İnsan bu alemin özü ve özetidir. Allah istese bütün kainatın özetini bir küçücük bir mikroba yükleyebilir mi elbetteki yani yükleyebilir. Ama Allah'ın lüzumsuz işi olmaz. İnsanda alemi dikkate aldığımızda yok mahiyetinde o kadar küçük ama alemin özeti insandır. Madden de manen de böyledir. Alemde olan olayların benzeri insan bedeninde olur. Gözle göremediğimiz için farkına varamayız. Kalp kendi başına atar. Bizin elimizde değil durdurmak ya da çalıştırmak.
Manen de insana yüklenen şeyler çok fazla irade, özgürlük, vicdan, gönül, hissiyat, sezgi, akıl, duyum ....vesaire...
Bir çok özellik var diğer yaratıklarda olmayan. İki özelliği daha dikkat çekici akıl, irade bunlar büyük lütuflar ama farkında değiliz.
Bunlarında çapı var tabi. Bu terazinin tartabileceği ağırlık var tartamayacağı ağırlık var. Bir çok şeyde aklımızın ötesinde kalıyor. Akılla varamadıklarımıza gönülle varırız. Biz varamasak da varanlar var en azından.
Bu iradenin dahilinde olan var dahilinde olmayan dışında olanlar var. Gerçek manada düşündüğümüz zaman hiç bir şey dahilinde değilde yani biz yine de zahiri açıdan ele alalım.
İnsanın iradesi ne ki deve de kulak yok mahiyetinde. Büyük yıldızın çekim kuvvetine onun çekim alanına yakalanan gök taşının bu çekimden kurtulma ihtimali var mı?
İradenin acizliğini dikkate aldığımız için ruh ve nefis diyoruz en kök bunlar çünkü. İrade aciz kalabilir. Beyine kalpten iki sinyal çıkar ya nefsani ya da ruhani. Nefsani çıksın örneğin beyin bunu aklı selim ile tartsın uymasın hadi. Ama başka dürtüler de faaliyete geçip iradenin etkisini kırdığı için beyine ulaşan sinyalin nefsani olmaması gerekir ki vücut ülkesi rahat olsun.
Bu işin teorik boyutu. Her kalpte bir gönül vardır. Bunlar iç içe. Nefsi dediğimiz aslında hayvani kısım bir nevi yaşamsal faaliyet enerji. O bitti mi hayat bitiyor. Kalp dediğimiz ise normal bildiğimiz kan pompası yapan organ. Gönül dediğimiz ise bu kan pompasına bağlı olduğunu düşündüğümüz görünmeyen manevi organ. Ama bunlar iç içe ve vücutta bulunduğu yer aynı noktaya tekabül ediyor aşağı yukarı. Kalbin altında mide var. İşte bu yüzden manevi olarak mide önemlidir. Mideyi bir ateş kalbi de bir kazan olarak düşündüğümüz zaman mideye atılan her yiyeceğin bir tesiri var. Mideye haram şeyler atıldığı zaman kalbi karartıyor, katılaştırıyor.
Aşırı yemek yediğin zamanda mide altdan kalbi kaynatıyor. Mideden çıkan buhar kalbe etki ediyor. O yüzden az ye diyorlar. Ben çok yiyorum ama. Midenin fonksiyonu oldukça yüksek örneğin tasavvuf erbabı halvete gireceği zaman hafif besinlerle beslenirler bu besinler tamamen bitkisel olur. Hayvani besinler enerjiyi artırır. Hayvani besin hiddet öfke şiddet kazandırır. Bende çok hayvani besleniyorum ters bir beslenme şeklim var. Vücudun bütün gıdalara ihtiyacı var biz sadece burada istisnai durumları ve çıkarımlarını yazıyoruz.
Yazarı= Bahadır Çakır o adam sensin..
Manen de insana yüklenen şeyler çok fazla irade, özgürlük, vicdan, gönül, hissiyat, sezgi, akıl, duyum ....vesaire...
Bir çok özellik var diğer yaratıklarda olmayan. İki özelliği daha dikkat çekici akıl, irade bunlar büyük lütuflar ama farkında değiliz.
Bunlarında çapı var tabi. Bu terazinin tartabileceği ağırlık var tartamayacağı ağırlık var. Bir çok şeyde aklımızın ötesinde kalıyor. Akılla varamadıklarımıza gönülle varırız. Biz varamasak da varanlar var en azından.
Bu iradenin dahilinde olan var dahilinde olmayan dışında olanlar var. Gerçek manada düşündüğümüz zaman hiç bir şey dahilinde değilde yani biz yine de zahiri açıdan ele alalım.
İnsanın iradesi ne ki deve de kulak yok mahiyetinde. Büyük yıldızın çekim kuvvetine onun çekim alanına yakalanan gök taşının bu çekimden kurtulma ihtimali var mı?
İradenin acizliğini dikkate aldığımız için ruh ve nefis diyoruz en kök bunlar çünkü. İrade aciz kalabilir. Beyine kalpten iki sinyal çıkar ya nefsani ya da ruhani. Nefsani çıksın örneğin beyin bunu aklı selim ile tartsın uymasın hadi. Ama başka dürtüler de faaliyete geçip iradenin etkisini kırdığı için beyine ulaşan sinyalin nefsani olmaması gerekir ki vücut ülkesi rahat olsun.
Bu işin teorik boyutu. Her kalpte bir gönül vardır. Bunlar iç içe. Nefsi dediğimiz aslında hayvani kısım bir nevi yaşamsal faaliyet enerji. O bitti mi hayat bitiyor. Kalp dediğimiz ise normal bildiğimiz kan pompası yapan organ. Gönül dediğimiz ise bu kan pompasına bağlı olduğunu düşündüğümüz görünmeyen manevi organ. Ama bunlar iç içe ve vücutta bulunduğu yer aynı noktaya tekabül ediyor aşağı yukarı. Kalbin altında mide var. İşte bu yüzden manevi olarak mide önemlidir. Mideyi bir ateş kalbi de bir kazan olarak düşündüğümüz zaman mideye atılan her yiyeceğin bir tesiri var. Mideye haram şeyler atıldığı zaman kalbi karartıyor, katılaştırıyor.
Aşırı yemek yediğin zamanda mide altdan kalbi kaynatıyor. Mideden çıkan buhar kalbe etki ediyor. O yüzden az ye diyorlar. Ben çok yiyorum ama. Midenin fonksiyonu oldukça yüksek örneğin tasavvuf erbabı halvete gireceği zaman hafif besinlerle beslenirler bu besinler tamamen bitkisel olur. Hayvani besinler enerjiyi artırır. Hayvani besin hiddet öfke şiddet kazandırır. Bende çok hayvani besleniyorum ters bir beslenme şeklim var. Vücudun bütün gıdalara ihtiyacı var biz sadece burada istisnai durumları ve çıkarımlarını yazıyoruz.
Yazarı= Bahadır Çakır o adam sensin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder