Dünya sevgisi benlik bizim önümüzdeki en büyük engeldir. Biz olmak bizcil davranmak Hakka yürümek benliğinden sıyrılmak lazım. Bunu başarmalıyız. İnsanın içindeki en büyük canavar benlik ben ben ben . Şu ben denilen şeyden kurtulmak lazım. Ben ne çirkin kelime aman Allah'ım.
O ben insana her şeyi yaptırır. Zina da yaptırır, alkol de aldırır, türlü türlü akla gelmeyecek her türlü şeyi yaptırır. İşte o ben bütün bunları yaptıran. İnsanın dışında değil. İnsanın bizzat içinde kendisinde. Bu canavar sürekli istiyor ne istiyor istekleri karşılanacak boyutta değil. Sürekli bir şeyler istiyor sürekli vereceksin yine tatmin olmayacak. Dünyayı istiyor dünya ne var dünya da al kainat senin olsun ne var kainatta.
Nefis öyle bir canavar ki beyne milyonlarca istek arzu heves tutku dolu sinyaller yolluyor. İşte o sinyallerden birine karşılık verdin mi buyur cenaze namazına. Bu benlik öyle bir şeyki her şeyi yaptırır insana cinnet geçittirir cinayet işlettirir. Yaptırmayacağı bir şey yok. Allah muhafaza eylesin. Bir anımız bile Allah sız olmasın. Onsuz alınan her nefeste bir yanlış giriyor araya..Günah işlenir işlenmeycek diye bir kaide yok. Olur olmaz diyemeyiz. Her kul günahkardır. Ama günah işlememeye gayret edeceğiz. Minumuma indirmeye çalışacağız. Günah dan tevbe eder kurtulursun peki ya edepsizlik ondan nasıl kurtulacağız. Sevgi her şeyin üstünü örter belkide. Aşk aşık olmak sevenlerden ve sevilenlerden olmak. Sevgi aşamayacağı hiç bir şey yok.
Bize soruyorlar sevap kazanmaya mı çalışıyorsun. Bizim sevap olsun sevap kazanayım da cennete gideyim böyle bir arzumuz vallahi yok.. Cennet ve cehennem ikisini de istemiyoruz. Sadece hakkın zatına ulaşmayı istiyoruz. Ona aşık olmuş kullar zumresinde olmayı arzuluyoruz. Bütün isteğimiz o Allah onu istoyoruz. Onu seviyoruz. Ona aşık olmaya çalışıyoruz. Belkide aşığız. Dünya elbet yaşıyoruz. Nefes alıyoruz. Dünyaya mehil etmemeye çalışıyoruz. Ne kadar dünyaya mehil o kadar Allah dan uzaklaşıyorsun.
Biz Allah'ın muhabbeti için ona erişebilmek için eyleyen kullardan olmaya çalışıyoruz. Çalışıyoruz vardık ulaştık demiyorum. Allah muhafaza bir kaydık mı işimiz biter. Allahsız olmaz olmuyor da olmayacak da.
Hazreti Yunus Emre nin zamanlarındaki tasavvufu örnek gösteriyorlar. Onlardan dem vuruyorlar. Şimdiki devir farklı onların zamanında ki gibi değil hiç bir şey. Onların zamanında dergahlar vardı dervişler aşikardı. Her şey gün yüzünde idi. Şimdi Ne dergah var gün yüzünde, ne medreseler var. Allah dostları ile halkın arasında büyük bir engel var. Bu engel aşılmadıkça gerçek İslam yaşanamaz.
Uygulanamaz hayata geçirilemez. Bakıyorsun Namaz kılıyor ama diğer taraftan zina ediyor. Bakıyorsun hacca gidiyor diğer taraftan başka türlü türlü şeyler. Bakıyorsun İmam hutbe okuyor aklı abuk subuk şeyler de. Bakıyorsun namazda farklı bir alemdesin. Bunlar oluyor sebebi nefis o kendi alemine çekiyor. O yüzden yapılan ibadetlerle bile insan nefsini kabartıyor yeri geliyor böyle oluyor. İbadet edince kendini evliya zannediyor. Halbuki kıldığı namaz namaz değil tuttuğu oruç oruç değil. Allah muhafaza eylesin. Bazı şeyleri aşmamız lazım. Gerçekleri konuşup yazabilmek için.
Sahilde dalgaları seyridiyor ne sadece dalgalara bakıyor beyin nerede nefsin hangi sinyallari ile meşgül durumda. Hangi alemde dalgaları seyreden kim? Sadece bakıyor denize bakıyor ama başka bir mekanda başka işlerle meşgül. İnsan nefsiyle uğraşırken hayatın başka bölgesinde yaşıyor.
Biz bu alemde madde bile değiliz bir gölgeyiz. Ne şuan ki varlık katmanı nedir. Gölge ancak bir gölge mahiyetinde. Ötesinde değil. Bütün insanlar böyle hatta bütün yaratıklar böyle birer gölge. Birer kukla.
Var söylenecek çok söz varda hazmı kolay gerçekler mi bir anda açıklama yapmadan söylendiği zaman mideye oturur. O yüzden bu yazımız ve bundan önceki yazılarımız hep alıştırma mahiyetinde. Neye alıştırıyoruz? Gerçeğe biraz ötesinde yaşadığımız gerçeğe.
Şeytan Allah'ın tasavvuru dışında değil ki şeytanı da Allah yarattı. Diğer bilinen ve bilinmeyen tüm mahlukatı yaratan Allah. Neyi tartışıyoruz? Bilim ilim, teknoloji bublar Allah ın ilmi Allah ın dilemesi ile olan şeyler. Bunları küçük göremezsin ki. Felsefe, mantık, fizik bütün akla gelebilecek tüm ilimler Allah ın yarattığı şeylerdir. İnsan ilimle Allah ın yarattıklarına vakıf oluyor.
İnsan yeni baştan sıfırdan bir şey yaratamıyor ki? Ancak olanı vakti geldiği zaman buluş buluyor. O da çözerek. Kafa yorarak. Bütün ilimler ile etrafına kafa taslak bir bakış attığında insan muhazzam bir sanatla karşı karşıya kalıyor Allah'ın sanatı ile karşılaşıyor.
Sanki Allah olmasa cehennem olmayacak mış sanılıyor. İnsan kendi cehennemini kendisi kuruyor zaten. Dünya bak insanın kurduğu cehennemlerle dolu. İnsan aç gözlük yapmasa tasavvur etse tasavvuf etse insan olsa adam olsa bugün yaşanılan hiç bir zulüm yaşanmaz. İslam a göre Allah ın kanun ve nizamına göre yaşasa onun dilediği gibi hayat tarzı kursa helal olanlar tüm insanlığa yeter de artar bile.
Tabi biz böyle diyoruz ama o nizama göre yaşatmayan da o. İnsanlar o muazzam nizamı hak etmediği zaman yaşayamıyor. Hak etmediği zaman demiyelim hatta belli bir oranda istenen oranda mehil etse o nizamın büyüklüğüne gerektiği miktarda inansa Hak yine o üstün nizam ile hükmettirir.
Bütün sorun Allah'ın tayin ettiği nizama ters yaşama düşüncesi ve yaşamak. Hiç bir şey Allah ın dilemesinin izin vermesinin dışında gerçekleşmiyor. Fakat Allah öyle bir sevmiş ki insanı ona öyle bir hazine sunmuş ki adı irade. Sınırlı da olsa ona bir özgür irade vermiş. Bu çok az canlıda var. Hatta şöyle desek daha doğru olur. Sadece cin ve insan sadece bu iki yaratığın özgür iradesi var. Bu çok büyük bir şey.
Günah işleme özgürlüğü vermiş. Ama kötülük yapma özgürlüğü vermiş. Vermiş ve bu çok büyük bir şey. Ama insan bu kadar özgürlüğe karşın onun çizgisinde yürümeye çalışırsa aradaki muhabbeti düşün. Allahım sen bana özgür irade verdin ama ben şeytanı değil yine seni seçtim. Bu acayip bir şey. Tam anlatamadım ama çok büyük bir şey. Günah işledim benliğimin vazgeçilmez olmadığını gördüm irademin küçüklüğünü acizliğini gördüm tevbe ettim yine sana geldim demek çok tatlı anlatılması zor bir duygu.
Yine tam tersine günah işleyip acziyetini görüp iradenin küçüklüğünü görüp onun yüce olduğunu anlamak da güzel bir duygu. Ben günah işlemeyeceğim diyen kişi Allah ile yarışa girmiştir kaybeder ve günah işler. Onun sebebi de iradesine aşırı güvenden dolayıdır. Bütün iradeler Allah'ın sonsuz iradesinin çekimi altındadır.
Küçük pencereden baktığın zaman olayların bir kısmını görürsün. Küçük pencereden yapanı görürsün yaptıranı görmezsin. Örneğin dünyaya bakarsın Müslümanlar geri kalmış Gavur onu geçmiş ve onu eziyor. Sebebini araştırırsın Müslümanların Allah'ın tayin ettiği nizama ters yaşamalarından kaynaklandığını görürsün. Daha nice sebep. Allah'ın tayin ettiği nizam nedir? Kur'an sünnet ölçüsünde yaşamak ve yaşatmak. Bu tek başına yapılacak bir şey değil. Tek başına başarılı olursan evliya olursun ama nizam yine değişmez. Bu zamanın vermiş olduğu bazı zaruri hallerden dolayı eksik de olsan evliya olma ihtimalin yüksek.
Nizamın değişmesini mi istiyoruz her şey çok güzel tam olması gerektiği gibi. Ama şu var ki bu nizamın değişeceğini biliyoruz. Allah değiştirecek ise buna kim ne diyebilir. Allah insanların mehillerine eğilimlerine göre nizamı bizim tarafımıza Hak tarafına çevirir.
Konuyu biraz daha açalım. Allah'ın 3000 sıfatı ilahiyesi bunlar gazap ve rahmet diye başlıca ikiye ayırabiliriz. Bazı zamanlar rahmeti ağır basar o devir rahmet devri olur bazı zaman gazabı ağır basar gazap devri olur. Tabi bu da hak etmekle alakalı. Ama tam bir hak etme değil bu Allah'ın rahmeti gazabından üstündür. Allah'ın gazabı çok zor tecelli eder. Sen Allah'ın sevdiklerine zulmedersen ve buna diğer insanlar da ses çıkarmaz ise gazab yanının tecelli etmesine hiç gücenmeyeceksin fazlasıyla hak ettin çünkü. Değişmen için eksra müddet bile tanındı belkide ....
Şimdi biz biliyoruz ki karanlıklar zirve noktasına geldi artık aydınlıklar zamanıdır.Aydınlık karanlığı yok edemez karanlık da aydınlığı yok edemez. Ancak bir birlerine galip olurlar. Bu zamana kadar karanlıklar hakimdi artık bu yavaş yavaş tersine doğru değişme eğilimine girdi. Yani bunu görmemek mümkün değil.
Küçük pencereden baktığın zaman katilin cinayetini görüyorsun. Büyük pencereden baktığın zaman katilin elinin kolunun o kadar serbest olmadığını görüyorsun. Allah izin vermediği zaman kim kime bir şey yapabilir?
İnsan dediğimiz ney zaten duygu ve düşünce. Bunları Allah'a kaptırmak onun doğrultusuna sunmak çok güzel bir anlatılması zor ama güzel bir şey. Kelime yetmiyor hangi kelimeyi kullanacağım. Aşk işte öyle diyelim. Aşk aşmış aşkın olmak. Her şeyi ile bağlanmak. Razı olmak başa gelen her şeye isyan etmemek. Çok farklı bir şey anlatamıyorum ama hissediyorum.
Aşk bütün şeylerden sıyrılmak. İhlas saf duru temize yaklaşmak. Vageçmek firar etmek. Bu dünyadan dünya malından dünya açgözlüğünden firar etmek benliğinden firar etmek. Çalışmak sadece hakkın galip gelmesi için çalışmak . İhlasla çalışmak. Adalet ile dünyaya hükmedebilmek için ihlas ile çalışmak.
Kendimiz için değil İslam için. İslamın bize ihtiyacı yok bizim ona ihtiyacımız var. İhlas haz,fayda ve iyilik eylemlerinden sıyrılmak. Saf bir eyleme kavuşmak. Yapılan her neyse içinde haz olmayacak her neyse bu eylem içinde fayda olmaycak maddi ya da manevi her neyse bu eylem için de cennete gitmek için uğraş olmaaycak. Niçin denildiği zaman hiç diyebilmek. sadece....HİÇ.
YAZARI= BAHADIR ÇAKIR O ADAM SENSİN...