31 Ocak 2015 Cumartesi

Bir Güç Bizi Hazırlıyor

 ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA




  Biz bir şeye hazırlanıyoruz bilmeden. Neye hazırlandığımızı bilmiyorum. Ama hep sanki parça parça hep bir şeyin parçalarını toplarmışım gibi. Ne olduğuğunu çözemedim. Ama beynimde biriktirdiklerim. Hoşuma giden şeyler. Merak ettiğim şeyler. Tek bir noktaya doğru gidermiş gibi geliyor sanki. Sanki değil öyle olduğuna inandım bile. Hata yapıyoruz günah işliyoruz aşağılanıyoruz vesaire ama onlarla bile sanki yetiştiriliyoruz.
    Uyurken bile  eğitiliyorum. Okuldaki derslerle değil başka konularla başka türlü bir eğitim bu. Çok farklı... Sonra etrafıma baktım anladım ki yalnız değilmişim. Şuan da bir çok kişi aynı şekilde eğitiliyor. Ama haberleri yok. Bireysel kimsenin kimseden haberi yok. Ama sonuçta bunu yapan güç bu parçaları da bir araya toplar mı bilmiyorum.
     Yavaş yavaş yapbozun parçalarının toplanmaya başladığını düşünüyorum. Çok parça olduğunu zannetmiyorum fakat her bir parçanın ileri de muazzam bir gücünün olacağını düşünüyorum.
     Eğer büyük bir şey başarılacak ise ne mutlu ki o başarının içinde bizde toz zerreciği adedince bir etki yapabilir isek. Daha büyük bir etki ve ya daha küçük bir etki Yapacak ve Yaptıracak olan Allah'tır.
      İç sesler öyle diyor. Duygularım öyle diyor. Bir şey olacak. Ve bu şeyin içinde sende olacaksın diyor. Ve senin gibiler. Ve başkaları. Olacak. Bir harekat olacakmış gibi hissediyorum bu harekatın başında değil yanında olacakmışım gibi hissediyorum. Karşısında olmayalım da harekatın neresinde olursam olayım. Bu harekatın içinde olayım da karınca kadar hükmün olsun mühim değil. O bile çok büyük bir şey. Bu harekatın en küçük halkası bile dünyayı sallar. Kuvveti bilmeyen için çok üstün olacak gibi geliyor.
      Bu harekatın içine giren bakteri bile virüsten daha büyük bir etki gösterir. Bunlar tamamen duygularımın hissettirdiği düşünceler. Olur ve ya olmaz. Olursa bize verilecek görevi inşallah hakkıyla yaparız.
       Nasıl olacağını da düşünüyorum düşünmüyor değilim ama. Nasıl olacağını ne kadar düşünürsem düşüneyim asla nasıl olacağını kestiremeyecekmişim gibi hissediyorum. Çünkü düşüncelerimin ötesinde bir şekilde büyüyüp gelişecek ve adı duyulacak.
      Tam olarak biz şuna hizmet ediyoruz diyemiyorum. Ama tahmin edebiliyorum. Tahminleri yazmam. Ve ya aşırı uç şeyleri yazmamayı daha uygun buluyorum. İnşallah hakka hizmet ederiz.
       İnşallah hakikatin hizmetçisi oluruz. İnşallah bu yoldan dönmeyiz. İnşallah bu yol için ölümüne dahi olsa gözümüzü kırpmadan gideriz.
        Hakikat uğruna hak uğruna dünya üzerime yürüse bir adım bile geri atmam gibi geliyor bana inşallah öyledir. Doğru bildiğimiz yolda yürüyelim. Tek başımıza bile kalacağımızı bilsek doğru yolda yürüyelim. Ama yanlışlardan yanlış yaptığımız ve bunu farkettiğimiz zaman burası yanlış olmuş onu düzeltelim deyip düzeltmeyi de yapalım. Kibre ve benlik duygusuna kapılmayalım. Kapılmayız inşallah.
        Kesin ifadelerle bunu asla yapmam demiyorum. Söz olarak dile getirsem bile bunu asla yapmam desem bile. İçten asla değil Allah saptırmadığı müddetçe asla yapmam. Kendime güvenerek hiç bir şey hakkında kesin ifadeler kullanmamam inşallah. Geçmişte kullandıysam da Allah affetsin.
       Ama şöyle bir durumda var kendine güvenerek hiç bir şey konuşmayan adam. Bu adam Allah'a güvenerek asla yapmam diyebilir. Allah'a dayanmış olan adamın sözlerinde fiillerinde yanlış gibi gördüğünüz şeylerin iç boyutuna girdiğiniz zaman gerçeğe vakıf oluyorsunuz zaten.
        Konuşurken karşımdaki kişinin ifadelerinden kibirli mi olduğunu Allah dostu mu olduğunu evliya mı olduğunu zaten anlıyabiliyoruz. Allah öyle bir de yetenek de vermiş bize...
       Suratına bakıp iki üç cümlede kurdu mu adamın ne olduğunu ne yaptığını ne ettiğini anlıyorsun zaten. Sadece suratına bakınca da manevi bir eğitim alıp almadığını anlıyoruz galiba. Konuşunca da teyit etmiş oluyorsun ha bu adam budur. Yine ufak bir yanılma payı var canım yok değil. Bu ön yargı değil. Başka bir şey.
        Ama şöyle bir durumda var bazı Allah dostlarını suratından ve simasından anlıyamıyorsun.Hikmetli konuşmasından ve kerametinden anlıyabiliyorsun. Bu da şundan dolayı zannedersem. Benli cümlerle konuşsa bile oradaki ben dediği kim? O ben sözcüğü kibrinden değil o başka bir şey onu yazmıyayım.
         Bazı konuşmalar bizi sıkıyor. Şunu olacağım bunu olacağım. İçimden diyorum ki hiç bir şey olamayacaksın. Allah yaptırsa olacaksın daha o yaptırmazsa ne olacaksın? Böyle dersen muhtemelen tabi diyor Allah izin verirse diyor. Diyemiyorsun ki az önce benliğinle konuştun ona çok güvendin çalışırsam mutlaka o makama gelirim dedin diyemiyorsun. Çünkü kalbi kırılır.
         Biri bir gün hiç yalan konuşmam diyor. Ve işin garip tarafı benim yaptıklarımı da eleştiriyor. Yalan konuştuğunu anladım. Hatta konuşurken şunları şunları yalan konuşuyorsun diyeceksin olmayacak. Nereden biliyor yalan konuştuğumu diyecek ondan sonra uğraş dur. Açıkçası şunu yalan konuşuyorsun desem bir şey ifade etmiyecek. Ben şöyle dürüstüm böyle dürüstüm çok da yalan konuşuyor. Ama ben hiç yalan konuşmam diyor. Zaten cümlesi faul. Ben hiç yalan konuşmam. Bir sen kimsin? İki sen kimsin ki senin iradenin gücü ne ki de sen hiç yalan konuşmayacaksın. Cümle hem anı kapsıyor hem geleceği kapsıyor.Cümlenin içinde 4 tane ben var. Biz bir benle baş edip yalan konuşmasını engelleyemiyoruz. Sen 4 tane ben ile baş edip yalan konuşmayacaksın.
          Bir şey diyemedim tabi her zamanki gibi. İçimden Allah'ım sen biliyorsun. Bir şeyde diyemiyorum. Her konuştuğumuza zaten muhalefette ediyor. Bir şey diyemedim. Ama en sonunda kendi yalanına da beni alet edecek kadar cesaretlendi Allah tarafından. Oh dedim ya. O anda muhalefet ettiği bütün her şeyi bir saniye de ona aktarmış ve benimsemiş oldu. Bunun huzuru başka bir yerde zor bulunur.
        Bundan sonra yalan konuşmaya devam etmiyecek mi yo edecek azaltarak devam edeceğini düşünüyorum. Ama ben yalan konuşmam demez gibi geliyor. Benlik sayısı aşa düşmüştür. Bu büyük bir kazanım.
       Acziyetinin farkına varmak aciz olduğunun farkına varmak çok büyük bir nimet.
       Allah bizi bırakırsa eğer bütün dünyadaki bütün zenginler köle olsa bize bütün sermayelerini önümüze dökseler de bizi kimse kurtaramaz. Ama o bizimle ise Allah bizimle ve bizi seviyor ise. inşallah severdir. inşallah biz onu severdiriz. Hakkıyla olmasa da onu diğer bütün varlıklardan çok seviyor isek eğer o bizi mutlaka severdir. onun sevgisinden şüphe edilmez. Biz onu seviyor isek o bizi daha fazlasıyla severdir. Allah'ım sevgini alma içimizden. Onu büyüt artır. Aşkımızı o kadar artır o kadar artır ki hiç bir şey ona etki edemez hale gelsin. İçimizdeki yüreğimizdeki aşk ateşini o kadar artır o kadar artır ki ona hiç bir şey etki edemez hale gelsin. Bu ateşi hiçbir rüzgar söndüremez olsun.Bu aşkı hiçbir su söndüremez olsun. Allah'ım bu kadar büyük bir aşka biz talibiz talip olmasına da bu kadar büyük bir aşka karşı biz bir şey yapmadık Allah'ım.Yapmadık bu kadar büyük bir aşkın hakkını vermedik veremedik. Onun için bir şey yapmadık. Yapmadığımız halde sen bizim gönlümüze seni sevecek sevgiyi koydun. Sana karşı yine bir şey yapmadık ve yine de yapmamaya devam ediyoruz. Affet Allah'ım. Affet. Bizi bağışla biz aciziz yapabilecek durumda olduklarımızı dahi hakkıyla yapmadık affet. Hiçbir şeyin hakkını vererek yapmıyoruz. Allah'ım bağışla... Seni karşında bizi dik duranlardan etme. Senin karşında bizi böbürlenenlerden etme. Allah'ım koru bizi. Bizi bırakma Allah'ım. Bırakma Allah'ım. Benlik namına ne iddia ediyor isek hepsi senin. Vallahi senin billahi senin.
       Cüzzi iradeymiş üzerinde hak iddia edermişiz ederlermiş vallahi o da senin.  Vallahi Allah'ım senin olmayan hiç bir şey yok. Ateistmiş o da senin bize bir emanetin. Allah'ım biz senin emanetlerini Eminin gibi koruyamadık. Onun yaptığının milyonda biri kadar emanetlerine riayet edemedik.Edemedik Allah'ım affet. Affet Allah'ım. Yapmış olduğumuz metot yanlışlığından dolayı bizi affet. Büyük güç büyük sorumluluk istermiş vallahi billahi doğruymuş. Sorumlluklarımızı yerine getiremedik Allah'ım. Sen bizi affet. Ve bize yardım et Allah'ım. Sen olmaz isen yine yapmayacağız. Bırakma bizi Allah'ım. Allah'ım sana güvendim sana dayandım sana inandım. Sen olursan her şeyi yaparım tüm sorumlulukları seninle yüklenirim. Sen olmaz isen sorumluluğunu kaldıramayacağımız güçleri bize verme yarabbi.Sana yalvarıyorum Allah'ım sen bizi bırakma. Sana yanıyorum. Sen bizi bırakmazsın.Sen bizi terk etmezsin. Sen vefasız değilsin. Herkes arkasını döner gider ama sen gitmezsin. Sen hiç bir yaratık gibi değilsin çünkü sen yaratıcısın... Allah'ım adınla yücelt ve yükselt. Etmiş olduğumuz yanlış dua istek ve taat vesairelerimizi affet et bağışla. En doğrusunu sen bilirsin. En yüce sensin. Her şeyim yanlış baştan sona. Bütün söylemlerim bütün yazdıklarım bütün yaptıklarım ve yapacaklarım hepsi yanlış. Allah'ım bu kadar yanlışın içinde bizi doğru yola hidayet buyuracak kuvvet sensin. Ey güzel Allah'ım ne büyük hikmetlerin var ki yarattığın en yüce varlığa bile sayısız makam ve dereceler aştırarak ona acziyetini aciz olduğunu gösteriyorsun. Sen varsan her şey doğru gider. Sen var isen bütün yanlışlar doğrulara dönüşür. Sen diledin mi akıl mantık her şey takla atar. Sen diledin mi hepsi yok olur var olur. Allah'ım...

    YAZARI= BAHADIR ÇAKIR                                         O ADAM SENSİN...

30 Ocak 2015 Cuma

Yunanistan'ın Yeni Başbakanı Aleksis Çipras

    ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA




Aleksis Çipras'ın ailesinin  Kırklareli'den göç ettiği söyleniyor. Dış görünüş olarak kötü bir kişilik olduğunu düşünmüyorum.
     Sol parti olarak seçimleri kazandı. Ama bu sol Türkiye'deki sol partilerle karıştırılmamalıdır. Zaten sol sağ akımının Türkiye'ye yerleşmesinde sıkıntı var. Avrupa da sol akım batıl olan içine hurafeler karışmış bir dine karşı bir çıkış yapmıştı. Bizde bunu aynen sahiplendik. Halbuki bizim dinimiz Batıl değil hakikat dini. Biz hakikati geri plana attığımız için geriledik. Batı ise batılı geriye attığı için ilerledi.
      Bildiğiniz üzere Yunanistan devletinin Avrupa birliğine olan borçları nedeniyle sıkıntılı bir süreçte idi. Kardak kayalıkları ve deniz sınırlarında hak iddia ettikleri için sürekli F-16 kaldırıyorlardı ama krizden dolayı artık kadıramıyorlar.
      Yunanistan Türkiye'ye oranla çok basit bir devlet fakat arkasında koskocaman bir Avrupa birliği olduğu için bu şımarık çocuğa gereken dersi veremiyorduk.
       Yunanistan Avrupa Birliğinden çıkarsa bizim için küçücük bir yem haline gelir ve fırsatları iyi değerlendirmek lazım.
       Yunanistan'ın en büyük borcu Almanya devletinedir. Almanların tarihten bu yana Avrupa'nın diğer devletleriyle aralarında hep bir sürtüşme yaşamıştır. Avrupa'nın hırçın çocuğu Almanlardır. Yani şöyle diyebiliriz Hırçın çocuk Şımarık çocuğa karşı. Dolayısı ile bu borç sıkıntı hem de büyük sıkıntı kim için bu iki devlet için. Bir devletin size borcu var ise o devlet size mahkumdur. Dünya harbinde Almanların elektirik kablolarını ABD li bir şirket döşemiştir. İki devlet bir biriyle savaş halinde olduğu halde.
      Yunanistan'ın seçenekleri az. Temelde iki seçeneği var. Ya kıçını bize dayıyacak. AKP hükümeti gibi İMF ye olan borcu ödediği gibi ödeyecekler. Yunanistan'ın borç ödeme konusunda bizim kadar seçeneği yok.
      Biz den borç alsınlar hipotekli borç önerisinde bulunabiliriz. Adalara karşı şu kadar milyar dolar verebiliriz. Bizden borç alsın borcunun bir kısmını ödesin. Bize olan borcunu ödeyemez ise adalarından bir kaçını alalım.
       Bu olabilir. Kabul etmezler ise. Ticari antlaşmalar imzalanır. Karşılığında Kıbrıs sorununu çözelim. Bu fırsat bir daha gelir mi bilinmez ama iyi kullanılması gerektiği kanaatindeyim... Bir masaya oturmamız lazım. Hazır yeni Başbakan da hevesi kursağında iken bu işi bitirmeliyiz...
 
    YAZARI= BAHADIR ÇAKIR                              O ADAM SENSİN...

İnsanların İstemediği Bir Şeyi Gözlerine Batırarak Yapma

     ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



Şimdi bazı insanlar var rakıyı bırakıyor, kumarı bırakıyor vesaire sonra kendi çapında hak yoluna giriyor ve ya girdiğini zannediyor. Daha sonra onun gibi olmayanları eleştirmeye başlıyor. Sevap ve günah tartısına başlıyor aklınca... Terazisi bu tartıyı yapabileceğini zannederek böyle ahmakça bir işe kendini adamaya başlıyor.
     Hatta bazen kendini belli bir düzeyde görüyor diğerlerini ise ikinci sınıf üçüncü sınıf görüyor. Ve dahası da var. Cübbe sarık takmayan halkın arasına çok itici olacağını bile bile cübbe ve sarıkla sakalla vesaire ögelerle giriyor. Yanlış anlamayın cübbeye sarığa sakala asla karşı değilim. Kurban olurum onlara. Lakin işin başka bir boyutunu okuyucularıma göstermek istiyorum. Metot yanlışlığına... Daha içinde tam cihat yapamamış adam cübbeye sarığa şuna buna özeniyor.Olmadan oldum diyor. Bunun bazı sakıncaları var. Bir en evvela görüntüsü ile insanları soğutuyor. Yaptığı yanlış insanların İslama karşı bir ön yargı oluşturmasına sebep oluyor. Ham adamın görüntüsü ile peygamberimize benzeme çabası boş ve tehlikeli ve hatalı bir adım olur. Önce iç dünyanı değiştir dış dünyan zaten içine ayak uydurur. Şekil ve sedaya şahsi olarak önem veriyorum lakin iç dünya iç alem gönül dünyası orası daha önemli...
     Bir de şöyle yapanda var. Sarık takmış sokak da dolaşıyor. Bir kaç kişi durduruyor sarığına laf atıyorlar. Vesaire sakalına laf atıyorlar. Neden bıraktın sakal ne işe yarıyor vesaire. Uğraş dur. işin garip tarafı sakalına cübbesine laf atılan bu şahıs mutlu oluyor. Neden mi mahiyetini bilmiyorlar eleştiriyorlar onlar günaha batıyormuş kendisi bu durumdan dolayı sevap alıyormuş.
      İşte şimdi bombardımanı hak ettin. Bir koçum insanların senin cübbene sarığına laf atarak onların günaha girmesini istiyor musun? Onların senin yüzünden günaha girmesi hoşuna gidiyor mu? Sen sevap kazanmak uğruna karşındaki bilinçsiz insanların günah kazanmasını mı istiyorsun?
     Tasavvufi terbiye almış biri sadece kendini düşünmez bütün insanlığı düşünür. o yüzden bu sorular karşısında istiyorum diyemiyor zaten. İşin fıkıhsal boyutunda da sevap falan işlediği de yok zaten. Ama mantıksal olarak çürütülmesi daha makbul.
      Saçla sarıkla sakalla yürümez bu işler bu işler gönül işi. Gönülle yürür.
       Metot çok önemli ağır bir hakikati hazmedemeyecek birine söylersin. Adam hazmedemez azcık bir imanı vardır olancasını da alırsın yolcu edersin. Konuşurken ve ya yazarken düzey ayarlama kişinin düzeyine uygun sözcükler kurmak. Kademe kademe hakikatleri nüfus ettirmek lazım gelir. Bu da büyük bir sanat. Bilmeden kırdığımız döktüğümüz var ise Allah affetsin. Allah kırdıklarımız var ise onları daha yüksek mevki ve makamlara getirsin...

     YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                                  O ADAM SENSİN...

29 Ocak 2015 Perşembe

Cesaret

   ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



   Hepimizin cesaret edemediği bir takım sorular vardır mutlaka sormaya çekindiği konular vardır. Ve bu konular merak edilen fakat insanlar dalga geçer diye korkulan  konular. Korkalım mı sormayalım o konular hakkında konuşmayalım. Düşüncelerimize, fikirlerimize ket vuralım mı?
   Vuralım mı arkadaşlar? Kendimizi sıkalım içimize hapsedelim hapishane de yaşar gibi mi yaşayalım? Yoksa çok çocuksu da olsa küçüklüğümüzden beri merak ettiklerimizi soralım mı? Ne dersiniz bize deli derler anormal derler diye sormayalım mı?
     Neyse boş ver başka bir şeylerden bahsedeceğim şimdi. Asalsan da gencecik mühendislerimiz intihar etti süsüyle öldürüldü. Bir kadın profosör için uçak düşürüldü. Bunları hiç sorduk mu? Ve ya buna benzer konuları... Neydi dertleri bizim Proflarımızdan kafalı adamlarımızdan kim ne istiyor? Ve yahutta bizden neden bu kadar korkuyorlar. Aklımızdan ve fikirlerimizden üretebileceklerimizden neden niçin bu kadar korkuyorlar. Bizimle rekabet edemeyecek konumda oldukları için mi korkuyorlar. Bizim zekamız kimleri niçin rahatsız ediyor.
     Biz kimseyi öldürmeyiz diyenler öldürmeyi çok iyi biliyor. Ufacık bebekleri öldürüyorlar. Ama bu cesaretin değil korkunun ve korkaklığın göstergesi.
      Sebepleri yazıyoruz ama asla şikayet etmiyoruz. Allah dilemeksizin kimse katillik yapamaz. O dilemeksizin kimse deccal olmaz. Onun yapacaklarına yaptıklarına kim ne diyebilir. Bir oluş olsun ki onun dilemediği bir şey olsun. Mümkün değil. Allah dilemeksizin bir yaprak bile kıpırdamaz. Küçücük gözle göremediğimiz canlılar bile o dilemeksizin harekat edemez. Zaten kürre den zerreye kadar A- z ye kadar yaratan kim?   Allah... O halde onun tüm fiillerinden tüm her şeyinden razı olmayı hak nasip eder inşallah her birimize.
      Allah'ın karşısında ağlamaktan başka bir şey yapamazsın ki. Ne yapacaksın ne dileyeceksin ne isteyeceksin. Ne isteyeceğimizi bile bilmiyoruz. Hayır zannettiğimiz şer, şer zannettiğimiz hayır çıkıyor. Hiç bir şey bilmiyoruz.
      Allah kelimesinden başka bir şey de bilmiyoruz açıkçası. Sanki bütün hafızam bom boş oluyor. Kendimi her şeyi unutuyorum bazen. Her şey bomboş geliyor bazen sanki bir rol müş gibi herkese bir rol verilmiş ve herkes kendi rolünü oynuyor. Kimseye de kızamaz oldum bir kaç gündür. Onun öyle olması gerekiyordu kızmaya gerek yok çekip gidiyorsun..
      Bazen sanki her şey yok oluyor lıp bi daha geri geliyor her şey yerine geçiyor kaldığı yerden devam ediyor. Bazen biri sanki konuş diyor yaz diyor yazdırıyor sonra o şey sus diyor yazma diyor yazdırmıyor. Sanki yazan ben değilim. Bana etki eden bir başka beyin var var sanki. Oyuncağıyım sanki onun ama hoşuma da gidiyor keşke hiç bırakmasa beni bana.. Çünkü o varken başaka biriyim... Merkez de o var etrafında ise benim gibi olanlar var. Sadece benimle ilgilenmiyor o beyin olağan üstü şey. Galiba o yüzden hep benimle değil... Ara ara gidiyor ara ara geliyor. Geldiğinde benliğimden çıkıp sanki o oluyorum.
      Bu duygu ve düşüncelerim duygularım yanılabilir ama vicdanım asla yanılmaz o da öyle diyor. Buraya neden yazıyorum unutmamak için yazıyorum. Belki benim bilmediğim başka nedenleri de var. Tahmin edebiliyorum lakin o tahminlerle sayfaları doldurmanın lüzumu yok.
       Ölürse ten ölür canlar ölesi değil. Aşıklar ölmez............

YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                                                O ADAM SENSİN...

Yecüc Ve Mecuc'un Olduğu Yer

  ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



    Yecuc ve Mecuc bunlar orta Asya da bir yer de etraflarında bir fanus gibi bir şey var. Onları Hazreti Zülkarneyn peygamber oraya hapsetti. Hazreti Zülkarneyn peygamberin ise Türklerin peygamberi olma olasılığı çok yüksek bu da bir dip not olsun.
    Bu Yecuc ve Mecuc bu etrafındaki suru aşıp fil kulaklı ufak boylu bu adamlar önüne geleni kese biçe gine dünyanın altını üstüne getirecek. O günlere kalmayız inşallah.
   Kıyamet ne zaman kopacak diyorlar. Bu sorunun cevabını peygamberimiz s.a.v bile vermemiştir. Kıyametin ne zaman kopacağından çok kıyameti geciktirmek için çaba harcamalıyız. Dünyada tek bir inanan insan dahi kalmadığı zaman kıyamet kopacak. Tek bir inanan dahi olsa kıyamet kopmaz. O yüzden la İlahe İllallah kelimetullahını her yana yaymalıyız. Ve inananların sayısını ve devamlılığını sağlar isek kıyamet gecikir. Allah'ın tayin ettiği zaman değişmez lakin biz kıyameti körükleyen olmayalım inşallah.
    Yaşadığımız devir daha çok kıyamet alametlerin den ziyade kıyamet öncesi bir devrin nişaneleri ni taşırmış gibi...
    Neyse daha fazla da yazmaya gerek yok. Kimilerine hikaye gibi masal gibi geliyor. Yapacak olan Allah ..... Hayatımız büyük bir mucize bakmasını bilene... Dünya kainat her şey bir mucize bakmasını bilene. Bakıp baktığını görmesini bilene.. Her şey bir mucize... Hayatlarımız damarlarımız da akan kanlar bu alem her şey bir mucize...
    Fazlasını yamayı lüzumlu görmüyorum. Belki lüzumlu ama yazasım kaçtı...

YAZARI= BAHADIR ÇAKIR                                                O ADAM SENSİN...

28 Ocak 2015 Çarşamba

SENSİZ OLMUYOR


''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA


 Haller var sözcüklere akmaz,
 Sensiz akmaz Allah'ım.
 Duygular var cümlelere geçmez,
 Sensiz geçmez Allah'ım

 Ne dizler var satırlara sığmaz,
 Sensiz sığmaz Allah'ım.
 Ne kalpler var atmaz,
 Sensiz atmaz Allah'ım...

 Sensiz dönemez alem,
 Sensiz gelemez dizeler,
 Sensiz açamaz güller,
 Sensiz Açamaz Allah'ım.

 Gözyaşları var akmaz,
 Seni düşünmeden akmaz.
 Ateş var yüreğimde yakmaz,
 Seni anmadan yakmaz Allah'ım.

 Gönüller gönüller için yanar,
 Bülbüller güller için ağlar.
 Gönlüm senin için yanar,
 Gözlerim senin için ağlar.

 Aşıklar maşukunu ister,
 Aşıklar yüce vuslatını ister,
 Aşkını yüreğinde duyanlar,
 Yalnızca seni ister  Allah'ım.

 Dertsiz ağlamaz gönüller,
 Dertsiz yanmaz bülbüller.
 Yalvarmaz diller, gönüller,
 Aşksız yalvarmaz Allah'ım.

 Hem dert var hem derman,
 İkisi de gönlümde her an,
 Derdim hem dermanım bilmez.
 Kimsecikler bilmez  Allah'ım


YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                                                        O ADAM SENSİN...

Aşık Sevgilisini Bırakabilir Mi?

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA





Sözlerinin %90'ı yalan dolan,iftira olan insan görünümlü hayvanların duygusal terimleri kullanarak insanları kendi yalan ve iftiralarını gerçekmiş gibi anlatan hayvandan da daha aşağılık bu varlıkların şerrinden Allah muhafaza eylesin tüm İslama adanmış ruhları.... Duygularımızla, fikirlerimizle oynamaya çalışan Müslüman görünümlü münafıkların şerrinden Rabbim tüm inananları korusun... Bizleri her türlü iftiradan ve korkak düşmandan Allah korusun.. Allah mümin kullarına öyle ihsan lütuf ve ihlas nimetleri verir ki korksunlar kafir ve münafıklar Müslümanın gerçeğe vakıf olma yeteneğinden. Allah bizleri onun uğrunda ona ulaşmak uğrunda her şeyini feda edebilecek fedailerinden olmamızı nasip ve müyesser eylesin...Allah'ım bizlere öyle bilgi birikim ve donanım öyle ilimler versin ki onu en iyi şekilde tasavvur edebilelim...Allah'ım bize seni en iyi şekilde tasavvur edebilecek ne gerekiyorsa bize ihsan eyler inşallah. Allah'ım seni hakkıyla tasavvur edebilmemiz seni en iyi şekilde tanıyıp bilmemiz asla mümkün değil fakat bize öyle bir şey ver ki seni Peygamberimiz s.a.v den sonra en iyi şekilde tanıyıp bilmek şerefini bizlere nail eyler ise ne ala ne ala...Bizleri bu güzelliğe gark eder ise ne ala ne ala... Yarabbi biz günahkar kulların sana seni en iyi şekilde bilmek ve tanımak talebimin de bulunmaya dahi yüzümüz yok. Lakin yüzümüz olamadığı halde senin izzetli isimlerine sığınarak senden seni talep ediyoruz yarabbi... Bize aşkını tattır...Bizi bırakma Yarabbi. Bizi yeter ki kabul et yarabbi,, senin kapına geldik başka da gidebileceğimiz bir yer yok. Senin kapında kıvrıldık bebek gibi ama bebek masumiyetine bürünemeden ağlıyoruz. Sen bir anadan kaç bin kat daha merhametli olan bizim yaratıcımızsın biz sensiz yapamayız bırakma ya rabbi. Halimiz malum sana senden yüzsüzlük yaparak isteyebilecek cesareti kendim de bulamıyorum. Al bizi en tepeye de çıkart diyemiyorum ama bizi bırak da diyemiyorum. Bizi hakikatin en son halkası en küçük halkası en son dipçiği yap ama bizi hakikatten mahrum bırakma yalvarırım ne olur Allah'ım... Bizi kapında köpek yap ama o kapı senin kapın olsun yeter ki Allah'ım... Bizi şeytana ve insan görünümlü şeytanların uşağı yapma Allah'ım. Yarabbim yapma diyorum etme diyorum ama emir mahiyetinde değil rica ve acizlik makamından sonsuzluk her şeyden münezzeh olan bir varlığa nasıl ne şekilde hangi kelimeler ile sesleneceğimi bilmemekten kaynaklandığını sen biliyorsun Allah'ım. Kimseler anlamasa da cümlelerimi esas mahiyetini sen biliyorsun Allah'ım... Yapma demelerim etme demelerim şuana kadar yazdığım her şey bir latife olduğunu bildiğin halde yine de belirtmek isterim... Sen en doğrusunu bilirsin ve yaparsın, bizi deccal yapsan zalimlerden yapsan kim ne diyebilir? Ne söyleyebiliriz? Ne konuşabilir? Ne yazabiliriz? Sen ne eyler isen güzel eylersin. Senin her işin güzel. Her eylediğinde ne harikalıklar var. Dünya da kainatta yarattığın her şey de neler neler gizli... Yarattığın hiç bir şeyden şikayetçi değilim Allah'ım... Şeytandan, münafıklardan, ateistlerden hiç bir şeyden şikayetçi değilim Allah'ım. Olamam da... Bize kötü gibi gözüken fakat içinde binlerce hikmet ve güzellikler olan hiç bir şeyinden şikayetçi olamam. Hafızamı da kaybetsem ben dediğim ne varsa hepsi benden gitse de yine de Allah desem. Bomboş bir halde sadece demek istediğim tek bir kelime Allah. Hiç bir neden ve hiç bir sebep yok iken tamamen bom boş bir halde Allah Allah başka bir şey bilmeden sadece adınla sana gelsem... Aşkın benden beni aldığı vakit sessizce kıvrılır aşkının ateşiyle yanar ağlarım... Allah'ım sen bizi bırakır mısın? Bırakabilir misin? Biz seni bıraksak da sen bizi bırakabilir misin? Aşık sevgilisini bırakabilir mi? Mümkün mü? Allah'ım bıraktın mı bizi ...Allah'ım...Aşık sevgilisinin göz yaşlarına kıyabilir mi?.... Onu öylece bırakıp gidebilir mi?...Allah'ım sadece sen varsın... sadece sen... Her şey sen her şey senden...
YAZARI=BAHADIR ÇAKIR O ADAM SENSİN...

22 Ocak 2015 Perşembe

Felsefe

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA




Allah ukalalık yapmaktan bizleri muhafaza eylesin. Dünyadaki bütün profösörlerin hepsinin beynini yan yana getirsek bildikleri yalnızca küçüçük bir toplu iğnenin ucu kadarcık bile değil. Hatta şöyle diyelim dünyada gelmiş geçmiş tüm profösörlerin beyinlerindeki var olanları toplasak bir yere onlar bile bir toplu iğnenin uçu kadarcık bile bir birikim değil.  Allah'dan uzaklaştıran ilim ve bilim de mutlaka bir hata vardır. Sorgulanması gerekir. İslam felsefesi ve ya başka şeyler de olabilir Allah dan uzaklaştırıyorsa sıkıntı var bir yerde bir yanlış var demektir. Doğru doğru doğru olur hatta fayda da sağlar ama ufacık bir yerinde bir yanlış olur oradan kaya kaya Allah dan uzaklaşırsın. Bilimim doğru doğru diye diye ilmi olarak yoldan çıkarsın. İlim bilim vesaire bunların gerçekleri hatalardan ayıklanmış olanları zaten dinle bir çatışma içinde değildir. Hak dinle çatışmaz. İçine hurafe karışmış batıl dinlerle çatışabilir o ayrı mesele. Hatta  Gazali, İbni Sina ve Farabi'nin Felsefelerinin bir kısmına karşı çıkmıştır. Yapılan felsefe hakikate ulaştırmıyor etrafında dolaştırıyor ise o felsefe de sıkıntı vardır bir yerinde hata vardır o hatalı kısımdan Allah muhafaza ayak kaydırabilir. Tepe taklak eder adamı. Konumuz  İbni sina , Farabi, Gazali değilde yani yaptıkları İslam felsefesi de olsa bile bazı konularda abuk subuk şeyler çıkabiliyor karşımıza. '' Allah külli şeyleri bilir cüzzi şeyleri bilemez diyorlar mesela'' Aristo, Farabi ve ibni sina nın görüşlerin de bu var. Örneğin insanlar yalnızca Ruhları ile haşrolunur diyorlar. Alemin ezeli olduğunu söylemeleri. VE Allah'ı kim yarattı sorusun da takılıp kalmaları. Onları şüpheye düşürmüş.
      Cüzzi iradeye çok güvenirsen işte yarı yolda bırakır aklın, ilmin, bilimin bir noktadan sonra tıkanır daha gidemezsin. Akıl bile yanılabilir, Bilim bile yanılabilir, Bilim zaten deneme yanılma yöntemiyle doğruya ulaşmaktır temeli bu. Duyular yanılabilir. Akıl, duyu yanılabilir ama vicdan yanılmaz. Akıl ve duyu ile bulunamayanları vicdana danışacaksın. İnsanda ruhu Sultan var o her şeyi bilir. İş oraya ulaşıp orayla irtibata girebilmekte.
        Allah'ın sonsuz iradesinin yanında insanın sınırlı iradesinin lafı sorulur mu? Allah'ın sonsuz iradesi her şeyin üstündedir. İnsana sınırlı iradeyi yani iradeyi çüzziyeyi veren kim? Allah. O halde biz diyoruz ki YAPAN VE YAPTIRAN ALLAH. Sebepleri olayları her şeyi inşa eden o dur. Bir insan öleceği yere gider orada ölür. Bütün sebepler bütün her şey hazır olur o resmen öleceği yere gider bir güç tarafından oraya çekilir. Cüzzi irade ney? Allah'ın genel iradesinin karşısında cüzzi irade bu çekime kapılır.
         Bu düşünce bizi sebepler den de tamamen ayırmayacak sebeplerin peşinde koşacağız fakat Allah'ın iradesinin farkında olmalıyız. Ve o iradeyi her şeyin üstünde tasavvur etmeliyiz. Sebepler alemini yaratan kim Allah .... Sebepleri yaratan da Allah. Şimdi bunları anlatmak çok zor bu ancak olaylar da yaşanıldığı zaman anlaşılabiliyor. Anlatma kısmına gelindiğinde terim yetmiyor cümle yetmiyor  yazıya geçmiyor. Ama olaylar da yaşadığın zaman Allah'ın iradesinin yanında benim ve ya senin iradenin sıfır olduğunu hissediyorsun. İnsan geleceği bilebilir mi? Hayır. Gideceği mekan da neler olacağını kimlerin o mekanda olacağını saniyesi saniyesine bilebilir mi ve ya oraya gittikten sonra olacakları vesaire bunları bilebilir mi? Teknoloji ile insanın iradesi biraz daha artış gösterdi fakat bu ancak tahmini bir bilgi veriyor ve etkisi çok az. Geleceği saniye saniye bilemiyorsun. Anlık bazı bilgiler mümkün oluyor kameralar vasıtasıyla. Kulun iradesini reddetmiyoruz. Lakin ben dediğin şey kimin komutları ile harekat ediyor.?
        Nereye girer isen gir kulun iradesinin hiç bir şey ifade etmediği açığa çıkıyor. Beyne sinyaller kalpten gidiyor. Dolayısı ile yine kulun iradesinin aciz oluşu meydana çıkıyor.
          Allah iki yaratığına sınırlı irade vermiştir  bu yaratıklar insan ve cindir. Bu bize verilen değeri göstermektedir. Sorumluluğumuz da işte bu noktadadır.
          Allah'ı kim yarattı sorusu bir kere hatalı bir soru. Hiç bir ateist felsefeci maddeyi kim yaptı demiyor. Madde ezeliydi her şey bu ezeli maddenin evrimleşmesi sonucunda oluştu diyor. Meteryalist felsefe bunu diyor. Biz Allah ezelidir yaratıldık maddeyi de o yarattı diyoruz. Onlar ise maddenin ezeli olduğunu kendiliğinden var olduğunu söylüyor.Şimdi birde kara madde diye bir şey çıkartmışlar madde ve anti madde savaşmış madde anti maddeye galip gelmiş ve bunun sonucu bu....
             Bilim ve teknoloji hızla gelişiyor fakat bu şekilde saçma şeylerde zaman kaybettikleri için bilim ve teknoloji yavaşlayan hızda ilerliyor. İlerleme var fakat bu istenilen bir düzey değil ve ya olması gereken bir düzey değil. İşte bu da Allah tarafından. Yabancılar var ya takılmadan ilerleseler işimiz biter. Şuan teknolojik üstünlük onlarda ama hakikat yine bizde o yüzden avantaj yine bizde sadece tek yapmamız gereken aslımıza dönmemiz.
              Formül şu Sınırlı irade var, Sınırlı akıl var. Bunlar biz de sınırlı sınırsız olan ney? AŞK, VİCDAN, SEZGİ, DOĞUŞ ....
               Sınırlı şeylerin üzerine bunları da katar isek olay tamam.

              Bunlarla da kaderi değiştirecek halimiz yok. Ne olur tasavvur kabiliyetimiz artar. Tasavvurun artığı zaman bu sefer de bazı şeylerin boş olduğu piyasaya çıkacak bazı başka şeyler olacak yine bir yerde tıkanıyorsun. Ama başka bir şey oluyor. O bilmim yav işte o başka bir bişiy yapıyor.
   
             Şimdi şöyle bir şey var direkt Allah verse ilmi vesaire biz buna dayanamazuk ama bize melekler, peygamberler,veliler  aracılığı ile veriyor. Ama ukalalık yapıp benim aklım bana yeter dediğin zaman. Koçum sıfırdan al devam et o zaman.
   
        Bu kafirler bile Allah'ın vermiş olduğu ilim ve bilim ile bu safhadalar. Hakikatin bilgisinden çaldılar. Cinler var ya meleklerin konuşmalarını dinlerler oradan doğru ve yanlış duyarlar onu getirirler. Ha bu ilimle ilerlediler mi evet ilerlemeyi başardılar ama yükselemediler.
 
      Adaletin, merhametin olmadığı bir ilerlemeyi Allah'tan niyaz etmiyorum. O neyi nasıl vereceğini vermeyeceğini en iyi şekilde bilir ve yapar.
 
       Şuan dünya da adalet yok mu? Var mı? Zahiri olarak baktığımız zaman yok. Ama manevi gözlük taktığımız zaman vicadanımıza danıştığımız zaman fazlası bile var.
       
       Olanlardan asla şikayetçi değiliz asla da olmayız. Her şey olması gerektiği gibi.
   
      Biz şimdi anlık bakıyoruz kendi açımızdan düşünüyoruz böyle olması iyi olmadı diyoruz halbuki yanılıyoruz. İşin içinde bir sürü bir şey var. Bizim açımızdan olumsuz olabilir ve ya öyle görülebilir ama hakikatte öyle mi? Bilmiyoruz koçum bilmediğimiz olay ve olgular hakkında yorum yapıyoruz.

       Kaza yapıyorsun direğe tosluyorsun direği oraya dikene sövüyorsun falan filan halbuki acuk düşündüğün zaman o kazanın içinde neler var ? Önceden yapmış olduğun bir hatadan dolayı mı oldu ikaz mı ediyorlar. yoksa imatihan mı ediyorlar. Sabrını mı sınıyorlar. Sevgini mi ölçüyorlar. Bilmiyorsun ki sadece olaya bakıyorsun ve manevi boyutlarıyla ilgilenmeden düz kapa taslak vurup geçiyorsun...


YAZARI= BAHADIR ÇAKIR                                   O ADAM SENSİN...

21 Ocak 2015 Çarşamba

Nazar-ı Aşk

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA




Ağlamak , gönülde olanın gözlerde nişanının belirmesine sebep olan aşk damlaları'dır. Bu kainat bütün bilinen ve bilinmeyen alemler hepsi aşktan hepsi aşkın yakıcı damlasından. Aslında ağlamak bilinmeyen bir an da Yaratıcının ilk yarattığı varlık olan Hazreti Muhammed s.a.v in ruhuna olan aşkını hatırlatan ufak bir nişanedir. Olmasaydı olmazdık. Sevmeseydi yaratmazdı. Yaratılan her şey yaratıcının aşkının birer nişanesidir. Nuru Muhammediyenin aşk nazarı karşısında damla damla akmasıyla oluşmuştur bilinen ve bilinmeyen her şey. Aşkın yakıcı nazarı karşılığında bütün bu sevgi tomurcukları meydana geldi. (Bahadır Çakır)

19 Ocak 2015 Pazartesi

Havalanma

   ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



   Allah'ın karşısında dik durulmaz koçum. Onun karşısında her zaman boynun bükük secde halinde durmak lazım gelir. Vücut olarak her zaman secde halinde olamayabilirsin ama gönül olarak o halde olmak lazım gelir. Allah'ın karşısında her zaman tevazu ile eğilmek lazım. Onun karşısında hep en aşağılık yaratık benim benden daha aşağılık bir yarattığın varlık var mı Allah'ım demek lazım.
    Müdür oldum Amir oldum zamir oldum diye kendini büyütme vallahi duman ederler adamı. Allah en yüce varlık ondan daha büyük bir varlık yok. Asla da olmaz. Çünkü Allah lüzumsuz eylemez. Günah işlemem deyip kendine güvenme Allah'ım günah işletme yarabbi bizi koru bizi bırakma bizi tövbe nimetinden ayrı eyleme . Ne eylersen eyle sen en güzelini en iyisini eylersin. Ey Allah'ım bırakma bizi bırakma. Sensiz olmaz Allah'ım olmaz Allah'ım.
      Yarabbi bizi bırakma yarabbi. Sen ne güzelsin. Ne ne güzel aşksın. Uykularımı kaçıran sevgili sensin Allah'ım. Beni sensiz bırakma Allah'ım. Yüreğim senin için yansın yakılsın senin için zıplasın. Senin için atsın. Sensiz atamaz olsun. Her an sen ol senin olmadığın an da atışı dursun.
       Kimseyi kendinle kıyaslama kimseyi kendinden alçak görme. En alçak en hakir en berbat kendini gör. Allah'ım kurtar beni bu bataklıktan de. Allah ım muhtacım yardım et demek lazım. Allah'ım bütün bildiğim tek kelime Allah başka bir şey de yok zaten.
      Ağla kalbim ağla günahlarına ağla geçmişine ağla geleceğine ağla. Allah'ı unutarak aldığın nefeslere ağla. Hesine ağla gönlüm. Bundan sonra sana gülmek yok hep ağla... Allah için Ağla...

     YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                          O ADAM SENSİN...

18 Ocak 2015 Pazar

Büyüklük Kompleksi

   ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA





   Bismillahirrahmanirrahim. Bu yazımızda bahsedeceğimiz konu büyüklük kompleksi. Bazı insanlarda hatta cümleyi düzelterek şöyle diyelim büyüklenme kendini üstün görme her insanın doğasında vardır. Hatta şöyle diyelim her insanda bastırmadığı müddetçe bu azala arta devam eder. Bu öyle bir canavar ki insanın içinde yaşar ve besledikçe güçlenir.
     Bu canavar dışarıda değil içeride içimizde bizzat bizimle yaşıyor. Hep benim olsun hep ben hep ben diyor. Benim hocam benim Gavsım benim Allah'ım vesaire gibi cümleler kurar. İyi şeyleri sahiplenebileceği gibi kötü şeyleri de sahiplenebilir. Hep himayesi altına almaya çalışır. Ama bilmez ki o Allah herkesin Allah'ı, hocan tüm öğrencilerinin hocası. İşte bunu anlatmak için o canavara tekme tokat girmek lazım.
      Bu canavar her iltifattan her övgüden her başarıdan besleniyor. Bu canavar kendine öyle güveniyor ki kendini öyle büyütüyor ki işte biz buna büyüklük kompleksi diyoruz. Ben herkesten üstünüm diyen bir insan bu komplekse yakalanmıştır. Hocadır öğrenci hocasını geçer hoca bunu hazmedemez yine ben demeye devam ederse işte yakalanmıştır büyüklük kompleksine. Bendeniz dövüş sporları ile ilgilendiğim için şöyle bir örnek vermeyi uygun görüyorum. Bruce Lee diye efsane bir kungfu öğrencisi var bu şahıs kungfu sanatına başka dövüş sanatlarında ki teknikleri uyarlayarak hocasını da geçmiştir. Zaten hocası da kendi hocasını Kungfu dövüş sanatına tekme teknikleri ekleyerek geçmişti. İpman tekme teknikleri kattığı için dövüş okulundan dahi kovulma gibi olaylarla karşılaşılaşmıştır. Bunun tek bir açıklaması var insanlar kendinden daha iyi insanları çekemiyor onların iyi yerlere iyi mevkilere gelmesini istemiyor.
     İpman bana soracak olursanız Buruce Lee den daha efsane ondan daha değerli bir dövüş ustasıdır. Buruce Lee hocasını geçmiş olabilir ama hocası bu duruma asla karşı gelmemiştir. Aksine Buruce Lee ilk geldiğinde çok kibirli bir sporcuydu ona mütevazi olmayı aşılayan kişi de İpman dır. İp man bu yüzden değerlidir İpman olmasa idi Bruce Lee Bruce Lee olamazdı.
       Bruce Lee bu yüzden hocasına aşıktır. Hocası vefat ettikten sonra günlerce ağlamış ve hocasının ölümüne en çok üzülen öğrenci o olmuştur. Niye anlattık bu gavurları? Hakikat düşmanımızın ağzından çıksa kabul ederiz. Hakikat bir kafirin ağzından çıksa yine kabul ederiz. Hakikate muhalif olunmaz.

   YAZARI = BAHADIR ÇAKIR                           O ADAM SENSİN...

17 Ocak 2015 Cumartesi

Onun Her YAPTIĞI GÜZELDİR

     ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA




     Allah bizi, topluluğumuzu,sevdiklerimizi , ülkemizi, milletimizi en üst en lider en yüksek konuma çıkartsın. Biz böyle dua ediyoruz. Böyle olmasını istiyoruz. Alçalmasını alçaklardan olmasını istemiyoruz etrafımızdakilerin,sevdiklerimizin. Her kulun Allah katında bir derecesi mevkisi vardır. Allah katında en yüksek mevki ve dereceye sahip olan varlık Peygamberimiz s.a.v dir. Allah sevdiklerinin makamını ve mevkisini artırır. Dünyalık makamlardan bahsetmiyorum manevi makamlardan bahsediyorum.
      Allah ı dilde değil gönülde sevmek için talibim. Allah onu sevenlere ve onu sevdiklerine makam ve mevkiler verir ama istediğim yalnızca Allah. Allah'ımızı bize makam ve mevki verecek diye değil sadece onu sevmek sadece zatını sevmek istiyorum. Biz Allah'ı sevip sevmediğimizi nasıl bileceğiz? Herkes seviyorum diyor ama gece uyurken yastığa başını koyduğunda  sevgilisini düşünmeyenin, gece uykularını kaçmayanın seviyorum iddiası yalandır. Onsuz uykuya dalanın uykusu yalandır.
       Allah aşkından uykusu kaçan onu düşünürken uykuya dalan insan onu seviyordur da ne kadar seviyor bunun ölçüsünü yine bilmiyoruz. Allah'ı seveni Allah daha çok sever ve ona bunu hissettirir. Hissetmek istiyor muyum? Bu biraz belirsiz. Sevildiğimi anladığım zaman şımarmaktan korkuyorum. Öyle bir kenarda öylece durmakta istemiyorum. Aslında Allah da belki tamda isteğim gibi yapıyor. Bunu da bilemiyorum. Ama o ne isterse ne dilerse ne yapar ise en güzelini yapar. Onun her yaptığı güzeldir. Onun her yaptığına her yapacağına razıyım.
     
     YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                                   O ADAM SENSİN...

15 Ocak 2015 Perşembe

Vicdan

   Vicdan akıldan üstündür. Aklınla bilemediklerini vicdanına danış bakalım o ne diyor? Vicdan duyulardan da üstündür. Bilmediklerini ruhu sultan a danış onun her yerden haberi var.


''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA

11 Ocak 2015 Pazar

Kürdistan Devleti Kurulmak İstenmesinin Amacı Nedir?

''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA




       Bağımsız bir Kürdistan devletinin kurulmasını hepimizin bildiği üzere isteyen bir gurup vardı. Fakat bu gurup ismiyle uyumlu kişiler değil. Adı kürdistan fakat bu devleti kurmak isteyenler kürtler değil. Peki kim niye nasıl niçin istiyor?
      İşte bu yazının temel amacı da bu sorulara mantıki cevaplar verebilmektir. Bu tek başına gözüken olayı doğru bir şekilde anlayabilmek için etrafta olup biten durumları bilmek gerekmektedir.
       Rusya'nın temel amacı tarihten günümüze kadar hep şu olmuştur. Sıcak denizlere inmek. Bunu gerçekleştirebilmek için iki yol vardı. Birinci yol İstanbul boğazı tarafından inmekti ki büyük devletler bu stratejik noktada güçlü bir Rusya yerine zayıf bir Türkiye'yi tercih ettiler. Daha sonra zaten bu bölgeye bir takım küçük devletler yerleştirildi ve Rusya'nın boğazlarla olan bağlantısı koparıldı. Avrupa birliği de buna etki etti.. Bu küçük devletler şuan AVRUPA BİRLİĞİ İÇİNDE YER ALMAKTADIR.
         Rusya'nın bu birinci iniş yolu kapandığı için ikinci bir yol arayışına girdi. Daha önceleri Anadolu Türkleri ile doğu Türklerinin arasındaki bağlantıyı kesmek için İngilizlerin kurdurmuş olsuğu bir devlet olan ERMENİSTAN Rusların maşası konumuna geçti. Ve Rusya şu planı otaya koydu. Küçük devletlere böl parçala ve yut. Hala bu proje devam etmekle birlikte henüz başarıya ulaşmadı. Tabi bunun altında bir çok neden var.
          Kafkas bölgesinde ki karışıklıklar Rusların bu projesinin işleyişine çomak soktu. Türkiye de bu aşamada tabi ki de Rusların işini zorlaştırmak için Rus karşıtı bu harekatlara ilk önceleri destek verdi. Şimdi ise işin rengi biraz değişti. Türkler örneğin Kafkasya da Rus karşıtı harekatlara karşı ilk başlarda destek verdi Ruslarda PKK ya destek verdi. PKK bilindiği gibi Kürt işi değildir. PKK Rus işidir. Ermeni işi. Öldürülen PKK militanlarının sünnetsiz olduğu için militanlar kaçar iken yandaşlarının cesetlerinin haya yerlerine ateş edip öyle giderlermiş.  Yani militanların çoğunluğunun Ermeni olduğu bellidir.
           Şimdi Kürdistan olayı ney?  Rusya PKK ile Bölünmesini istiyor Türkiye'nin. Aşa tarafta ise İsrail Kürtler ile bölünmesini istiyor. Her iki koşulda da bölünmüş olsa ne Kürtlere ne de PKK ya bağımsız bir devlet kalmayacak. Kurulur sonra löp diye kaparlar. Kürtler bu olayı bildikleri için aynı soydan olmasak da aynı değerlere sahibiz bir çok yönden örneğin İslamiyet bizi birleştirecek en büyük etmendir. Aynı zamanda 1000 yılı aşkın bir birlikteliğimiz var ve bu süreçte kız aldık verdik vesaire sonuç olarak saf ırk yok. Irkçılık bize hiç bir şey kazandırmaz.
            Mantıki bir analiz getirecek olur isek Türkiye'nin şuan için bölünmeye karşı güçlü mü zayıf mı ne yaptı diye sorar isek ve bu soruya cevap verir isek mantıklı bir analiz yapmış oluruz. Türkiye şu son yıllarda sanki Rusya ile danışıklı bir el çekmeye girdi. Türkiye Çeçenlerin arkasındaki desteğini çekti bir çok Kafkas devletinin arkasındaki desteğini çekti. Rusya da PKK ya olan desteğini çekti ve Çözüm süreci denilen süreç başladı. Sürecin temel amacı Hem PKK yı bitirmek Hem de Kürt Halkını Türkiye devletine olan bağlılığını artırmaktır. Bu süreç sayesin de olması planlanan artık Müslüman Kürt halkından dinsiz PKK örgütüne militan kaybı yaşanmasının önüne geçilmiş olması hedeflenmiştir.
         Yani Türkiye hamleleri ile hem Kürt maskesi altında PKK ile bölünmesini hem de Kürt ile bölünmesini engellemiş olmaya çalışıyor. Bu doğrultuda Milli silahlanma yarışına girmiş olup kendi teknolojisi ile kendi silahlarını üretmeyi başarmış ve son yılların parlayan yıldızı olmaya başlamıştır. İleri düzeyde nükleer silahlanma yolunu da başararak bölgesindeki gücünü ve etkinliğini büyük güçlere karşı artırarak büyük bir güç olarak dünya dengesini sallama yolunda ilerlemektedir. Allah daim eylesin. İlerlememizin durdurulmasını engellesin. Cenab ı hak Bizi yeniden diriltsin ve yüceltsin. Bizi yeniden İslam'ın sancaktarı mazlumun yanında zalimin karşısında büyük bir güç olarak çıkartsın. Şuan bunu başaracak güçümüz olmadığı için zaman zaman Mazluma yardım edemedik kendi çıkarlarımız doğrultusunda harekat etmek zorunda kaldık ama gelecek Allah'ın izni ile bambaşka olacak...

YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                                O ADAM SENSİN..

9 Ocak 2015 Cuma

Cemalin gören aşıklar Ebedi ölmez Allah'ım.

Ne zaman anarsam Seni
Kararım kalmaz Allah'ım
Senden gayrı gözüm yaşın
Kimseler silmez Allah'ım

Sensin ismi Baki olan
Sensin dillerde okunan
Senin aşkına dokunan
Kendini bilmez Allah'ım

Aşık Yunus Seni ister
Lutfeyle cemalin göster
Cemalin gören aşıklar
Ebedi ölmez Allah'ım.

Yunus Emre

Dünya Hayatı

  ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



   Bu dünya hayatı kimi zaman alim olursun kimi zaman cahil. Kimi zaman zengin olusun kimi zaman fakir. Her şeyin kaynağı Allah. Yapan ve yaptıran Allah. Ondan başka maksut yok. Ondan başka maksat yok. Ondan başka hiç bir şey yok. La İlahe İllallah. Her şeyin sahibi Allah. Kainatta olup biten her şey Allah'ın dilemesi iledir. O dilemeksizin bir yaprak bile sallanmaz. O dilemeksizin hiç bir şey yok ki olsun.
    Başımıza gelen her şey onun dilemesi iledir. Dünya da olan her şey onun dilemesi taktiridir. Hiç bir olay kader dışı değildir. Her şey Allah'la dır. Şeytan varsa vardır ve Lüzumludur. Allah Lüzumsuz hiç bir şey var etmemiştir. Kafir varsa vardır ve lüzumludur. Allah'ın lüzumsuz işi olmaz. Hoşumuza gitsin ve ya gitmesin her oluş da binlerce hikmet ve sır vardır. Bizim aklımız Allah'ın olaylara koymuş olduğu sırların hikmetleri anlamaktan çok uzaktır.
      Nefis varsa gereklidir ruh var ise gereklidir . Olması gerekmeyen hiç bir şey yoktur. Her şey olması gerektiği gibidir hoşumuza gitsin ve ya gitmesin. Başımıza gelen her şeylerin hiç birine isyan etmemeli hiç birine bu da nereden çıktı dememeliyiz.
    Karı da veren o dur güneşi de veren odur. Yağmur yağıyorsa yağsın ıslandın ıslan. Ama neden deme. Mevlam ne eylerse güzel eyler. Onun tüm fiillerinden razı olan kullar zümresinden eylesin bizleri.
     İbadet edip övünme. Hacca gidip, namazı kılıp,orucu tutup sonra da karşı da ki filancı işi büyüttü de biz her şeyi adabına uygun yaptığımız halde battık deme. Bunu dedin kime isyan ettin kimin yaptığı kadere karşı geldin kimi kime şikayet ettin.
      Namaz kılar oruç tutarsın dersin ki filancı namaz kılmıyor oruç tutmuyor ben o ölsün cenaze namazını kılmayacağım dedin mi işin bitti koçum. Sen kimsin de büyükleniyorsun kibirleniyorsun. Senin kıldığın namazın makbul olup olmadığı bile belli değilken sen ne yapıyorsun.
   
  YAZARI= BAHADIR ÇAKIR       O ADAM SENSİN

Bilenle Bilmeyen Bir Olmaz

    ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA



İlim ilim ilim....İlim var amel yok...İlim var icraat yok... İlmim var diye övünmek nafile öyle haller olur ki ilimle bile bataklığa saplanırsın. İlimle kibir yapanlar duman oldular. Duman ederler adamı. Duman olursun. Ne kadar bilirsen bil ne kadar ne olursan ol ben deyip benliğine kapıldığın anda hakkın katında alçalırsın. Hiç bir şey kurtaramaz benliğine egosuna kapılanları ilim, amel hiç bir şey kurtaramaz... Ne mevki de olursa olsun... İşin garip tarafı yüksek bir mevki de olursa daha kötü çünkü birinci kattan zemine çakılan adamla 10. kattan zemine çakılan adam arasında fark olur.
      Bilen birinin hatasıyla bilmeyen birinin hatası eş değer kabul görmez. Bilenin yaptığı aynı hata bilmeyenin yaptığı aynı hatadan daha kötüdür. Bildikten sonraki halinle bilmeden önceki halin bir olmaz. Bilen bildiği için bilmeyen gibi davranamaz. Davranmamalı. Allah muahafaza eylesin...
       Günah boyutundan bahsetmiyorum. Günah kul ile Allah arasındadır kimsenin günahı bizi sallamaz. Allah günahlarımızı af eylesin. O rahman Ve rahimdir. Ben günahsızım diyen kişi sallıyordur. Ben günah işlemem diyen kişi Allah'la yarışa girmiş gibidir. Ben günah işlemem diyene Allah öyle bir günah işlettirir ki neye uğradığını şaşırır. Allah bizleri muhafaza eylesin...
       Günahın bu günah değil diyerek inkar etmek insanı küfre götürür. Günahın günah olduğunu bilip ama kendini o günahtan alı koyamamak birincisine nisbeten çok daha iyidir. Örneğin alkollü içki alıyorsun onun günah olduğunu biliyorsun Allah'ın haram kıldığını biliyorsun ama kendini alımıyorsun. Bu harekat bu içtiğim günah değil diyene göre daha iyi nisbeten.
        Allah bizleri ona ters düşen fiillerle hatta duygu ve düşüncelerle yaşamaktan alıkoysun. Bizleri kendisine aşık olan kullar zumresinden eylesin. Öyle evliylar var ki ne rakı masalarını devirip o mertebeye erdiler. Günahım çok battım deme tövbe et.. Allah bizleri tövbe eden kullarından eylesin ve bizleri tövbe etmekten asla men eylemesin.

YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                  O ADAM SENSİN..

Allah'ın Dilediği Olur

   ''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA




    Şöyle bir başlık atmayı çok isterdim Allah'ın her dediği olmaz dilediği olur. Fakat bazı zevat yanlış anlar diye bu başlığı atmaktan çekindim.Dediğini dilerse dediği de olur. Burada anlatmaya çalıştığımız nokta her dediğini dilemeyebilir. Bazı evlerin bazı camilerin kapısında hep görürüz Allah'ın dediği olur. Bu söz yanlıştır Allah her dediğini dilemez ve her dediği olmaz. Yakarım der affeder yakmaz. Yıkarım der ikaz eder yıkmaz. Bunlar olur. Ama dilediği zaman bir şeyi dilemişse o olur. Ol der olur. Allah katında bir karar alma süreci vardır. Bir insan bir günah işler ona karşılık hemen bir musibet ile karşı karşıya kalmayabilir. Yani her suça bir ceza mekanizması şeklinde bir mekanizma işlemez. Eğer biz her yaptığımız günahın karşılığı olarak Allah bize bir bela verse idi dağların ve taşların kaldıramayacağı kadar günaha giriftar olurduk.
     Biz bir çok günah işleriz ama o bir çoğunu affeder. Bize temas edenler ise atmosferde yanmayan göktaşları gibi. Allah katında bir karar alma süreci var demiştik. Eğer Allah bu karar alma sürecinde ilk dediğinden vazgeçirecek bir dua bir yalvarış ve ya başka şeyler olmaz ise bu ilk dediği şey hükme dönüşür ve Allah asla hükmünden geri dönmez.
      Bir hadisi şerifte Allah şöyle hükmetmektedir:''Eğer siz günahsız olsa idiniz sizi helak eder sizin yerinize günah işleyip tövbe eden kullar yaratırdım buyurmaktadır.''
      Günahsız kul zor lakin burada günah işleyin günaha teşvik yok aksine günah işlediyseniz daha çok batmanın imanı kaybetmenin boş olduğunu göstermektedir. Hani bazı insanlar görürsünüz bir batak verir borcu 20 bin lira ise o zaten battık der bunu çırpınırken 100 bin liraya çıkarır. Bundan kurtulalım derken bunu ikiye üçe katlar en sonunda işin içinden çıkılmaz bir hal aldığı zaman bir kurşun atar kafasına çeker gider. Yine burada da ne günah işledin ise işledin zaten battık deyip Allah'ı inkar edip daha da batma. İnsanların çoğu çok günah işlediğini düşünerek Allah'ın olmamasını dilemektedir. Çünkü karşılarında onu bir ceza kesici olarak görmektedirler. Bir çok kişi bu nedenle ateist olmaktadır. Allah'ı nasıl tanırsanız karşınıza o şekilde çıkar. Onu azap gazap edici olarak düşünürseniz öyle bulursunuz. Biz iyi düşünelim zaten öyle o sevgili o en merhametli o en rahman ve rahim. O en güzel. Onu yanlış tanıtıyorlar. onu kafirlere inen azap ayetlerini Müslümanlara Müslümana inmiş gibi göstererek azap ve gazap edici olarak gösteriyorlar. İnsanları Allah'tan korkutuyorlar. Korkulan bir varlık sevilebilir mi? Korktuğu şeyi seven biri var mı? Allah'tan korkun ama ondan bir yaratıktan bir silahtan korkar gibi korkulmaz. Allah korkusu farklı bir korkudur. O ilahi bir korkudur onu tanıyıp bilmeyen nasıl ondan korkar. Avamın yani halkın bir çok kişisi Allah'tan korkun kelimesini yanlış anlıyor ondan soğuyorlar bu yanlış anlatımdan kaynaklanıyor. Allah'a önce aşık ol sonra korkarsın.
       
     YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                             O ADAM SENSİN...

6 Ocak 2015 Salı

Kominizm'in Gerçek Dışı Olması

     Eşitlik var ise adalet olması mümkün değildir. Eşitlik var ise adalet yoktur. Adalet mi önemli eşitlik mi?Eşitlik örneğin Rusya da kominizm döneminde 3+1 evler vardı. Ve bu evler hep aynı standartta idi. Doktor da aynı standartlarda yaşıyordu öğretmende. Bütün meslek gurupları aynı standardı yaşıyordu. Güçlü olan ise devletti. Devletin başındakiler. Para zenginlik onların elindeydi. Aslında fakirlerdi ama parasal manada güç ve zenginlik onların elindeydi. Çok çalışanda aynı ücreti alıyordu az çalışanda aynı ücreti alıyordu.Eşitlikten dolayı adalet yoktu. Halen devlet işlerinde bunu görmemiz mümkündür. Kapitalizm i savunmuyorum fakat bu ciddi bir paradoks. Kapitalizm de güç ileri planda kominizm de ise teorik olarak eşitlik ön planda. Fakat eşitlik öyle bir kelime ki çok yanıltıcı. Halkı fakir yaparak da eşitlemeniz mümkündür. Herkesi zengin yapmak mümkün değil ama çok büyük kitleleri fakir yapmak mümkündür. Eşitlik değil istediğim adalettir. Zaten bir seçim yapmamız gerekiyor ya adalet ya eşitlik. Siz hangisini seçtiniz?
    Kapitalizm ve Sosyalizm iki akıma da karşıyım...


 Kominizm in karanlık yüzyılı... İnsanların gelecekte aynı benzer hataları yapmaması ancak geçmişten ders alması ile mümkündür. 19. YY ın ortaları idi İngiltere de iki Alman filozof vardı. Bu iki felsefecinin adları şuydu: Karl Mars diğeri ise friedrich engels dir. Mars ve Engels Metaryalizm denilen bir ideolojiye inanıyordu. Metaryalizm varlığın başlagıcında maddenin ezeli olduğunu iddia eder. Yani bizim Allah ezelidir her şeyi yaradan olması gereken zorunlu varlıktır.Dememize karşılık metaryalizm maddenin ezeli olduğunu ve bütün her şeyin başlangıcının madde olduğunu iddia eder. Ve ileri aşamada her şeyin tesadüfen ortya çıktığını söyleyecektir. Marx geleceği bile bilmeye çalıştı Avrupanın ileride kominist olacağını ve dini ahlak kurallarının yıkılacağını aile kavramının olmayacağını ileri sürüyordu. Ama henüz avupa kominizm akımını benimsemedi...Marx ve engel felsefi açıdan metaryalizm ideolijisini güçlendirmeye çalışırken diğer yandanda Darvin canlıların nasıl varolduğunun kılıfını uydurmaya çalışıyordu. Darvin türlerin kökeni adlı kitabında canlıların raslantılar tesadüfen ortaya çıktığını savunuyordu. Darvin dönemindeki bilim adamları tarafından hiç dikkate alınmadı çünkü attığı şeyler bilimsellikten çok uzaktı. Ama onu dikkate alan aynı yöntemleri kullanan iki kişi vardı Karl Mars ve  Enegels bu iki kişi onu çok dikkate aldı. Çünkü Tanrının varlığını yok etmeleri gerekiyordu. Bu kişiler o dönemde mektuplaşıyordu. Rriedrich Engels Marsa mektubunda Darvin'in tek kelimeyle muhteşem olduğunu söylüyordu. Marsizmin yayılmasını sağlayan şey darvinin evrim teorisi olmuştur. Çünkü evrim insanın bir hayvan olduğunu söylemekteydi. Bolşevik katliamı=  20.YY lın başları devrimci kominist fikirler rusya da yayılmaya başladı.Askerlerinde bir kısmı bu ideolojinin etkisine kapılmıştı.(Marsizim ve darvinizm) Rusyadaki kominizm hareketinin lideri ise Lenin di.Lenin in öncülüğünü yaptığı gurup bolşevikler olarak anılıyordu.İktidarı ele geçirebilmek için kanlı bir devrim gerektiğine inanıyorlardı. Uzun süre ihtilal yapacakları fırsatı bulamadılar aradıkları fırsat 1914 yılında 1.Dünya savaşında ortaya çıktı. Rusya bu savaşta 2 miyon insan kaybetti.Şubat 1917 de 2 yıl sonra ordu yönetime başkaldırdı ve yönetimi ele geçirdi. Rus çarı tutuklandı ve Çar rejimi yıkıldı. Kaderin cilvesine bakki bu durum Bizim işimize yaradı Ruslar Bolşevik devriminde kendi iç sorunu ile uğraşmak zorunda kaldığı için doğu bölgelerimizden çekilmek zorunda kaldı.Lenin çok basit bir şekilde darbe yaptı sarayı 100 kişi basmasına ve 5 kişi öldürmelerine rağmen bunu büyük bir halk ayaklanması gibi gösterdiler. Ve sessiz gerçekleşen devrim sessiz devam etmedi. Çara bağlı askerlerle tam 3 yıl sürecek kanlı bir iç savaş yaşandı.Bolşevik isyanına destek vermeyen kişiler asıldı ve topluca idam edildi. Halka çok büyük işgenceler yaptılar kominizm i kabul etmeyenler çok aşırı şekillerde öldürüldü. Lenin zaten fakir olan halka öyle bir harekat yaptıkı özel mülükyeti kaldırdı ve köylülerin mahsüllerine devlet eliyle el koydu. İşte kominizm in asıl yüzü buydu. Eşitlik bilmem ne diyerek halkı kandırıp daha sonra ise halkın malına ve mülküne el koymak halkı fakirleştirip lideri zenginleştirmek asıl suratlarıydı.Lenin her çifçinin mahsulüne el koymuş hayvanlarına el koymuş ve vermek istemeyenler is een ağır şekilde cezalandırılmıştı. Bazı köyler toplu bir şekilde direnişe geçti. Bu köylere ise Lenin öyle bir ceza koyduki onların toğumlarını da elinden aldı. Amacı halkı kıtlıktan öldürmekti. Ona boyun eymeyeni en kötü şekilde cezalandırdı. 1921 ve 1922 yıllarında Rusya da 29Miyon insan kıtlıkla boğuşurken 5 Mülyon insan ise açlıktan kıvranarak can verdi.Lenin e göre kıtlık faydalıydı insanların kıtlık ile mücadele ederken Tanrıya olan inançlarının azalacağını ona boyun eğeceklerini hesaplıyordu.Kominizm in kara kitab isimli kitapta Lenin in bu düşünceleri arkadaşları tarafından ifade edilmiştir. Kominizm in kara kitabı sayfa 165 de anlatılır. Rusyanın tarih arşivlerinde Lenin in 5 Milyon kişinin ölmesine neden olan kıtlığı bilerek kasten çıkarttığı açık bir şekilde anlaşılmaktadır.Lenin insanları metaryalist felsefesine göre hayvan olarak gördüğü için O dönem ünlü olan Pavlov  ile buluşmuş. Pavlov'un hayvanlar üzerindeki şarlı reflex deneyleri ile tanınan Rusyanın ünlü bilim adamına bu deneyini Rus halkı üzerinde nasıl deneyeceğini sormuştu.Lenin kominzm in insanların kafasında olmasını istiyordu bunun için pavlovun köpekler için yaptığı şeyi insanlar için yapmasını istiyordu. Bu kısmı pavlov benzer cümleler ile ifade etmiştir. Marsizm darvinizm in toplum bilimine uygulanmasıdır. Yani bu dayanaklar la halkı kendi beyinlerindeki standarda sokmak istediler. Pavlov bunu açık bir şekilde belirtmiştir. Pavlov Lenin in isteği karşısında şaşkına dönmüştü. Ve konuşmayı aynen olduğu gibi yazacak olursak.Lenin bana,''Rus kitlelerinin kominizm çizgisinde düşünmelerini ve buna göre davranmaların istiyorum.'' dedi.Şaşırdım.Benden köpekler için yaptığımı Rus halkı için yapmamı istiyordu. Ve sordum. Rus kitlelerini standart bir hale mi getirmek istiyorsunuz dedim. ''Aynen '' diye cevap verdi lenin.''İnsanlar biz nazıl istersek o şekle getirilmelidirler.''Lenin dünyaya kazık çakmadı tabiki öldü ölüsü koministler tarafndan mumyalandı. Tabutunu taşıyanlar arasında Rusyanın bir sonraki diktatörüde vardı STALİN. lenin darvin ve Marxın çigisinde yürümüştür. Bunlar bir gurup olarak düşünülebilir. Marsizim, darvinizm, lenizm, stalinizm... Evrim teorisi bilim adamları tarafından geçerliğini yitirdiği şuanki yüzyılımızda ortaya çıktığı halde belgeseller de halen kullanılmaktadır. Teorinin bilimsel değil ideolojik boyut kazandığının en önemli göstergesi de budur bence...

YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                         O ADAM SENSİN

5 Ocak 2015 Pazartesi

İhanetimize Sağlık


Biraz sessizlik önce
Bir tutam yitirmişlik
Bolca biriktirmişlik
Göz kararı gözyaşı
Tazelerinden
Us süzgecinden geçirilecek
Kalp kapakçığı yumuşaklığına getirilecek
Bir kalıba dökülecek, şeklini sen seç
Bir aşk süresince bekletilecek
Bin parçaya bölünecek
Soğuk servis edilecek
İhanetimize sağlık

YAZARI=NAZLI ESER

4 Ocak 2015 Pazar

Bizimle Yolculuk Edecekler

   Bizimle yolculuk edecekler. Gülü seven dikenine katlanır. Yolumuz çile yolu, yolumuz ızdırap yolu, yolumuz bela yolu...   Yolumuz aşk yolu...Aşk var ise bunlar vardır. Aşk her kesin sandığı gibi güllük gülistanlık her şeyin zevkte sefada olduğu bir mevki değildir. Aşk katlanmaktır. Bitmektir, yok olmaktır.
     Bizimle yolculuk edecekler iyice düşünecekler. Bizimle yolculuk etmek istemeyen cayan cuyan var ise dolmuş kalkmadan atlasınlar. Bu yol böyle meşakkatli bir yol ve yolculuk olacak.
     Kendini üstün görenlerin dergahı değil burası. Burası kendini yok edenlerin hiç edenlerin dergahı. Burası araya araçlar ve aracılar koyma dergahı değil. Burası araçları ve aracıları aradan çıkarma dergahı. Araçları aracıları çıkarmışken cenneti  ve cehennemi de aradan çıkarma dergahı burası. Burası böyle bir dergah işine gelirse bin zaman aracımıza sağa sola çarpmadan geçelim zaman tünelinden varalım hakka.
     Kendini beğenenler gelmesin, bizim köy daha büyük diyenlere bir cevap evet sizin köy daha büyük siz köyünüzde kalın. Ben diyenler benlik sevdasında kalanlar orada kalmanın daha iyi olacağını düşünenler benlerinde kalsınlar. Bu yol benlik yolu değil. Benlikten vazgeçme yolu.
      Bu yol rıza yolu başa gelen çekilir deme yolu. Bu yol hakkın tüm fiilleri karşısında başı sol yana eğme yolu. Bu yol böyle bir yol. Biraz daha ileri gittiğimizde ne yol kalacak ne yolcunun bineceği binek ne de yolcu kalacak. Başta söylemiştik yok olma yolu demiştik. Yok olmanın yolu olur mu? Yoksan yok. Hiçlik hiç hakkın karşısında hiçiz...
        Hiç olanalar gelsinler bizimle yürüsünler. Hiçler yürüyorsa gelsin bizimle yürüsünler. Hiç olmak isteyenler gelsinler.
         Varlığa sevinmeyen, yokluğa yerinmeyenler. Hakka sadece hakkın zatına ulaşmak isteyenler bizimle gelsinler. Cennet cennet dedikleri bir kaç köşkle bir kaç huri isteyene ver onları bana seni gerek seni Allah'ım diyenler diyebilecekler düşünenler aklından geçirenler böylesi daha iyi diyenler bizimle gelsinler. 

            İçinde ne var ise yüzüne de içindeki yansır. Gönlünde dünya olanın sözünden dilinden düşmez dünyalık makamlar ve mevkiler. Bizi sıkar bu tip muhabbetler. Boş geliyor bize dünya boş geliyor onun hakkında konuşmak. Nefsimizde usanmış artık bu dünya denilen şeyden. İstemiyor artık dünyalık düşünceler makamlar ve mevkiler artık o nefsi mutlu etmiyor. Gönlünde ne var ise yüzüne de o yansır. Gönlünde Allah olan Allah velilerinin ariflerinin Kutuplarının Gavslarının yüzlerine bakınca Allah'ı hatırlamanızın sebebini de bulmuş olduk. 

             Aşk dan bir kadeh içirdiler kendimden geçtim vardım belirsiz bir diyara orada aradım durdum baktım benliğim yok bir ışık var ona doğru koşanlar var ama kimse kimseye çarpmıyor. Kimse kimse ile yarışmıyor.  Kimse ben demiyor sadece ben varayım da onlar o nurdan yoksun kalsınlar demiyor. Kimse sadece benim olsun demiyor. Sadece benim olsun diyenler sadece kendinin servet sahibi olmasını isteyenler gelmesin bizimle...

         YAZARI=BAHADIR  ÇAKIR                                     O ADAM SENSİN...

2 Ocak 2015 Cuma

Hay'dan Gelen Hu'ya Gider

Topraktan gelen toprağa gider. Biz topraktan gelip toprağa gidicilerden değiliz. Biz Allah'tan geldik, Allah'a gideriz. Hay'dan geldik, Hu'ya gideriz. Topraktan geldik diyenler toprağa gidebilirler.
Topraktan gelen toprağa gider, bedenler topraktan gelmiştir onlar yine ona kavuşur. Biz yalnızca topraktan ibaret değiliz. Ruh Allah'tan bir parçadır.
İnsanda 7 nefis vardır. Kabe'nin tavaf edilişi de 7 defadır. Her dönüşte nefiste 1 derce atlayıp Allah'a varışın bir sembolüdür. Başka manaları da var.
Bu 7 nefis şunlardır: Emmare,levvame,Mülhime, Mutmainne,Radiyye,Mardiyye,Saffiye....
Nefsi Emmare de olan bir kişi günah işler ve bu günahlardan da pişman da olmaz. Bu mertebedeki insanlara bu nefis sürekli kötülüğü emreden ve bundan da zevk alır. Kötülükten zevk alan nefistir.
Nefsi Levvame de ise kişi günah işler sonra pişman olur. Kötülükle iyilik arasında gider gelir.
Nefsi Mülhime Allah'tan ilham alan Nefistir. Bu mertebeye sadece ibadetle çıkılamayacağı için, bir mürşide bağlı olmayan günümüz imamları çok ibadet eden şahıslar dahi bu mertebeye varamaz. Ruhunda aşk ateşi parlamaya başlar ufak tefek ilhamlar alınmaya başlar. Kitaptan öğrenilse idi Matematik kitabı okumakla matematikçi olurdun. Tıp kitabı okumakla doktor olurdun. Hukuk okumakla hukukçu olurdun.
Nefsi Mutmaine bu mertebeye varanlar artık velilik makamına varmış olur. Bu mertebede acabalar kaybolur şüphe olayı biter. Teslimiyet teslim oluş görünür. Manevi tecellilerle buluşulur.
Nefsi Radiyye razı olmuş nefistir. Her şeyden razı olunur. Başa gelen beladan, kısaca Allah'ın tüm fiillerinden razı olunur. Şikayet edilmez. Her şeyi silip atan Allah'ın rızasını kazanmak için her şeye razı olan nefistir.
Nefsi Mardiyye Allah'ın razı olduğu nefistir. Ariflerin makamıdır.
Nefsi Saffiye seçkin saf kemale ermiş olan nefistir. Kutupların, Gavsların makamıdır. İnsanların günahlarına ve kusurlarına bakmaksızın onları kabul ederler. Yüzleri aydınlık ve nur saçar.O nurlu yüzlerine edeple bakmak bile ibadettir. Bakışın bile bir edebi var. O zatlara edeple bakmak hoş ve güzeldir. Gayet zarif yumuşak ve alçak gönüllülükle telkinde bulunurlar. Bu yollar inişli çıkışlı dır onlarsız bu sarp yollar nasıl aşılır.Allah eksikliğini göstermesin. Önümüzden eksik etmesin. Bizi onlarsız bırakmasın. Bu şehir onunla güzel. Bu şehir onsuz çekilmez. Diller onsuz şaklayamaz.Ruhum yetim kalır. Gönlüm içine kapanır ve asla konuşmaz. Eşine az rastlanan aşklardan biride Mürşid Mürid aşkıdır. Aşk iki gönül arasındadır. Aşk ilahisi beşerisi yoktur o tektir. Bir yaradılmışa aşık olamayan bir yaradana aşık olamaz.
Sormuşlar Allah dünyayı yaratmadan evvel ne ile meşguldü diye. Herkes bir birine bakışmış cevap verememiş. Allah dünyayı yaratmadan evvel ilk yarattığı varlığın aşkı ile meşguldü. O varlık o ilk yaratılan varlık peygamberimiz s.a.v in ruhu idi. Bütün alemlerin yaratılış sebebide odur. O olmasa idi hiç bir şey olmayacaktı. Allah onu yarattı ve ona olan aşkından da bu alemleri yarattı. İlk peygamber bizim peygamberimizdir sonda odur. İlk de odur sonda odur.
YAZARI=BAHADIR ÇAKIR O ADAM SENSİN...

1 Ocak 2015 Perşembe

Yaratılan Hiçbir Şey Lüzumsuz Değil

İngilizler kafir ben Müslümanım, kafirler cehenneme gidecek....Soru nereye gidiyor zaten belli. Soru başlı başına hatalı...Soru biraz daha devam edince İngilizlerin suçu ney falan filana gelecek. Soru küfür barındırıyor içinde. Resmen Allah'ı sorguluyor. Allah'ın yaptıklarını sorguluyor. Lakin şöyle bir durum var. Soru aceyip derecede hatalı. Kimsenin Müslüman olarak öleceğine garantisi yok. Bir saniye sonra bütün İngilizlerin Müslüman olarak ölüp ölmeyeceğinin garantisini kimse veremez. Allah isterse dilerse Müslümanı kafir, kafiri Müslüman yapar mı yapar. Allah'ın lüzumsuz tek bir işi yoktur. İşin içindeki hikmeti biz çözemeyiz. Biz çarpım tablosunu unutan adamlar olayların içindeki hikmeti çözebilecek düzeyde olabilir miyiz? Allah vakıf ederse olayların sırlarını gösterir ise görürüz de görmemiz lüzumlu mu? Küçücük bir olayın içinde binlerce hikmet sır saklıdır. Bunlara vakıf olsak ne olacak? Vakıf olmamız gerekene zaten vakıf olabiliriz.
Her insan Müslüman doğar fakat bulü çağına gelip akıl baki olduğu zaman kendisi Müslüman ya da başka bişi olur. Genel kabul bu yönde tabi işin içinde bir sürü hikmet sır gizli.
Kafir olur ölürken Müslüman gider. Bir ara Müslüman olur bakmışsın kafir ölmüş. Mesele ölürken Müslüman ölmek. Hak üzere ölmek. Bütün mesele bu. Bizim normalde Müslüman kafir diye yaptığımız ayrım bile hakikat manasında hata içermektedir. Kimin Müslüman olduğunu bilemeyiz ki. Son anımızda Müslüman olarak öleceğimizi bilemeyiz ki. Bizim yaptığımız ayrımlar zahiri ayrımlar lazım mı kimi zaman lazım. Ama bu tip sorular karşısında zahiri cevaplar tatmin edici olmuyor malesef. Allah'a muhalif olunmaz onun yaptıkları sorgulanamaz. O ne yapmışsa güzel yapmıştır. Biz bunu tartacak akıl ve güce sahip değiliz. Bizim terazi fazla ağırlığı çekmez. Salla gitsin.
Filistin'de Müslümanlar ölüyor vesaire bütün her şey Allah'ın izni ile oluyor. İster sev ister isen de sevme. Kafir belli bir güç toplamış Allah'ın izni ile ve Müslüman sabileri kırıyor. İçimiz yanıyor çünkü suçlu biziz Çin soydaşlarımıza eziyet ediyor cevap verecek gücümüz yok. Süreç tarihte yaptığımız hatalarla onların lehine dönmüş. Bizim ise aleyhimize aklımızı kullanmayı başarır isek tersi de mümkün. Her şey Allah'la oluyor. Onsuz hiç bir şey olmaz. Dünyada adaletsizlik var fakat dünyanın en zengin insanları yukarıdan aşa haram bedenle ölüp gidecekler. Her kesin bir ömrü var. Ve bu dünya da adalet yerini bulursa bulur bulmaz ise öbür tarafta mutlaka bulacaktır.
Biz bu tip abuk subuk sorularla uğraşmıyacağız bizim bilmediğimiz Milyonlarca etmen var. O yüzden bu küçücük akılla Allah'ı karşımıza alıp onun yaptıklarını sorgulamayalım. Biz kendimize bakalım af dileyelim. Başka elimize fırsat geçerse değerlendirmeye bakalım. Fırsatları yakalamak için uğraşalım çabalayalım. Dua edelim. Her şey olacağına varır. Bizim etkimiz ne kadar. Allah bir karıncayla bile dünyayı ikiye bölebilir. Allah dilerse tasavvurumuzun aklımızın hayalimizin tam tersi şeyler olabilir. Allah böyle dilemişse böyle olmuştur. O nasıl dilerse öyle olur. Bunun bir sürü nedeni var. Ve biz bu nedenlerin çoğunu anlamaktan çok uzağız.
Dün doğru olan bugün yanlış olabilir. Biz cahiliz ne kadar ilim öğrenirsek öğrenelim hep cahil kalacağız. Cahillik devresinden hiç çıkamayacağız. Her şey Allah da bitiyor ve yine onda başlıyor. O çok güzel o kadar güzel ki. Onda akıllar bitiyor. Hayaller yok oluyor. Onda her şey yok oluyor. Onun varlığının yanında bizim varlığımız ne ki? O çok güzel...Oo anlatılamaz. Onu hep güzel bilelim sevgili bilelim. Ona aşık kullar olmaya çalışalım.
Bazı zanlar var. Allah'ı ceza kesici olarak azap edici olarak tanımayın. Nasıl düşünür iseniz Allah o şekilde karşınıza çıkar. O güzel o sevgili onu böyle tanıyalım. O merhametli şevkatli. Böyle tanıyıp bilelim.
Kötü olayları kadere iyi olayları kendimizden bilmemiz doğru değil. Kainatta olan her şey Allah'ın kaderi dahilinde dir. Allah'ın olmadığı hiç bir olay yoktur. O dilemeksizin yaprak bile kıpırdamaz.Allah'ın yaratmış olduğu hiç bir şey lüzumsuz değildir. Bize lüzumsuz gözükebilir fakat hepsinin bir hikmeti sırı vardır. Kimisine kimileri vakıf olur kimisine vakıf olmazlar orası farklı. Ama her şeyin bir sebebi vardır. Her oluş bir sebep üzere cerayan eder. Olmuşsa arkasında bir sebep vardır. Sebepleri yaratan Allah'tır. Şeytan o bile lüzumludur. Lüzumsuz değildir. Nefis oda lüzumludur. Bize kötü gelen ve ya iyi gelen her şey lüzumludur. Şeytana ve nefse karşı muhalif olursan yükselirsin. Onlar olmasa idi yükselmen mümkün olmayacaktı belkide. Kainatta Allah her şeyi zıddı kaimi ile yaratmış. Acı olmasa tatlının, cehennem olmasa cennetin vesaire ne olduğunu bilemezdik. Biz zıtlıklara mahkumuz. Zıddı olmayanı bilmekten ve tanımaktan uzak düşüyoruz. Tasavvurumuza girdiremiyoruz. Nitekim Allah'ın zıddı yok. Onu tanıyıp bilmede akıl yetersiz kalıyor. Bizim aklımız zıtdı kaimi olanları bilebiliyor. Allah'ı akıl ile bilemeyiz. Onu tanıyıp bilmek Kalbin işidir.
Olayları fiilleri tetikleyen şey kalptir. Modern bilim bizim bu söylediğimizi ret ediyor. Fiilleri olayları beynimizden aklımız ile tasarlayıp işlediğimizi söylüyor ama bence yanılıyor. Beyine sinyalleri gönderen kalptir. Her şeyin ilk çıkış noktası kalptir. İnsanda iki tane akıl var. Birine nefis etki edebiliyor iken diğerine etki edemez. Nefis sinyal gönderse de ikinci akla etki edemez. Geri gönderir nefsin isteklerini ret eder.
Ruhu sultandan çıkan sinyaller o akla gider. Kötü şeylerinde ilk çıkış noktası kalptir nefisin gönderdiği sinyal akla gider. Aklı selimine gitmez ama diğer akla gider. Akıl nefisten çıkan sinyali planlar. Hırsızın hırsızlık planı içinde akla ihtiyacı var bunu planlayan akıl işte selim olmayan aklıdır. Biz o yüzden gönül aynası diyoruz. Önce orayla ilgileniyoruz. Bilim akılla ilgilenmeye devam etsin.

YAZARI=BAHADIR ÇAKIR                                                                     O ADAM SENSİN...