür, imandan içeru Beni bende demen, ben de değilim Bir ben vardır bende, benden içeru Beni benden alana ermez elim Kim kadem basa Sultandan içeru Süleyman kuş dilin bilir dediler Süleyman var, Süleyman'dan içeru Tecelliden nasip erdi kimine Kiminin maksudu bundan içeru Senin aşkın beni benden alıptır Ne şirin dert bu, dermandan içeru Miskin Yunus, gözü tuş oldu Sana Kapıda bir kuldur, Sultandan içeru | ||
| ||
Ey yarenler tınman bana, ben gene n'oldum bilmezem
İlm ü amel sorman bana, divane oldum bilmezem Ayruksı nesne tutmuşam, bildiklerim unutmuşam Canımı aşka atmışam, anda ne buldum bilmezem Aklım yavu vardı benim, dağıldı fikrim kamusu Boşaldım üş doldum veli, ne ile doldum bilmezem Aşkım beni yakıpdürür, gönlüm Dosta akıpdürür Devşirimezem ben beni, dembeste kaldım bilmezem Ben aşksızın olumazam, aşk olucak ben olumazam Aşktır canımın hasılı, aşka kul oldum bilmezem Sen beni şeyh oldu deyu, benden nasihat isteme Ben sanırım ki bilirem, üş şimdi bildim ki bilmezem Aşık Yunus sen canını, Dost yoluna eyle feda Bu şeyh ile buldum Hakkı, ben gayrı nesne bilmezem | ||
| ||
Dosttan haber geldi bana, durayım anda varayım
Müjdeleyene canımı vereyim anda varayım Şol bir iki arşın bezin, ne yeni var, ne yakası Kefen edinip eğnime, sarayım anda varayım Can alıcı hot geliser, emaneti ver deyiser Ben emaneti issine vereyim anda varayım Yazuğum çok, günah öküş yürürüm bu dünyada hoş Ettiklerimin hesabın, vereyim anda varayım Beslerdim bu nazik teni, terk etmeyem derdim anı Kara toprağa ben anı, karayım anda varayım Canım gitti üş ben kaldım, naçar oldum yola girdim Düşmanlarım şad olduğun, göreyim anda varayım Üş bu ömür harmanını, derdim devşirdim ben anı Yunus eydür bu harmanı, yele vereyim anda varayım | ||
| ||
Ağla gözüm ağla, gülmezem ayruk
Gönül dosta gider, gelmezem ayruk Ne gam bunda bana, bin gez ölürsem Anda ölüm olmaz, ölmezem ayruk Yansın canım, yansın aşkın oduna Aksın kanlı yaşım aksın, silmezem ayruk Göyündüm aşk ile, ta kül olunca Boyandım rengine, solmazam ayruk Beni irşat eden mürşid-i kamil Yeter, bir el almazam ayruk Varlığım yokluğa denişmişem ben, Bugün, cana, başa kalmazam ayruk Fenadan bekaya göç eyler olduk Yüneldim şol yola, dönmezem ayruk Muhabbet bahrinin gavvası oldum, Gerekmez, Ceyhuna dalmazam ayruk Dilerim fazlından ayırmayasın Hocam, senden özge sevmezem ayruk Söyler aşık dilinden bunları Yunus Eğer aşık isem, ölmezem ayruk | ||
| ||
Yürü fani dünya, sana gelende gülmüş var mıdır
Bencileyin gözü yaşlı, ağlayu kalmış var mıdır Söylerim bilmezem sözüm, yürürüm görmezem özüm Bir oldu gecem gündüzüm, hiç böyle olmuş var mıdır Benim baştan yüreğim baş, göz yumuldu çekildi kaş Bencileyin gülmedik baş, cihana gelmiş var mıdır Döğdüm başım taşlar ile, kan akıttım yaşlar ile Yarenler kardeşler ile, candan ayrılmış var mıdır Ahır halkla helallaşıp, her biriyle esenleşip Bencileyin aklı şaşıp, ağlayu kalmış var mıdır Bunca zamanlar bilişip, ahır dönüp ayrılışıp Böyle bir dertlere düşüp, odlara yanmış var mıdır Kanda yürüsem inlerim, hiç sesin gelmez dinlerim Gelesin deyu gözlerim, gidende gelmiş var mıdır Bu söylediğim sözleri, dertliler için söylerim Acep bu benim sözümden, haberim almış var mıdır A dostlar esenleşelim, tuz ekmek helallaşalım Ta ölünce ağlaşalım, ağlayıp gülmüş var mıdır Ağlayıp bulmadım çare, çok yalvardum Peygambere Yunus gibi yüzü kare, cihana gelmiş var mıdır | ||
| ||
Benim bunda kararım yok, ben bunda gitmeğe geldim
Bezirganem metaım çok, alana satmağa geldim Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için Dost'un evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim Dost esrüğü deliliğim, aşıklar bilim neliğim Denşürüben ikiliğim, birliğe bitmeğe geldim Ol hocamdır ben kuluyum, Dost bağçesi bülbülüyüm Ol hocamın bağçesine, şad olup ötmeğe geldim Bunda biliş olan canlar, anda bilişirlermiş Bilişüben Hocamla, halim arzetmeğe geldim Yunus Emre aşık olmuş, Maşuka derdinden ölmüş Gerçek erin kapısında, canım arz etmeğe geldim | ||
| ||
Ben bu il'e garip geldim, ben bu il'den bezerim
Bu tutsaklık tuzağın, demi geldi üzerim Çünki ben bunda geldim, ben anı bunda buldum Mansur'em dare geldim, üş kül oldum tozarım Dört kitabın okudum, tahsil ettim bitirdim Ne hacet kim, karayı ak üstüne yazarım Dört kitabın manisi, bellidir bir elifte Be dedirmeğil bana, ben bu yolda azarım Yetmiş iki millete suçum budur hak dedim Korku hiyanetedir ya ben niçin kızarım Şeriat oğlanları niçin yol keser bana Hakikat deryasında bahri oldum yüzerim Dost bana gelsin demiş, benim kaydımı yemiş Ben yüzüm karasından teberrükler düzerim Yunus bu kuş dilidir, bunu Süleyman bilir Gerçek aşık bu yolda, ne duyduğun sezerim | ||
| ||
Ben Dost ile dost olmuşam, kimseler dost olmaz bana
Münkirler bakar gülüşür, selam dahi vermez bana Ben Dost ile dost olayım, canımı feda kılayım Ölmezden öndün öleyim, dünya baki kalmaz bana Terkeyledim kamu işi, Hak yoluna kodum başı Dost yüzünü göriceğiz, sabr ü karar olmaz bana Kimseler bilmez halimi, aşk odu yaktı canımı Seçmezem soldan sağımı, namüs ü ar olmaz bana Ben bir aşık-ı bi çareyim, baştan ayağa yareyim Ben bir deli divaneyim, aklım da yar olmaz bana Sanırlar beni deliyim, Dost bağçesi bülbülüyüm Mevlanın kemter kuluyum, kimse baha saymaz bana Bülbül oluben öterim, Dost bağçesinde biterim Gül alırım, gül satarım, bağ-ban olmaz bana Ey biçare Yunus senin, aşk oduna yandı canın Yana yana Dost'a giderin, perde hicap olmaz bana | ||
| ||
Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü, bana seni gerek seni Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni Aşkın aşıkları öldürür, aşk denizine daldırır Tecelli ile doldurur, bana seni gerek seni Aşkın şarabından içem, Mecnun olup dağa düşem Sensin dün ü gün endişem, bana seni gerek seni Sofilere sohbet gerek, Ahilere Ahret gerek Mecnunlara Leyli gerek, bana seni gerek seni Eğer beni öldüreler, külüm göke savuralar Toprağım anda çağıra, bana seni gerek seni Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni Yunus'dürür benim adım, gün geçtikçe artar odum İki cihanda maksudum, bana seni gerek seni | ||
| ||
Bana bu ten gerekmez can gerektir
Ol baki Cennet'e iman gerektir Zehi mürşit ki bizi Hakk'a iltür Aşık canı ana kurban gerektir Bular hot geçti Uçmak arzusundan Didar göstermeye Sultan gerektir N'iderim Uçmağı yahut huriyi Bana dergahına seyran gerektir Eğer Muhammed'e ümmet olursan Dilinde zikr ile Kur'an gerektir Namaz ü vird ü tesbih, zikr ü Kur'an İnayet bunlara Hak'tan gerektir Hakikat şerbetin içen aşıklar Başı açık, teni uryan gerektir Aşık Yunus bu sırrı anlayanın Ciğeri büryan, gözü giryan gerektir | ||
| ||
Bu ömrüm yok yere harc etmişim ben
Canım gör nice oda atmışım ben Kimse kimesneye etmemiş ola Anı kim kendime ben etmişim ben Amelim rahtını, derdim götürdüm Kamu assım, ziyana satmışım ben Cihanda bir sınık saksıdan ötrü Güherlerim ziyana satmışım ben Amelim her ne ki varsa riyadır Acep ihlası ne unutmuşum ben Giceye eresini kimse bilmez Tul-i emel başın uzatmışım ben Dügeli ömrümü, harcına sürdüm Ziyandan bellidir, ne utmuşum ben Aguya bal deyu parmak uzattım Aşıma zehr-i katil katmışım ben Biçare Yunus'un çoktur günahı Hakkın dergahına yüz tutmuşum ben | ||
| ||
Din ü millet sorar isen, aşıklara din ne hacet
Aşık kişi harap olur;bilmez ne din, ne diyanet Aşıkların gönlü, gözü, maşuk depe gitmiş olur Ayruk surette ne kalır, nice kılısar zühd ü taat Taat kılan Uçmak için, din Tamu için Ol ikiden fariğ olur, neye benzer bu işaret Her kim Dost sever ise, Dosttan yana gitmek gerek İşi gücü Dost olucak, cümle işten olur azat Anın gibi Maşukanın haberin kim getirir Cebrail mürsel sığmaz, şöyle olundu işaret Soru hesap olmayısar dünya ahiret koyana Münker ü Nekir ne sorar, terk olucak cümle murat Havf ü reca gelmez anda, varlık yokluk bırakana İlm ü amel sığmaz anda, ne terazi ne sırat Ol kıyamet bazarında, her kula başı kaygısı Yunus sen aşıklar ile hiç görmeyesin kıyamet | ||
| ||
Ol can kaçan ölüser, Sen ana can olasın
Ölmüş gönül dirile, andaki Sen olasın Ölmeği dirlik ola, ölmesiz dirlik bula Ölmüş gönül dirile, andaki Sen olasın Sen olduğun gönüller, her dem canın yeniler Güç olmaz ol divanda, hakimi Sen olasın Can bedenden uçucak, menziline göçücek Ol cihana geçicek, göze ayan olasın Tozunu yel almaya, bir zerre ırılmıya Aşık canı ölmeye, maşuku Sen olasın Yunus sen aşık isen, aşka muvafık isen Korkma ulaşık isen, ne olursan olasın | ||
| ||
Hak yarattı alemi, aşkına Muhammed'in
Ay ü günü yarattı, şevkine Muhammed'in Ol! dedi oldu alem, yazıldı levh ü kalem Okundu hatm-i kelam, şanına Muhammed'in Hep Erenler geldiler, dergaha yüz sürdüler Zikr-i tevhit ettiler, nuruna Muhammed'in Veysel Karani kazandı, ahır yine özendi Sekiz Uçmak bezendi, aşkına Muhammed'in Ferişteler geldiler, saf saf olup durdular Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in Havada uçan kuşlar, yaşarıp dağ ü taşlar Yemiş verir ağaçlar, aşkına Muhammed'in İmansızlar geldiler, andan iman aldılar Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in Yunus kim ede methi, över Kur'an ayeti An! vergil salavatı, aşkına Muhammed'in | ||
| ||
Dost Senin aşkın oku, key katı taştan geçer
Aşkına düşen kişi, can ile baştan geçer Dün ü gün zar olur, aşkın ile yar olur Derd-i seri Sen olsan, düğeli işten geçer Ariflere bu dünya hayal ü düş gibidir Kendini Sana veren hayal ü düşten geçer Başında aklı olan, ücretle amel kılmaz Hurilere aldanmaz, göz ile kaştan geçer Bu dünyanın sevgisi, ağulu aşa benzer Sonunu sayan kişi, ağulu aştan geçer Gerçek aşık ol ola, can vermiye ol ive Dost ile bazar için, nice bin baştan geçer Miskin Yunus ol Dostu, hakikat seven kişi Uzlet ihtiyar eder, yad-ü bilişten geçer | ||
| ||
Aşkın şarabın içeli kandalığım bilmezem
Şöyle yavu kıldım beni, isteyuben bulumazam Derya-vü umman olmuşam, gevherlere kan olmuşam Hüsnünde hayran olmuşam, kendüzüme gelimezem Zatına yol bulumadım, senden nişan alımadım Çünki seni bilemedim, kulluğunu kılımazam Yoluna basaldan kadem, varlığımı kıldım adem Gözden ırılma sen bir dem ki sensiz ben olumazam Adın dolalı ellere, senden nişan alımazam Aşkın ile mest olalı, Cennet'lere kalımazam Benim urup bünyadımı, Yunus yazaldan adımı Kestim kamudan umudü, aşkından ayrılmazam | ||
| ||
N'olur ise ko ki olsun n'olusar
Tek gönül Mevlayı bulsun n'olusar Aşk denizi gene taşmış kan akar Aşık-ı biçare dalsın n'olusar Bu denize düşen ölür dediler Ölür ise ko ki ölsün n'olusar Aşk gelicek cümle eksikler biter Bitmez ise ko ki kalsın n'olusar Akıbet şol göze toprak dolusar Bir gün öndün, ko ki dolsun n'olusar Dünyanın mansıplariyle izzetin Yunus kodu alan alsın n'olusar | ||
| ||
Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni
Geldin geçtin bilmedim, ah nideyim ömrüm seni Seni bahaya almadım, anın çün kadrin bilmedim Sana vefadar olmadım, ah nideyim ömrüm seni Ömrüm ipi üzüleser, suret nakşı bozulasar Hayrım şerrim yazılasar, ah nideyim ömrüm seni Ayruk geri gelmeyesin, gelip beni bulmayasın Bu devranı sürmeyesin, ah nideyim ömrüm seni İşte koyup gidisersin, beni garip edisersin Kara yere girisersin, ah nideyim ömrüm seni Hani seninle olduğum, şad olubeni güldüğüm Ya son ucu yad olduğum, ah nideyim ömrüm seni Miskin Yunus gidisersin, acep sefer edisersin Ettiklerin bulusarsın, ah nideyim ömrüm seni | ||
| ||
Dilsizler haberini, kulaksız dinleyesi
Dilsiz kulaksız sözün, can gerek anlayası Dinlemeden anladık, anlamadan eyledik Gerçek erin bu yolda, yokluktur sermayesi Biz sevdik aşık olduk, sevildik maşuk olduk Her dem yeni dirlikte, sizden kim usanası Yetmiş iki dil saçtı, araya sınır düştü Evvel bakışı biz baktık, yermedik am-ü hası Miskin Yunus ol veli, yerde gökte dopdolu Her taş altında gizli, bin İmran oğlu Musi | ||
| ||
Cümle alem terkin uram, ben Dost terkin urımazam
Andan ayrı buçuk saat, ben ansızın durumazam Andan ayrı dirliğim, dirlik değildir benim Koyam ol dirgüre beni, bu ölü dirgürimezem Huri gelip eydür ise, gönlün bana vergil deyu Dost'tan artık kimseye, ben gönlümü verimezem Dost deyu geçti ömrüm, başarmadım Dost kulluğun Koyam ol başara beni, ben hiç iş başarımazam Bir gezden ol oldum, dahi benden ümit yoktur bana Ben ol isem pes ol kani, bu sırra erimezem Değmeler eydür Yunus'a, katlan bu gün yarın deyu Ceht edüben bu günümü, yarına irgürimezem | ||
| ||
Sensin kerim, sensin rahim, Allah sana sundum elim
Senden artık yoktur emin, Allah sana sundum elim Ecel geldi vade erdi, bu ömrüm kadehi doldu Kimdir ki içmeden kaldı, Allah sana sundum elim Gözlerim göğe süzüldü, canım göğüsten üzüldü Dilim tetiği bozuldu, Allah sana sundum elim Üş biçildi kefen donum, Hazret'e yönelttim yönüm Acep nice ola halim, Allah sana sundum elim Urdular suyum ılıdı, kavim kardeş cümle geldi Esen kalsın kavim kardeş, Allah sana sundum elim Geldi salacam sarılır, dört yana sala verilir El namazıma derilir, Allah sana sundum elim Salacamı getirdiler, makberime yetirdiler Halka olup oturdular, Allah sana sundum elim Çün cenazeden şeştiler, üstüme toprak saçtılar Hep koyubeni kaçtılar, Allah sana sundum elim Yedi Tamu, sekiz Uçmak, her birinin vardır yolu Her bir yolda yüzbin çarşı, Allah sana sundum elim Geldi Münker ile Nekir, her birisi sordu bir dil İlahi Sen cevap vergil, Allah sana sundum elim Görün acep oldu zaman, gönülden eyleniz figan Ölür çün anadan doğan, Allah sana sundum elim Yunus tap uzat bu sözü, Allahına dutgıl yüzü Didardan ayırma bizi, Allah sana sundum elim | ||
| ||
Aşkın odu ciğerimi, yaka geldi, yaka gider
Garip başım bu sevdayı, çeke geldi çeke gider Kar etti firak canıma, aşık oldum ol Sultana Aşk zencirin dost boynuna, taka geldi, taka gider Sadıklar durur sözüne, gayrı görünmez gözüne Bu gözlerim Dost yüzüne, baka geldi, baka gider Arada olmasın naşı, onulmaz bağrımın başı Gözlerimin kanlı yaşı, aka geldi, aka gider Bülbül eder ah ü figan, hasretle yandı bu can Benim gönülcüğüm ey can, çıka geldi, çıka gider Yunus söyler bu sözleri, efgan eder bülbülleri Dost bağçesinde gülleri, koka geldi, koka gider | ||
| ||
Bir korku düştü canıma, acep n'ola benim halim
Derman olmaz ise bana, acep n'ola benim halim Canım tenimden üzüle, gitmek yararı düzüle Bu suret nakşı bozula, acep n'ola benim halim Dünya donların soyucak, yuyucu tenim yuyucak İletip kabre koyucak, acep n'ola benim halim Eller gidip ben kalıcak, sinde yalnız olucak Münkerle Nekir gelicek, acep n'ola benim halim Ne ayak tuta, ne elim, ne aklım kala, ne bilim Cevap vermez ise dilim, acep n'ola benim halim Mezardan duru gelicek, hak terazi kurulacak Amelimiz görülecek, acep n'ola benim halim Miskin Yunus eydür sözü, kan yaş ile dolu gözü Dergahına tutar yüzü, acep n'ola benim halim | ||
acep bu benim halim ne ola
Acep bu benim canım, azat ola mı ya Rab
Yoksa yedi Tamu'da yana kala mı ya Rab
Acep bu benim halim, yer altında ahvalim
Varıp yatacak yerim, akrep dola mı ya Rab
Can hulkuma geldikte, Azrail'i gördükte
Ya canımı aldıkta, asan ola mı ya Rab
Dar oldu bana düzler, gice ile gündüzler
Dünyaya bakan gözler, didar göre mi ya Rab
Allah olucak Kadı, bizden ola mı razı
Görüp Habib'in bizi, şef'i ola mı ya Rab
Yunus kabre vardıkta, Münker Nekir geldikte
Bize sual ettikte, dilim döne mi ya Rab
Yoksa yedi Tamu'da yana kala mı ya Rab
Acep bu benim halim, yer altında ahvalim
Varıp yatacak yerim, akrep dola mı ya Rab
Can hulkuma geldikte, Azrail'i gördükte
Ya canımı aldıkta, asan ola mı ya Rab
Dar oldu bana düzler, gice ile gündüzler
Dünyaya bakan gözler, didar göre mi ya Rab
Allah olucak Kadı, bizden ola mı razı
Görüp Habib'in bizi, şef'i ola mı ya Rab
Yunus kabre vardıkta, Münker Nekir geldikte
Bize sual ettikte, dilim döne mi ya Rab
YUNUS EMRE GEL GİDELİM DOSTA GÖNÜL ŞİİRİ
Bir karardan durmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Hasretinden yanmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Kılavuz ol gönül bana
Gel gidelim yârdan yana
Canım kurbandır canana
Gel gidelim dosta gönül
Kara haberin almadan
Can bedenden ayrılmadan
Azrail bizi bulmadan
Gel gidelim dosta gönül
Gerçek murada varalım
Yârin hatırın soralım
Yunus Emre'yi alalım
Gel gidelim dosta gönül
Yunus EMRE
AŞKIN ELİNDEN
Bilmem nideyim, kan da gideyim
Aşkın elinden, aşkın elinden
Meskenim dağlar, durmaz kan ağlar
Gözyaşım çağlar, aşkın elinden
Kaddim yay oldu, işim vay oldu
Bağrım nay oldu, aşkın elinden
Dinle zarımı, verdim serimi
Kodum arımı, aşkın elinden
Varım vereyim, üryan olayım
Zevke ereyim, aşkın elinden
YUNUS'un sözü, kan ağlar gözü
Doğrudur özü, aşkın elinden
Yunus EMRE
BİR KEZ GÖNÜL YIKTIN İSE
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Yol oldur ki doğru vara
Göz oldur ki Hakk'ı göre
Er oldur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Doğru yola gittin ise
Er eteğin tuttun ise
Bir hayır da ettin ise
Birine bindir az değil
Yunus bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka metâları satar
Yükü gevherdir tuz değil
Yunus EMRE
SOL CENNETİN IRMAKLARI
Sol cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış islam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu
Aydan aydındır yüzleri
Şekerden tatlı sozleri
Cennette huri kızları
Gezer Allah deyu deyu
Yunus Emre var yarına
Koma bugünü yarına
Yarin Hakk'ın divanına
Çıkam Allah deyu deyu
Yunus EMRE
ŞÖYLE GARİP BENCİLEYİN
Acep şu yerde varm'ola, şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı gözü yaşlı, şöyle garip bencileyin
Gezdim Urum ile Şam’ı, yukarı illeri kamu
Çok istedim bulamadım, şöyle garip bencileyin
Kimseler garip olmasın, hasret oduna yanmasın
Hocam kimseler duymasın, şöyle garip bencileyin
Söyler dilim ağlar gözüm, gariplere göynür özüm
Meğer ki gökte yıldızım, şöyle garip bencileyin
Nice bu dert ile yanam, ecel ere bir gün ölem
Meğer ki sinimde bulam, şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler, üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar, şöyle garip bencileyin
Hey Emre'm Yunus biçare, bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şara, şöyle garip bencil
Bir karardan durmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Hasretinden yanmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Kılavuz ol gönül bana
Gel gidelim yârdan yana
Canım kurbandır canana
Gel gidelim dosta gönül
Kara haberin almadan
Can bedenden ayrılmadan
Azrail bizi bulmadan
Gel gidelim dosta gönül
Gerçek murada varalım
Yârin hatırın soralım
Yunus Emre'yi alalım
Gel gidelim dosta gönül
Yunus EMRE
AŞKIN ELİNDEN
Bilmem nideyim, kan da gideyim
Aşkın elinden, aşkın elinden
Meskenim dağlar, durmaz kan ağlar
Gözyaşım çağlar, aşkın elinden
Kaddim yay oldu, işim vay oldu
Bağrım nay oldu, aşkın elinden
Dinle zarımı, verdim serimi
Kodum arımı, aşkın elinden
Varım vereyim, üryan olayım
Zevke ereyim, aşkın elinden
YUNUS'un sözü, kan ağlar gözü
Doğrudur özü, aşkın elinden
Yunus EMRE
BİR KEZ GÖNÜL YIKTIN İSE
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Yol oldur ki doğru vara
Göz oldur ki Hakk'ı göre
Er oldur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Doğru yola gittin ise
Er eteğin tuttun ise
Bir hayır da ettin ise
Birine bindir az değil
Yunus bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka metâları satar
Yükü gevherdir tuz değil
Yunus EMRE
SOL CENNETİN IRMAKLARI
Sol cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış islam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu
Aydan aydındır yüzleri
Şekerden tatlı sozleri
Cennette huri kızları
Gezer Allah deyu deyu
Yunus Emre var yarına
Koma bugünü yarına
Yarin Hakk'ın divanına
Çıkam Allah deyu deyu
Yunus EMRE
ŞÖYLE GARİP BENCİLEYİN
Acep şu yerde varm'ola, şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı gözü yaşlı, şöyle garip bencileyin
Gezdim Urum ile Şam’ı, yukarı illeri kamu
Çok istedim bulamadım, şöyle garip bencileyin
Kimseler garip olmasın, hasret oduna yanmasın
Hocam kimseler duymasın, şöyle garip bencileyin
Söyler dilim ağlar gözüm, gariplere göynür özüm
Meğer ki gökte yıldızım, şöyle garip bencileyin
Nice bu dert ile yanam, ecel ere bir gün ölem
Meğer ki sinimde bulam, şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler, üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar, şöyle garip bencileyin
Hey Emre'm Yunus biçare, bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şara, şöyle garip bencil
TAŞTIN YİNE DELİ GÖNÜL
Taştın yine deli gönül, sular gibi çağlar mısın?
Aktın yine kanlı yaşım, yollarımı bağlar mısın
Nidem elim ermez yâre, bulunmaz derdime çâre
Oldum ilimden avâre, beni burda eğler misin
Yavu kıldım ben yoldaşı, unulmaz bağrımın yaşı
Gözlerimin kanlı yaşı, ırmak olup çağlar mısın
Ben toprak oldum yoluna, sen aşurı gözetirsin
Şu karşıma göğüs geren, taş bağırlı dağlar mısın
Harami gibi yoluma, arkurı inen karlı dağ
Ben yârimden ayrı düştüm, sen yolumu bağlar mısın
Karlı dağların başında, salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim gibi, yaşın yaşın ağlar mısın
Esridi Yunus'un canı, yoldaşım illerim kanı
Yunus düşte gördü seni, sayrı mısın sağlar mısın
Yunus EMRE
GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ
Ben yürürüm yane yane, aşk boyadı beni kane
Ne deliyem ne divane, gel gör beni aşk neyledi
Aşkın beni mest eyledi, aldı gönlüm hast’eyledi
Öldürmeye kast eyledi, gel gör beni aşk neyledi
Gah eserim yeller gibi, gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi, gel gör beni aşk neyledi
Akar suların çağlarım, dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım, gel gör beni aşk neyledi
Benzim sarı gözlerim yaş, varım pare ciğerim taş
Halden bilen dertli kardaş, gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni, ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni, gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile, şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile, gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm, o yâri düşte görürüm
Uyanıp melül olurum, gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyim, baştan ayağa yareyim
Dost elinde avareyim, gel gör beni aşk neyledi
Yunus EMRE
ELHAMDÜLİLLAH
Haktan gelen şerbeti, içtik elhamdülillah
Şol kudret denizini, geçtik elhamdülillah
Şol karşıki dağları, meşeleri bağları
Sağlık safalık ile, aştık elhamdülillah
Kuru idik yaş olduk, kanatlandık kuş olduk
Birbirmize eş olduk, uçtuk elhamdülillah
Vardığımız illere, şol safa gönüllere
Halka tapduk manisin, saçtık elhamdülillah
Beri gel barışalım, yad isen bilişelim
Atımız eğerlendi, estik elhamdülillah
İndik Rum'u kışladık, çok hayır şer işledik
Uş bahar geldi geri, göçtük elhamdülillah
Dirildik pınar olduk, irkildik ırmak olduk
Artık denize dolduk, taştık elhamdülillah
Taptuğun tapusuna, kul olduk kapusuna
Yunus miskin çiğ idik, piştik elhamdülillah
Yunus EMRE
ÇEKE GELDİ ÇEKE GİDER
Aşkın odu ciğerimi, yaka geldi yaka gider
Garip başım bu sevdayı, çeke geldi çeke gider
Kâr etti firak canıma, aşık oldum cananıma
As zencirin dost boynuma taka geldi taka gider
Sadıklar durur sözüne, gayri görünmez gözüne
Bu gözlerim dost yüzüne, baka geldi baka gider
Bülbül eder ah-ü figan, hasret ile yandı bu can
Benim gönülcüğüm ey can, Hakk'a geldi Hakk'a gider
Arada olmasın asi, onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı, aka geldi aka gider
Miskin Yunus'un sözleri, efgan eder bülbülleri
Dost bahçesinin gülleri, koka geldi koka gider
Yunus EMRE
İLİM KENDİN BİLMEKTİR
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne, kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin, ha bir kuru ekmektir
Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen, abes yere yelmektir
Dört kitabın ma'nisi, bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin, bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece, okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca, ma'nisi ne demektir
Yunus der ki ey hoca, gerekse var bin Hac’ca
Hepisinden iyice, bir gönüle girmektir
Yunus EMRE
AH NİDEYİM ÖMRÜM SENİ
Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni
Seninle olmadım gani, ah nideyim ömrüm seni
Geldim ve geçtim bilmedim, ağlayıp güssa yemedim
Senden ayrılam demedim, ah nideyim ömrüm seni
Hayrım şerim yazılacak, ömrüm ipi üzülecek
Suret benden bozulacak, ah nideyim ömrüm seni
Gidip geri gelmeyesin, gelip beni bulmayasın
Bu benliğe sermayesin, ah nideyim ömrüm seni
Hani sana güvendiğim, güveniben yuvandığım
Kaldı külli kazandığım, ah nideyim ömrüm seni
Miskin Yunus gideceksin, acep sefer edeceksin
Hasret ile kalacaksın, ah nideyim ömrüm seni
Yunus EMRE
AĞLA GÖZÜM AĞLA GÜLMEZEM GAYRİ
Ağla gözüm ağla gülmezem gayri
Gönül dosta gider gelmezem gayri
Ne gam bunda bana bin kez ölsem
Orda ölüm olmaz ölmezem gayri
Yansın canım yansın aşkın oduna
Aksın kanlı yaşım silmezem gayri
Beni irşad eden mürşid-i kamil
Yeter ben el daha almazam gayri
Varlığım yokluğa değişmişim ben
Bu gün cana başa kalmazam gayri
Fenadan bakiye göç eder olduk
Yöneldim sol yola dönmezem gayri
Muhabbet bahrinin gavvası oldum
Gerekmez ceyhun'a dalmazam gayri
Dilerim fazlından ayrılmıyasın
Tanrı'm senden özge sevmezem gayri
Söyle aşık dilinden bunu YUNUS
Eğer aşık isem ölmezem gayri
Yunus EMRE
DOLAP NİÇİN İNİLERSİN
Dolap niçin inilersin
Derdim vardır inilerim
Ben Mevlaya aşık oldum
Anın için inilerim
Benim adım dertli dolap
Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş çalap
Derdim vardır inilerim
Beni bir dağda buldular
Kolum kanadım yoldular
Dolaba layık gördüler
Derdim vardır inilerim
Ben bir dağın ağacıyam
Ne tatlıyım ne acıyam
Ben mevlaya duacıyam
Derdim vardır inilerim
Dağdan kestiler hezenim
Bozuldu türlü düzenim
Ben bir usanmaz ozanım
Derdim vardır inilerim
Dülgerler her yanım yondu
Her azam yerine kondu
Bu iniltim Hak'dan geldi
Derdim vardır inilerim
Suyum alçaktan çekerim
Dönüp yükseğe dökerim
Görün ben neler çekerim
Derdim vardır inilerim
Yunus bunda gelen gülmez
Kişi muradına ermez
Bu fanide kimse kalmaz
Derdim vardır inilerim.
Yunus EMRE
GELİN EY KARDEŞLER
Gelin ey kardeşler gelin
Bu menzil uzağa benzer
Nazar kıldım şu dünyaya
Kurulmuş tuzağa benzer
Bir pirin eteğin tuttum
"Ana beni" deyip gittim
Nice yüzbin günah ettim
Her biri bir dağa benzer
Çağla Derviş Yunus çağla
Sen özünü Hakk'a bağla
Ağlar isen halin ağla
Erdem vefa yoğa benzer
Yunus EMRE
NİÇİN AĞLARSIN BÜLBÜL HEY
Sen burda garip mi geldin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Yorulup iz mi yanıldın
Niçin ağlarsın bülbül hey
Karlı dağlardan mı aştın
Derin ırmaklar mı geçtin
Yârinden ayrı mı düştün
Niçin ağlarsın bülbül hey
Hey, ne yavuz inilersin
Benim derdim yenilersin
Dostu görmek mi dilersin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Kal'alı şehir mi yıkıldı
Ya nam-u arın mi kaldı
Gurbette yârin mi kaldı
Niçin ağlarsın bülbül hey
Gulistanlarda yaylarsın
Taze gülleri yeğlersin
Yavlak zarılık eylersin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Uykudan gözüm uyandı
Uyandı kana boyandı
Yandı sol yüreğim yandı
Niçin ağlarsın bülbül hey
N'oldu şu Yunus'a n'oldu
Aşkın deryasına daldı
Yine baharistan oldu
Niçin ağlarsın bülbül hey
Yunus EMRE
GELDİ GEÇTİ ÖMRÜM BENİM
Geldi geçti ömrüm benim,
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle geldi,
Şol göz yumup açmış gibi
İşbu söze hak tanıktır,
Bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide,
Kafesten kuş uçmuş gibi
Miskin âdemoğulları,
Ekinlere benzer gider
Kimi biter kimi yiter,
Yere tohum saçmış gibi
Bu dünyada bir nesneye,
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere,
Gök ekini biçmiş gibi
Bir hastaya vardın ise,
Bir içim su verdin ise
Yarın anda karşı gele,
Hak şarabın içmiş gibi
Bir miskini gördün ise,
Bir eskice verdin ise,
Yarın anda karşı gele,
Hak libasın biçmiş gibi
Yunus Emre bu dünyada,
İki kişi kalır derler
Meğer HIZIR, İLYAS ola,
Ab-ı hayat içmiş gibi
Yunus EMRE
DURUN DURUN AŞKA SELA
Divaneler divaneler
Durun durun aşka sela
Aşk esriği mestaneler
Durun durun aşka sela
Mest-i elestler kandaksız
Mestane mestler kanatsız
Saki duruptur çanaksız
Durun durun aşka sela
Merdaneler merdaneler
Erlik demi bu gündürür
Baş verüben can terkini
Vurun vurun aşka sela
Ey nice hamle idelim
İşbu fenadan gidelim
Binin binin şevk atalım
Sürün sürün aşka sela
Muhabbet yoluna girip
Aşktan dava kılan kişi
Tan eylemiş aşıklara
Görün görün aşka sela
Akıl ne bilir aşkı kim
Mağrur oluptur aklına
Aşkı bu gün bu Yunus'a
Sorun sorun aşka sela
Yunus EMRE
Bu dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun,
Bizim için hayır dua, kılanlara selam olsun
Sela verin kastımıza, gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze, duranlara selam olsun
Ecel büke belimizi, söyletmiye dilimizi
Hasta iken halimizi, soranlara selam olsun
Eceli gelenler gider, hepsi gelmez yola gider
Bizim halimizden haber, soranlara selam olsun
Tenim ortaya açıla, yakasız gömlek biçile
Bizi bir asan vech ile, yuyanlara selam olsun
Derviş Yunus söyler sözün, yaş doludur iki gözün
Bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun
Yunus EMRE
KALANLARA SELAM OLSUN
Bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selâm olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selâm olsun
Ecel büke belimizi
Söyletmiye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selâm olsun
Tenim ortaya açıla
Yakasız gömlek biçile
Bizi bir âsan vech ile
Yuyanlara selâm olsun
Azrail alır canımız
Kurur damarda kanımız
Yuyacağın kefenimiz
Saranlara selam olsun
Sala verile kasdımıza
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun
Dünyaya gelenler gider
Hergiz gelmez yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara selam olsun
Miskin Yunus söyler sözün
Yaş doldurmuş iki gözün
Bilmeyenler neyi bilmiş
Bilenlere selâm olsun
YUNUS EMRE
SELAM OLSUN
Azrail alır canımız, kurur damarda kanımız
Yuyıcağız kefenimiz, saranlara selam olsun
Gider olduk dostumuza, eremedik kastımıza
Namaz için üstümüze, duranlara selam olsun
Sözdür söylenir araya, kimse değmez bu yaraya
İltup bizi makbereye, koyanlara selam olsun
AŞIK oldur HAKKI seve, HAK derdine kıla deva
Bizim için hayır dua, edenlere selam olsun
Aşık Yunus söyler sözü, kan yaş ile doldu gözü
Bilmeyenler bilsin bizi, bilenlere selam olsun
Yunus EMRE
AŞKIN ALDI BENDEN BENİ
Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Aşkın aşıklar oldurur
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni
Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni
Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene Ver anları
Bana seni gerek seni
Yunus'dürür benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni
Yunus EMRE
Ah Ölüm
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus derki gör takdirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus Emre
AŞKIN BENİ
Gözüm seni görmek için
Elim sana ermek için
Bu gün canım yolda kodum
Yarın seni bulmak için
Bu gün canım yolda koyam
Yarın ivazın veresin
Arz eyleme uçmağını
Hiç arzum yok uçmak için
Benim uçmak neme gerek
Hergiz gönlüm ona bakmaz
İşbu benim zarılığım
Değildürür bir bağ için
Uçmak uçmağım dediğin
Mü'minleri yeltediğin
Vardır ola bir kaç huri
Arzum yoktur koçmak için
Bunda dahi verdin bize
Ol huriyi çiftü helal
Ondan geçti arzum tamam
Arzum sana ermek için
Sufilere ver sen onu
Bana seni gerek seni
Haşa ben terkedem seni
Şol bir evle çardak için
Yunus hasretdürür sana
Hasretini göster ona
İşin zulüm değil ise
Dad eylegil istedi çün.
Yunus EMRE
ADEM OĞLU
Miskin Adem oğlanı
Nefse zebun olmuşdur
Hayvan canavar gibi
Otlamağa kalmışdur
Hergiz ölümün sanmaz
Ölesi günin anmaz
Bu dünyadan usanmaz
Gaflet önün almışdur
Oğlanlar öğüt almaz
Yiğitler tevbe kılmaz
Kocalar taat kılmaz
Sarp rüzigar olmuşdur
Beğler azdı yolundan
Bilmez yoksul halinden
Çıktı rahmet gölünden
Nefs gölüne dalmışdur
Yunus sözü alimden
Zinhar olma zalimden
Korkadurun ölümden
Cümle doğan ölmüşdür.
Yunus EMRE
GÖNÜL ÇALAB'IN TAHTI
Miskinlikte buldular, kimde erlik var ise
Merdivenden ittiler, yüksekten bakar ise
Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar
Dış yüzüne o sızar, içinde ne var ise
Ak sakallı pir hoca, bilemez hali nice
Emek vermesin hacca, bir gönül yıkar ise
Sağır işitmez sözü, gece sanar gündüzü
Kördür münkirin gözü, alem münevver ise
Gönül Çalab’ın tahtı, Çalap gönüle baktı
İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise
Sen sana ne sanırsan, ayruga da onu san
Dört kitabın manası, budur eğer var ise
Bildik gelenler geçmiş, konanlar geri göçmüş
Aşk şarabından içmiş, kim mana duyar ise
Yunus yoldan azuban, yüksek yerde durmasın
Sinle sırat görmeye, sevdiği didar ise
Yunus EMRE
dem-be-dem : Zaman zaman
münevver : Bilgili, aydın
Çalap : Allah
bedbaht : Talihsiz
sin : Mezar
sırat : Cennet yolu
didar : Allah'a kavusma, hakkın yüzü
AĞAÇ
Giderim ben yol sıra, yavlak uzanmış bir ağaç
Böyle lâtif böyle şirin, gönlüm aydur birkaç sır aç
Böyl’uzamak ne manâdır, çünkü bu dünya fânîdir
Bu fuzûllük nişânıdır, gel beri miskinliğe geç
Böyle lâtif beziniben, böyle şirîn düzünüben
Gönül Hakk’a uzanuban, dilek nedir neye muhtâç
Ağaç karır devrân döner, kuş budağa birken konar
Dahi sana kuş konmamış, ne güvercin ne hod turaç
Bir gün sana zevâl ere, yüce kaddin ine yere
Budakların oda gire, kaynaya kazan kıza saç
Er sırrıdır sırrın senin, er yeridir yerin senin
Ne yerdedir yerin senin, sana sorarım ey ağaç
Yunus Emre sen bir nice, eksikliğin yüz bin onca
Kur’ağaca yol sorunca, teferrüclen yoluna geç
Yunus EMRE
BİR DAĞ İÇİNDE
Adım adım ileri, beş alemden içeri,
On sekiz bin hicabı, geçtim bir dağ içinde.
Gözler gibi görmedim, söz gibi söyleşmedim.
Musi'leyin münacaat, ettim bir dağ içinde.
Bir döşek döşemişler, nur ile bezemişler.
Dedim bu kimin ola, sordum bir dağ içinde.
Vardım ileri vardım, Levh-i elime aldım,
Ayetlerin okudum, yazdım bir dağ içinde.
Açtım Mekke kapısın, duydum ol dost kokusun,
Erenlerin hepisin, gördüm bir dağ içinde
Yetmiş bin hicab geçtim, gizli perdeler açtım,
Ol dost ile buluştum, gördüm bir dağ içinde.
Gökler gibi gürledim, yeller gibi inledim,
Sular gibi çağladım, aktım bir dağ içinde.
Ayrılmadım pirimden, ayrılmadım şeyhimden,
Aşktan bir kadeh aldım, içtim bir dağ içinde.
Kalpten büyük dağ olmaz, Ol Allaha doyulmaz,
Sohbetine kanılmaz, erdim bir dağ içinde,
Yunus eyder gezerim, dost iledir pazarım,
Ol Allahın didarın, gördüm bir dağ içinde.
Yunus EMRE
GÖNÜLLER YAPMAYA GELDİM
Benim bunda kararım yok,
Bunda gitmeye geldim
Bezirganım mataım çok,
Alana satmağa geldim.
Ben gelmedim da'vi için
Benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir,
Gönüller yapmağa geldim
Dost eşruğu deliliğim,
Aşıklar bilir neliğim
Devşuruben ikiliğim,
Birliğe bitmeye geldim
Yunus Emre aşık olmuş,
Ma'şuka derdinden olmuş
Gerçek erin kapısında
Ömrüm harcamaya geldim
Yunus EMRE
bezirgan: Tüccar
mata : Mal,erzak
dav'i : Dava peşinde koşmak,kavga,dava.
sev'i : Sevgi
eşruk : Sarhoşluk
devşuruben : Kaldırıp
bitmek : Kavuşmak
maşuk : Allah (Aşık olunan)
SEVELİM SEVİLELİM
Hak cihana doludur, kimseler Hakkı bilmez
Onu sen senden iste, o senden ayrı olmaz
Dünyaya gelen geçer, bir bir şerbetin içer
Bu bir köprüdür geçer, cahiller onu bilmez
Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz
Yunus sözün anlar isen, mani'sin dinler isen
Sana iyi dirlik gerek, bunda kimseler kalmaz
Yunus EMRE
ÇAĞIRAYIM MEVLAM SENİ
Dağlar ile taşlar ile çağırayım mevlam seni
Seherlerde kuşlar ile çağırayım mevlam seni
Sular dibinde mahi ile, sahralarda ahu ile
Abdal olup ya hu diye çağırayım mevlam seni
Gökyüzünde İSA ile Tur dağında MUSA ile
Elindeki asa ile çağırayım mevlam seni
Derdi okus EYYÜP ile, gözü yaşlı YAKUP ile
Ol MUHAMMED mahbub ile çağırayım mevlam seni
Hamd u şükrullah ile, vasf-ı kulhuvallah ile
Daim zikrullah ile çağırayım mevlam seni
Yunus okur diller ile, ol kumru bülbüller ile
Hakkı seven kullar ile çağırayım mevlam seni
Yunus EMRE
mahi : Balık
ahu : Ceylan
abdal : Derviş
ya hu : Allah
okus : Çok
mahbub: Sevgili
Dervişlik Dedikleri
Dervişlik dedikleri hırka ile tac degil
Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil
Durmuş marifet söyler, erene Yunus Emrem
Yol eriyle yoldadır, yolsuza yoldaş değil
Yunus EMRE
HİÇ BİR KİŞİ BİLMEZ BİZİ
Hiç bir kişi bilmez bizi,
Biz ne işin içindeyiz
Ne hırsımız baydır bizim,
Ne nefsimiz içindeyiz
Bir kimsenin devletine,
Ta'nediben biz gülmeyiz
Ne munkiriz alimlere,
Ne tersanın hacındayız
Yunus eydur hey sultanım,
Özge şahım vardır benim
Ko dünya altın gümüşün,
Ne bakır-u tacındayız
Yunus EMRE
bay : Zengin
ta'netmek : Yermek, kınamak
özge : Başka
tersa: Hıristiyan
munkir : İnkar eden
AH NEFİS
Girdim Aşkın denizine bahrılayın yüzer oldum
Geştediben denizler Hızır'layın gezer oldum
Cemalini gördüm düşte çok aradım yazda kışta
Bulamadım dağda taşta denizleri süzer oldum
Sordum deniz malikine ırak değil salığına
Girdim gönül sınığına gönülleri düzer oldum
Viran gönlüm eyledim şar bunculayın şar nerde var
Haznesinden aldım gevher dükkan yüzün bozar oldum
Ben ol dükkan-dar kuluyum gevherler ile doluyum
Dost bağının bülbülüyüm budaktab gül üzer oldum
Ol budakta biter iman iman bitse gider güman
Dün gün isim budur heman nefsime bir tatar oldum
Canım bu tene gireli nazarım yoktur altına
Düştüm ayaklar altına topraklayın tozar oldum
Tenim toprak tozar yolca nefsim iltir beni önce
Gördüm nefsin burcu yüce kazma aldım kazar oldum
Kaza kaza indim yere gördüm nefsin yüzü kara
Hümeti yok resul'lere bentlerini bozar oldum
Bu nefs ile dünya fani bu dünyaya gelen hanı
Aldattın ey dünya beni işlerinden bezer oldum
Yunus sordu girdi yola kamu gurbetleri bile
Kendi ciğerim kanıyla vasf-ı halim yazar oldum
Yunus EMRE
BE HEY KARDAŞ
Be hey kardaş Hakk'ı bulam mı dersin,
Hakk'a yarar amel işlemeyince
Tarikat sırrına erem mi dersin,
Kamil mürşid sana söylemeyince.
Özenirsen gardaş, tevhide özen.
Tevhiddir nefsinin kal'asın bozan
Hiç kendi kendine kaynar mı kazan
Çevre yanın ateş eylemeyince.
Değme kişi gönül evin düzemez
Hakk'ın taktirini kimse bozamaz.
Tarikat ummandır dalıp yüzemez,
Aşkın deryasını boylamayınca.
Aşkım galip geldi yüreğim harlar
Aşık olan ar-ı namusu neyler
Behey yunus sana söyleme derler
Ya ben öleyim mi söylemeyince.
Yunus EMRE
AŞIKLAR ÖLMEZ
Ya Rab bu ne derttir derman bulunmaz
Benim garip gönlüm aşktan usanmaz
Aşık ki cana kaldı aşık olmaz
Canın terketmeyen, ma'şukun bulmaz
Aşk pazarıdır bu canlar satılır
Satarım canımı kimseler almaz
Aşık, bir kişidir, bu dünya malın
Ahiret korkusun bir pula saymaz
Bu dünya ol ahiretten içeri
Aşıkın yeri var kimseler bilmez
Yunus öldü diye sala verirler
Ölen hayvan imiş, aşıklar ölmez
Yunus EMRE
LA ŞERİKE
La şerike okursun, sonra şerik katarsın
Bire iki demegil, fitne kimden tutarsın
Çün Kuran gökten indi, Onu Allah buyurdu
Ondan haber ver bana, ha kitaptan ötersin
İlim okumaktan gerek kendözünü bilmektir
Kendözünü bilmezsen bir hayvandan betersin
Kılarsın riya namaz, günahın çok hayrın az
Dinle neye varır söz, Cehennemde bitersin
Halka fetva verirsin, Ne için sen tutmazsın
İhlas ile gelirsen bizden nesne utarsın
Sen fakihsin ben fakir, sana hiç tan'umuz yok
İlmin var amelin yok, günahlara batarsın
Yunus EMRE
utarsın : Kazanırsın
tan : Kınama
SUFİYİM HALK İÇİNDE
Sufiyim halk içinde, tesbih elimden gitmez
Dilim marifet söyler gönlüm hiç kabul etmez
Söylerim marifeti, saluslanırım katı
Miskinliğe dönmeye gönlümden kibir gitmez
Görenler elim öper, tac u hırkaya bakar
Söyle sanırlar beni, zerrece günah etmez
Dışımda ibadetim sohbetim hoş taatım
İç pazara gelince bin yıllık ayyar etmez
Dışım derviş içim boş, dilim tatlı sözüm hoş
Amma ettiğim işi dinin değişen etmez
Yunus eksikliğini Allah'ına arz eyle
Onun keremi çoktur sen ettiğin o etmez
Yunus EMRE
saluslanmak : Hilekarlık, düzenbazlık.
HABER EYLEN AŞIKLARA
Haber eylen aşıklara,
Aşka gönül veren benem
Aşk bahrisi oluban
Denizlere dalan benem
Gördüm göğün meleklerin,
Her biri bir işteymiş
Hak Çalabın zikr-in eden
İNCİL benem KURAN benem
Gördüm diyen değil, gören
Bildim diyen değil, bilen
Bilen O'dur, gösteren O,
Aşka esir olan benem
Deli oldum adım Yunus
Aşk oldu bana kılavuz
Hazrete değin yalınız
Yüz sürüyü varan benem
Yunus EMRE
ERENLER YOLU
Canım erenler yolu inceden ince imiş
Süleymana yol kesen şol bir karınca imiş
Eydürler idi bana aşık avare olur,
Geldi başıma gördüm, ol söz yerince imiş
Dört kitabın manisin okudum hasıl ettim
Aşka gelincek gördüm, bir uzun hece imiş
İki kişi söyleşir Yunus'u görsem diye
Biri eydur ben gördüm bir AŞIK koca imiş
Yunus EMRE
AHIR ZAMAN
İşidün ey ulular,
Ahır zaman olusar
Sağ müslüman seyrekdür,
Ol da güman olusar
Danışman okur tutmaz,
Derviş yolun gözetmez
Bu halk öğüt işitmez,
Ne sarp zaman olusar
Gitti beyler mürveti,
Binmişler birer atı
Yediğü yoksul eti,
İçtiğü kan olusar
Ne acayip sergüzeştler,
Bağrım dolu serzenişler
Durmaz akar kanlı yaşlar,
Aksa gerek şimden gerü.
Benim bunda kararım yok,
Bunda gitmeye geldim
Bezirganım mataım çok,
Alana satmağa geldim.
Ben gelmedim da'vi için
Benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir,
Gönüller yapmağa geldim
Dost eşruğu deliliğim,
Aşıklar bilir neliğim
Devşuruben ikiliğim,
Birliğe bitmeye geldim
Yunus Emre aşık olmuş,
Ma'şuka derdinden olmuş
Gerçek erin kapısında
Ömrüm harcamaya geldim
Yunus EMRE
bezirgan: Tüccar
mata : Mal,erzak
dav'i : Dava peşinde koşmak,kavga,dava.
sev'i : Sevgi
eşruk : Sarhoşluk
devşuruben : Kaldırıp
bitmek : Kavuşmak
maşuk : Allah (Aşık olunan)
SEVELİM SEVİLELİM
Hak cihana doludur, kimseler Hakkı bilmez
Onu sen senden iste, o senden ayrı olmaz
Dünyaya gelen geçer, bir bir şerbetin içer
Bu bir köprüdür geçer, cahiller onu bilmez
Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz
Yunus sözün anlar isen, mani'sin dinler isen
Sana iyi dirlik gerek, bunda kimseler kalmaz
Yunus EMRE
ÇAĞIRAYIM MEVLAM SENİ
Dağlar ile taşlar ile çağırayım mevlam seni
Seherlerde kuşlar ile çağırayım mevlam seni
Sular dibinde mahi ile, sahralarda ahu ile
Abdal olup ya hu diye çağırayım mevlam seni
Gökyüzünde İSA ile Tur dağında MUSA ile
Elindeki asa ile çağırayım mevlam seni
Derdi okus EYYÜP ile, gözü yaşlı YAKUP ile
Ol MUHAMMED mahbub ile çağırayım mevlam seni
Hamd u şükrullah ile, vasf-ı kulhuvallah ile
Daim zikrullah ile çağırayım mevlam seni
Yunus okur diller ile, ol kumru bülbüller ile
Hakkı seven kullar ile çağırayım mevlam seni
Yunus EMRE
mahi : Balık
ahu : Ceylan
abdal : Derviş
ya hu : Allah
okus : Çok
mahbub: Sevgili
Dervişlik Dedikleri
Dervişlik dedikleri hırka ile tac degil
Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil
Durmuş marifet söyler, erene Yunus Emrem
Yol eriyle yoldadır, yolsuza yoldaş değil
Yunus EMRE
HİÇ BİR KİŞİ BİLMEZ BİZİ
Hiç bir kişi bilmez bizi,
Biz ne işin içindeyiz
Ne hırsımız baydır bizim,
Ne nefsimiz içindeyiz
Bir kimsenin devletine,
Ta'nediben biz gülmeyiz
Ne munkiriz alimlere,
Ne tersanın hacındayız
Yunus eydur hey sultanım,
Özge şahım vardır benim
Ko dünya altın gümüşün,
Ne bakır-u tacındayız
Yunus EMRE
bay : Zengin
ta'netmek : Yermek, kınamak
özge : Başka
tersa: Hıristiyan
munkir : İnkar eden
AH NEFİS
Girdim Aşkın denizine bahrılayın yüzer oldum
Geştediben denizler Hızır'layın gezer oldum
Cemalini gördüm düşte çok aradım yazda kışta
Bulamadım dağda taşta denizleri süzer oldum
Sordum deniz malikine ırak değil salığına
Girdim gönül sınığına gönülleri düzer oldum
Viran gönlüm eyledim şar bunculayın şar nerde var
Haznesinden aldım gevher dükkan yüzün bozar oldum
Ben ol dükkan-dar kuluyum gevherler ile doluyum
Dost bağının bülbülüyüm budaktab gül üzer oldum
Ol budakta biter iman iman bitse gider güman
Dün gün isim budur heman nefsime bir tatar oldum
Canım bu tene gireli nazarım yoktur altına
Düştüm ayaklar altına topraklayın tozar oldum
Tenim toprak tozar yolca nefsim iltir beni önce
Gördüm nefsin burcu yüce kazma aldım kazar oldum
Kaza kaza indim yere gördüm nefsin yüzü kara
Hümeti yok resul'lere bentlerini bozar oldum
Bu nefs ile dünya fani bu dünyaya gelen hanı
Aldattın ey dünya beni işlerinden bezer oldum
Yunus sordu girdi yola kamu gurbetleri bile
Kendi ciğerim kanıyla vasf-ı halim yazar oldum
Yunus EMRE
BE HEY KARDAŞ
Be hey kardaş Hakk'ı bulam mı dersin,
Hakk'a yarar amel işlemeyince
Tarikat sırrına erem mi dersin,
Kamil mürşid sana söylemeyince.
Özenirsen gardaş, tevhide özen.
Tevhiddir nefsinin kal'asın bozan
Hiç kendi kendine kaynar mı kazan
Çevre yanın ateş eylemeyince.
Değme kişi gönül evin düzemez
Hakk'ın taktirini kimse bozamaz.
Tarikat ummandır dalıp yüzemez,
Aşkın deryasını boylamayınca.
Aşkım galip geldi yüreğim harlar
Aşık olan ar-ı namusu neyler
Behey yunus sana söyleme derler
Ya ben öleyim mi söylemeyince.
Yunus EMRE
AŞIKLAR ÖLMEZ
Ya Rab bu ne derttir derman bulunmaz
Benim garip gönlüm aşktan usanmaz
Aşık ki cana kaldı aşık olmaz
Canın terketmeyen, ma'şukun bulmaz
Aşk pazarıdır bu canlar satılır
Satarım canımı kimseler almaz
Aşık, bir kişidir, bu dünya malın
Ahiret korkusun bir pula saymaz
Bu dünya ol ahiretten içeri
Aşıkın yeri var kimseler bilmez
Yunus öldü diye sala verirler
Ölen hayvan imiş, aşıklar ölmez
Yunus EMRE
LA ŞERİKE
La şerike okursun, sonra şerik katarsın
Bire iki demegil, fitne kimden tutarsın
Çün Kuran gökten indi, Onu Allah buyurdu
Ondan haber ver bana, ha kitaptan ötersin
İlim okumaktan gerek kendözünü bilmektir
Kendözünü bilmezsen bir hayvandan betersin
Kılarsın riya namaz, günahın çok hayrın az
Dinle neye varır söz, Cehennemde bitersin
Halka fetva verirsin, Ne için sen tutmazsın
İhlas ile gelirsen bizden nesne utarsın
Sen fakihsin ben fakir, sana hiç tan'umuz yok
İlmin var amelin yok, günahlara batarsın
Yunus EMRE
utarsın : Kazanırsın
tan : Kınama
SUFİYİM HALK İÇİNDE
Sufiyim halk içinde, tesbih elimden gitmez
Dilim marifet söyler gönlüm hiç kabul etmez
Söylerim marifeti, saluslanırım katı
Miskinliğe dönmeye gönlümden kibir gitmez
Görenler elim öper, tac u hırkaya bakar
Söyle sanırlar beni, zerrece günah etmez
Dışımda ibadetim sohbetim hoş taatım
İç pazara gelince bin yıllık ayyar etmez
Dışım derviş içim boş, dilim tatlı sözüm hoş
Amma ettiğim işi dinin değişen etmez
Yunus eksikliğini Allah'ına arz eyle
Onun keremi çoktur sen ettiğin o etmez
Yunus EMRE
saluslanmak : Hilekarlık, düzenbazlık.
HABER EYLEN AŞIKLARA
Haber eylen aşıklara,
Aşka gönül veren benem
Aşk bahrisi oluban
Denizlere dalan benem
Gördüm göğün meleklerin,
Her biri bir işteymiş
Hak Çalabın zikr-in eden
İNCİL benem KURAN benem
Gördüm diyen değil, gören
Bildim diyen değil, bilen
Bilen O'dur, gösteren O,
Aşka esir olan benem
Deli oldum adım Yunus
Aşk oldu bana kılavuz
Hazrete değin yalınız
Yüz sürüyü varan benem
Yunus EMRE
ERENLER YOLU
Canım erenler yolu inceden ince imiş
Süleymana yol kesen şol bir karınca imiş
Eydürler idi bana aşık avare olur,
Geldi başıma gördüm, ol söz yerince imiş
Dört kitabın manisin okudum hasıl ettim
Aşka gelincek gördüm, bir uzun hece imiş
İki kişi söyleşir Yunus'u görsem diye
Biri eydur ben gördüm bir AŞIK koca imiş
Yunus EMRE
AHIR ZAMAN
İşidün ey ulular,
Ahır zaman olusar
Sağ müslüman seyrekdür,
Ol da güman olusar
Danışman okur tutmaz,
Derviş yolun gözetmez
Bu halk öğüt işitmez,
Ne sarp zaman olusar
Gitti beyler mürveti,
Binmişler birer atı
Yediğü yoksul eti,
İçtiğü kan olusar
Ne acayip sergüzeştler,
Bağrım dolu serzenişler
Durmaz akar kanlı yaşlar,
Aksa gerek şimden gerü.
BU ACAİP BİR HALDİR
Bu bir acaip haldir bu hale kimse ermez
Alimle davi kılar, Veli değme göz görmez
İlm ile hikmet ile, kimse ermez bu sırra
Bu bir acaib sırdır, ilme kitaba sığmaz
Alem ilmi okuyan, dört mezhep sırrın duyan
Aciz kaldı bu yolda, bu aşka el uramaz
Yunus canını terk et, bildiklerini terk et
Fena olmayan suret, şahına vasıl olmaz
Yunus EMRE
davi : Savunulan şey
veli : Amma lakin
fena : Benliği terkedip yokluk halinde olma
EY BENİ AYIPLAYAN
Ey beni ayıplayan, gel beni aşktan kurtar
Elinden gelmez ise, söyleme fasid haber
Hiç kimsene kendinden, halden hale gelmedi
Cümlemizin halini, maşuk eder mukarrer
Aşıkların her hali, Maşuk katında biter
Sözün var ona söyle, benim elimde ne var
Her kim aşk kadehinden,içti ise bir cura
Ona ne yad ne biliş, ona nesrik ne humar
Dost yüzünden nikabı, her kim giderdi ise
Hicap kalmadı ona, ayruk ne hayr u ne şer
Şeriat edebinden korkaram söylemeye
Yok ise eydeyidim daha ayrıksı haber
Dost kılıcından Yunus ölürse gam değil
Dost göğünden uyanan, Maşuk burcundan doğar
Yunus EMRE
fasid : Bozucu, fesat
mukarrer : Kararlaştırılmış
cur'a : Yudum
yad : Yabancı
biliş : Tanıdık
humar : İçkinin verdiği başağrısı
nesrik : Sarhoş
ayrıksı : Aykırı
nikap : Perde, yüz örtüsü
AŞK KİTABIN OKURUZ
Söylememek harcısı, söylemeğin hasıdır
Söylemeğin harcısı, gönüllerin pasıdır
Cümle yaratılmışa bir göz ile bakmayan
Halka müderris ise, hakikatte asidir
Şeriat haberini şerh ile eydem işit
Şeriat bir gemidir, hakikat deryasıdır
Ol geminin tahtası her nice muhkem ise
Deniz mevci kat olsa, tahta uşanasıdır
Bundan içeri haber işit, ey deyin ey yar
Hakikatin kafiri, şer'in evliyasıdır
Biz talib-i ilimleriz, aşk kitabın okuruz
Çalap müderris bize, aşk hod medresedir
Yunus EMRE
Harcısı : Uygunu
Has : Güzel
Şerh : Açıklama
Eydem : Söyleyim
Hakikat : Kuranın gizli
anlamlarının bilindiği makam
Muhkem : Kuvvetli
Mevc : Dalga
Kat : Kesme
Uşanmak : Kırılmak
Şer'in : Şeriatın
Talib-i ilim : İlim öğrenen
Hod : Kendi, zaten
HAK BİR GÖNÜL VERDİ
Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur
Bir dem gelir şadan olur, bir dem gelir giryan olur
Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem cehalette kalır, nesne bilmez nadan olur
Bir dem dev olur ya peri, viraneler olur yeri
Bir dem uçar BELKIS ile sultan-ı ins u can olur
Bir dem varır mescitlere, yüz sürer anda yerlere
Bir dem varır deyre girer, incil okur ruhban olur
Bir dem gelir İSA gibi ölmüşleri diri kılar
Bir dem girer kibr evine, Firavn ile Haman olur
Bir dem döner CEBRAİLE rahmet saçar her mahfile
Bir dem gelir gümrah olur, miskin Yunus hayran olur
Yunus EMRE
hayran : Şaşkın
şadan : Sevinçli
giryan : Ağlayan
beşaret: Müjdelenmek
şerh : Açıklama
nadan : Cahil
deyr : Kilise
ruhban : Rahip
mahfil : Toplantı yeri
gümrah : Sapmış
Aşk Bezirganı
Aşk bezirganı Sermaye canı
Bahadır gördüm Cana kıyanı
Zehi bahadır Can terkin urur
Kılıç mı keser Himmet giyeni
Kamusun bir gör Kemterin er gör
Alu görmegil Palas giyeni
Tez çıkarırlar Fevkal'ulaya
Bin isa gibi Dünya yakanı
Tez indirirler Tahtesseraya
Bir karun gibi Dünya kovanı
Aşık olanın Nişanı vardır
Melamet olur Belli beyanı
Yunus EMRE
İŞİTİN EY YARENLER
İşitin ey yarenler
Aşk bir güneşe benzer
Aşk olmayan gönül
Misal-i taşa benzer
Taş gönülde ne biter
Dilinde agu tüter
Nice yumuşak söylese
Sözü savaşa benzer
Geç Yunus endişeden
Gerekse bu bişeden
Ere aşk gerek evvel
Ondan dervişe benzer
Yunus EMRE
yaren : Dost
agu : Zehir
bişe : Orman
KİME GÖNÜL VERİR İSEM
Kime gönül verir isem, benim ile yar olmadı
Halim bilip derdim sorup bana vefadar olmadı
Haktan meğer takdir idi, aşık oldu gönlüm sana
Hiç kimseler bencileyin, aşka giriftar olmadı
İbrahim'e Nemrud odunu, aşktır gülistan eden
Aşktan nazar ericeğiz, gülzar oldu nar olmadı
Aşkta kahırlar çok olur, aşıklara gayret gerek
Yunus aşık oldun ise, aşıklarda ar olmadı
Yunus EMRE
giriftar : Tutkun olmak, tutulmak
gülistan, gülzar : Gül bahçesi
nar : Ateş
ar : Utanma
NİCE BESLEYESİN
Nice bir besleyesin, bu kadd ile kameti
Düştün dünya zevkine unuttun kıyameti
Dürüs, kazan, ye yedir, bir gönül ele getir
Yüz Kabeden yiğrektir, bir gönül ziyareti
Uslu değil delidir Halka Salusluk satan
Nefsin müslüman etsin var ise kerameti
Yunus imdi sen dahi, gerçeklerden olagör
Gerçek erenler imiş, cümlenin ziyareti
Yunus EMRE
kadd : Boy, pos
kamet : Boy
dürüs : Toplayıp biraraya getirme
yiğrek : Daha iyi
salusluk : Hilekarlık
keramet : Olağanüstü işler, haller
AŞIK KENDİ KANINI
Helal kıldı ma'şuka aşık kendi kanını
Ma'şuk nakşından okur aşk eri Kur'anını
Yardan ayrı olunca asılıp ölmek yeğdir
Aşık kendi bırakır boynuna urganını
Gitmez aşık gözünden hergiz ma'şuk hayali
Nitekim zilha verir Yusuf'un nişanını
Dirlik budur aşıka ma'şuk yolunda öle
Sorarlar ise aydam aşıkın burhanını
Belkıs ile Süleyman aşka düştü bir zaman
İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını
Gökteki Harut Marut aşk için indi yere
Zühre yüzün görecek unuttu Rahman'ını
Güzaf görmen siz aşkı kime oğradı ise
Sultanı iltir baştan yitirir hanmanını
Ferhat bu aşk yolunda başın külünge tuttu
Hüsrev Şirin derdinden dosta verdi canını
Leyli'yle Mecnun işi acebdür ( ür ) bu halka
Abdürrezzak terk etti aşk için imanını
Zemane vefaları cefa gelir Yunüs'a
Bir doğru yer bulucak fidi kılar canını
Yunus EMRE
BİLMEDİLER
Hakiykatin ma'nisin şerh ile bilmediler
Erenler bu dirliği riye dirilmediler
Hakiykat bir denizdir şeriattır gemisi
Çoklar gemiden çıkıp denize dalmadılar
Bular geldi tapıya şeriat tuttu durur
İçeri giribeni ne varın bilmediler
Dört kitabı şerh eden asıdır hakıykatte
Zira tevsir okuyup ma'nisin bilmediler
Yunus adın sadıktır bu yola geldin ise
Adın değşirmeyenler bu yola gelmediler.
Yunus EMRE
SENSİN KERİM
Sensin kerim sensin rahim,
Allah sana sundum elim
Senden artuk yoktur emim,
Allah sana sundum elim
Ecel geldi vade erdi,
Bu ömrüm kadehi doldu
Kimdir ki içmeden kaldı,
Allah sana sundum elim
Gözlerim göğe süzüldü,
Canım göğüsten üzüldü
Dilim tetiği bozuldu,
Allah sana sundum elim
Geldim salacam sarılır,
Dört yana sela verilir
El namazıma derilir,
Allah sana sundum elim
Can cenazeden şeştiler,
Üstüme toprak saçtılar
Hep koyubeni kaçtılar,
Allah sana sundum elim
Yunus tap uzattın sözü,
Allah'ına tutgil yüzü
Didardan ayırma bizi,
Allah sana sundum elim
Yunus EMRE
emim : İlacım
salaca : Tabut taşıyan tahta
şeşmek : Çıkarmak
tap : Yeter, kafi
didar : Allahın cemali, yüzü
AŞK VER BANA
İlahi bir aşk ver bana, kandalığım bilmeyeyim
Yavı kılayım ben beni, isteyi ben bulmayayım
Al gider benden benliği, doldur içime şenliği
Diriliğimde öldür beni, varıp orda ölmeyeyim
Bülbül olup öteyim, dost bahçesinde yatayım
Gül oluben açılayım, ayruk dahi solmayayım
Aşkdır derdin dermanı, aşk yoluna koydum canı
Yunus Emre eydur bunu, bir dem aşksız olmayayım.
Yunus EMRE
Kanda : Nerede
Yavı kılmak: Kaybetmek
Ayruk : Artık, başka
Eydur : Söylemek
Dem : An, vakit
Bu bir acaip haldir bu hale kimse ermez
Alimle davi kılar, Veli değme göz görmez
İlm ile hikmet ile, kimse ermez bu sırra
Bu bir acaib sırdır, ilme kitaba sığmaz
Alem ilmi okuyan, dört mezhep sırrın duyan
Aciz kaldı bu yolda, bu aşka el uramaz
Yunus canını terk et, bildiklerini terk et
Fena olmayan suret, şahına vasıl olmaz
Yunus EMRE
davi : Savunulan şey
veli : Amma lakin
fena : Benliği terkedip yokluk halinde olma
EY BENİ AYIPLAYAN
Ey beni ayıplayan, gel beni aşktan kurtar
Elinden gelmez ise, söyleme fasid haber
Hiç kimsene kendinden, halden hale gelmedi
Cümlemizin halini, maşuk eder mukarrer
Aşıkların her hali, Maşuk katında biter
Sözün var ona söyle, benim elimde ne var
Her kim aşk kadehinden,içti ise bir cura
Ona ne yad ne biliş, ona nesrik ne humar
Dost yüzünden nikabı, her kim giderdi ise
Hicap kalmadı ona, ayruk ne hayr u ne şer
Şeriat edebinden korkaram söylemeye
Yok ise eydeyidim daha ayrıksı haber
Dost kılıcından Yunus ölürse gam değil
Dost göğünden uyanan, Maşuk burcundan doğar
Yunus EMRE
fasid : Bozucu, fesat
mukarrer : Kararlaştırılmış
cur'a : Yudum
yad : Yabancı
biliş : Tanıdık
humar : İçkinin verdiği başağrısı
nesrik : Sarhoş
ayrıksı : Aykırı
nikap : Perde, yüz örtüsü
AŞK KİTABIN OKURUZ
Söylememek harcısı, söylemeğin hasıdır
Söylemeğin harcısı, gönüllerin pasıdır
Cümle yaratılmışa bir göz ile bakmayan
Halka müderris ise, hakikatte asidir
Şeriat haberini şerh ile eydem işit
Şeriat bir gemidir, hakikat deryasıdır
Ol geminin tahtası her nice muhkem ise
Deniz mevci kat olsa, tahta uşanasıdır
Bundan içeri haber işit, ey deyin ey yar
Hakikatin kafiri, şer'in evliyasıdır
Biz talib-i ilimleriz, aşk kitabın okuruz
Çalap müderris bize, aşk hod medresedir
Yunus EMRE
Harcısı : Uygunu
Has : Güzel
Şerh : Açıklama
Eydem : Söyleyim
Hakikat : Kuranın gizli
anlamlarının bilindiği makam
Muhkem : Kuvvetli
Mevc : Dalga
Kat : Kesme
Uşanmak : Kırılmak
Şer'in : Şeriatın
Talib-i ilim : İlim öğrenen
Hod : Kendi, zaten
HAK BİR GÖNÜL VERDİ
Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur
Bir dem gelir şadan olur, bir dem gelir giryan olur
Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem cehalette kalır, nesne bilmez nadan olur
Bir dem dev olur ya peri, viraneler olur yeri
Bir dem uçar BELKIS ile sultan-ı ins u can olur
Bir dem varır mescitlere, yüz sürer anda yerlere
Bir dem varır deyre girer, incil okur ruhban olur
Bir dem gelir İSA gibi ölmüşleri diri kılar
Bir dem girer kibr evine, Firavn ile Haman olur
Bir dem döner CEBRAİLE rahmet saçar her mahfile
Bir dem gelir gümrah olur, miskin Yunus hayran olur
Yunus EMRE
hayran : Şaşkın
şadan : Sevinçli
giryan : Ağlayan
beşaret: Müjdelenmek
şerh : Açıklama
nadan : Cahil
deyr : Kilise
ruhban : Rahip
mahfil : Toplantı yeri
gümrah : Sapmış
Aşk Bezirganı
Aşk bezirganı Sermaye canı
Bahadır gördüm Cana kıyanı
Zehi bahadır Can terkin urur
Kılıç mı keser Himmet giyeni
Kamusun bir gör Kemterin er gör
Alu görmegil Palas giyeni
Tez çıkarırlar Fevkal'ulaya
Bin isa gibi Dünya yakanı
Tez indirirler Tahtesseraya
Bir karun gibi Dünya kovanı
Aşık olanın Nişanı vardır
Melamet olur Belli beyanı
Yunus EMRE
İŞİTİN EY YARENLER
İşitin ey yarenler
Aşk bir güneşe benzer
Aşk olmayan gönül
Misal-i taşa benzer
Taş gönülde ne biter
Dilinde agu tüter
Nice yumuşak söylese
Sözü savaşa benzer
Geç Yunus endişeden
Gerekse bu bişeden
Ere aşk gerek evvel
Ondan dervişe benzer
Yunus EMRE
yaren : Dost
agu : Zehir
bişe : Orman
KİME GÖNÜL VERİR İSEM
Kime gönül verir isem, benim ile yar olmadı
Halim bilip derdim sorup bana vefadar olmadı
Haktan meğer takdir idi, aşık oldu gönlüm sana
Hiç kimseler bencileyin, aşka giriftar olmadı
İbrahim'e Nemrud odunu, aşktır gülistan eden
Aşktan nazar ericeğiz, gülzar oldu nar olmadı
Aşkta kahırlar çok olur, aşıklara gayret gerek
Yunus aşık oldun ise, aşıklarda ar olmadı
Yunus EMRE
giriftar : Tutkun olmak, tutulmak
gülistan, gülzar : Gül bahçesi
nar : Ateş
ar : Utanma
NİCE BESLEYESİN
Nice bir besleyesin, bu kadd ile kameti
Düştün dünya zevkine unuttun kıyameti
Dürüs, kazan, ye yedir, bir gönül ele getir
Yüz Kabeden yiğrektir, bir gönül ziyareti
Uslu değil delidir Halka Salusluk satan
Nefsin müslüman etsin var ise kerameti
Yunus imdi sen dahi, gerçeklerden olagör
Gerçek erenler imiş, cümlenin ziyareti
Yunus EMRE
kadd : Boy, pos
kamet : Boy
dürüs : Toplayıp biraraya getirme
yiğrek : Daha iyi
salusluk : Hilekarlık
keramet : Olağanüstü işler, haller
AŞIK KENDİ KANINI
Helal kıldı ma'şuka aşık kendi kanını
Ma'şuk nakşından okur aşk eri Kur'anını
Yardan ayrı olunca asılıp ölmek yeğdir
Aşık kendi bırakır boynuna urganını
Gitmez aşık gözünden hergiz ma'şuk hayali
Nitekim zilha verir Yusuf'un nişanını
Dirlik budur aşıka ma'şuk yolunda öle
Sorarlar ise aydam aşıkın burhanını
Belkıs ile Süleyman aşka düştü bir zaman
İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını
Gökteki Harut Marut aşk için indi yere
Zühre yüzün görecek unuttu Rahman'ını
Güzaf görmen siz aşkı kime oğradı ise
Sultanı iltir baştan yitirir hanmanını
Ferhat bu aşk yolunda başın külünge tuttu
Hüsrev Şirin derdinden dosta verdi canını
Leyli'yle Mecnun işi acebdür ( ür ) bu halka
Abdürrezzak terk etti aşk için imanını
Zemane vefaları cefa gelir Yunüs'a
Bir doğru yer bulucak fidi kılar canını
Yunus EMRE
BİLMEDİLER
Hakiykatin ma'nisin şerh ile bilmediler
Erenler bu dirliği riye dirilmediler
Hakiykat bir denizdir şeriattır gemisi
Çoklar gemiden çıkıp denize dalmadılar
Bular geldi tapıya şeriat tuttu durur
İçeri giribeni ne varın bilmediler
Dört kitabı şerh eden asıdır hakıykatte
Zira tevsir okuyup ma'nisin bilmediler
Yunus adın sadıktır bu yola geldin ise
Adın değşirmeyenler bu yola gelmediler.
Yunus EMRE
SENSİN KERİM
Sensin kerim sensin rahim,
Allah sana sundum elim
Senden artuk yoktur emim,
Allah sana sundum elim
Ecel geldi vade erdi,
Bu ömrüm kadehi doldu
Kimdir ki içmeden kaldı,
Allah sana sundum elim
Gözlerim göğe süzüldü,
Canım göğüsten üzüldü
Dilim tetiği bozuldu,
Allah sana sundum elim
Geldim salacam sarılır,
Dört yana sela verilir
El namazıma derilir,
Allah sana sundum elim
Can cenazeden şeştiler,
Üstüme toprak saçtılar
Hep koyubeni kaçtılar,
Allah sana sundum elim
Yunus tap uzattın sözü,
Allah'ına tutgil yüzü
Didardan ayırma bizi,
Allah sana sundum elim
Yunus EMRE
emim : İlacım
salaca : Tabut taşıyan tahta
şeşmek : Çıkarmak
tap : Yeter, kafi
didar : Allahın cemali, yüzü
AŞK VER BANA
İlahi bir aşk ver bana, kandalığım bilmeyeyim
Yavı kılayım ben beni, isteyi ben bulmayayım
Al gider benden benliği, doldur içime şenliği
Diriliğimde öldür beni, varıp orda ölmeyeyim
Bülbül olup öteyim, dost bahçesinde yatayım
Gül oluben açılayım, ayruk dahi solmayayım
Aşkdır derdin dermanı, aşk yoluna koydum canı
Yunus Emre eydur bunu, bir dem aşksız olmayayım.
Yunus EMRE
Kanda : Nerede
Yavı kılmak: Kaybetmek
Ayruk : Artık, başka
Eydur : Söylemek
Dem : An, vakit
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder