14 Mart 2013 Perşembe

YUNUS EMRE ŞİİRLERİ

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA


  • ŞÖYLE SANIRLAR BENİ
    Sofuyum halk içinde tesbih elimden gitmez
    Dilim marifet söyler, gönlüm hiç kabul etmez

    Boynumda icazetim, riya ile taatim
    Edişem ayruk yerde, gözüm yolum gözetmez

    Hoş dervişem sabrım yok, dilimde ezkarım çok
    Kulağımdan gireni, hergiz içim işitmez

    Görenler elim öper tac ü hırkama bakar
    Şöylece sanırlar beni zerrece günah etmez

    Taşımda ibadetim, sohbetim hoş taatim
    İç pazara gelince, bin yıllık ayyar etmez

    Dışım derviş, içim boş, dilim tatlı, sözüm hoş
    İlla ben ettiğimi, dinin denşüren etmez

    Görenler sofu sanır, selam verir utanır
    Anca iş koparaydım, el erüben güç yetmez

    Söylersem marifeti saluslanırım kati
    Miskinliğe dönmeğe, gönlümden kibir gitmez

    Yunus eksikliğini Çalabına arzeyle
    Anın keremi çoktur, sen ettiğin ol etmez









    ŞÖYLE GARİP BENCİLEYEN
    Acep şu yerde var mı ola
    Şöyle garip bencileyin
    Bağrı başlı, gözü yaşlı
    Şöyle garip bencileyin

    Gezdim Rum ile Şam'ı
    Yukarı elleri kamu
    Çok istedim, bulamadım
    Şöyle garip bencileyin

    Bendeler garip olmasın
    Firkat oduna yanmasın
    Hocam kimseler olmasın
    Şöyle garip bencileyin

    Bir garip ölmüş diyeler
    üç günden sonra duyalar
    Soğuk su ile yuyalar
    Şöyle garip bencileyin

    Söyler dilim ağlar gözüm
    Gariplere göyner özüm
    Meğer ki gökte yıldızım
    Ola garip bencileyin

    Nice bu dert ile yanam
    Ecel ere bir gün ölem
    Meğer ki sinimde bulam
    Şöyle garip bencileyin

    Emrem Yunus biçare
    Bulunmaz derdine çare
    Var imdi gez şardan şare
    İste garip bencileyin









    ŞOL KAHR İLE KAZANDIĞIN
    Ey dünyayı seven kişi, bir gün koyup gitmek gerek
    Senin dileğinle değil, naçardır, ne etmek gerek

    Gözün ile gördüğünü, şol hasretin olanları
    Akil isen an bunları, her kimseyi anmak gerek

    Şol kahr ile kazandığın, bir gün kalısar körlüğe
    Şol mal ki körlüğe kalır, şaylığa harc etmek gerek

    Kudret kandilinden senin, destur ile indi canın
    Bir gün geri gel deniser, şol sözü işitmek gerek

    Ne hak buyruğun tutarsın, ne kul sözün işidirsin
    Hiç bilmezsin ma'na nedir, nedilde çağırmak gerek

    Uydun bu nefsin sözüne, battın günah denizine
    Çirk getirdin can yüzüne, tövbeteğin tutmak gerek

    Yunus;şimdi sen dil ile, ben Hakkı severim deme
    Ol padişah hazretine, görklü meta'iltmek gerek












    ŞOL GÖZ Kİ SENİ GÖRDÜ
    Şol göz ki Seni gördü, ol neye nazar etsin
    Şol can ki Seni duydu, tende ne karar etsin

    Aşkına düşen aşık, derdine yanar dün gün
    Vaslındır ana derman, hekim ne tımar etsin

    Aşkın ezeli Hacem, yoklukta komuş varın
    Bu remzi duyan aşık, yokluğu şikar etsin

    Sen bir gani sultansın, canlar içinde cansın
    Vasfın kaleme gelmez, dil kanda şümar etsin

    Gerçek Şaha kul olan, gönlünü Sana veren
    Seni kendinde bulan, kanceru sefer etsin

    Bu çeşniyi tadana, kim ne vereler kana
    Derdine düşen cana, hekim ne tımar etsin

    Bu sırrı duyan kani, ger aşık ise canı
    Açıldı gevher kanı, alana haber etsin

    Çün aşkın ola emelim, sürüle gönülden gamım
    Vaslına eren bir dem, bin canı nisar etsin

    İmdi ki Yunus kalmış Hazret'e yüzü kara
    Bir nesnesi yok müflis, neyile bazar etsin








    ŞOL CENNET'İN IRMAKLARI
    Şol cennet'in ırmakları
    Akar Allah deyu deyu
    Çıkmış İslam bülbülleri
    Öter Allah deyu deyu

    Salınır Tüba dalları
    Kur'an okur hem dilleri
    Cennet bağının gülleri
    Kokar Allah deyu deyu

    Kimi yiyip kimi içer
    Hep melekler rahmet saçar
    İdris Nebi hulle biçer
    Biçer Allah deyu deyu

    Altındadır direkleri
    Gümüştendir yaprakları
    Uzandıkça budakları
    Biter Allah deyu deyu

    Aydan arıdır yüzleri
    Misk ü amberdir sözleri
    Cennet'te huri kızları
    Gezer Allah deyu deyu

    Hakka aşık olan kişi
    Akar gözlerinin yaşı
    Pür nur olur içi dışı
    Söyler Allah deyu deyu

    Ne dilersen Hak'tan dile
    Kılavuzla gir doğru yola
    Bülbül aşık olmuş güle
    Öter Allah deyu deyu

    Açıldı gökler kapısı
    Rahmetle doldu hepisi
    Sekiz cennet'in kapısı
    Açılır Allah deyu deyu

    Rıdvan-dürür kapı açan
    İdris-dürür hülle biçen
    Kevser şarabını içen
    Kanar Allah deyu deyu

    Miskin Yunus var Yarına
    Koma bu günü yarına
    Yarın Hakk'ın divanına
    Varam Allah deyu deyu






    ŞOL GÖZ Kİ SENİ GÖRDÜ
    Şol göz ki Seni gördü, ol neye nazar etsin
    Şol can ki Seni duydu, tende ne karar etsin

    Aşkına düşen aşık, derdine yanar dün gün
    Vaslındır ana derman, hekim ne tımar etsin

    Aşkın ezeli Hacem, yoklukta komuş varın
    Bu remzi duyan aşık, yokluğu şikar etsin

    Sen bir gani sultansın, canlar içinde cansın
    Vasfın kaleme gelmez, dil kanda şümar etsin

    Gerçek Şaha kul olan, gönlünü Sana veren
    Seni kendinde bulan, kanceru sefer etsin

    Bu çeşniyi tadana, kim ne vereler kana
    Derdine düşen cana, hekim ne tımar etsin

    Bu sırrı duyan kani, ger aşık ise canı
    Açıldı gevher kanı, alana haber etsin

    Çün aşkın ola emelim, sürüle gönülden gamım
    Vaslına eren bir dem, bin canı nisar etsin

    İmdi ki Yunus kalmış Hazret'e yüzü kara
    Bir nesnesi yok müflis, neyile bazar etsin








    ŞOL CENNET'İN IRMAKLARI
    Şol cennet'in ırmakları
    Akar Allah deyu deyu
    Çıkmış İslam bülbülleri
    Öter Allah deyu deyu

    Salınır Tüba dalları
    Kur'an okur hem dilleri
    Cennet bağının gülleri
    Kokar Allah deyu deyu

    Kimi yiyip kimi içer
    Hep melekler rahmet saçar
    İdris Nebi hulle biçer
    Biçer Allah deyu deyu

    Altındadır direkleri
    Gümüştendir yaprakları
    Uzandıkça budakları
    Biter Allah deyu deyu

    Aydan arıdır yüzleri
    Misk ü amberdir sözleri
    Cennet'te huri kızları
    Gezer Allah deyu deyu

    Hakka aşık olan kişi
    Akar gözlerinin yaşı
    Pür nur olur içi dışı
    Söyler Allah deyu deyu

    Ne dilersen Hak'tan dile
    Kılavuzla gir doğru yola
    Bülbül aşık olmuş güle
    Öter Allah deyu deyu

    Açıldı gökler kapısı
    Rahmetle doldu hepisi
    Sekiz cennet'in kapısı
    Açılır Allah deyu deyu

    Rıdvan-dürür kapı açan
    İdris-dürür hülle biçen
    Kevser şarabını içen
    Kanar Allah deyu deyu

    Miskin Yunus var Yarına
    Koma bu günü yarına
    Yarın Hakk'ın divanına
    Varam Allah deyu deyu









    ŞOL BENİM ŞEYHİMİ
    Şol benim Şeyhimi görmeğe kim gelir
    Zevk ile safalar sürmeğe kim gelir

    Şeyhimin illeri, uzaktır yolları
    Açılmış gülleri dermeğe kim gelir

    Şeyhimin özünü, severim sözünü
    Ol mubarek yüzünü, görmeğe kim gelir

    Şeyhimin ilini, sorarım evini
    Ol sebepli elini öpmeğe kim gelir

    Şeyhimin ilinde, asası elinde
    Şeyhimin yolunda, ölmeğe kim gelir

    Aht ile vefalar, zevk ile safalar
    Bu yolda cefalar çekmeğe kim gelir

    Şeyhimim şem'ine bu canım pervane
    Saladır aşıklara, yanmağa kim gelir

    Hak için malını, hep vere varını
    Aşk için arını, atmağa kim gelir

    Şehidin donunu, yumazlar kanını
    Dost için canını vermeğe kim gelir

    Ah ile göz yaşı, Yunus'un haldaşı
    Zehrile pişen aşı, yemeğe kim gelir












    ŞEKERİ AYRUĞA SUNUP
    Dost ilinin haberin disem işide misin
    Yoldaş olup ol yola sen bile gide misin

    Ol ilin bağı olur, şerbeti ağu olur
    Kadeh dutmaz ol ağu, nuş edip yuda mısın

    Ol elin zevadesi, cefa duta gidesi
    Şekeri ayruğa sunup, sen ağu tada mısın

    Ol ilde ay gün olmaz, ay gün gedilip dolmaz
    Tertipler terk idüben, hisabın unuda mısın

    Senlik benlik terk edip, yokluk eline gidip
    Aşktan içip esriyip, varlık terk ede misin

    İşbu tenin tertibi od ü yel, toprak, sudur
    Yunus sen gör özünü, suda, toprakta mısın










    iŞİDİRDİM SÖZÜNÜ
    İşbu vücudum şehrine, bir dem giresim gelir
    İçindeki Sultanın, yüzün göresim gelir

    İşidirim sözünü, görümezem yüzünü
    Yüzünü görmekliğe, canım veresim gelir

    Ol Sultanın halvetinin, yedi hücresi vardır
    Yedisinden içeri, varıp giresin gelir

    Her kapıda bir kişi, yüzbin çerisi vardır
    Aşk kılıcın kuşanıp, cümle kırasım gelir

    Erenlerin sohbeti arttırır marifeti
    Bi dertleri sohbetten, her dem süresim gelir

    Leyli vü mecnun benem, Şeyda-yi Rahman benem
    Dost oldu bize mihman, bunca yıl bunca zaman
    Gerçek İsmail'leyin, kurban olasım gelir

    Erenlerin nazarı toprağı gevher eyler
    Erenler kademinde, toprak olasım gelir

    Miskin Yunus'un nefsi, dört tabiat içinde
    Aşkla can sırrına, pinhan varasım gelir











    İZİNİN TOZUNA SÜRSEM YÜZÜMÜ
    Arayu arayu bulsam izini
    izinin tozuna sürsem yüzümü
    Hak nasip eylese görsem yüzünü
    Ya Muhammed canım arzular seni

    Bir mubarek sefer olsa da gitsem
    Ka'be yollarında kumlara batsam
    Hup cemalin bir gez düşte seyretsem
    Ya Muhammed canım arzular seni

    Zerrece kalmadı kalbimde hile
    Sıtk ile girmişim ben hak yola
    Ebubekir, Ömer, Osman da bile
    Ya Muhammed canım arzular seni

    Ali ile Hasan Hüseyin anda
    Sevgisi gönülde, muhabbeti canda
    Yarın mahşer gününde, ulu divanda
    Ya Muhammed canım arzular seni

    Arafat dağıdır bizim dağımız
    Anda kabul olur bizim duamız
    Medine'de yatar Peygamberimiz
    Ya Muhammed canım arzular seni

    Yunus meth eyledi seni dillerde
    Sevilirsin bütün gönüllerde
    Ağlaya, ağlaya gurbet ellerde
    Ya Muhammed canım arzular seni








    YÜZ BİN PEYGAMBER
    Hor bakma sen toprağa, toprakta neler yatur
    Kani bunca evliya, yüz bin Peygamber yatur

    Cennette buğday yiyen, gaflet gömleğin giyen
    Hem dünyaya meyleden, Adem Peygamber yatur

    Arkasiyle kum çeken, göz yaşıyle yuğuran
    Kabeye temel kuran, Halil Peygamber yatur

    Vücudunu kurt yiyen, kurt yedikçe şükreden
    Belalara sabreden, Eyyup Peygamber yatur

    Balık karnında yatan, deryaları seyreden
    Kabak kökün yastanan, Yunus Peygamber yatur

    Kuyuda nihan olan, kul deyüben satılan
    Mısır'a sultan olan, Yusuf Peygamber yatur

    Yusuf'un yavu kılan, kurt ile davi kılan
    Ağlayıp göğsüz kalan, Yakup Peygamber yatur

    Asasın ejder eden, bahre urup yol eden
    Fir'avnı helak eden, Musa Peygamber yatur

    Ol Allahın habibi , dertlilerin tabibi
    Enbiyalar serveri, Resul Muhammed yatur

    Hayber kal'asın yıkan, kafiri oda yakan
    Şahinler gibi bakan, Ali gibi er yatur

    Ata ana gülleri, Kur'an okur dilleri
    Fatm'ana oğulları;Hasan, Hüseyin yatur

    İğnesin suya atan, balıklara getirten
    Tacın tahtın terkeden, İbrahim Ethem yatur

    Gündüzler saim olan, geceler kaim olan
    Ariflerin sultanı, Bayzit Bestami yatur

    Hakikat erleri, geçti dünyadan, her biri
    Konyada;ol Mevlana Hüdevandigar yatur

    Çoktur Hakkın has kulları, fikr eyle bunları
    Saysam erenleri, görsen ne sultanlar yatur

    Yunus sen de ölürsün, kara yere girersin
    Kara yer altında, çok günahkar kullar yatur




    YUSUF BULUNUR KEN'AN BULUNMAZ
    Bir ne derttir ana derman bulunmaz
    Ya bu ne yaredir zahmı belirmez

    Yitürdüm Yusuf'um Ken'an elinde
    Yusuf'um bulundu, Ken'an bulunmaz

    Beyim arif isen, var sen yolunca
    Bunda başlar yiter, kanlar sorulmaz

    Manisiz kişiden hiç nesne gelmez
    Kovası yok kuyudan su çekilmez

    Kuyu cismindürür mani kovası
    Çekerler kovayı suyu belirmez

    Erenler kapısı, mürüvvet kapısı
    Sıtk ile gelenler, mahrum gülünmez

    Yunus bu manide gark oldu gitti
    Geri gelmekliğe aklı belirmez











    İNCİL İLE KUR'ANI
    Mana denizine daldık, vücut seyrini kılduk
    İki cihan serteser, cümle vücutta bulduk

    Gece ile gündüzü, gökte yedi yıldızı
    Levhte yazılan sözü, cümle vücutta bulduk

    Musa'nın çıktığı Tur'u, gökteki Beytülmamuru
    İsrafil'deki Suru, cümle vücutta bulduk

    Tevrat ile İncil'i, Furkan ile Zebur'u
    Kur'andaki Ayeti nuru, cümle vücutta bulduk

    Yüce görünen gökleri, göklerdeki melekleri
    Yetmiş bin hicapları, cümle vücutta bulduk

    Yedi göğü, yedi yeri, bu dağları, denizleri
    Uçmak ile Tamu'yu, cümle vücutta bulduk

    Yunus'un sözleri hak, cümlemiz dedik sadak
    Kanda istersen anda bak, cümle vücutta bulduk








    İLMİNDE GARK OLALI
    İlminde gark olalı üş ben beni bilimezin
    Dille söyleyüben vasfına iremezin

    Sıfatın gelmez dile, kandalığın kim bile
    Sun'un saymak dille, ben hiç kadir olumazın

    Hem evvelsin, hem ahır, kamu yerlerde hazır
    Hiç mekam yoktur Sensiz, ben niçin görimezin

    Görmedim deli oldum, yanıldım günah kıldım
    Ussum, aklım aldırdım, esridüm ayılmazın

    Çünkü beni esrittün, can ü gönül ilettün
    Ayırma beni senden, biliştim yad olmazın

    Bana canı sen verdin, Azraile buyurdun
    Senden artuk kimseye, emaneti vermezin

    Ey Yunus'un yaradan, götür hicabı aradan
    Sadıkım yolunda ben, yalan dava kılmazın











    YETMİŞ İKİ MİLLETTE
    Gayrıdır her milletten bu bizim milletimiz
    Hiç dinde bulunmadı, din ü diyanetimiz

    Bu din ü diyanette, yetmiş iki millette
    Dünya vü ahirette, ayrıdır ayatımız

    Tahir suya banmadan, el ayak deprenmeden
    Baş sücuda inmeden, kılınır taatımız

    Ne rüku vardır, ne sücut, ne kıble vardır, ne mescit
    Daima ol dostla becit olur münacatımız

    Gerek Kabeye varalım, gerek mescide girelim
    Gerek su ile yunalım, çün bile illetimiz

    Su ne kadar arıda, yavuz huyun bile
    Meğer bizi pak ide, Haktan inayetimiz

    Kimin sırrın kim bile, çün erilmez bu hale
    Yarın ana belli ola, Müslüman mürtedimiz

    Yunus canı yenile, kim dostluğun anıla
    Ansızın bir ün gele, bilesin kudretimiz














    YALVAR
    Can ü gönülden seversen
    Yalvar kul, Allah'a yalvar
    Maksuda ermek dilersen
    Yalvar kul, Allah'a yalvar

    Yalvar a kardeş yalvara
    Varmıyasın yüzü kara
    Ümmet isen Peygambere
    Yalvar kul, Allah'a yalvar

    Geceler uykudan uyan
    Gizli sırlar olsun ayan
    Mahrum olmaz Allah deyen
    Yalvar kul, Allah'a yalvar

    Tanı sen kendini tanı
    Neden yarattı Hak seni
    N'olacağın anubeni
    Yalvar kul, Allah'a yalvar

    Yunus nuş eyle belayı
    Yürü maksudun dileği
    Hem inleyi, hem ağlayı
    Yalvar kul, Allah'a yalvar






    VAY ANA KİM
    Aşıkları Tamu'su yandırmıya
    Uçmağına bular baş indirmiye

    Yedi Tamu bir aha katlanmıya
    Yedi deniz aşk odun söndürmiye

    Bin bir bela çekmeyince Nuh gibi
    Tufanında gemiye bindirmiye

    İsmail gibi kurban olmayınca
    Cebril güzel koçu indirmeye

    Musa gibi çobanlık etmeyince
    Kelimim deyu Tur'a göndermiye

    Yunus imdi dal bu mana gencine
    Vay ana kim Allah uyandırmıya

















    SÖYLER İSEM SENSİN SÖZÜM
    Sensin benim canım canı, Sensiz kararım yokdürür
    Uçmak'ta Sen olmaz isen, vallah nazarım yokdürür

    Baksam Seni görür gözüm, söyler isem Sensin sözüm
    Seni gözetmekten artuk, yeğrek şikarım yokdürür

    Çün ben beni unutmuşam, şöyle Sana gitmişem
    Ne kalde, ne halde isem, bir dem kararım yokdürür

    Eğer beni Cercis'leyin, yetmiş gez öldürür isen
    Dönem geru Sana varam, zira ki arım yokdürür

    Yunus dahi aşık Sana, göster didarını ana
    Yarım dahi Sensin benim, ayruk nigarım yokdürür









    SUÇUMU ÖRTER HIRKAM
    Ey bana derviş diyen, nem ola derviş benim
    Ya bu adıma layık, hani elimde iş benim

    Derviş derler adıma, bakarlar suratıma
    Bilmezler ki dirliğim, külli sitayiş benim

    Dil ile şeyhim ulu, yolda aludan alu
    Aklım evi kaygılı, nefsim asayiş benim

    Sureti güler halka, ya kani kulluk Hakka
    Bu dirliğime bak a, hem işim yanlış benim

    Kendi izimi bilirem, saluslanuben yürürem
    Buğz ü kibr ü adavet, gönlümü almış benim

    Suçumu örter hırkam, dirliğim cümlesi ham
    Bir gün yırtılısar perdem, zehi düşvar iş benim

    Derviş neye dolundum, ulu suçta bulundum
    Yunus umduğum Haktan, ol rahmet imiş benim












    SORARLAR BİR EYYAM GELİR
    Bir gün senin defterini dürerler bir eyyam gelir
    Kamu aklını başına dererler bir eyyam gelir

    Tevhide uydur sözünü, mevlaya döndür yüzünü
    Eynine kefen bezini, sararlar bir eyyam gelir

    Azrail ala canını unuttura her sanını
    Kara toprağa tenini, kararlar bir eyyam gelir

    Tenha kabrinde kalıcak, amellerin arz olucak
    Mahşer yerine yalıncak, sürerler bir eyyam gelir

    Yunus eydür evvel baştan, ayırır seni kardaştan
    Ne ettin kurudan yaştan, sorarlar bir eyyam gelir










    SON UCU
    Sen bu cihan mülkünü Kaftan kafa tuttun tut
    Ya bu alem malını oynayuben yuttun tut

    Süleyman'ın tahtına şah olup oturdun bil
    Dive, periye düpdüz hükümleri ettin tut

    Fir'avn'ın hazinesin, Nüşirevan'ın genciyle
    Karun malına katıp, sen malına kattın tut

    Bu dünya bir lokmadır, ağzında çiğnenmiş bil
    Çiğnenmişe ne yutmak, ha sen anı yuttun tut

    Ömrün senin ok bigi, yay içinde dopdolu
    Dolmuş oka ne durmak, ha sen anı attın tut

    Her bir nefes kim gelir, keseden ömr eksilir
    Çün kese ortalandı, sen anı tükettin tut

    Çün denize gark oldun, boğazına geldi su
    Deli gibi talpınma, ey biçare battın tut

    Ölüm vardır bilirsin, varıp gafil olursun
    Kamulardan ayrılıp, varıp sinde yattın tut

    Yüz yıllar hoşluk ile, ömrün olursa Yunus
    Son ucu bir nefesdir, geç andan unuttun tut











    SENSİN BİZE BİZDEN YAKIN
    Sensin bize bizden yakın, görünmezsin hicap nedir
    Çün aybı yok görklü yüzün, üzerinde nikap nedir

    Sen eyittin ey Padişah, yehdillahü limen yeşa
    Şerikin yok senin haşa, şuçlu kimdir ikap nedir

    Levh üzere kimdir yazan, azdıran kim, kimdir azan
    Bu işleri kimdir düzen, bu suale cevap nedir

    Rahimdürür senin adın, rahimliğin bize dedin
    Mürşitlerin mücdeledi, lataknetu hitap nedir

    Bu işleri sen bilirsin, sen verirsin, sen alırsın
    Ne kim kıldım çün bilirsin, ya bu soru hisap nedir

    Kani bu mülkün sultanı, bu ten ise kani canı
    Bu göz görmek diler anı, bu mebde ü mead nedir

    Yunus bu göz anı görmez, görenler hot haber vermez
    Bu menzile akıl ermez, bu kovduğun serap nedir





    SENİN KOKUN DUYDU CANIM
    İlahi bir aşk ver bana, kandalığım bilmeyeyim
    Yavu kılayum ben beni, isteyuben bulmayayım

    Al gider benden benliği, doldur içime şenliği
    Bu dünyada öldür beni, varıp anda ölmeyeyim

    Şöyle hayran eyle beni, bilmeyeyim dünden günü
    Daim isteyeyim seni, ayruk nakşa kalmayayım

    Senin kokun duydu canım, terkini urdu cihanın
    Hergiz belirmez mekanın, seni kande isteyeyim

    Aşkın bir od urdu cana, üs yürürem yana yana
    Ciğerim gark oldu kana, nice zari kılmayayım

    Ko ben yanayım tüteyim, bülbül olayım öteyim
    Dost bahçesinde biteyim, açıluben solmayayım

    Halim getirsem dile, kim bana söğe, kim güle
    Bari yanayım dert ile, ben dillere gelmeyeyim

    Mansur um çek dara beni, ayan göster anda seni
    Kurban kılayum bu canı, aşka münkir olmayayım

    Aşktır bu derdin dermanı, aşk yolunda verem canı
    Yunus Emre eydür bunu, bir dem aşksız olmayayım











    SENİ HAKTAN YIĞANI
    Seni Haktan yığanı her ne ise ver gider
    Ne beklersin bu teni, sinde kurt kuş yer gider

    Ölene bak gözün aç, dökülür sakal-ü saç
    Yılan çiyan gelir aç, yiyup içip sır gider

    Bize bizden ulular, pek de güzel hulular
    Şol iyi amelliler haber söyler der gider

    Kesgil haramdan elin, çekgil gıybetten dilin
    Azrail el atmadan bu dükkanı der, gider

    Ecel erer kurur baş, tez tükenir uzun yaş
    Düpdüz olur dağ ü taş, gök dürülür, yer gider

    Çün can ağar Hazret'e, yarar et ahirete
    Tanla duran taate, Tanr'evine er girer

    Miskin Yunus ölücek, sini nurla dolucak
    İman yoldaş olucak, Ahirete şir gider












    SEN VİRAN OLMAYINCA
    Gönül kanda dolana, maşukun bulmayınca
    Kişi aşık mı olur gönülsüz kalmayınca

    Gönüldür anan Onu, esir eyleyen seni
    Kimi azat eylersin, sen azat olmayınca

    Boynu zincirli geldik, key kati esir olduk
    Er nazar eylemedi halimiz bilmeyince

    Bir yandan överler, aylak nesne verirler
    Bahasın ne bilesin, sen satın almayınca

    Bahası canın anın, mal ile davar değil
    Sevdik mi ele girer, sevdikler vermeyince

    Dostu kande bulasın, sende durmak ile sen
    Ol imaret eylemez, sen viran olmayınca

    Sözü Yunus'tan işit, kibir kılma tut öğüt
    Ol seni sora gelmez, sen yavu varmayınca

    SEN DERVİŞ OLAMAZSIN
    Dervişlik der ki bana
    Sen derviş olamazsın
    Gel ne deyeyim sana
    Sen derviş olamazsın

    Derviş bağrı baş gerek
    Gözü dolu yaş gerek
    Koyundan yavaş gerek
    Sen derviş olamazsın

    Döğene elsiz gerek
    Söğene dilsiz gerek
    Derviş gönülsüz gerek
    Sen derviş olamazsın

    Dilin ile şakırsın
    Çok mailer okursun
    Vara yoğa kakırsın
    Sen derviş olamazsın

    Kakımak varmışsa ger
    Muhammet de kakırdı
    Bu kakımak sende var
    Sen derviş olamazsın

    Doğruya varmayınca
    Mürşide yetmeyince
    Hak nasip etmeyince
    Sen derviş olamazsın

    Derviş Yunus gel imdi
    Ummanlara dal imdi
    Ummana dalmayınca
    Sen derviş olamazsın



    SAKINGIL
    Mana eri bu yolda melul olası değil
    Mana duyan gönüller, gergiz ölesi değil

    Ten fanidir, can ölmez, çün gitti geri gelmez
    Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil

    Gevher seven gönüller, yüz bin yıl arar ise
    Haktan nasip olmasa, hergiz bulası değil

    Sakıngil yarin gönlün, sırçadır sımayasın
    Sırça sındıktan geru, bütün olası değil

    Çeşmelerden bardağın, doldurmadan kor isen
    Bin yıl durursa, kendüzünden dolası değil

    Şol Hızır'la, şol İlyas, ab-ı hayat içtiler
    Bir kaç yıllar içinde, bunlar ölesi değil

    Yarattı Hak dünyayı, Peygamber dostluğuna
    Dünyaya gelen gider, baki kalası değil

    Yunus gözün görürken, yarağın eyleyu gör
    Gelmedi anda varan, geri gelesi değil


    OL SAHİB-İ KUR'AN BENEM
    Ol kadir-i kün feyekün, lütf edici Sübhan benem
    Kesmeden rızkını veren, cümlelere Sultan benem

    Nutfeden adem yaratan, yumurtadan kuş türeten
    Kudret dilini söyleten, zikr eyleten Sübhan benem

    Kimisini zahit kılan, kimisine füsk işleten
    Ayıplarını örtücü, ol delil ü bürhan benem

    Benem ebet, benem beka, ol kadir-i hak mutlaka
    Yarın hızır ola saka, anı kılan gufran benem

    Ete;deri sügük çatan, ten perdelerini tutan
    Kudret işim çoktur benim, hem zahir ü ayan benem

    Hem batınem hem zahirem, hem evvelem, hem ahırem
    Bu cümlesini yaratıp, tertip eden Yezdan benem

    Yoktur anda tercüman, andaki iş bana ayan
    Bin bir adı vardır Yunus, ol sahib-i Kur'an benem








    NİDEYİM GÖNLÜMÜ
    Nideyim gönlümü aşktan usanmaz
    Varır aşka düşer, hiç bana tınmaz

    Döner gönlüm bana öğüt verir hoş
    Aşık olan kişi, aşktan usanmaz

    Aşık cana kaldı, aşık olamaz
    Can terkin urmayan Maşuk'a ermez

    Aşık bir kişidir, bu dünya malın
    Ahiret gussesin bir pula saymaz

    Aşık öldü deyu sala verirler
    Ölen hayvan olur aşık olmaz

    Bu dünyadan ahiretten içeru
    Aşıkın yeri vardır kimseler bilmez

    Aşıklar meydanı Arştan yücedir
    Çalarlar çevganı topu belirmez

    Yunus bu tevhitte mahiv oldukça
    Gene gelmekliğe aklı belirmez










    NE VERİR İSEN ELİN İLE
    Eğriliğin koyasın, doğru yola gelesin
    Kibr ü kini çıkargil, erden nasip alasın

    Ne verir isen elin ile, şol varır senin ile
    Ben disem inanmazsın, varıcağaz bulasın

    Gönülde pas oturur, anda seni yitürür
    İçeru Şah oturur, girmezsin kim göresin

    On ikidir hücresi, dervazesi yedidir
    Anda iki dilber var, bilmezsin ki sorasın

    Biçare miskin Yunus, aşktan dava kılırsın
    Dost'tan haber gelicek, yüz sürüyü varasın










    NE SÖYLERLER, NE BİR HABER VERİRLER
    Yalancı dünyaya konup göçenler
    Ne söylerler, ne bir haber verirler

    Üzerinde, türlü otlar bitenler
    Ne söylerler, ne bir haber verirler

    Kimisinin üstünde biter otlar
    Kiminin başında sıra serviler

    Kimi masum, kimi güzel yiğitler
    Ne söylerler, ne bir haber verirler

    Toprağa gark olmuş nazik tenleri
    Söylemeden kalmış, tatlı dilleri

    Gelin, duadan unutman bunları
    Ne söylerler, ne bir haber verirler

    Yunus der ki, gör takdirin işleri
    Dökülmüştür kirpikleri kaşları

    Başları ucunda hece taşları
    Ne söylerler, ne bir haber verirler






    NE OLDU
    İster idim Allah'ı, buldum ise ne oldu
    Ağlar idim dün ü gün, güldüm ise ne oldu

    Erenler meydanında, yuvarlanır top idim
    Padişah çevganında kaldım ise ne oldu

    Erenler meclisinde deste kızıl gül idim
    Açıldım, ele geldim, soldum ise ne oldu

    Danişmentler, alimler medresede bulduyse
    Ben harabat içinde buldum ise ne oldu

    İşit Yunus'u, işit üş, yine deli oldu
    Erenler manasına daldım ise ne oldu





    NE GÜLMEN GÜLMEKTİR
    Ey aşk eri aç gözünü, yer yüzüne eyle nazar
    Gör bu latif çiçekleri, bezenüben geldi geçer

    Bunlar böyle bezenüben, Dost'tan yana uzanuben
    Bir sor Ahi sen bunlara, kancerudur azm-i sefer

    Her bir çiçek bin naz ile, öğer Hakkı nazar ile
    Bu kuşlar hoş avaz ile, ol Padişahı zikr eder

    Öğer anın kadirliğin, her bir işe hazırlığın
    İlle ömrü kasırlığın, anıcağız benzi solar

    Rengi döner günden güne, toprağa dökülür gene
    İbretdürür anlayana, bu ibreti arif duyar

    Ne bilmegün bilmekdürür, ne gülmegün gülmekdürür
    Son menzilin ölmekdürür, duymadınsa aşktan eser

    Ger bu sırrı duyaydın, ya bu gamı yiyeydin
    Yerinde eriyeydin, gideydi senden bu kar-ü bar

    Bildik gelen geçer imiş, bildik konan göçer imiş
    Aşk şarabın içer imiş, bu manadan her kim duyar

    Yunus bu sözleri ko gil, kendüzünden elin yu gil
    Senden ne gele bir de gil, çün Hak'tan gelir hayr ü şer






    MUHAMMED
    Canım kurban olsun Senin yoluna
    Adı güzel, kendi güzel Muhammed
    Şefaat eyle bu kemter kuluna
    Adı güzel, kendi güzel Muhammed

    Mümin olanların çoktur cefası
    Ahirette olur zevk ü safası
    On sekiz bin alemin Mustafa'sı
    Adı güzel, kendi güzel Muhammed

    Yedi gökleri seyran eyleyen
    Kürsi'nin üstünde cevlan eyleyen
    Miraçta ümmetini dileyen
    Adı güzel, kendi güzel Muhammed

    Aşık Yunus n'eder dünyayı Sensiz
    Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümansız
    Sana uymıyanlar gider imansız
    Adı güzel, kendi güzel Muhammed




    MEDET
    Ey canıma cananım, ey derdime dermanım
    Alemlere sultanım, medet Allah'ım medet

    Bu derdim onmaz gibi, Azrail gülmez gibi
    Umduğum olmaz gibi, medet Allah'ım medet

    Dünyayı baki sandım, gaflet içinde kaldım
    Ölüm var imiş bildim, medet Allah'ım medet

    Gene zari kılayım, Çalabıma yalvarayım
    Allah'a sığınayım, medet Allah'ım medet

    Aşık Yunus kıl zari, günahın yuğsun Bari
    Göresin Peygamberi, medet Allah'ım medet











    KÖRDÜR MÜNKİRİN GÖZÜ
    Miskinlikte buldular kimde erlik var ise
    Merdivenden iterler, kim yüksekten bakar ise

    Gönlü yüksekte gezer, dembedem yoldan azar
    Dış yüzüne ol sızar, içinde ne var ise

    Ak sakallı bir koca, bilmez ki hali nice
    Emek yemesin hacca, bir gönül yıkar ise

    Sağır işitmez sözü, gece sanır gündüzü
    Kördür münkirin gözü, alem münevver ise

    Gönül Çalabın tahtı, Çalap gönüle baktı
    İki cihan bedbahtı, kim bir gönül yıkar ise

    Sen sana ne sanırsan, ayruğa da anı san
    Dört kitabın manası, budur eğer var ise

    Manada götürmüşler, kardaştan yar yeğrektir
    Oğuldan dahi tatlı, eğer doğru yar ise

    Gördün yarin doğrudur, baş kogil ayağına
    Çıkar ciğerin yedir, eğer çaren var ise

    Gördün yarin eğridir, nen var ise ver kurtul
    Ululardan öğüttür, işittiğin var ise

    Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür
    Bilire bir söz yeter, sende güher var ise

    Bildik gelenler geçmiş, konanlar geri göçmüş
    Aşk şarabından içmiş, kim mana duyar ise

    Yunus yoldan ırmasın, yüksek yere durmasın
    Sinle sırat görmesin, sevdiği didar ise






    KORKTUĞUMLA YAR OLDUM
    Nitekim ben beni bildim, yakın bil kim Hakk'ı buldum
    Hakk'ı buluncaydı korkum, şimdi korkudan kurtuldum

    Ayruk düşünmez korkmazam, bir zerrece kayurmazam
    Ben şimdi kimden korkayım, korktuğum ile yar oldum

    Azrail gelmez canıma, sorucu gelmez sinime
    Bunlar beni ne sorsunlar, anı sorduran ben oldum

    Ya ben onca kaçan olam, ol buyruğunu buyuram
    Ol geldi gönlüme doğdu, ben ana bir kan oldum

    Aşklılar bizden alalar, aşksızlar hot ne bileler
    Kimler ala kimler vere, ben bir ulu dükkan oldum

    Yunus'a Hak açtı kapu, Yunus Hakk'a kıldı tapu
    Baki devlet benimkiymiş, ben kul iken sultan oldum









    KARA TOPRAĞIN ALTINDA
     Teferrüç eyleyu vardım, sabahın sinleri gördüm
    Karışmış kara toprağa, şu nazik tenleri gördüm

    Çürümüş, toprak olmuş ten, sin içinde yatar pinhan
    Boşanmış damariakmış kan, batmış kefenleri gördüm

    Yıkılmış sinleri dolmuş, evleri belirsiz olmuş
    Kamu endişeden kalmış, ne düşvar halleri gördüm

    Yaylalar yaylamaz olmuş, kışlalar kışlamaz olmuş
    Bar tutmuş, söylemez olmuş, ağızda dilleri gördüm

    Kimisi zevk ü işrette, kimi saz ü beşarette
    Kimi bela vü mihnette, dün olmuş günleri gördüm

    Soğulmuş şol kara gözler, belirsiz olmuş ay yüzler
    Kara toprağın altında, gül deren elleri gördüm

    Kimisi boynunu eğmiş, tenini toprağa salmış
    Anasına küsüp gitmiş, boynun buranları gördüm

    Kimi zari kılıp ağlar, zebaniler canın dağlar
    Tutuşmuş sinleri oda, çıkan tütünleri gördüm

    Yunus bunu kanda gördü, gelip bize haber verdi
    Aklım vardı, bilim şaştı;nitekim şunları gördüm







    KAPIDA KALDI ŞERİAT
    Aşk imamdır bize, gönül cemaat
    Kıblemiz dost yüzü, daimdir salat
    Dost yüzün görücek, şirk yağmalandı
    Anınçün, kapıda kaldı şeriat
    Gönül secde kılar, dost mihrabında
    Yüzün yere vurup, kılar münacat
    Kim ola dost ile, bu demde halvet
    Şeriat der, sakın şartı bırakma
    Şart ol kişiye kim, ede hiyanet
    Erenler nefesidir devletimiz
    Anınla fitneden olduk selamet
    (Beli) kavlin dedik evvelki demde
    Henüz bir demdir, ol vakt ü bu saat
    Derildi beşimiz, bir vakte geldi
    Beşi bir eyleyip, kim kıla taat
    Biz kimse dinine hilaf demezüz
    Din tamam olıcak doğru muhabbet
    Doğruluk bekleyen dost kapısında
    Gümansız ol bulur ilahi devlet
    Yunus ol kapıda kemine kuldur
    Ezelden ebede dekdür bu izzet





    KANİ ARMAĞANIN
    Ecel oku erdi cana, kafle göçtü dur deyeler
    Gafil olan yolda kalır, tez yarağı gör deyeler

    Anmaz idim ol Sultanı, ne işe gönderdi beni
    Emanet verilen canı, gel issine ver deyeler

    Çün can bedenden çekile, şol elif kamet büküle
    Gözünden gevher döküle, gel merteben sor deyeler

    Şöyle yürürken naz ile, adın deftere yazıla
    Kara yerde ev düzile, gel günahkar gir deyeler

    Kabrin sual eder sana, kani armağının bana
    Armağansız gelen bunda, yılan çiyan yer deyeler

    Münafıkın aklı şaşa, Rabbim bilmem deye haşa
    Kabir dar ola kavuşa, Hak buyurdu kır deyeler

    Mü'min olan gele dile, cevap vere güle güle
    Cennet'ten huriler gele, kabrin dolu nur deyeler

    Yunus sabret bu mihnete, bir gün eresin rahate
    Yine Hakkın lütfu yete, gel Cennet'e gir deyeler









    KAN YAŞ AKITIR AKTAN KARADAN
    Ayırma beni Senden Yaradan
    Düşer ölürüm ben bu yaradan

    Öldüğüm için gam mi çekerim
    Alır canımı bir gün Yaradan

    Öldü diyeler, kaydım yiyeler
    Bir kuş oluben, çıkam aradan

    Ağlama derim şol gözlerime
    Kan yaş akıtır, aktan karadan

    Varam kul olam şeyh eşiğinde
    Hırka dikinem bin bir pareden

    Derviş Yunus'un maksudu budur
    Alıp şeyhini çıka aradan









    KAÇAN SUNA AZRAİL EL
    Acep değil senin için, bir can feda kılur isem
    Senin varlığın can yeter, hoştur cansız kalır isem

    Senin derdin olmasa sözüm acep kelecidir
    Ne canım var, ne eydürem bir dem sensiz olur isem

    Nice ki ben seni sevem, ecel eri ermeyiser
    Kaçan suna Azrail el, ben seni canlanır isem

    Ger suretim düşer ise, nice zeval ere bile
    Ol kadimi kimse venin, nice düşüp durur isem

    Dahi Elestü belirmeden, ben aşıktım sen Maşuk
    Gözüm yüzüne tutam, yüz bin kaba girer isem

    Dahi cihana gelmeden, canım seni sever idi
    Minnet değil Yunus, sana nice tapu kılur isem







    KABRE VARDIĞIM GECE
    Ya Rab n'ola halim, kabre vardığım gece
    Eyi olmazsa amelim, kabre vardığım gece

    Ya Rabbena yandırma, günahlara bandırma
    Çırağım söğündürme, kabre vardığım gece

    Ya Rabbena hayr eyle, Muhammed'e yar eyle
    Kabrimizi nur eyle, kabre vardığım gece

    Ya Rabbena tuş eyle, imanı yoldaş eyle
    Muhammed'e eş eyle, kabre vardığım gece

    Ya Rabbena şaşırtma, yüzüm üzre düşürtme
    Zebaniler üşürme, kabre vardığım gece

    Ya Rabbena eşimden, eşimden yoldaşımdan
    Aklı alma başımdan, kabre vardığım gece

    Derviş Yunus'un sözü, kan ağlar iki gözü
    Mahrum eyleme bizi, kabre vardığım gece









    HURİ İLE GILMANI
    Ben dervişim deyene, bir ün edesim gelir
    Seğirdüben sesine, varıp yetesim gelir

    Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir
    Varıp anın üstüne, evler yapasım gelir

    Altında gayya vardır, içi nar ile pürdür
    Varuben ol gölgede, biraz yatasım gelir

    O da gölgedir deyu, ta'n eylemen hocalar
    Hatırımız hoş olsun, biraz yanasım gelir

    Ben günahımca yanam, rahmet suyunda yunam
    İki kanat takınam, biraz uçasım gelir

    Andan Cennete varam, Cennette huriler görem
    Huri ile gılmanı, bir bir koçasım gelir

    Derviş Yunus bu sözü, eğri büğrü söyleme
    Seni sigaya çeker, bir Molla Kasım gelir












    HİÇ GÖNLÜNE GELE Mİ
    Ne acep olur şu adem oğlanı
    Öleceğin hiç gönlüne gele mi
    Azrail kaynağın urup canına
    Alacağın hiç gönlüne gele mi

    Azrail alır bu cümle canları
    Toprağa düşürür nazik tenleri
    Geyireler sana yensiz donları
    Giyeceğin hiç gönlüne gele mi

    Gelir növbetin dolanı dolanı
    Ağlasana sen bulanı bulanı
    Halkın önünde beğeni beğeni
    Yunacağın hiç gönlüne gele mi

    Gece gündüz zikreylesin dilimiz
    Gizli değil, ayan Sana halimiz
    Karanlık kabirde bir gün yalınız
    Kalacağın hiç gönlüne gele mi

    Yunus Emre'm eydür hele burada
    Heman ömrüm zayi geçti arada
    Yarın Hak yanında yüzü karada
    Olacağın hiç gönlüne gele mi








    HEY BENİM ÖMRÜM KUŞU
    Hey benim ömrüm kuşu, kande varasın bir gün
    Ecel arayı görür, ele giresin bir gün

    Gele göğsüne kona, tenin tutuşa yana
    Bir kadeh şerbet suna, içe kanasın bir gün

    Görmeğe gelenleri, hal hatır soranları
    Sevgili yarenleri, görmez olasın bir gün

    Yarenlerin geleler, seni tacilleyeler
    Soyalar donlarını, uryan olasın bir gün

    Tap tımar eyle tene, yarar eyle bu cana
    Şol yılana çiyana, nasip olasın bir gün

    Münkerle Nekir gele, gele karşında dura
    Dilince sual sora, cevap veresin bir gün

    Aşık Yunus nidesin, acep kanda gidesin
    Erenler meclisine, girmez olasın bir gün




    HER KAÇAN ANARSAM SENİ
    Her kaçan anarsam Seni kararım kalmaz Allahım
    Sendem gayrı gözüm yaşın, kimseler silmez Allahım

    Sensin ismi baki olan, Sensin dillerde okunan
    Senin aşkına dokunan, kendini bilmez Allahım

    Sen yarattın cism ü canı, Sen yarattın bu cihanı
    Milk Senindir kerem kanı, kimsenin olmaz Allahım

    Okunur dilde destanın, açılır bağ ü bostanın
    Sen baktığın gülistanın, gülleri solmaz Allahım

    Aşkın bahrına dalmayan, canını feda kılmayan
    Senin cemalin görmeyen, meydana gelmez Allahım

    Zar olur aşıkın işi, durmaz akar gözü yaşı
    Senden ayrı düşen kişi, didarın görmez Allahım

    Aşık Yunus Seni ister, lütf eyle cemalin göster
    Cemalin gören aşıklar, ebedi ölmez Allahım







    HER DEM YENİ DİRLİKTEDİR
    Bir gez yüzün gören kişi, ömrü geçe unutmıya
    Tesbihi sen olasın, dilinde ayruk nesne eyitmiye

    Namaza duran zahidin gözleri Seni görürse
    Unuda tesbihini, mihraba secde etmiye

    Ağzına şeker aluben, gözleri Sana tuş olan
    Unuda ol şekerini, ayruk, çiğneyip yutmıya

    Ben Seni sevdiğim için baha derler ise
    İki cihan milkin virem, dahi bahası yetmiye

    İki cihan dopdolu, bağ ü bostan olursa
    Senin kokundan yahşi gül bostan içinde bitmiye

    Gül ü reyhanın kokusu, aşıklara maşuk yeter
    Aşık olanın maşuku hergiz üğünden gitmiye

    İsrafil surun urucek mahlukat duru gelicek
    Senin ününden artık, hiç kulağım işitmiye

    Zühre yere inübeni sazın nuvaht eylerse
    Aşıkın işreti Sensin, gözü ol yana gitmiye

    Nider aşık hanımanı, ya sensiz iki cihanı
    İki cihan feda Sana, kimesne güman dutmıya

    Sekiz Uçmağın hurisi, eğer bezenüp geleler
    Gönlüm sevdiğinden özkeyi hiç kabul etmiye

    Ahirette ne ola kim, dünyada ol olmıya
    Huri gılman gelicek, aşık elin uzatmıya

    Yunus seni sevelden, beşaret oldu canına
    Her dem yeni dirliktedir, hergiz ömrün eksitmiye




    HAKİKATİN KAFİRİ
    Söylememen harcısı, söylemeğin hasıdır
    Söylemeğin harcısı, gönüllerin pasıdır

    Gönüllerin pasını ger sileyim der isen
    Şol sözü söylegil kim, ol söz hülasasıdır

    Kulil hak dedi Çalap, sözü doğru deyene
    Bugün yalan söyleyen, yarın utanasıdır

    Cümle yaradılmışa, bir göz ile bakmayan
    Şer'in evliyasıysa hakikatte asidir

    Şeriat haberini şerh ile eydem işit
    Şeriat bir gemidir, hakikat deryasıdır

    Ol geminin tahtası ne denlu muhkem ise
    Deniz mevci kati olucak uşanasıdır

    Bundan içeru haber işit, edeyin ey yar
    Hakikatin kafiri, şer'in evliyasıdır

    Biz talib-i ilmiz, aşk kitabın okuruz
    Çalap müderris bize, aşk hot medresesidir

    Evliya safa nazar ideli günden beru
    Hasıl oldu Yunus'a her ne kim olasıdır





    GÖZÜM SENİ GÖRMEK İÇİN
    Gözüm seni görmek için, elim Sana ermek için
    Bugün canım yolda kodum, yarın Seni bulmak için

    Bugün canım yolda koyam, yarın ivazın veresin
    Arz eyleme Uçmağını, hiç arzum yok Uçmak için

    Benim Uçmak neme gerek, hergiz gönlüm ana bakmaz
    İşbu benim zariliğim, değildürür bir bağ için

    Uçmak Uçmağım dediğin, müminleri yiltediğin
    Bir ev ile birkaç huri, hevesim yok koçmak için

    Bunda dahi verdin bize, ol hurilerden çift helal
    Andan dahi geçti arzum, arzum Seni görmek için

    Sofulara ver Sen anı, bana Seni gerek Seni
    Ben nice terk idem Seni, şol bir ala çardak için

    Yunus hasretdürür Sana, hazretini göster ana
    İşin zulüm değildürür, dat eyleğil varmak için






    GÖZ AÇIP YUMMUŞ GİBİ
    Geldi geçti ömrüm benim, şol yel esip geçmiş gibi
    Hele bana şöyle gelir, şol göz açıp yummuş gibi

    İşbu söze Hak tanıktır, bu can gövdeye konuktur
    Bir gün ola çıka gide, kafesten kuş uçmuş gibi

    Miskin adem oğlanını, benzetmişler ekinciye
    Kimi biter, kimi yiter, yere tohum saçmış gibi

    Bu dünyada bir nesneye, yanar içim, göyner özüm
    Yiğit iken ölenlere, gök ekini biçmiş gibi

    Bir hastaya vardın ise, bir içim su verdin ise
    Yarın anda karşı gele, hak şarabın içmiş gibi

    Bir miskini gördün ise, bir eskice verdin ise
    Yarın anda karşı gele, hulle donun biçmiş gibi

    Yunus Emre, bu dünyada, iki kişi kalır derler
    Meğer Hızır İlyas ola, ab-ı hayat içmiş gibi






    GÖRDÜĞÜM SENİ SANAYIM
    Şöyle hayran eyle beni, aşkın oduna yanayım
    Her kanceru bakar isem, gördüğüm Seni sanayım

    Hem beni okur Sübhanım, eşiğindir dün gün yönüm
    Anda çıkar benim günüm, bunda neye eyleneyim

    Yedi Tamu dedikleri, katlanmaya bir ahıma
    Sekiz Uçmak aldamaya, bunda neye aldanayım

    Yüz bin huri gelir ise, aldanmaya bu canımı
    Aşkın gönlüm yağmaladı, Senden nice usanayım

    Senin kokun duydu canım, terkini urdu cihanın
    Hergiz bilinmez mekanın, seni kanda arayayım

    Her dem söylenir haberin, hergiz bulunmaz eserin
    Götür yüzünden perdeyi, didarına göyünayım

    İlm ü hikmet okuyanlar, aşktan fakirdürür bunlar
    Mansur oldum asın beni, hep dillerde söyleneyim

    Yunus demedi bu sözü, cana doldu Dost özü
    Kördür münafıkın gözü, ya ben nicesi göstereyim





    GÖRDÜ GÖZÜM
    Ey aşıklar, ey aşıklar, aşk mezheb ü dindir bana
    Gördü gözüm Dost yüzünü, kamu yas düğündür bana

    Ey Padişah ey Padişah, üş ben beni verdim Sana
    Genc-ü hazinem kamusu, Sensin benim önden sona

    Evvel dahi bu akl ü can, Senin ile ey asl-i kan
    Ahır yine Sensin mekan, üş varurem Senden yana

    Senden Sana varır yolum, Senden Seni söyler dilim
    İlle Sana ermez elim, bu hikmete kaldım tana

    Ayruk bana ben dimeyem, kimesneye sen dimeyem
    Bu kul, o sultan dimeyem, işitenler kalsın tana

    Dost aşkına ulaşaldan, dünya Ahiret bir oldu
    Ezel ebed sorar isen, dünle bü gündür bana

    Ayruk bize yas olmıya, gönlümüzde pas olmıya
    Zira Haktan gelen avaz, savulmaz düğündür bana

    Ben aşkımdan ayrılmıyam, dergahından ırılmıyam
    Benden dahi gider isem, Seninle varam Sana

    Ol Dost beni veribidi, var dünyayı bir gör dedi
    Geldim gördüm hoş arayiş, Seni seven kalmaz ana

    Kullarına vad eyledi, yarınki gün görnem dedi
    Ol Dostların sevindiği, yarınım bu gündür bana

    Bu ah ile, bu zar ile, bu hikmeti kim ne bile
    Bilse dahi gelmez dile, tuttum yüzüm Senden yana

    Sensin bana can ü cihan, Sensin bana genc-i nihan
    Senden dürür assı ziyan, ne iş gele benden bana

    Yunus Sana tuttu yüzün, unuttu cümle kendüzin
    Cümle Sana söyler sözün söz söyleten Sensin ana



    GÜZEL KABETULLAH
    Hak müyesser etse de varsam
    Güzel Kabetullah sana
    Bakuben hayranın olsam
    Güzel Kabetullah sana

    Kara donuna bürünür
    Arş'la beraber görünür
    Sana varmayan yerinür
    Güzel Kabetullah sana

    Gümüşten kapı açmışlar
    Mermerlerle döşemişler
    Altın kuşak kuşatmışlar
    Güzel Kabetullah sana

    Kabenin çevresi dağlar
    Didar görmüş sular çağlar
    Aşık Yunus durmaz ağlar
    Güzel Kabetullah sana






    GÜNDÜZLER OLMUŞ GECE
    Yer yüzünde gezer idim, uğradım milketler yatır
    Kimi ulu, kimi kiçi, key kuşağı berkler yatır

    Kimi yiğit, kimi koca, gündüzleri olmuş gece,
    Kimi derviş, kimi hoca, mümin muhakkikler yatır

    Doğru varırdı yolları, kalem tutardı elleri
    Bülbüle benzer dilleri, danişment alimler yatır

    Ulu, kiçi ağlamışlar, server yiğitler komuşlar
    Baş ucunda yay asmışlar, dökülüben oklar yatır

    Atalarının izi tozlu, enginleri dürlü donlu
    Hüküm eder ay ü güne, şol usullü beyler yatır

    Elleri dürür kınalı, hem karavaşlu dayelu
    Karga gibi kara saçlı, gül yüzlü hatunlar yatır

    Uşacıklar, oğlancıklar, oynar güler bülbül gibi
    Ayrılmışlar;anaları, sinlerini bekler yatır

    El bağlamışlar kamusu, hak Çalaptandır umusu
    Düğürlü kızdır kimisi, alınmadık haklar yatır

    Yunus bilmez kendi halin, Hak Çalap söyletir dilin
    Bir nicesi yeni gelin, ak değirmi yüzler yatır





    GERÇEK ERİN HALİNİ
    Yalan söyler görmeyen, haberi gören bilir
    Gerçek erin halini, yolda can veren bilir

    Tatma gönülde kini, hoş tutgönülde miskini
    Dünya ahiret ekini, ekip götüren bilir

    Ademin toprağın dört ferişte götürdü
    Suyunu neden kattı, yapıp yuğuran bilir

    İsrafil ü Azrail, Mikail ü Cebrail
    Kıyamet ne gün kopar, yarın sur uran bilir

    Dokuz kırk yaşayan eylenmedi dünyada
    Saati bir dem imiş, sohbeti süren bilir

    Ölmez dirliği bulduran, evliya sohbetidir
    Yunus dahi bilmezse, okunan Kur'an bilir







    GER TAŞ İSEN ERİYESİN
    Sana ibret gerek ise, gel göresin bu sinleri
    Ger taş isen eriyesin, bakıp görücek bunları

    Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu halları
    Son ucu bir gömlek imiş, anında yoktur yenleri

    Kani mülke benim deyen, köşk ü saray beğenmeyen
    Şimdi bir evde yaturlar, taşlar olmuş üstünleri

    Bunlar geri gelmeyeler, zühd ü taat kılmayalar
    Bu beyliği bulmayalar, zira geçti devranları

    Kani ol şirin sözlüler, kani ol güneş yüzlüler
    Şöyle kaybolmuş bunlar, hiç belirmez nişanları

    Bunlar bir vakt beyler idi, kapıcılar korlar idi
    Gel imdi gör, bilmeyesin, bey hangidir ya kulları

    Ne kapı vardır giresi, ne yemek varır yiyesi
    Ne ışık vardır göresi, dün olmuştur gündüzleri

    Bir gün senin dahi Yunus, benim dediklerin kala
    Seni dahi böyle ide, nitekim etti bunları


    GELMEZ İSE
    Ol Dost bize gelmez ise
    Ben Dost'a geru varayım
    Çekeyim cevr ü cefayı
    Dost yüzün görüvereyin

    Sermaye bir avuç toprak
    Anı dahi aldı bu aşk
    Ne sermaye var, ne dükkan
    Bazara neye varayın

    Kurulmuştur dükkan bazar
    Dost içine girmiş gezer
    Günahım çok gönlüm sezer
    Ben Dost'a çok yalvarayın

    Gönlüm eydür Dost benimdir
    Gözüm eydür Dost benimdir
    Gönlüm eydür göze sabret
    Bir dem haberin sorayın

    Hak nazar kıldığı cana
    Üş bin gözle bakmak gerek
    Ana kim Ol nazar kıla
    Ben anı nice yereyin

    Taptuk'um eydür Yunus'a
    Bu aşk Hakk'a erse gerek
    Kamulardan ol yücedir
    Ben ana nice varayın








    GELEN GEÇER, KONAN GÖÇER
    Bu dünya kimseye kalmaz, anadur ölümün zinhar
    Kaçan kimse gider gelmez, anadur ölümün zinhar

    Gelen geçer, konan göçer, nasip oldukça yer içer
    Ecel ömre kefen biçer, anadur ölümün zinhar

    Üstüne çün çöker dağlar, ecel gelir dilin bağlar
    Kalır bu bahçeler bağlar, anadur ölümün zinhar

    Kefen donun ola toprak, bitiser üstünde yaprak
    Dola gözlerine toprak, anadur ölümün zinhar

    Nice cem'ettin ise mal, alır varislerin filhal
    Sinde sen çekersin vebal, anadur ölümün zinhar

    Pes anı sanma malındır, haram ise vebalindir
    Helal ise sualindir, anadur ölümün zinhar

    Kalır ayruklara malın, seninle gider amalin
    İrişmez bir pula elin, anadur ölümün zinhar

    Geri gelmez varan anda, kalır ol karannu sinde
    Sevap işleyu gör bunda, anadur ölümün zinhar

    Günahkarsın günahın çok, günah için bir ahın yok
    Varacak gayrı rahın yok, anadur ölümün zinhar

    Yunus tak boynuna bendi, sonra halka ver bu pendi
    Cihandan kes bu payvandı, anadur ölümün zinhar








    GEÇER BU EYYAMLAR
    Zikrullah eyleyip tevhit etmeğe
    Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
    Hakkın doğru yollarına gitmeğe
    Geçer bu eyyamlar, ellere girmez

    Sen asan et doğru yolca gitmeğe
    Varıp anda, kara yere yatmağa
    Geceler supha dek, tevhit etmeğe
    Geçer bu eyyamlar, ellere girmez

    Aldatmasın seni dünya sefası
    Giyesin kefen, koyasın libası
    Vücudun şehrinde, ruhun hüması
    Geçer bu eyyamlar, ellere girmez

    Türlü donlar ile, kendin bezersin
    Kitaplar okuyup, sözler yazarsın
    Bildim dersin, niçil gafil gezersin
    Geçer bu eyyamlar, ellere girmez

    Yunus eydür, gelin imdi kardaşlar
    Dökelim gözümüzden kanlı yaşlar
    Nasihatim budur size dervişler
    Geçer bu eyyamlar, ellere girmez



    GAYRİ YÜZE NİCE BAKAR
    Acep değil deli olsa aşk oduna yanan kişi
    Aşka yakın yürümesin iyi adın sanan kişi

    Kim sakınır iyi adın, bıraksın elden aşk odun
    Tezcek yoldurur kanadın, daldan dala konan kişi

    Saldı beni uzak yola, şol gözlerim dola dola
    Dertli halinden ne bile, yüreği sağ olan kişi

    Aşıklar geçer arından, dönmez olur ikrarından
    Şimdi ayrılmış yarından, yalan dava kılan kişi

    Yürek yanar, yaşım akar, şu gözlerim yola bakar
    Gayri yüze nice bakar, Hak cemalin gören kişi

    Gözüm pınar olmuş akar, şol zarim ki Arşa çıkar
    Mahv eyleyip varın yakar, masivayı koyan kişi

    Yunus kodu yola başı, urur müddeiler taşı
    Hiçtir münafıkın işi, gelsin aşka doyan kişi






    EVLİYALAR ALAN DÜNYASIN
    Bilirim seni yalan dünyasın
    Evliyaları alan dünyasın

    Kaçan kurtulsa kuş kurtulaydı
    Şahin kanadın kıran dünyasın

    Sevdiğim aldın beni aldattın
    Dönüp yüzüme gülen dünyasın

    Süleyman tahtın sen viran kıldın
    Masumlar boynun buran dünyasın

    Dünya, bununla yedi gez doldu
    Ahır bizden de kalan dünyasın

    Aşık Yunus, sema'la çarh urur
    Bu çarhımızı bozan dünyasın



    ETEĞİN AT EDİNİP
    Sen canından geçmeden, canan arzu kılarsın
    Belden zünnur kesmeden, iman arzu kılarsın

    Men arefe nefsehu dersin illa değilsin
    Melaikten yukarı, seyran arzu kılarsın

    Tıfl-ı nareste gibi, eteğin at edinüp
    Ele çevgan almadan, meydan arzu kılarsın

    Bilemedin sen seni, sadefte ne cevhersin
    Mısıra sultan iken, Ken'an arzu kılarsın

    Yunus imdi her derde, Eyyup gibi sabr eyle
    Derde katlanımazsın, derman arzu kılarsın



    ELİF'TEN BE'Yİ BİLMEYEN
    Vaktinize hazır olun, ecel vardır, gelir bir gün
    Emanettir kuşça canın, , issi vardır, alır bir gün

    Nice bin kere kaçarsan, yedi deryalar geçersen
    Pervaz uruben uçarsan, ecel seni bulur bir gün

    İşbu meclise gelmeyen, anup nasihat almayan
    Elif'ten be'yi bilmeyen, okur kişi olur bir gün

    Tutmaz olur tutan eller, çürür şol söyleyen diller
    Sevip kazandığın mallar, varislere kalır bir gün

    Yunus Emre'm bunu söyler, aşkın deryasını boylar
    Şol yüce köşkler, saraylar, viran olur kalır bir gün


    ELHAMDÜ-LİLLAH
    Hak'tan gelen şerbeti içtik Elhamdü-lillah
    Şok kudret denizini geçtik Elhamdü-lillah

    Şu karşıki dağları, meşeleri bağları
    Sağlık safalık ile, aştık Elhamdü-lillah

    Kuru idik yaş olduk, ayak idik baş olduk
    Havalandık kuş olduk, uçtuk Elhamdü-lillah

    Vardığımız illere, şol sefa gönüllere
    Halka Taptuk manisin, saçtık Elhamdü-lillah

    Beri gel barışalım, yad isen bilişelim
    Atımız eyerlendi, eştik Elhamdü-lillah

    İndik Rum'u kışladık, çok hayr ü şer işledik
    Üş bahar geldi, geri göçtük Elhamdü-lillah

    Dirfilli pınar olduk, irkildik ırmak olduk
    Aktık denize daldık, taştık Elhamdü-lillah

    Taptuk'un tapusunda, kul olduk kapusunda
    Yunus miskin çiğ idik, piştik Elhamdü-lillah




    EĞER YARLIĞAMAZSAN
    Hak Çalabım, Hak Çalabım, Sencileyin yok Çalabım
    Günahlarımız yarlığa, ey rahmeti çok Çalabım

    Kullar Senin Sen kulların, günahları çok bunların
    Uçmağına koy bunları, binsinler Burak Çalabım

    Ne Sultan, ne baylardasın, ne köşk ü saraylardasın
    Girdin Miskinler gönlüne, edindin durak Çalabım

    Ne zühtüm var, ne taatim, ne gücüm, ne takatim
    Meğer Senin inayetin, kıla yüzüm ak Çalabım

    Yarlığa-gıl Sen Yunus'u, günahlı kulların ile
    Eğer yarlığamazsan, key kati firak Çalabım









    ECEL ERE ÖLEM BİR GÜN
    Ey yarenler, ey kardeşler, ecel ere ölem bir gün
    İşlerime pişman olup, kendüzüme gelen bir gün

    Yanlarıma kona elim, söz söylemez ola dilim
    Karşıma gele amelim, nittüm ise görem bir gün

    Oğlan gider danişmende, saladır dosta düşmana
    Şol dört tekbir namaz ile, vaktim tamam kılam bir gün

    Beş karış bezdürür, yılan, çiyan yiye tenim
    Yıl geçe obrula sinim, unudulup kalam bir gün

    Başıma dikeler hece, ne erte bilem ne gece
    Alemler ümidi Hoca, sana ferman olam bir gün

    Yunus Emre sen bu sözü, dahi tamam etmemişsin
    Tek yürüyeyim, neyleyin, üstadıma gelem bir gün






    EBEDİ PADİŞAH
    Ey Padişahı lem yezel
    Ey kadir-i hayyu ezel
    Kahrında hoş lütfunda hoş

    Hoştur bana senden gelen
    Ya gonca gül, yahut diken
    Ya hilattır, yahut kefen
    Narında hoş, nurunda hoş

    Miskin Yunus sana kuldur
    İster ağlat, ister güldür
    İster şad et, ister öldür
    Narında hoş, nurunda hoş






    DÜNYAYA ÇOK GELİP GİTTİM
    Beni bunda veribiyen, bilir ne işe geldim
    Kararım yok dünyada, giderim yumuşa geldim

    Dünyaya çok gelip gittim, erenler eteğin tuttum
    Kudret ününü işittim, kaynayuben cuşa geldim

    Sert söz ile gönül yıktım, od oldum canları yaktım
    Sırrımı aleme çaktım, bu halka temaşa geldim

    Aşık oldum şol ay yüze, nisar oldum bal ağıza
    Nazar kıldım kara göze, siyah olup kaşa geldim

    Ben oldum İdris terzi, Şit oldum dokudum bezi
    Davud'un görklü avazı, ah edip nalişe geldim

    Musi oldum Tur'a vardım, koç oldum kurbana geldim
    Ali olup kılıç saldım, meydana güleşe geldim

    Ay oldum aleme doğdum, bulut oldum göğe ağdım
    Yağmur olup yere yağdım, nur olup güneşe geldim

    Kal-ü kıylden geçenlere, yolda gözün açanlara
    Anlayuben seçenlere, vakıa olup düşe geldim

    Benim ol dertler dermanı, benim ol marifet kanı
    Benim Musi-i-İmrani, Tur dağında aşa geldim

    Yolum sana oldu durak, sabakın söyleyendir Hak
    Yunus Emre'm dilinde, Hak olup dile düşe geldim




    DOST ELİNDEN ÖLÜRSEM
    Dost elinden ölürsem, hiç gümansız geru gelem
    Ganimet görem bu demi, can şükrane veri gelem

    Canın diri tutan kişi, Dost katından ırak düşer
    Feda kılam yüz bin canı, ıraklıktan beru gelem

    Cercis'leyin ol Dost beni, yetmiş gez öldürür ise
    Bin gez dahi ölür isem, yüz bin gez ileru gelem

    Yüz bin gez doğam uyagam, Dost burcunda cevlan kılam
    Hem Bunda olam, hem Anda, Bunda Anda varı gelem

    Yavu kılındım ne çare, yürürem dün gün avare
    Sorulara cevap budur, ben esrügem deyu gelem

    Bin yıl toprakta yatursam, ben komayam Enelhakkı
    Ne vakit gerek olursa, aşk nefesin uru gelem

    İnanmayan, gel sinime, Dost adını eyit, kıgır
    Kefen donum pare kılup, toprağımdan duru gelem

    Bundan böyle n'olasını, değme akil şerh etmeye
    Yunus eydür aşıklara, Dost haberin veri gelem


    DOLAP
    Dolap niçün inilersin
    Derdim vardır inilerim
    Ben Mevla'ya aşık oldum
    Anın için inilerim

    Benim adım dertli dolap
    Suyum akar yalap yalap
    Böyle emreylemiş Çalap
    Derdim vardır inilerim

    Beni bir dağda buldular
    Kolum kanadım yoldular
    Dolaba layık gördüler
    Derdim vardır inilerim

    Ben bir dağın ağacıyım
    Ne tatlıyım ne acıyım
    Ben Mevlaya duacıyım
    Derdim vardır inilerim

    Dağdan kestiler hezenim
    Bozuldu türlü düzenim
    Ben bir usanmaz ozanım
    Derdim vardır inilerim

    Dülgerler beni yondu
    Her azam yerine kondu
    Bu iniltim Haktan geldi
    Derdim vardır inilerim

    Suyum alçaktan çekerim
    Dönüp yükseğe dökerim
    Görün ben neler çekerim
    Derdim vardır inilerim

    Yunus bunda gelen gülmez
    Kişi muradına ermez
    Bu fanide kimse kalmaz
    Derdim vardır inilerim






    DERTLİLER BULUCAĞAZ
    Aldı benim gönlümü, n'olduğumu bilmezem
    Yavu kıldım ben beni, isteyip bulımazam

    Gönülsüz girdim yola, halim hiç gelmez dile
    Bir dem derdim demeğe, dertli bulımazam

    Şakirim derdimle, sataştım güle güle
    Dertliler bulucağaz, ben beni bulımazam

    Eydürler ise bana, senin gönlün kim aldı
    Nice haber vereyim, ağlarım eydimezem

    Bu benim gönlüm alan, doludur cümle cihan
    Kanceru bakar isem, ansız yeri görimezem

    Ayık olup oturma, ayık sözün götürme
    Severim aşk esrüğün, ben ayık olımazam

    Yunus'a kadeh sunuben, Enelhak demin uran
    Bir yudum sundu bana, içtim ayılımazam




    DEĞİLİM KAL Ü KIYLEDE
    Canem ben andan ezeli eşip geldim
    Aşkı kılavuz tutup, ol yola düşüp geldim

    Değilim kal ü kıylde, ya yetmiş iki dilde
    Yad yok bana bu elde, anda bilişip geldim

    Geçtim hotbin elinden, el çektim düğelinden
    Ol ikilik belinden, birliğe bitip geldim

    Dört kişidir yoldaşım, vefadar razdaşım
    Üçle hoştur başım, birini buşup geldim

    Ol dördün birisi can;biri din, biri iman
    Biri nefsimdürür düşman, yolda savaşıp geldim

    Bir kılı kırk yardılar, birin yol gösterdiler
    Bu mülke gönderdiler, ol yola düşüp geldim

    Aşk şarabından içtim, on sekiz ırmak geçtim
    Denizler bendim deştim, ummandan taşıp geldim

    Ben andan geldim bunda, yine varurem anda
    Ben ana varasımı anda danışıp geldim

    Azrail ne kişidir, kast idesi canıma
    Ben emanet issi ile, anda bitirişüp geldim

    İmdi Yunus'a ne gam, aşık melamet bednam
    Küfrüm imana şol edem, anda denişip geldim





    DAĞLAR İLE TAŞLAR İLE
    Dağlar ile, taşlar ile çağırayım Mevlam seni
    Seherlerde kuşlar ile, çağırayım Mevlam seni

    Sular dibinde mahi ile, sahralarda ahu ile
    Abdal olup "Ya Hu" ile, çağırayım Mevlam seni

    Gök yüzünde İsa ile, Tur dağında Musa ile
    Elimde asa ile, çağırayım Mevlam seni

    Derdi öküş Eyyup ile, gözü yaşlı Yakup ile
    Ol Muhemmed mahbub ile çağırayım Mevlam seni

    Hamd ü şükrullah ile, vasf-ı Kulhüvallah ile
    Daima zikrullah ile, çağırayım Mevlam seni

    Bilmişim dünya halini, terk ettim kıyl ü kalini
    Baş açık ayak yalın, çağırayım Mevlam seni

    Yunus okur diller ile, ol kumru bülbüller ile
    Hakkı seven kullar ile, çağırayım Mevlam seni






    ÇIRAĞIMA KASTEDENİN
    Aşkın odu düştü cana, eritti yürek yağını
    Kesti hevasetin kökün, oda yandırdı bağını

    Kazdı kahır kazmasiyle, canda cefa ocağını
    Çaldı nefsin boynuna himmet eri bıçağını

    Himmet suyu ile yudu, gönlün evin ap arıca
    Hizmet kapısından, ana sundu şükür ayağını

    Her kim bize yanı yanar, Hak dileğin versin ana
    Urmaklığa kastedenin düşem öpem ayağını

    Kim bize taş atar ise, güller nisar olsun ana
    Çırağıma kastedenin Hak yandırsın çırağını

    Miskin gönlün, aşk elinden iki büküldü vücudu
    Tövbe kapısından, sundum ana iman dayağını

    Gel imdi miskin Yunus, hevaseti elden bırak
    Çalabım, sen ruzi eyle bizi, kanaat bucağını



    ÇIKTIM ERİK DALINA
    Çıktım erik dalına, anda yedim üzümü
    Bostan issi kakıyup, der ne yersin kozumu

    Kerpiç koydum kazana, poyraz ile kaynattım
    Nedir deyip sorana, bandım verdim özünü

    İplik verdim çulhaya, sarıp yumak etmemiş
    Becit becit ısmarlar, gelsin alsın bezini

    Bir serçenin kanadın, kırk kağnıya yüklettim
    Kırk çift dahi çekmedi, şöyle kaldı yazılı

    Bir sinek bir kartalı, salladı vurdu yere
    Yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu

    Bir küt ile güreştim, elsiz ayağım aldı
    Güreşip basamadım, göyündürdü özümü

    Kaf dağından bir taşı şöyle attılar bana
    Öğlelik yere düştü, bozayazdı yüzümü

    Balık kavağa çıkmış, zift turşusun yemeğe
    Leylek koduk doğurmuş, bak a şunun sözünü

    Gözsüze çu el eyledim, sağır sözüm anladı
    Dilsiz çağırıp söyler, dilimdeki sözümü

    Bir öküz boğazladım, kakladım sere kodum
    Öküz issi geldi eydür, boğazladın kazımı

    Anda da kurtulmadım, nidesimi bilmedim
    Bir çerçi de geldi eydür, kanı aldın gözgümü

    Gördüm kaplubağayı, yanın seğirdüpdür gider
    Sordum kanda gidersin, Kayseriyedir azimi

    Yunus bir söz söylemiş, hiç bir söze benzemez
    Münafıklar elinden, örttü mana yüzünü

    CENNETTEN İLERİ
    Sensiz yola girer isem, çarem yok adım atmağa
    Gövdemde kuvvetim Sensin, başım götürüp gitmeğe

    Gönlüm, canım, aklım, bilim, Seninle karar eder
    Can kanadı sevi gerek, uçuben Dost'a gitmeğe

    Kendiliğinden geçeni, doğan eder Maşuk anı
    Ördeğe, kekliğe salar, süre, irüben tutmağa

    Bin Hamza'ca kuvvet vermiş, kadir Çalap aşk erine
    Dağları yolundan ırar, kast eder Dost'a gitmeğe

    Yüz bin Ferhat, külüng almış kazar dağlar temelini
    Kayalar kesip yol eder, ab-hayat akıtmağa

    Ab-ı hayatın çesmesi, aşıkların visalidir
    Kadehi dolu yürütür, susamışları yakmağa

    Aşık mı derim ben ana, Tanrı'nın Uçmağın seve
    Uçmak hot bit tuzaktır, eblehler canın tutmağa

    Aşık olan miskin olur, hak yoluna teslim olur
    Her ne dersen boyun tutar, çare yok gönül yıkmağa

    Hakk'ın gerçek aşıkları, istemezler Cennet'leri
    Cennet'ten ileri gider, ol makamın tutmağa

    Bildik gelenler geçtiler, gördük konanlar göçtüler
    Aşk şarabın içen canlar, uymaz göçmeğe, konmağa

    Tutulmadı Yunus canı, geçti Tamu'dan, Uçmak'tan
    Yola düşüp Dost'a gider, ol aslına uyakmağa





    CANI YAĞMAYA VERDİK
    Niderüz biz hayat suyun, canı yağmaya verdik
    Cevherleri sarraflara, madeni yağmaya verdik

    Benim ol bezirgan kim, hiçbir assı gözetmedim
    Çünki assıdan da geçtik, ziyanı yağmaya verdik

    Bu yolun arifleri geçirmezler her metaı
    Biz şöyle uryan gideriz, cihanı yağmaya verdik

    Küfür ile iman dahi, hicap imiş bu yolda
    Safalaştık küfürle, imanı yağmaya verdik

    Senlik benlik olucağız, iş ikilikte kalır
    Çıktık ikilik evinden, sen beni yağmaya verdik

    Bu bizim pazarımızda, yokluk olur müşteri
    Geçtik bitmez sağınçtan, zamanı yağmaya verdik

    Payanlı devr ü zaman, nice anlasın Yunus'u
    Payansız devre erdik, devranı yağmaya verdik



    CANLAR FEDA
    Canlar feda olsun sana, bu can kaygısı değil
    Sen can gerek bana, cihan kaygısı değil

    Sen bir gani sultansın, canlar içinde cansın
    Çün ayan gördüm Seni, pinhan kaygısı değil

    Aşkın oku demiri, dokunur yüreğime
    Aşk için ben öleyim, demir kaygısı değil

    Durduğum yer Tur ola, baktığım didar ola
    Ne hacet Musa bana, sen ben kaygısı değil

    Bu Yunus'u andılar, kervan göçtü dediler
    Ben uyuyup kalmışım, kervan kaygısı değil




    CANLAR CANINI BULDUM
    Canlar canını buldum, bu canım yağma olsun
    Assın ziyandan geçtim, dükkanım yağma olsun

    Ben benliğimden geçtim, gözüm hicabın açtım
    Dost vaslına eriştim, gümanım yağma olsun

    İkilikten usandım, birlik hanına kandım
    Derd-i şarabın içtim, dermanım yağma olsun

    Varlık çün sefer kıldı, Dost andan bize geldi
    Viran gönül hurd oldu, cihanım yağma olsun

    Geçtim bitmez sağınçtan, usandım yaz ü kıştan
    Bostanlar başın buldum, bostanım yağma olsun

    Yunus ne hoş demişsin, bal ü şeker yemişsin
    Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun






    CANA KIYAN GELSİN
    Bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin
    Bu aşk zehrin seve seve içübeni kanan gelsin

    Bugün meydan-ı aşk içre, çağırıp bir ün eyledim
    Müezzinlik bizim oldu, imam olduk uyan gelsin

    Kanaat hırkasın geydim, selamet başını çektim
    Melamet gömleğin biçtim, arif olup giyen gelsin

    Bu ummanda delim gevher;eğerçi var, ele girmez
    Bahası candır alınmaz, bugün cana kıyan gelsin

    İşit derviş bu sözümü, ne etmişem kendüzümü
    Hiçe satmışam özümü, bu cefaya doyan gelsin

    Suret nakşın yumak ile, gönül milki temiz olmaz
    Akıp rahmet suyu çağlar, gönül çirkin yuyan gelsin

    Yunus Emre anı görmüş, eline bir divan almış
    Alimler okuyamamış, bu manadan duyan gelsin





    BIRAK İKİLİĞİ
    Sen sende iken menzil alınmaz
    Bahri olmadan gevher bulunmaz

    Er açtı yolu ayan eyledi
    Tolun ay doğdu, hergiz tolunmaz

    Er manasından, almayan cahil
    Taştandır bağrı hergiz delinmez

    Er urdu yare, zahmi belirmez
    Var! Bu yareme, merhem bulunmaz

    Mağripten maşrik erin gözüne
    Ayan görüne perde olunmaz

    Ko ikiliği, gel birliğe yet
    Bir olan canlar ayrı dölenmez

    Yunus, ver canını hak yoluna
    Can vermeyince canan bulunmaz





    BUNCA VARLIK VAR İKEN
    Kemdürür yoksulluktan nicelerin varlığı
    Bunca varlık iken, gitmez gönül darlığı

    Batmış dünya malına, bakmaz ölüm haline
    Ermiş Karun malına, zehi iş düşvarlığı

    Bu dünya kime kaldı, kimi berduhar kıldı
    Süleyman'a olmadı, anın berhurdarlığı

    Süleyman zembil ördü, kendi emeğin yerdi
    Anınla buldular anlar Peygamberliği

    Gel imdi Miskin Yunus, nen var Hakk'ka harc eyle
    Gördün elinden gider, bu dünyanın varlığı


    BU NE ACAYİP UĞRU
    İstediğimi buldum, aşikare can içinde
    Taşra isteyen kendi pinhan içinde

    Kadimdir hiç ırılmaz, ansız kimse dirilmez
    Adım adım yer ölçer, hükmü revan içinde

    Tutun deyu çağırır, uğru dahi çağırır
    Bu ne acayip uğru, bu çağıran içinde

    Siyaset meydanında, galebe eden, bakan ol
    Siyaset kendi olmuş, girmiş meydan içinde

    Takmış kudret kılıcın, çalmış nefsin boynuna
    Nefsini tepelemiş elleri kan içinde

    Sayru olmuş iniler, Kur'an ünün diniler
    Kur'an okuyan kendi, kendi Kur'an içinde

    Bu tılsımı bağlayan, cümle dilde söyleyen
    Yere, göke sığmayan, girmiş gönül içinde

    Yüce yüce aşk düzer, kenduzin anda bezer
    Gör nice cevlan ider hırka kaftan içinde

    Türlü türlü imaret, köşk ü saray yapan ol
    Kara nikap tutunmuş girmiş külhan içinde

    Baştan ayağa değin, cümle hükm eden oldur
    Hak'tan ayru ne vardır, kalma güman içinde

    Birsen birliğe gel bak, ikiyi elden bırak
    Bütün mana bulasın, sıdk ü iman içinde

    Oruç, namaz, gusl ü hac hicabdır aşıklara
    Aşık andan münezzeh, hastır insan içinde

    Girdim gönül bahrine, daldım anın ka'rına
    Seyr ederken iz buldum, baktım bu can içinde

    Bu izimi izledim, sağım solum gözledim
    Çok acayipler gördüm, yoktur cihan içinde

    Yunus senin sözlerin, manadır bilenlere
    Söyleniser sözlerin, devr ü zaman içinde



    BU BIRAKTIĞIN IRAK NEDİR
    Vuslat eri oldun ise, bu dert ile firak nedir
    Dostu yakın görün ise, bu baktığın ırak nedir

    Vuslat eri olan kişi, gerek varlıktan el yuya
    Ey bu yola giden kişi, bir görelim durak nedir

    Vuslat eri oldun ise, göz hicabın bildin ise
    Dostu ayan gördün ise, bu varlığı bırak, nedir

    İlim hot göz hicabıdır, dünya ahiret hesabıdır
    Kitap hot aşk kitabıdır, bu okunan verak nedir

    Zinhar gözünü aça gör, nefis duzahın seçe gör
    Dost menziline geçe gör, andan yeğrek durak nedir

    Eydirsin kim gözüm görür, dava, manaya erür
    Gündüzün gün şule verir, gece yanan çırağ nedir

    Yunus der;aşikare nihan, Hak doludur iki cihan
    Gelsin beru Dosta giden, hur ü kusur Burak nedir






    BİR ŞARAPTAN İÇMEK GEREK
    Bir şaha kul olmak gerek
    Hergiz mazul olmaz ola
    Bir eşik yasdanmak gerek
    Kimse elden almaz ola

    Bir toy toylamak gerek
    Bir soy soylamak gerek
    Bie sözü söylemek gerek
    Melekler de bilmez ola

    Bir kuş olup uçmak gerek
    Bir kenara geçmek gerek
    Bir şaraptan içmek gerek
    İçenler de aymaz ola

    Çevik bahri olmak gerek
    Bir denize dalmak gerek
    Bir gevher çıkarmak gerek
    Sarraf anı bilmez ola

    Bir bahçeye girmek gerek
    Teferrücler etmek gerek
    Bir gülü yıylamak gerek
    Hergiz o gül solmaz ola

    Kişi aşık olmak gerek
    Maşukunu bulmak gerek
    Aşk oduna yanmak gerek
    Ayruk oda yanmaz ola

    Yunus imdi sen tek otur
    Dava manasını yetür
    Özü gibi bir er götür
    Hiç cihana gelmez ola




    BİR İLE BİR OL
    Bu sırrı ne bilsin usanlar, uyalar
    Ne varsın bu yola azıksız yayalar

    N'olaydı ben onu görsem bu göz ile
    Ne doysun bu gözler, doymaz kayalar

    Aşıklar elinde, diken yok gülünde
    Cevher çok gölünde dalanlar bulalar

    Geliniz varalım, Yusuf'u görelim
    Yüzünün nurundan, bin açlar doyalar

    Yunus sen bir olgil, bir ile bir olgil
    Bir olan aşıklar, bu sırdan duyalar




    BİR SAKİDEN İÇTİM ŞARAP
    Bir sakiden içtim şarap, Arştan yüca meyhanesi
    Ol sakinin mestleriyiz, canlar anın peymanesi

    Bir meclistir meclisimiz, anda ciğer kebap olur
    Bir şem'dir bunda yanar, güneş anın pervanesi

    Aşk oduna yananların, külli vücudu nur olur
    Ol od bu oda benzemez, hiç belirmez zebanesi

    Andaki mest olanların, olur Enelhak sözleri
    Hallac-ı Mansur gibidir en kemine divanesi

    Ol meclisin bekrileri, ol şah Ethem gibidir
    Yüzbin olur her köşede, Belh şehrinin viranesi

    Ey sat hezaran Bayezıt, anda muganniler çalar
    Ütrük nefsek teal olur, ol çalgının teranesi

    Yunus bu cezbe sözlerin cahillere söylemegil
    Bilmez misin cahillerin nice geçer zemanesi


    BİR GÜN
    Bir gün ol Hazret'e karşu varam ağlayu ağlayu
    Azraile hem canımı verem ağlayu ağlayu

    Çün Azrail ala canım, geçe benim ömrüm günüm
    Kefen ola cümle donum, geyem ağlayu ağlayu

    Ben yürürem yana yana, gözüm yaşı döne kana
    Bir gün şol karanlık sine, girem ağlayu ağlayu

    Mühür uralar dilime, zincir uralar koluma
    Amel defterim elime, alam ağlayu ağlayu

    Aşık Yunus'un budur işi, yoluna fedadır başı
    İman et bize yoldaşı, deyem ağlayu ağlayu





    BİR DEM GELİR
    Hak bir gönül verdi bana, ha! demeden hayran olur
    Bir dem gelir şadan olur, bir dem gelir giryan olur

    Bir dem sanasın kış gibi, şol zemheri olmuş gibi
    Bir dem beşaretten doğar, hoş bağ ile büstan olur

    Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez
    Bir dem dilinden dür döker, dertlilere derman olur

    Bir dem div olur ya peri, viraneler olur yeri
    Bir dem uçar Belkıs ile, sultan-ı ins ü can olur

    Bir dem varır mescidlere, yüz sürer anda yerlere
    Bir dem varır deyre girer, İncil okur ruhban olur

    Bir dem gelir İsa gibi, ölmüşleri diri kılur
    Bir dem girer kibr evine, Fir'avn ile Haman olur

    Bir dem döner Cebraile, rahmet saçar her mahfile
    Bir dem gelir gümrah olur, miskin Yunus hayran olur

    BİR BEN VARDIR BENDE
    Severim ben Seni candan içeru
    Yolum vardır bu erkandan içeru

    Şeriat, tarikat yoldur varana
    Hakikat meyvası andan içeru

    Dinin terk edenin küfürdür işi
    Ol ne küfürdür, imandan içeru

    Beni bende demen, ben de değilim
    Bir ben vardır bende, benden içeru

    Beni benden alana ermez elim
    Kim kadem basa Sultandan içeru

    Süleyman kuş dilin bilir dediler
    Süleyman var, Süleyman'dan içeru

    Tecelliden nasip erdi kimine
    Kiminin maksudu bundan içeru

    Senin aşkın beni benden alıptır
    Ne şirin dert bu, dermandan içeru

    Miskin Yunus, gözü tuş oldu Sana
    Kapıda bir kuldur, Sultandan içeru



    BİLDİKLERİM UNUTMUŞUM
    Ey yarenler tınman bana, ben gene n'oldum bilmezem
    İlm ü amel sorman bana, divane oldum bilmezem

    Ayruksı nesne tutmuşam, bildiklerim unutmuşam
    Canımı aşka atmışam, anda ne buldum bilmezem

    Aklım yavu vardı benim, dağıldı fikrim kamusu
    Boşaldım üş doldum veli, ne ile doldum bilmezem

    Aşkım beni yakıpdürür, gönlüm Dosta akıpdürür
    Devşirimezem ben beni, dembeste kaldım bilmezem

    Ben aşksızın olumazam, aşk olucak ben olumazam
    Aşktır canımın hasılı, aşka kul oldum bilmezem

    Sen beni şeyh oldu deyu, benden nasihat isteme
    Ben sanırım ki bilirem, üş şimdi bildim ki bilmezem

    Aşık Yunus sen canını, Dost yoluna eyle feda
    Bu şeyh ile buldum Hakkı, ben gayrı nesne bilmezem


    BESLERDİM BU NAZİK TENİ
    Dosttan haber geldi bana, durayım anda varayım
    Müjdeleyene canımı vereyim anda varayım

    Şol bir iki arşın bezin, ne yeni var, ne yakası
    Kefen edinip eğnime, sarayım anda varayım

    Can alıcı hot geliser, emaneti ver deyiser
    Ben emaneti issine vereyim anda varayım

    Yazuğum çok, günah öküş yürürüm bu dünyada hoş
    Ettiklerimin hesabın, vereyim anda varayım

    Beslerdim bu nazik teni, terk etmeyem derdim anı
    Kara toprağa ben anı, karayım anda varayım

    Canım gitti üş ben kaldım, naçar oldum yola girdim
    Düşmanlarım şad olduğun, göreyim anda varayım

    Üş bu ömür harmanını, derdim devşirdim ben anı
    Yunus eydür bu harmanı, yele vereyim anda varayım





    BENİ İRŞAT EDEN
    Ağla gözüm ağla, gülmezem ayruk
    Gönül dosta gider, gelmezem ayruk

    Ne gam bunda bana, bin gez ölürsem
    Anda ölüm olmaz, ölmezem ayruk

    Yansın canım, yansın aşkın oduna
    Aksın kanlı yaşım aksın, silmezem ayruk

    Göyündüm aşk ile, ta kül olunca
    Boyandım rengine, solmazam ayruk

    Beni irşat eden mürşid-i kamil
    Yeter, bir el almazam ayruk

    Varlığım yokluğa denişmişem ben,
    Bugün, cana, başa kalmazam ayruk

    Fenadan bekaya göç eyler olduk
    Yüneldim şol yola, dönmezem ayruk

    Muhabbet bahrinin gavvası oldum,
    Gerekmez, Ceyhuna dalmazam ayruk

    Dilerim fazlından ayırmayasın
    Hocam, senden özge sevmezem ayruk

    Söyler aşık dilinden bunları Yunus
    Eğer aşık isem, ölmezem ayruk


    BENCİLEYİN GÜLMEDİK BAŞ
    Yürü fani dünya, sana gelende gülmüş var mıdır
    Bencileyin gözü yaşlı, ağlayu kalmış var mıdır

    Söylerim bilmezem sözüm, yürürüm görmezem özüm
    Bir oldu gecem gündüzüm, hiç böyle olmuş var mıdır

    Benim baştan yüreğim baş, göz yumuldu çekildi kaş
    Bencileyin gülmedik baş, cihana gelmiş var mıdır

    Döğdüm başım taşlar ile, kan akıttım yaşlar ile
    Yarenler kardeşler ile, candan ayrılmış var mıdır

    Ahır halkla helallaşıp, her biriyle esenleşip
    Bencileyin aklı şaşıp, ağlayu kalmış var mıdır

    Bunca zamanlar bilişip, ahır dönüp ayrılışıp
    Böyle bir dertlere düşüp, odlara yanmış var mıdır

    Kanda yürüsem inlerim, hiç sesin gelmez dinlerim
    Gelesin deyu gözlerim, gidende gelmiş var mıdır

    Bu söylediğim sözleri, dertliler için söylerim
    Acep bu benim sözümden, haberim almış var mıdır

    A dostlar esenleşelim, tuz ekmek helallaşalım
    Ta ölünce ağlaşalım, ağlayıp gülmüş var mıdır

    Ağlayıp bulmadım çare, çok yalvardum Peygambere
    Yunus gibi yüzü kare, cihana gelmiş var mıdır




    BEN GELMEDİM DAVA İÇİN
    Benim bunda kararım yok, ben bunda gitmeğe geldim
    Bezirganem metaım çok, alana satmağa geldim

    Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için
    Dost'un evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim

    Dost esrüğü deliliğim, aşıklar bilim neliğim
    Denşürüben ikiliğim, birliğe bitmeğe geldim

    Ol hocamdır ben kuluyum, Dost bağçesi bülbülüyüm
    Ol hocamın bağçesine, şad olup ötmeğe geldim

    Bunda biliş olan canlar, anda bilişirlermiş
    Bilişüben Hocamla, halim arzetmeğe geldim

    Yunus Emre aşık olmuş, Maşuka derdinden ölmüş
    Gerçek erin kapısında, canım arz etmeğe geldim







    BE DEDİRMEĞİL BANA
    Ben bu il'e garip geldim, ben bu il'den bezerim
    Bu tutsaklık tuzağın, demi geldi üzerim

    Çünki ben bunda geldim, ben anı bunda buldum
    Mansur'em dare geldim, üş kül oldum tozarım

    Dört kitabın okudum, tahsil ettim bitirdim
    Ne hacet kim, karayı ak üstüne yazarım

    Dört kitabın manisi, bellidir bir elifte
    Be dedirmeğil bana, ben bu yolda azarım

    Yetmiş iki millete suçum budur hak dedim
    Korku hiyanetedir ya ben niçin kızarım

    Şeriat oğlanları niçin yol keser bana
    Hakikat deryasında bahri oldum yüzerim

    Dost bana gelsin demiş, benim kaydımı yemiş
    Ben yüzüm karasından teberrükler düzerim

    Yunus bu kuş dilidir, bunu Süleyman bilir
    Gerçek aşık bu yolda, ne duyduğun sezerim




    BAŞTAN AYAĞA YAREYİM (2)
    Ben Dost ile dost olmuşam, kimseler dost olmaz bana
    Münkirler bakar gülüşür, selam dahi vermez bana

    Ben Dost ile dost olayım, canımı feda kılayım
    Ölmezden öndün öleyim, dünya baki kalmaz bana

    Terkeyledim kamu işi, Hak yoluna kodum başı
    Dost yüzünü göriceğiz, sabr ü karar olmaz bana

    Kimseler bilmez halimi, aşk odu yaktı canımı
    Seçmezem soldan sağımı, namüs ü ar olmaz bana

    Ben bir aşık-ı bi çareyim, baştan ayağa yareyim
    Ben bir deli divaneyim, aklım da yar olmaz bana

    Sanırlar beni deliyim, Dost bağçesi bülbülüyüm
    Mevlanın kemter kuluyum, kimse baha saymaz bana

    Bülbül oluben öterim, Dost bağçesinde biterim
    Gül alırım, gül satarım, bağ-ban olmaz bana

    Ey biçare Yunus senin, aşk oduna yandı canın
    Yana yana Dost'a giderin, perde hicap olmaz bana



    BANA SENİ GEREK SENİ
    Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni
    Ben yanarım dün ü günü, bana seni gerek seni

    Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim
    Aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni

    Aşkın aşıkları öldürür, aşk denizine daldırır
    Tecelli ile doldurur, bana seni gerek seni

    Aşkın şarabından içem, Mecnun olup dağa düşem
    Sensin dün ü gün endişem, bana seni gerek seni

    Sofilere sohbet gerek, Ahilere Ahret gerek
    Mecnunlara Leyli gerek, bana seni gerek seni

    Eğer beni öldüreler, külüm göke savuralar
    Toprağım anda çağıra, bana seni gerek seni

    Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri
    İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni

    Yunus'dürür benim adım, gün geçtikçe artar odum
    İki cihanda maksudum, bana seni gerek seni




    BANA BU TEN GEREKMEZ
    Bana bu ten gerekmez can gerektir
    Ol baki Cennet'e iman gerektir

    Zehi mürşit ki bizi Hakk'a iltür
    Aşık canı ana kurban gerektir

    Bular hot geçti Uçmak arzusundan
    Didar göstermeye Sultan gerektir

    N'iderim Uçmağı yahut huriyi
    Bana dergahına seyran gerektir

    Eğer Muhammed'e ümmet olursan
    Dilinde zikr ile Kur'an gerektir

    Namaz ü vird ü tesbih, zikr ü Kur'an
    İnayet bunlara Hak'tan gerektir

    Hakikat şerbetin içen aşıklar
    Başı açık, teni uryan gerektir

    Aşık Yunus bu sırrı anlayanın
    Ciğeri büryan, gözü giryan gerektir



    AŞIMA ZEHR-İ KATİL KATMIŞIM BEN
    Bu ömrüm yok yere harc etmişim ben
    Canım gör nice oda atmışım ben

    Kimse kimesneye etmemiş ola
    Anı kim kendime ben etmişim ben

    Amelim rahtını, derdim götürdüm
    Kamu assım, ziyana satmışım ben

    Cihanda bir sınık saksıdan ötrü
    Güherlerim ziyana satmışım ben

    Amelim her ne ki varsa riyadır
    Acep ihlası ne unutmuşum ben

    Giceye eresini kimse bilmez
    Tul-i emel başın uzatmışım ben

    Dügeli ömrümü, harcına sürdüm
    Ziyandan bellidir, ne utmuşum ben

    Aguya bal deyu parmak uzattım
    Aşıma zehr-i katil katmışım ben

    Biçare Yunus'un çoktur günahı
    Hakkın dergahına yüz tutmuşum ben


    AŞIK KİŞİ
    Din ü millet sorar isen, aşıklara din ne hacet
    Aşık kişi harap olur;bilmez ne din, ne diyanet

    Aşıkların gönlü, gözü, maşuk depe gitmiş olur
    Ayruk surette ne kalır, nice kılısar zühd ü taat

    Taat kılan Uçmak için, din Tamu için
    Ol ikiden fariğ olur, neye benzer bu işaret

    Her kim Dost sever ise, Dosttan yana gitmek gerek
    İşi gücü Dost olucak, cümle işten olur azat

    Anın gibi Maşukanın haberin kim getirir
    Cebrail mürsel sığmaz, şöyle olundu işaret

    Soru hesap olmayısar dünya ahiret koyana
    Münker ü Nekir ne sorar, terk olucak cümle murat

    Havf ü reca gelmez anda, varlık yokluk bırakana
    İlm ü amel sığmaz anda, ne terazi ne sırat

    Ol kıyamet bazarında, her kula başı kaygısı
    Yunus sen aşıklar ile hiç görmeyesin kıyamet



    AŞIK CANI ÖLMEYE
    Ol can kaçan ölüser, Sen ana can olasın
    Ölmüş gönül dirile, andaki Sen olasın

    Ölmeği dirlik ola, ölmesiz dirlik bula
    Ölmüş gönül dirile, andaki Sen olasın

    Sen olduğun gönüller, her dem canın yeniler
    Güç olmaz ol divanda, hakimi Sen olasın

    Can bedenden uçucak, menziline göçücek
    Ol cihana geçicek, göze ayan olasın

    Tozunu yel almaya, bir zerre ırılmıya
    Aşık canı ölmeye, maşuku Sen olasın

    Yunus sen aşık isen, aşka muvafık isen
    Korkma ulaşık isen, ne olursan olasın



    AŞKINA MUHAMMED'İN
    Hak yarattı alemi, aşkına Muhammed'in
    Ay ü günü yarattı, şevkine Muhammed'in

    Ol! dedi oldu alem, yazıldı levh ü kalem
    Okundu hatm-i kelam, şanına Muhammed'in

    Hep Erenler geldiler, dergaha yüz sürdüler
    Zikr-i tevhit ettiler, nuruna Muhammed'in

    Veysel Karani kazandı, ahır yine özendi
    Sekiz Uçmak bezendi, aşkına Muhammed'in

    Ferişteler geldiler, saf saf olup durdular
    Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in

    Havada uçan kuşlar, yaşarıp dağ ü taşlar
    Yemiş verir ağaçlar, aşkına Muhammed'in

    İmansızlar geldiler, andan iman aldılar
    Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in

    Yunus kim ede methi, över Kur'an ayeti
    An! vergil salavatı, aşkına Muhammed'in



    AŞKINA DÜŞEN KİŞİ
    Dost Senin aşkın oku, key katı taştan geçer
    Aşkına düşen kişi, can ile baştan geçer

    Dün ü gün zar olur, aşkın ile yar olur
    Derd-i seri Sen olsan, düğeli işten geçer

    Ariflere bu dünya hayal ü düş gibidir
    Kendini Sana veren hayal ü düşten geçer

    Başında aklı olan, ücretle amel kılmaz
    Hurilere aldanmaz, göz ile kaştan geçer

    Bu dünyanın sevgisi, ağulu aşa benzer
    Sonunu sayan kişi, ağulu aştan geçer

    Gerçek aşık ol ola, can vermiye ol ive
    Dost ile bazar için, nice bin baştan geçer

    Miskin Yunus ol Dostu, hakikat seven kişi
    Uzlet ihtiyar eder, yad-ü bilişten geçer



    AŞKIN İLE MEST OLALI
    Aşkın şarabın içeli kandalığım bilmezem
    Şöyle yavu kıldım beni, isteyuben bulumazam

    Derya-vü umman olmuşam, gevherlere kan olmuşam
    Hüsnünde hayran olmuşam, kendüzüme gelimezem

    Zatına yol bulumadım, senden nişan alımadım
    Çünki seni bilemedim, kulluğunu kılımazam

    Yoluna basaldan kadem, varlığımı kıldım adem
    Gözden ırılma sen bir dem ki sensiz ben olumazam

    Adın dolalı ellere, senden nişan alımazam
    Aşkın ile mest olalı, Cennet'lere kalımazam

    Benim urup bünyadımı, Yunus yazaldan adımı
    Kestim kamudan umudü, aşkından ayrılmazam

    AŞK GELİCEK CÜMLE EKSİKLER BİTER
    N'olur ise ko ki olsun n'olusar
    Tek gönül Mevlayı bulsun n'olusar

    Aşk denizi gene taşmış kan akar
    Aşık-ı biçare dalsın n'olusar

    Bu denize düşen ölür dediler
    Ölür ise ko ki ölsün n'olusar

    Aşk gelicek cümle eksikler biter
    Bitmez ise ko ki kalsın n'olusar

    Akıbet şol göze toprak dolusar
    Bir gün öndün, ko ki dolsun n'olusar

    Dünyanın mansıplariyle izzetin
    Yunus kodu alan alsın n'olusar



    AYRUK GERİ GELMEYESİN
    Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni
    Geldin geçtin bilmedim, ah nideyim ömrüm seni

    Seni bahaya almadım, anın çün kadrin bilmedim
    Sana vefadar olmadım, ah nideyim ömrüm seni

    Ömrüm ipi üzüleser, suret nakşı bozulasar
    Hayrım şerrim yazılasar, ah nideyim ömrüm seni

    Ayruk geri gelmeyesin, gelip beni bulmayasın
    Bu devranı sürmeyesin, ah nideyim ömrüm seni

    İşte koyup gidisersin, beni garip edisersin
    Kara yere girisersin, ah nideyim ömrüm seni

    Hani seninle olduğum, şad olubeni güldüğüm
    Ya son ucu yad olduğum, ah nideyim ömrüm seni

    Miskin Yunus gidisersin, acep sefer edisersin
    Ettiklerin bulusarsın, ah nideyim ömrüm seni


    ANLAMADAN EYLEDİK
    Dilsizler haberini, kulaksız dinleyesi
    Dilsiz kulaksız sözün, can gerek anlayası

    Dinlemeden anladık, anlamadan eyledik
    Gerçek erin bu yolda, yokluktur sermayesi

    Biz sevdik aşık olduk, sevildik maşuk olduk
    Her dem yeni dirlikte, sizden kim usanası

    Yetmiş iki dil saçtı, araya sınır düştü
    Evvel bakışı biz baktık, yermedik am-ü hası

    Miskin Yunus ol veli, yerde gökte dopdolu
    Her taş altında gizli, bin İmran oğlu Musi

    ANDAN AYRI BUÇUK SAAT
    Cümle alem terkin uram, ben Dost terkin urımazam
    Andan ayrı buçuk saat, ben ansızın durumazam

    Andan ayrı dirliğim, dirlik değildir benim
    Koyam ol dirgüre beni, bu ölü dirgürimezem

    Huri gelip eydür ise, gönlün bana vergil deyu
    Dost'tan artık kimseye, ben gönlümü verimezem

    Dost deyu geçti ömrüm, başarmadım Dost kulluğun
    Koyam ol başara beni, ben hiç iş başarımazam

    Bir gezden ol oldum, dahi benden ümit yoktur bana
    Ben ol isem pes ol kani, bu sırra erimezem

    Değmeler eydür Yunus'a, katlan bu gün yarın deyu
    Ceht edüben bu günümü, yarına irgürimezem


    ALLAH SANA SUNDUM ELİM
    Sensin kerim, sensin rahim, Allah sana sundum elim
    Senden artık yoktur emin, Allah sana sundum elim

    Ecel geldi vade erdi, bu ömrüm kadehi doldu
    Kimdir ki içmeden kaldı, Allah sana sundum elim

    Gözlerim göğe süzüldü, canım göğüsten üzüldü
    Dilim tetiği bozuldu, Allah sana sundum elim

    Üş biçildi kefen donum, Hazret'e yönelttim yönüm
    Acep nice ola halim, Allah sana sundum elim

    Urdular suyum ılıdı, kavim kardeş cümle geldi
    Esen kalsın kavim kardeş, Allah sana sundum elim

    Geldi salacam sarılır, dört yana sala verilir
    El namazıma derilir, Allah sana sundum elim

    Salacamı getirdiler, makberime yetirdiler
    Halka olup oturdular, Allah sana sundum elim

    Çün cenazeden şeştiler, üstüme toprak saçtılar
    Hep koyubeni kaçtılar, Allah sana sundum elim

    Yedi Tamu, sekiz Uçmak, her birinin vardır yolu
    Her bir yolda yüzbin çarşı, Allah sana sundum elim

    Geldi Münker ile Nekir, her birisi sordu bir dil
    İlahi Sen cevap vergil, Allah sana sundum elim

    Görün acep oldu zaman, gönülden eyleniz figan
    Ölür çün anadan doğan, Allah sana sundum elim

    Yunus tap uzat bu sözü, Allahına dutgıl yüzü
    Didardan ayırma bizi, Allah sana sundum elim

    ALLAH
    Aşkın odu ciğerimi, yaka geldi, yaka gider
    Garip başım bu sevdayı, çeke geldi çeke gider

    Kar etti firak canıma, aşık oldum ol Sultana
    Aşk zencirin dost boynuna, taka geldi, taka gider

    Sadıklar durur sözüne, gayrı görünmez gözüne
    Bu gözlerim Dost yüzüne, baka geldi, baka gider

    Arada olmasın naşı, onulmaz bağrımın başı
    Gözlerimin kanlı yaşı, aka geldi, aka gider

    Bülbül eder ah ü figan, hasretle yandı bu can
    Benim gönülcüğüm ey can, çıka geldi, çıka gider

    Yunus söyler bu sözleri, efgan eder bülbülleri
    Dost bağçesinde gülleri, koka geldi, koka gider

    ACEP N'OLA BENİM HALİM
    Bir korku düştü canıma, acep n'ola benim halim
    Derman olmaz ise bana, acep n'ola benim halim
    Canım tenimden üzüle, gitmek yararı düzüle
    Bu suret nakşı bozula, acep n'ola benim halim

    Dünya donların soyucak, yuyucu tenim yuyucak
    İletip kabre koyucak, acep n'ola benim halim

    Eller gidip ben kalıcak, sinde yalnız olucak
    Münkerle Nekir gelicek, acep n'ola benim halim

    Ne ayak tuta, ne elim, ne aklım kala, ne bilim
    Cevap vermez ise dilim, acep n'ola benim halim

    Mezardan duru gelicek, hak terazi kurulacak
    Amelimiz görülecek, acep n'ola benim halim

    Miskin Yunus eydür sözü, kan yaş ile dolu gözü
    Dergahına tutar yüzü, acep n'ola benim halim


    acep bu benim halim ne ola


    Acep bu benim canım, azat ola mı ya Rab
    Yoksa yedi Tamu'da yana kala mı ya Rab

    Acep bu benim halim, yer altında ahvalim
    Varıp yatacak yerim, akrep dola mı ya Rab

    Can hulkuma geldikte, Azrail'i gördükte
    Ya canımı aldıkta, asan ola mı ya Rab

    Dar oldu bana düzler, gice ile gündüzler
    Dünyaya bakan gözler, didar göre mi ya Rab

    Allah olucak Kadı, bizden ola mı razı
    Görüp Habib'in bizi, şef'i ola mı ya Rab

    Yunus kabre vardıkta, Münker Nekir geldikte
    Bize sual ettikte, dilim döne mi ya Rab



    YUNUS EMRE GEL GİDELİM DOSTA GÖNÜL ŞİİRİ

    Bir karardan durmayalım
    Gel gidelim dosta gönül
    Hasretinden yanmayalım
    Gel gidelim dosta gönül

    Kılavuz ol gönül bana
    Gel gidelim yârdan yana
    Canım kurbandır canana
    Gel gidelim dosta gönül

    Kara haberin almadan
    Can bedenden ayrılmadan
    Azrail bizi bulmadan
    Gel gidelim dosta gönül

    Gerçek murada varalım
    Yârin hatırın soralım
    Yunus Emre'yi alalım
    Gel gidelim dosta gönül

    Yunus EMRE


    AŞKIN ELİNDEN 

    Bilmem nideyim, kan da gideyim
    Aşkın elinden, aşkın elinden

    Meskenim dağlar, durmaz kan ağlar
    Gözyaşım çağlar, aşkın elinden

    Kaddim yay oldu, işim vay oldu
    Bağrım nay oldu, aşkın elinden

    Dinle zarımı, verdim serimi
    Kodum arımı, aşkın elinden

    Varım vereyim, üryan olayım
    Zevke ereyim, aşkın elinden

    YUNUS'un sözü, kan ağlar gözü
    Doğrudur özü, aşkın elinden

    Yunus EMRE


    BİR KEZ GÖNÜL YIKTIN İSE 

    Bir kez gönül yıktın ise
    Bu kıldığın namaz değil
    Yetmiş iki millet dahi
    Elin yüzün yumaz değil

    Yol oldur ki doğru vara
    Göz oldur ki Hakk'ı göre
    Er oldur alçakta dura
    Yüceden bakan göz değil

    Doğru yola gittin ise
    Er eteğin tuttun ise
    Bir hayır da ettin ise
    Birine bindir az değil

    Yunus bu sözleri çatar
    Sanki balı yağa katar
    Halka metâları satar
    Yükü gevherdir tuz değil

    Yunus EMRE

    SOL CENNETİN IRMAKLARI 

    Sol cennetin ırmakları
    Akar Allah deyu deyu
    Çıkmış islam bülbülleri
    Öter Allah deyu deyu


    Aydan aydındır yüzleri
    Şekerden tatlı sozleri
    Cennette huri kızları
    Gezer Allah deyu deyu


    Yunus Emre var yarına
    Koma bugünü yarına
    Yarin Hakk'ın divanına
    Çıkam Allah deyu deyu

    Yunus EMRE


    ŞÖYLE GARİP BENCİLEYİN 

    Acep şu yerde varm'ola, şöyle garip bencileyin
    Bağrı başlı gözü yaşlı, şöyle garip bencileyin

    Gezdim Urum ile Şam’ı, yukarı illeri kamu
    Çok istedim bulamadım, şöyle garip bencileyin

    Kimseler garip olmasın, hasret oduna yanmasın
    Hocam kimseler duymasın, şöyle garip bencileyin

    Söyler dilim ağlar gözüm, gariplere göynür özüm
    Meğer ki gökte yıldızım, şöyle garip bencileyin

    Nice bu dert ile yanam, ecel ere bir gün ölem
    Meğer ki sinimde bulam, şöyle garip bencileyin

    Bir garip ölmüş diyeler, üç günden sonra duyalar
    Soğuk su ile yuyalar, şöyle garip bencileyin

    Hey Emre'm Yunus biçare, bulunmaz derdine çare
    Var imdi gez şardan şara, şöyle garip bencil

  • TAŞTIN YİNE DELİ GÖNÜL 




  • Taştın yine deli gönül, sular gibi çağlar mısın?
    Aktın yine kanlı yaşım, yollarımı bağlar mısın

    Nidem elim ermez yâre, bulunmaz derdime çâre
    Oldum ilimden avâre, beni burda eğler misin

    Yavu kıldım ben yoldaşı, unulmaz bağrımın yaşı
    Gözlerimin kanlı yaşı, ırmak olup çağlar mısın

    Ben toprak oldum yoluna, sen aşurı gözetirsin
    Şu karşıma göğüs geren, taş bağırlı dağlar mısın

    Harami gibi yoluma, arkurı inen karlı dağ
    Ben yârimden ayrı düştüm, sen yolumu bağlar mısın

    Karlı dağların başında, salkım salkım olan bulut
    Saçın çözüp benim gibi, yaşın yaşın ağlar mısın

    Esridi Yunus'un canı, yoldaşım illerim kanı
    Yunus düşte gördü seni, sayrı mısın sağlar mısın

    Yunus EMRE


    GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ 


    Ben yürürüm yane yane, aşk boyadı beni kane
    Ne deliyem ne divane, gel gör beni aşk neyledi


    Aşkın beni mest eyledi, aldı gönlüm hast’eyledi
    Öldürmeye kast eyledi, gel gör beni aşk neyledi


    Gah eserim yeller gibi, gah tozarım yollar gibi
    Gah akarım seller gibi, gel gör beni aşk neyledi


    Akar suların çağlarım, dertli ciğerim dağlarım
    Şeyhim anuban ağlarım, gel gör beni aşk neyledi


    Benzim sarı gözlerim yaş, varım pare ciğerim taş
    Halden bilen dertli kardaş, gel gör beni aşk neyledi


    Ya elim al kaldır beni, ya vaslına erdir beni
    Çok ağlattın güldür beni, gel gör beni aşk neyledi


    Ben yürürüm ilden ile, şeyh anarım dilden dile
    Gurbette halim kim bile, gel gör beni aşk neyledi


    Mecnun oluban yürürüm, o yâri düşte görürüm
    Uyanıp melül olurum, gel gör beni aşk neyledi


    Miskin Yunus biçareyim, baştan ayağa yareyim
    Dost elinde avareyim, gel gör beni aşk neyledi

    Yunus EMRE


    ELHAMDÜLİLLAH 


    Haktan gelen şerbeti, içtik elhamdülillah
    Şol kudret denizini, geçtik elhamdülillah


    Şol karşıki dağları, meşeleri bağları
    Sağlık safalık ile, aştık elhamdülillah


    Kuru idik yaş olduk, kanatlandık kuş olduk
    Birbirmize eş olduk, uçtuk elhamdülillah


    Vardığımız illere, şol safa gönüllere
    Halka tapduk manisin, saçtık elhamdülillah


    Beri gel barışalım, yad isen bilişelim
    Atımız eğerlendi, estik elhamdülillah


    İndik Rum'u kışladık, çok hayır şer işledik
    Uş bahar geldi geri, göçtük elhamdülillah


    Dirildik pınar olduk, irkildik ırmak olduk
    Artık denize dolduk, taştık elhamdülillah


    Taptuğun tapusuna, kul olduk kapusuna
    Yunus miskin çiğ idik, piştik elhamdülillah

    Yunus EMRE


    ÇEKE GELDİ ÇEKE GİDER 



    Aşkın odu ciğerimi, yaka geldi yaka gider
    Garip başım bu sevdayı, çeke geldi çeke gider

    Kâr etti firak canıma, aşık oldum cananıma
    As zencirin dost boynuma taka geldi taka gider

    Sadıklar durur sözüne, gayri görünmez gözüne
    Bu gözlerim dost yüzüne, baka geldi baka gider

    Bülbül eder ah-ü figan, hasret ile yandı bu can
    Benim gönülcüğüm ey can, Hakk'a geldi Hakk'a gider

    Arada olmasın asi, onulmaz bağrımın başı
    Gözlerimin kanlı yaşı, aka geldi aka gider

    Miskin Yunus'un sözleri, efgan eder bülbülleri
    Dost bahçesinin gülleri, koka geldi koka gider

    Yunus EMRE


    İLİM KENDİN BİLMEKTİR 



    İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir
    Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır

    Okumaktan murat ne, kişi Hak'kı bilmektir
    Çün okudun bilmezsin, ha bir kuru ekmektir

    Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme
    Eğer Hak bilmez isen, abes yere yelmektir

    Dört kitabın ma'nisi, bellidir bir elifte
    Sen elifi bilmezsin, bu nice okumaktır

    Yiğirmi dokuz hece, okursun uçtan uca
    Sen elif dersin hoca, ma'nisi ne demektir

    Yunus der ki ey hoca, gerekse var bin Hac’ca
    Hepisinden iyice, bir gönüle girmektir

    Yunus EMRE



    AH NİDEYİM ÖMRÜM SENİ



    Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni
    Seninle olmadım gani, ah nideyim ömrüm seni

    Geldim ve geçtim bilmedim, ağlayıp güssa yemedim
    Senden ayrılam demedim, ah nideyim ömrüm seni

    Hayrım şerim yazılacak, ömrüm ipi üzülecek
    Suret benden bozulacak, ah nideyim ömrüm seni

    Gidip geri gelmeyesin, gelip beni bulmayasın
    Bu benliğe sermayesin, ah nideyim ömrüm seni

    Hani sana güvendiğim, güveniben yuvandığım
    Kaldı külli kazandığım, ah nideyim ömrüm seni

    Miskin Yunus gideceksin, acep sefer edeceksin
    Hasret ile kalacaksın, ah nideyim ömrüm seni

    Yunus EMRE


    AĞLA GÖZÜM AĞLA GÜLMEZEM GAYRİ 



    Ağla gözüm ağla gülmezem gayri
    Gönül dosta gider gelmezem gayri

    Ne gam bunda bana bin kez ölsem
    Orda ölüm olmaz ölmezem gayri

    Yansın canım yansın aşkın oduna
    Aksın kanlı yaşım silmezem gayri

    Beni irşad eden mürşid-i kamil
    Yeter ben el daha almazam gayri

    Varlığım yokluğa değişmişim ben
    Bu gün cana başa kalmazam gayri

    Fenadan bakiye göç eder olduk
    Yöneldim sol yola dönmezem gayri

    Muhabbet bahrinin gavvası oldum
    Gerekmez ceyhun'a dalmazam gayri

    Dilerim fazlından ayrılmıyasın
    Tanrı'm senden özge sevmezem gayri

    Söyle aşık dilinden bunu YUNUS
    Eğer aşık isem ölmezem gayri

    Yunus EMRE


    DOLAP NİÇİN İNİLERSİN 


    Dolap niçin inilersin
    Derdim vardır inilerim
    Ben Mevlaya aşık oldum
    Anın için inilerim

    Benim adım dertli dolap
    Suyum akar yalap yalap
    Böyle emreylemiş çalap
    Derdim vardır inilerim

    Beni bir dağda buldular
    Kolum kanadım yoldular
    Dolaba layık gördüler
    Derdim vardır inilerim

    Ben bir dağın ağacıyam
    Ne tatlıyım ne acıyam
    Ben mevlaya duacıyam
    Derdim vardır inilerim

    Dağdan kestiler hezenim
    Bozuldu türlü düzenim
    Ben bir usanmaz ozanım
    Derdim vardır inilerim

    Dülgerler her yanım yondu
    Her azam yerine kondu
    Bu iniltim Hak'dan geldi
    Derdim vardır inilerim

    Suyum alçaktan çekerim
    Dönüp yükseğe dökerim
    Görün ben neler çekerim
    Derdim vardır inilerim

    Yunus bunda gelen gülmez
    Kişi muradına ermez
    Bu fanide kimse kalmaz
    Derdim vardır inilerim.

    Yunus EMRE


    GELİN EY KARDEŞLER 

    Gelin ey kardeşler gelin
    Bu menzil uzağa benzer
    Nazar kıldım şu dünyaya
    Kurulmuş tuzağa benzer

    Bir pirin eteğin tuttum
    "Ana beni" deyip gittim
    Nice yüzbin günah ettim
    Her biri bir dağa benzer

    Çağla Derviş Yunus çağla
    Sen özünü Hakk'a bağla
    Ağlar isen halin ağla
    Erdem vefa yoğa benzer

    Yunus EMRE


    NİÇİN AĞLARSIN BÜLBÜL HEY 


    Sen burda garip mi geldin
    Niçin ağlarsın bülbül hey
    Yorulup iz mi yanıldın
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Karlı dağlardan mı aştın
    Derin ırmaklar mı geçtin
    Yârinden ayrı mı düştün
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Hey, ne yavuz inilersin
    Benim derdim yenilersin
    Dostu görmek mi dilersin
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Kal'alı şehir mi yıkıldı
    Ya nam-u arın mi kaldı
    Gurbette yârin mi kaldı
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Gulistanlarda yaylarsın
    Taze gülleri yeğlersin
    Yavlak zarılık eylersin
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Uykudan gözüm uyandı
    Uyandı kana boyandı
    Yandı sol yüreğim yandı
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    N'oldu şu Yunus'a n'oldu
    Aşkın deryasına daldı
    Yine baharistan oldu
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Yunus EMRE


    GELDİ GEÇTİ ÖMRÜM BENİM 

    Geldi geçti ömrüm benim,
    Şol yel esip geçmiş gibi
    Hele bana şöyle geldi,
    Şol göz yumup açmış gibi

    İşbu söze hak tanıktır,
    Bu can gövdeye konuktur
    Bir gün ola çıka gide,
    Kafesten kuş uçmuş gibi

    Miskin âdemoğulları,
    Ekinlere benzer gider
    Kimi biter kimi yiter,
    Yere tohum saçmış gibi

    Bu dünyada bir nesneye,
    Yanar içim göynür özüm
    Yiğit iken ölenlere,
    Gök ekini biçmiş gibi

    Bir hastaya vardın ise,
    Bir içim su verdin ise
    Yarın anda karşı gele,
    Hak şarabın içmiş gibi

    Bir miskini gördün ise,
    Bir eskice verdin ise,
    Yarın anda karşı gele,
    Hak libasın biçmiş gibi

    Yunus Emre bu dünyada,
    İki kişi kalır derler
    Meğer HIZIR, İLYAS ola,
    Ab-ı hayat içmiş gibi

    Yunus EMRE







  • DURUN DURUN AŞKA SELA 


    Divaneler divaneler
    Durun durun aşka sela
    Aşk esriği mestaneler
    Durun durun aşka sela

    Mest-i elestler kandaksız
    Mestane mestler kanatsız
    Saki duruptur çanaksız
    Durun durun aşka sela

    Merdaneler merdaneler
    Erlik demi bu gündürür
    Baş verüben can terkini
    Vurun vurun aşka sela

    Ey nice hamle idelim
    İşbu fenadan gidelim
    Binin binin şevk atalım
    Sürün sürün aşka sela

    Muhabbet yoluna girip
    Aşktan dava kılan kişi
    Tan eylemiş aşıklara
    Görün görün aşka sela

    Akıl ne bilir aşkı kim
    Mağrur oluptur aklına
    Aşkı bu gün bu Yunus'a
    Sorun sorun aşka sela

    Yunus EMRE
    SELAM OLSUN 


    Bu dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun,
    Bizim için hayır dua, kılanlara selam olsun

    Sela verin kastımıza, gider olduk dostumuza
    Namaz için üstümüze, duranlara selam olsun

    Ecel büke belimizi, söyletmiye dilimizi
    Hasta iken halimizi, soranlara selam olsun

    Eceli gelenler gider, hepsi gelmez yola gider
    Bizim halimizden haber, soranlara selam olsun

    Tenim ortaya açıla, yakasız gömlek biçile
    Bizi bir asan vech ile, yuyanlara selam olsun

    Derviş Yunus söyler sözün, yaş doludur iki gözün
    Bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun

    Yunus EMRE


    KALANLARA SELAM OLSUN 

    Bu dünyadan gider olduk
    Kalanlara selâm olsun
    Bizim için hayır dua
    Kılanlara selâm olsun

    Ecel büke belimizi
    Söyletmiye dilimizi
    Hasta iken halimizi
    Soranlara selâm olsun

    Tenim ortaya açıla
    Yakasız gömlek biçile
    Bizi bir âsan vech ile
    Yuyanlara selâm olsun

    Azrail alır canımız
    Kurur damarda kanımız
    Yuyacağın kefenimiz
    Saranlara selam olsun

    Sala verile kasdımıza
    Gider olduk dostumuza
    Namaz için üstümüze
    Duranlara selam olsun

    Dünyaya gelenler gider
    Hergiz gelmez yola gider
    Bizim halimizden haber
    Soranlara selam olsun

    Miskin Yunus söyler sözün
    Yaş doldurmuş iki gözün
    Bilmeyenler neyi bilmiş
    Bilenlere selâm olsun

    YUNUS EMRE


    SELAM OLSUN


    Azrail alır canımız, kurur damarda kanımız
    Yuyıcağız kefenimiz, saranlara selam olsun

    Gider olduk dostumuza, eremedik kastımıza
    Namaz için üstümüze, duranlara selam olsun

    Sözdür söylenir araya, kimse değmez bu yaraya
    İltup bizi makbereye, koyanlara selam olsun

    AŞIK oldur HAKKI seve, HAK derdine kıla deva
    Bizim için hayır dua, edenlere selam olsun

    Aşık Yunus söyler sözü, kan yaş ile doldu gözü
    Bilmeyenler bilsin bizi, bilenlere selam olsun

    Yunus EMRE


    AŞKIN ALDI BENDEN BENİ 


    Aşkın aldı benden beni
    Bana seni gerek seni
    Ben yanarım dün ü günü
    Bana seni gerek seni

    Ne varlığa sevinirim
    Ne yokluğa yerinirim
    Aşkın ile avunurum
    Bana seni gerek seni

    Aşkın aşıklar oldurur
    Aşk denizine daldırır
    Tecelli ile doldurur
    Bana seni gerek seni

    Aşkın şarabından içem
    Mecnun olup dağa düşem
    Sensin dünü gün endişem
    Bana seni gerek seni

    Sufilere sohbet gerek
    Ahilere ahret gerek
    Mecnunlara Leyla gerek
    Bana seni gerek seni

    Eğer beni öldüreler
    Külüm göğe savuralar
    Toprağım anda çağıra
    Bana seni gerek seni

    Cennet cennet dedikleri
    Birkaç köşkle birkaç huri
    İsteyene Ver anları
    Bana seni gerek seni

    Yunus'dürür benim adım
    Gün geçtikçe artar odum
    İki cihanda maksudum
    Bana seni gerek seni

    Yunus EMRE


    Ah Ölüm 


    Yalancı dünyaya konup göçenler
    Ne söylerler ne bir haber verirler
    Üzerinde türlü otlar bitenler
    Ne söylerler ne bir haber verirler

    Kiminin başında biter ağaçlar
    Kiminin başında sararır otlar
    Kimi masum kimi güzel yiğitler
    Ne söylerler ne bir haber verirler

    Toprağa gark olmuş nazik tenleri
    Söylemeden kalmış tatlı dilleri
    Gelin duadan unutman bunları
    Ne söylerler ne bir haber verirler

    Yunus derki gör takdirin işleri
    Dökülmüştür kirpikleri kaşları
    Başları ucunda hece taşları
    Ne söylerler ne bir haber verirler

    Yunus Emre


    AŞKIN BENİ 

    Gözüm seni görmek için
    Elim sana ermek için
    Bu gün canım yolda kodum
    Yarın seni bulmak için

    Bu gün canım yolda koyam
    Yarın ivazın veresin
    Arz eyleme uçmağını
    Hiç arzum yok uçmak için

    Benim uçmak neme gerek
    Hergiz gönlüm ona bakmaz
    İşbu benim zarılığım
    Değildürür bir bağ için

    Uçmak uçmağım dediğin
    Mü'minleri yeltediğin
    Vardır ola bir kaç huri
    Arzum yoktur koçmak için

    Bunda dahi verdin bize
    Ol huriyi çiftü helal
    Ondan geçti arzum tamam
    Arzum sana ermek için

    Sufilere ver sen onu
    Bana seni gerek seni
    Haşa ben terkedem seni
    Şol bir evle çardak için

    Yunus hasretdürür sana
    Hasretini göster ona
    İşin zulüm değil ise
    Dad eylegil istedi çün.

    Yunus EMRE

    ADEM OĞLU 


    Miskin Adem oğlanı
    Nefse zebun olmuşdur
    Hayvan canavar gibi
    Otlamağa kalmışdur

    Hergiz ölümün sanmaz
    Ölesi günin anmaz
    Bu dünyadan usanmaz
    Gaflet önün almışdur

    Oğlanlar öğüt almaz
    Yiğitler tevbe kılmaz
    Kocalar taat kılmaz
    Sarp rüzigar olmuşdur

    Beğler azdı yolundan
    Bilmez yoksul halinden
    Çıktı rahmet gölünden
    Nefs gölüne dalmışdur

    Yunus sözü alimden
    Zinhar olma zalimden
    Korkadurun ölümden
    Cümle doğan ölmüşdür.

    Yunus EMRE

    GÖNÜL ÇALAB'IN TAHTI 


    Miskinlikte buldular, kimde erlik var ise
    Merdivenden ittiler, yüksekten bakar ise
    Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar
    Dış yüzüne o sızar, içinde ne var ise

    Ak sakallı pir hoca, bilemez hali nice
    Emek vermesin hacca, bir gönül yıkar ise
    Sağır işitmez sözü, gece sanar gündüzü
    Kördür münkirin gözü, alem münevver ise

    Gönül Çalab’ın tahtı, Çalap gönüle baktı
    İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise
    Sen sana ne sanırsan, ayruga da onu san
    Dört kitabın manası, budur eğer var ise

    Bildik gelenler geçmiş, konanlar geri göçmüş
    Aşk şarabından içmiş, kim mana duyar ise
    Yunus yoldan azuban, yüksek yerde durmasın
    Sinle sırat görmeye, sevdiği didar ise

    Yunus EMRE

    dem-be-dem : Zaman zaman
    münevver : Bilgili, aydın
    Çalap : Allah
    bedbaht : Talihsiz
    sin : Mezar
    sırat : Cennet yolu
    didar : Allah'a kavusma, hakkın yüzü


    AĞAÇ 


    Giderim ben yol sıra, yavlak uzanmış bir ağaç
    Böyle lâtif böyle şirin, gönlüm aydur birkaç sır aç

    Böyl’uzamak ne manâdır, çünkü bu dünya fânîdir
    Bu fuzûllük nişânıdır, gel beri miskinliğe geç

    Böyle lâtif beziniben, böyle şirîn düzünüben
    Gönül Hakk’a uzanuban, dilek nedir neye muhtâç

    Ağaç karır devrân döner, kuş budağa birken konar
    Dahi sana kuş konmamış, ne güvercin ne hod turaç

    Bir gün sana zevâl ere, yüce kaddin ine yere
    Budakların oda gire, kaynaya kazan kıza saç

    Er sırrıdır sırrın senin, er yeridir yerin senin
    Ne yerdedir yerin senin, sana sorarım ey ağaç

    Yunus Emre sen bir nice, eksikliğin yüz bin onca
    Kur’ağaca yol sorunca, teferrüclen yoluna geç

    Yunus EMRE


    BİR DAĞ İÇİNDE 

    Adım adım ileri, beş alemden içeri,
    On sekiz bin hicabı, geçtim bir dağ içinde.

    Gözler gibi görmedim, söz gibi söyleşmedim.
    Musi'leyin münacaat, ettim bir dağ içinde.

    Bir döşek döşemişler, nur ile bezemişler.
    Dedim bu kimin ola, sordum bir dağ içinde.

    Vardım ileri vardım, Levh-i elime aldım,
    Ayetlerin okudum, yazdım bir dağ içinde.

    Açtım Mekke kapısın, duydum ol dost kokusun,
    Erenlerin hepisin, gördüm bir dağ içinde

    Yetmiş bin hicab geçtim, gizli perdeler açtım,
    Ol dost ile buluştum, gördüm bir dağ içinde.

    Gökler gibi gürledim, yeller gibi inledim,
    Sular gibi çağladım, aktım bir dağ içinde.

    Ayrılmadım pirimden, ayrılmadım şeyhimden,
    Aşktan bir kadeh aldım, içtim bir dağ içinde.

    Kalpten büyük dağ olmaz, Ol Allaha doyulmaz,
    Sohbetine kanılmaz, erdim bir dağ içinde,

    Yunus eyder gezerim, dost iledir pazarım,
    Ol Allahın didarın, gördüm bir dağ içinde.

    Yunus EMRE


  • GÖNÜLLER YAPMAYA GELDİM 

    Benim bunda kararım yok,
    Bunda gitmeye geldim
    Bezirganım mataım çok,
    Alana satmağa geldim.

    Ben gelmedim da'vi için
    Benim işim sevi için
    Dostun evi gönüllerdir,
    Gönüller yapmağa geldim

    Dost eşruğu deliliğim,
    Aşıklar bilir neliğim
    Devşuruben ikiliğim,
    Birliğe bitmeye geldim

    Yunus Emre aşık olmuş,
    Ma'şuka derdinden olmuş
    Gerçek erin kapısında
    Ömrüm harcamaya geldim

    Yunus EMRE

    bezirgan: Tüccar
    mata : Mal,erzak
    dav'i : Dava peşinde koşmak,kavga,dava.
    sev'i : Sevgi
    eşruk : Sarhoşluk
    devşuruben : Kaldırıp
    bitmek : Kavuşmak
    maşuk : Allah (Aşık olunan)


    SEVELİM SEVİLELİM 



    Hak cihana doludur, kimseler Hakkı bilmez
    Onu sen senden iste, o senden ayrı olmaz

    Dünyaya gelen geçer, bir bir şerbetin içer
    Bu bir köprüdür geçer, cahiller onu bilmez

    Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım
    Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz

    Yunus sözün anlar isen, mani'sin dinler isen
    Sana iyi dirlik gerek, bunda kimseler kalmaz

    Yunus EMRE



    ÇAĞIRAYIM MEVLAM SENİ 


    Dağlar ile taşlar ile çağırayım mevlam seni
    Seherlerde kuşlar ile çağırayım mevlam seni
    Sular dibinde mahi ile, sahralarda ahu ile
    Abdal olup ya hu diye çağırayım mevlam seni

    Gökyüzünde İSA ile Tur dağında MUSA ile
    Elindeki asa ile çağırayım mevlam seni
    Derdi okus EYYÜP ile, gözü yaşlı YAKUP ile
    Ol MUHAMMED mahbub ile çağırayım mevlam seni

    Hamd u şükrullah ile, vasf-ı kulhuvallah ile
    Daim zikrullah ile çağırayım mevlam seni
    Yunus okur diller ile, ol kumru bülbüller ile
    Hakkı seven kullar ile çağırayım mevlam seni

    Yunus EMRE

    mahi : Balık
    ahu : Ceylan
    abdal : Derviş
    ya hu : Allah
    okus : Çok
    mahbub: Sevgili


    Dervişlik Dedikleri 


    Dervişlik dedikleri hırka ile tac degil
    Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil
    Durmuş marifet söyler, erene Yunus Emrem
    Yol eriyle yoldadır, yolsuza yoldaş değil

    Yunus EMRE


    HİÇ BİR KİŞİ BİLMEZ BİZİ 

    Hiç bir kişi bilmez bizi,
    Biz ne işin içindeyiz
    Ne hırsımız baydır bizim,
    Ne nefsimiz içindeyiz

    Bir kimsenin devletine,
    Ta'nediben biz gülmeyiz
    Ne munkiriz alimlere,
    Ne tersanın hacındayız

    Yunus eydur hey sultanım,
    Özge şahım vardır benim
    Ko dünya altın gümüşün,
    Ne bakır-u tacındayız

    Yunus EMRE

    bay : Zengin
    ta'netmek : Yermek, kınamak
    özge : Başka
    tersa: Hıristiyan
    munkir : İnkar eden


    AH NEFİS 


    Girdim Aşkın denizine bahrılayın yüzer oldum
    Geştediben denizler Hızır'layın gezer oldum

    Cemalini gördüm düşte çok aradım yazda kışta
    Bulamadım dağda taşta denizleri süzer oldum


    Sordum deniz malikine ırak değil salığına
    Girdim gönül sınığına gönülleri düzer oldum

    Viran gönlüm eyledim şar bunculayın şar nerde var
    Haznesinden aldım gevher dükkan yüzün bozar oldum

    Ben ol dükkan-dar kuluyum gevherler ile doluyum
    Dost bağının bülbülüyüm budaktab gül üzer oldum

    Ol budakta biter iman iman bitse gider güman
    Dün gün isim budur heman nefsime bir tatar oldum

    Canım bu tene gireli nazarım yoktur altına
    Düştüm ayaklar altına topraklayın tozar oldum

    Tenim toprak tozar yolca nefsim iltir beni önce
    Gördüm nefsin burcu yüce kazma aldım kazar oldum

    Kaza kaza indim yere gördüm nefsin yüzü kara
    Hümeti yok resul'lere bentlerini bozar oldum

    Bu nefs ile dünya fani bu dünyaya gelen hanı
    Aldattın ey dünya beni işlerinden bezer oldum

    Yunus sordu girdi yola kamu gurbetleri bile
    Kendi ciğerim kanıyla vasf-ı halim yazar oldum

    Yunus EMRE

    BE HEY KARDAŞ 


    Be hey kardaş Hakk'ı bulam mı dersin,
    Hakk'a yarar amel işlemeyince
    Tarikat sırrına erem mi dersin,
    Kamil mürşid sana söylemeyince.

    Özenirsen gardaş, tevhide özen.
    Tevhiddir nefsinin kal'asın bozan
    Hiç kendi kendine kaynar mı kazan
    Çevre yanın ateş eylemeyince.

    Değme kişi gönül evin düzemez
    Hakk'ın taktirini kimse bozamaz.
    Tarikat ummandır dalıp yüzemez,
    Aşkın deryasını boylamayınca.

    Aşkım galip geldi yüreğim harlar
    Aşık olan ar-ı namusu neyler
    Behey yunus sana söyleme derler
    Ya ben öleyim mi söylemeyince.

    Yunus EMRE


    AŞIKLAR ÖLMEZ 

    Ya Rab bu ne derttir derman bulunmaz
    Benim garip gönlüm aşktan usanmaz
    Aşık ki cana kaldı aşık olmaz
    Canın terketmeyen, ma'şukun bulmaz

    Aşk pazarıdır bu canlar satılır
    Satarım canımı kimseler almaz
    Aşık, bir kişidir, bu dünya malın
    Ahiret korkusun bir pula saymaz

    Bu dünya ol ahiretten içeri
    Aşıkın yeri var kimseler bilmez
    Yunus öldü diye sala verirler
    Ölen hayvan imiş, aşıklar ölmez

    Yunus EMRE


    LA ŞERİKE 


    La şerike okursun, sonra şerik katarsın
    Bire iki demegil, fitne kimden tutarsın
    Çün Kuran gökten indi, Onu Allah buyurdu
    Ondan haber ver bana, ha kitaptan ötersin

    İlim okumaktan gerek kendözünü bilmektir
    Kendözünü bilmezsen bir hayvandan betersin
    Kılarsın riya namaz, günahın çok hayrın az
    Dinle neye varır söz, Cehennemde bitersin

    Halka fetva verirsin, Ne için sen tutmazsın
    İhlas ile gelirsen bizden nesne utarsın
    Sen fakihsin ben fakir, sana hiç tan'umuz yok
    İlmin var amelin yok, günahlara batarsın

    Yunus EMRE

    utarsın : Kazanırsın
    tan : Kınama


    SUFİYİM HALK İÇİNDE 

    Sufiyim halk içinde, tesbih elimden gitmez
    Dilim marifet söyler gönlüm hiç kabul etmez
    Söylerim marifeti, saluslanırım katı
    Miskinliğe dönmeye gönlümden kibir gitmez

    Görenler elim öper, tac u hırkaya bakar
    Söyle sanırlar beni, zerrece günah etmez
    Dışımda ibadetim sohbetim hoş taatım
    İç pazara gelince bin yıllık ayyar etmez

    Dışım derviş içim boş, dilim tatlı sözüm hoş
    Amma ettiğim işi dinin değişen etmez
    Yunus eksikliğini Allah'ına arz eyle
    Onun keremi çoktur sen ettiğin o etmez

    Yunus EMRE

    saluslanmak : Hilekarlık, düzenbazlık.


    HABER EYLEN AŞIKLARA 

    Haber eylen aşıklara,
    Aşka gönül veren benem
    Aşk bahrisi oluban
    Denizlere dalan benem

    Gördüm göğün meleklerin,
    Her biri bir işteymiş
    Hak Çalabın zikr-in eden
    İNCİL benem KURAN benem

    Gördüm diyen değil, gören
    Bildim diyen değil, bilen
    Bilen O'dur, gösteren O,
    Aşka esir olan benem

    Deli oldum adım Yunus
    Aşk oldu bana kılavuz
    Hazrete değin yalınız
    Yüz sürüyü varan benem

    Yunus EMRE


    ERENLER YOLU 


    Canım erenler yolu inceden ince imiş
    Süleymana yol kesen şol bir karınca imiş
    Eydürler idi bana aşık avare olur,
    Geldi başıma gördüm, ol söz yerince imiş

    Dört kitabın manisin okudum hasıl ettim
    Aşka gelincek gördüm, bir uzun hece imiş
    İki kişi söyleşir Yunus'u görsem diye
    Biri eydur ben gördüm bir AŞIK koca imiş

    Yunus EMRE


    AHIR ZAMAN 


    İşidün ey ulular,
    Ahır zaman olusar
    Sağ müslüman seyrekdür,
    Ol da güman olusar

    Danışman okur tutmaz,
    Derviş yolun gözetmez
    Bu halk öğüt işitmez,
    Ne sarp zaman olusar

    Gitti beyler mürveti,
    Binmişler birer atı
    Yediğü yoksul eti,
    İçtiğü kan olusar

    Ne acayip sergüzeştler,
    Bağrım dolu serzenişler
    Durmaz akar kanlı yaşlar,
    Aksa gerek şimden gerü.





  • BU ACAİP BİR HALDİR 


    Bu bir acaip haldir bu hale kimse ermez
    Alimle davi kılar, Veli değme göz görmez
    İlm ile hikmet ile, kimse ermez bu sırra
    Bu bir acaib sırdır, ilme kitaba sığmaz

    Alem ilmi okuyan, dört mezhep sırrın duyan
    Aciz kaldı bu yolda, bu aşka el uramaz
    Yunus canını terk et, bildiklerini terk et
    Fena olmayan suret, şahına vasıl olmaz

    Yunus EMRE

    davi : Savunulan şey
    veli : Amma lakin
    fena : Benliği terkedip yokluk halinde olma


    EY BENİ AYIPLAYAN 


    Ey beni ayıplayan, gel beni aşktan kurtar
    Elinden gelmez ise, söyleme fasid haber
    Hiç kimsene kendinden, halden hale gelmedi
    Cümlemizin halini, maşuk eder mukarrer

    Aşıkların her hali, Maşuk katında biter
    Sözün var ona söyle, benim elimde ne var
    Her kim aşk kadehinden,içti ise bir cura
    Ona ne yad ne biliş, ona nesrik ne humar

    Dost yüzünden nikabı, her kim giderdi ise
    Hicap kalmadı ona, ayruk ne hayr u ne şer
    Şeriat edebinden korkaram söylemeye
    Yok ise eydeyidim daha ayrıksı haber
    Dost kılıcından Yunus ölürse gam değil
    Dost göğünden uyanan, Maşuk burcundan doğar

    Yunus EMRE

    fasid : Bozucu, fesat
    mukarrer : Kararlaştırılmış
    cur'a : Yudum
    yad : Yabancı
    biliş : Tanıdık
    humar : İçkinin verdiği başağrısı
    nesrik : Sarhoş
    ayrıksı : Aykırı
    nikap : Perde, yüz örtüsü


    AŞK KİTABIN OKURUZ 

    Söylememek harcısı, söylemeğin hasıdır
    Söylemeğin harcısı, gönüllerin pasıdır
    Cümle yaratılmışa bir göz ile bakmayan
    Halka müderris ise, hakikatte asidir

    Şeriat haberini şerh ile eydem işit
    Şeriat bir gemidir, hakikat deryasıdır
    Ol geminin tahtası her nice muhkem ise
    Deniz mevci kat olsa, tahta uşanasıdır

    Bundan içeri haber işit, ey deyin ey yar
    Hakikatin kafiri, şer'in evliyasıdır
    Biz talib-i ilimleriz, aşk kitabın okuruz
    Çalap müderris bize, aşk hod medresedir

    Yunus EMRE

    Harcısı : Uygunu
    Has : Güzel
    Şerh : Açıklama
    Eydem : Söyleyim
    Hakikat : Kuranın gizli
    anlamlarının bilindiği makam
    Muhkem : Kuvvetli
    Mevc : Dalga
    Kat : Kesme
    Uşanmak : Kırılmak
    Şer'in : Şeriatın
    Talib-i ilim : İlim öğrenen
    Hod : Kendi, zaten



    HAK BİR GÖNÜL VERDİ 


    Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur
    Bir dem gelir şadan olur, bir dem gelir giryan olur
    Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez
    Bir dem cehalette kalır, nesne bilmez nadan olur

    Bir dem dev olur ya peri, viraneler olur yeri
    Bir dem uçar BELKIS ile sultan-ı ins u can olur
    Bir dem varır mescitlere, yüz sürer anda yerlere
    Bir dem varır deyre girer, incil okur ruhban olur

    Bir dem gelir İSA gibi ölmüşleri diri kılar
    Bir dem girer kibr evine, Firavn ile Haman olur
    Bir dem döner CEBRAİLE rahmet saçar her mahfile
    Bir dem gelir gümrah olur, miskin Yunus hayran olur

    Yunus EMRE

    hayran : Şaşkın
    şadan : Sevinçli
    giryan : Ağlayan
    beşaret: Müjdelenmek
    şerh : Açıklama
    nadan : Cahil
    deyr : Kilise
    ruhban : Rahip
    mahfil : Toplantı yeri
    gümrah : Sapmış



    Aşk Bezirganı 

    Aşk bezirganı Sermaye canı
    Bahadır gördüm Cana kıyanı

    Zehi bahadır Can terkin urur
    Kılıç mı keser Himmet giyeni

    Kamusun bir gör Kemterin er gör
    Alu görmegil Palas giyeni

    Tez çıkarırlar Fevkal'ulaya
    Bin isa gibi Dünya yakanı

    Tez indirirler Tahtesseraya
    Bir karun gibi Dünya kovanı

    Aşık olanın Nişanı vardır
    Melamet olur Belli beyanı

    Yunus EMRE


    İŞİTİN EY YARENLER 

    İşitin ey yarenler
    Aşk bir güneşe benzer
    Aşk olmayan gönül
    Misal-i taşa benzer

    Taş gönülde ne biter
    Dilinde agu tüter
    Nice yumuşak söylese
    Sözü savaşa benzer

    Geç Yunus endişeden
    Gerekse bu bişeden
    Ere aşk gerek evvel
    Ondan dervişe benzer

    Yunus EMRE

    yaren : Dost
    agu : Zehir
    bişe : Orman


    KİME GÖNÜL VERİR İSEM 


    Kime gönül verir isem, benim ile yar olmadı
    Halim bilip derdim sorup bana vefadar olmadı
    Haktan meğer takdir idi, aşık oldu gönlüm sana
    Hiç kimseler bencileyin, aşka giriftar olmadı

    İbrahim'e Nemrud odunu, aşktır gülistan eden
    Aşktan nazar ericeğiz, gülzar oldu nar olmadı
    Aşkta kahırlar çok olur, aşıklara gayret gerek
    Yunus aşık oldun ise, aşıklarda ar olmadı

    Yunus EMRE

    giriftar : Tutkun olmak, tutulmak
    gülistan, gülzar : Gül bahçesi
    nar : Ateş
    ar : Utanma


    NİCE BESLEYESİN 


    Nice bir besleyesin, bu kadd ile kameti
    Düştün dünya zevkine unuttun kıyameti
    Dürüs, kazan, ye yedir, bir gönül ele getir
    Yüz Kabeden yiğrektir, bir gönül ziyareti

    Uslu değil delidir Halka Salusluk satan
    Nefsin müslüman etsin var ise kerameti
    Yunus imdi sen dahi, gerçeklerden olagör
    Gerçek erenler imiş, cümlenin ziyareti

    Yunus EMRE

    kadd : Boy, pos
    kamet : Boy
    dürüs : Toplayıp biraraya getirme
    yiğrek : Daha iyi
    salusluk : Hilekarlık
    keramet : Olağanüstü işler, haller


    AŞIK KENDİ KANINI 

    Helal kıldı ma'şuka aşık kendi kanını
    Ma'şuk nakşından okur aşk eri Kur'anını

    Yardan ayrı olunca asılıp ölmek yeğdir
    Aşık kendi bırakır boynuna urganını

    Gitmez aşık gözünden hergiz ma'şuk hayali
    Nitekim zilha verir Yusuf'un nişanını

    Dirlik budur aşıka ma'şuk yolunda öle
    Sorarlar ise aydam aşıkın burhanını

    Belkıs ile Süleyman aşka düştü bir zaman
    İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını

    Gökteki Harut Marut aşk için indi yere
    Zühre yüzün görecek unuttu Rahman'ını

    Güzaf görmen siz aşkı kime oğradı ise
    Sultanı iltir baştan yitirir hanmanını

    Ferhat bu aşk yolunda başın külünge tuttu
    Hüsrev Şirin derdinden dosta verdi canını

    Leyli'yle Mecnun işi acebdür ( ür ) bu halka
    Abdürrezzak terk etti aşk için imanını

    Zemane vefaları cefa gelir Yunüs'a
    Bir doğru yer bulucak fidi kılar canını

    Yunus EMRE


    BİLMEDİLER 

    Hakiykatin ma'nisin şerh ile bilmediler
    Erenler bu dirliği riye dirilmediler

    Hakiykat bir denizdir şeriattır gemisi
    Çoklar gemiden çıkıp denize dalmadılar

    Bular geldi tapıya şeriat tuttu durur
    İçeri giribeni ne varın bilmediler

    Dört kitabı şerh eden asıdır hakıykatte
    Zira tevsir okuyup ma'nisin bilmediler

    Yunus adın sadıktır bu yola geldin ise
    Adın değşirmeyenler bu yola gelmediler.

    Yunus EMRE


    SENSİN KERİM 

    Sensin kerim sensin rahim,
    Allah sana sundum elim
    Senden artuk yoktur emim,
    Allah sana sundum elim

    Ecel geldi vade erdi,
    Bu ömrüm kadehi doldu
    Kimdir ki içmeden kaldı,
    Allah sana sundum elim

    Gözlerim göğe süzüldü,
    Canım göğüsten üzüldü
    Dilim tetiği bozuldu,
    Allah sana sundum elim

    Geldim salacam sarılır,
    Dört yana sela verilir
    El namazıma derilir,
    Allah sana sundum elim

    Can cenazeden şeştiler,
    Üstüme toprak saçtılar
    Hep koyubeni kaçtılar,
    Allah sana sundum elim

    Yunus tap uzattın sözü,
    Allah'ına tutgil yüzü
    Didardan ayırma bizi,
    Allah sana sundum elim

    Yunus EMRE

    emim : İlacım
    salaca : Tabut taşıyan tahta
    şeşmek : Çıkarmak
    tap : Yeter, kafi
    didar : Allahın cemali, yüzü


    AŞK VER BANA 

    İlahi bir aşk ver bana, kandalığım bilmeyeyim
    Yavı kılayım ben beni, isteyi ben bulmayayım
    Al gider benden benliği, doldur içime şenliği
    Diriliğimde öldür beni, varıp orda ölmeyeyim

    Bülbül olup öteyim, dost bahçesinde yatayım
    Gül oluben açılayım, ayruk dahi solmayayım
    Aşkdır derdin dermanı, aşk yoluna koydum canı
    Yunus Emre eydur bunu, bir dem aşksız olmayayım.

    Yunus EMRE

    Kanda : Nerede
    Yavı kılmak: Kaybetmek
    Ayruk : Artık, başka
    Eydur : Söylemek
    Dem : An, vakit
  • Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder