''AZRAİL'İN BİLE SECDE ETTİĞİ ADAM'' İSMİNİN AÇIKLAMASI İÇİN BU YAZININ KENDİSİNE TIKLA
Allah ukalalık yapmaktan bizleri muhafaza eylesin. Dünyadaki bütün profösörlerin hepsinin beynini yan yana getirsek bildikleri yalnızca küçüçük bir toplu iğnenin ucu kadarcık bile değil. Hatta şöyle diyelim dünyada gelmiş geçmiş tüm profösörlerin beyinlerindeki var olanları toplasak bir yere onlar bile bir toplu iğnenin uçu kadarcık bile bir birikim değil. Allah'dan uzaklaştıran ilim ve bilim de mutlaka bir hata vardır. Sorgulanması gerekir. İslam felsefesi ve ya başka şeyler de olabilir Allah dan uzaklaştırıyorsa sıkıntı var bir yerde bir yanlış var demektir. Doğru doğru doğru olur hatta fayda da sağlar ama ufacık bir yerinde bir yanlış olur oradan kaya kaya Allah dan uzaklaşırsın. Bilimim doğru doğru diye diye ilmi olarak yoldan çıkarsın. İlim bilim vesaire bunların gerçekleri hatalardan ayıklanmış olanları zaten dinle bir çatışma içinde değildir. Hak dinle çatışmaz. İçine hurafe karışmış batıl dinlerle çatışabilir o ayrı mesele. Hatta Gazali, İbni Sina ve Farabi'nin Felsefelerinin bir kısmına karşı çıkmıştır. Yapılan felsefe hakikate ulaştırmıyor etrafında dolaştırıyor ise o felsefe de sıkıntı vardır bir yerinde hata vardır o hatalı kısımdan Allah muhafaza ayak kaydırabilir. Tepe taklak eder adamı. Konumuz İbni sina , Farabi, Gazali değilde yani yaptıkları İslam felsefesi de olsa bile bazı konularda abuk subuk şeyler çıkabiliyor karşımıza. '' Allah külli şeyleri bilir cüzzi şeyleri bilemez diyorlar mesela'' Aristo, Farabi ve ibni sina nın görüşlerin de bu var. Örneğin insanlar yalnızca Ruhları ile haşrolunur diyorlar. Alemin ezeli olduğunu söylemeleri. VE Allah'ı kim yarattı sorusun da takılıp kalmaları. Onları şüpheye düşürmüş.
Cüzzi iradeye çok güvenirsen işte yarı yolda bırakır aklın, ilmin, bilimin bir noktadan sonra tıkanır daha gidemezsin. Akıl bile yanılabilir, Bilim bile yanılabilir, Bilim zaten deneme yanılma yöntemiyle doğruya ulaşmaktır temeli bu. Duyular yanılabilir. Akıl, duyu yanılabilir ama vicdan yanılmaz. Akıl ve duyu ile bulunamayanları vicdana danışacaksın. İnsanda ruhu Sultan var o her şeyi bilir. İş oraya ulaşıp orayla irtibata girebilmekte.
Allah'ın sonsuz iradesinin yanında insanın sınırlı iradesinin lafı sorulur mu? Allah'ın sonsuz iradesi her şeyin üstündedir. İnsana sınırlı iradeyi yani iradeyi çüzziyeyi veren kim? Allah. O halde biz diyoruz ki YAPAN VE YAPTIRAN ALLAH. Sebepleri olayları her şeyi inşa eden o dur. Bir insan öleceği yere gider orada ölür. Bütün sebepler bütün her şey hazır olur o resmen öleceği yere gider bir güç tarafından oraya çekilir. Cüzzi irade ney? Allah'ın genel iradesinin karşısında cüzzi irade bu çekime kapılır.
Bu düşünce bizi sebepler den de tamamen ayırmayacak sebeplerin peşinde koşacağız fakat Allah'ın iradesinin farkında olmalıyız. Ve o iradeyi her şeyin üstünde tasavvur etmeliyiz. Sebepler alemini yaratan kim Allah .... Sebepleri yaratan da Allah. Şimdi bunları anlatmak çok zor bu ancak olaylar da yaşanıldığı zaman anlaşılabiliyor. Anlatma kısmına gelindiğinde terim yetmiyor cümle yetmiyor yazıya geçmiyor. Ama olaylar da yaşadığın zaman Allah'ın iradesinin yanında benim ve ya senin iradenin sıfır olduğunu hissediyorsun. İnsan geleceği bilebilir mi? Hayır. Gideceği mekan da neler olacağını kimlerin o mekanda olacağını saniyesi saniyesine bilebilir mi ve ya oraya gittikten sonra olacakları vesaire bunları bilebilir mi? Teknoloji ile insanın iradesi biraz daha artış gösterdi fakat bu ancak tahmini bir bilgi veriyor ve etkisi çok az. Geleceği saniye saniye bilemiyorsun. Anlık bazı bilgiler mümkün oluyor kameralar vasıtasıyla. Kulun iradesini reddetmiyoruz. Lakin ben dediğin şey kimin komutları ile harekat ediyor.?
Nereye girer isen gir kulun iradesinin hiç bir şey ifade etmediği açığa çıkıyor. Beyne sinyaller kalpten gidiyor. Dolayısı ile yine kulun iradesinin aciz oluşu meydana çıkıyor.
Allah iki yaratığına sınırlı irade vermiştir bu yaratıklar insan ve cindir. Bu bize verilen değeri göstermektedir. Sorumluluğumuz da işte bu noktadadır.
Allah'ı kim yarattı sorusu bir kere hatalı bir soru. Hiç bir ateist felsefeci maddeyi kim yaptı demiyor. Madde ezeliydi her şey bu ezeli maddenin evrimleşmesi sonucunda oluştu diyor. Meteryalist felsefe bunu diyor. Biz Allah ezelidir yaratıldık maddeyi de o yarattı diyoruz. Onlar ise maddenin ezeli olduğunu kendiliğinden var olduğunu söylüyor.Şimdi birde kara madde diye bir şey çıkartmışlar madde ve anti madde savaşmış madde anti maddeye galip gelmiş ve bunun sonucu bu....
Bilim ve teknoloji hızla gelişiyor fakat bu şekilde saçma şeylerde zaman kaybettikleri için bilim ve teknoloji yavaşlayan hızda ilerliyor. İlerleme var fakat bu istenilen bir düzey değil ve ya olması gereken bir düzey değil. İşte bu da Allah tarafından. Yabancılar var ya takılmadan ilerleseler işimiz biter. Şuan teknolojik üstünlük onlarda ama hakikat yine bizde o yüzden avantaj yine bizde sadece tek yapmamız gereken aslımıza dönmemiz.
Formül şu Sınırlı irade var, Sınırlı akıl var. Bunlar biz de sınırlı sınırsız olan ney? AŞK, VİCDAN, SEZGİ, DOĞUŞ ....
Sınırlı şeylerin üzerine bunları da katar isek olay tamam.
Bunlarla da kaderi değiştirecek halimiz yok. Ne olur tasavvur kabiliyetimiz artar. Tasavvurun artığı zaman bu sefer de bazı şeylerin boş olduğu piyasaya çıkacak bazı başka şeyler olacak yine bir yerde tıkanıyorsun. Ama başka bir şey oluyor. O bilmim yav işte o başka bir bişiy yapıyor.
Şimdi şöyle bir şey var direkt Allah verse ilmi vesaire biz buna dayanamazuk ama bize melekler, peygamberler,veliler aracılığı ile veriyor. Ama ukalalık yapıp benim aklım bana yeter dediğin zaman. Koçum sıfırdan al devam et o zaman.
Bu kafirler bile Allah'ın vermiş olduğu ilim ve bilim ile bu safhadalar. Hakikatin bilgisinden çaldılar. Cinler var ya meleklerin konuşmalarını dinlerler oradan doğru ve yanlış duyarlar onu getirirler. Ha bu ilimle ilerlediler mi evet ilerlemeyi başardılar ama yükselemediler.
Adaletin, merhametin olmadığı bir ilerlemeyi Allah'tan niyaz etmiyorum. O neyi nasıl vereceğini vermeyeceğini en iyi şekilde bilir ve yapar.
Şuan dünya da adalet yok mu? Var mı? Zahiri olarak baktığımız zaman yok. Ama manevi gözlük taktığımız zaman vicadanımıza danıştığımız zaman fazlası bile var.
Olanlardan asla şikayetçi değiliz asla da olmayız. Her şey olması gerektiği gibi.
Biz şimdi anlık bakıyoruz kendi açımızdan düşünüyoruz böyle olması iyi olmadı diyoruz halbuki yanılıyoruz. İşin içinde bir sürü bir şey var. Bizim açımızdan olumsuz olabilir ve ya öyle görülebilir ama hakikatte öyle mi? Bilmiyoruz koçum bilmediğimiz olay ve olgular hakkında yorum yapıyoruz.
Kaza yapıyorsun direğe tosluyorsun direği oraya dikene sövüyorsun falan filan halbuki acuk düşündüğün zaman o kazanın içinde neler var ? Önceden yapmış olduğun bir hatadan dolayı mı oldu ikaz mı ediyorlar. yoksa imatihan mı ediyorlar. Sabrını mı sınıyorlar. Sevgini mi ölçüyorlar. Bilmiyorsun ki sadece olaya bakıyorsun ve manevi boyutlarıyla ilgilenmeden düz kapa taslak vurup geçiyorsun...
YAZARI= BAHADIR ÇAKIR O ADAM SENSİN...
Allah ukalalık yapmaktan bizleri muhafaza eylesin. Dünyadaki bütün profösörlerin hepsinin beynini yan yana getirsek bildikleri yalnızca küçüçük bir toplu iğnenin ucu kadarcık bile değil. Hatta şöyle diyelim dünyada gelmiş geçmiş tüm profösörlerin beyinlerindeki var olanları toplasak bir yere onlar bile bir toplu iğnenin uçu kadarcık bile bir birikim değil. Allah'dan uzaklaştıran ilim ve bilim de mutlaka bir hata vardır. Sorgulanması gerekir. İslam felsefesi ve ya başka şeyler de olabilir Allah dan uzaklaştırıyorsa sıkıntı var bir yerde bir yanlış var demektir. Doğru doğru doğru olur hatta fayda da sağlar ama ufacık bir yerinde bir yanlış olur oradan kaya kaya Allah dan uzaklaşırsın. Bilimim doğru doğru diye diye ilmi olarak yoldan çıkarsın. İlim bilim vesaire bunların gerçekleri hatalardan ayıklanmış olanları zaten dinle bir çatışma içinde değildir. Hak dinle çatışmaz. İçine hurafe karışmış batıl dinlerle çatışabilir o ayrı mesele. Hatta Gazali, İbni Sina ve Farabi'nin Felsefelerinin bir kısmına karşı çıkmıştır. Yapılan felsefe hakikate ulaştırmıyor etrafında dolaştırıyor ise o felsefe de sıkıntı vardır bir yerinde hata vardır o hatalı kısımdan Allah muhafaza ayak kaydırabilir. Tepe taklak eder adamı. Konumuz İbni sina , Farabi, Gazali değilde yani yaptıkları İslam felsefesi de olsa bile bazı konularda abuk subuk şeyler çıkabiliyor karşımıza. '' Allah külli şeyleri bilir cüzzi şeyleri bilemez diyorlar mesela'' Aristo, Farabi ve ibni sina nın görüşlerin de bu var. Örneğin insanlar yalnızca Ruhları ile haşrolunur diyorlar. Alemin ezeli olduğunu söylemeleri. VE Allah'ı kim yarattı sorusun da takılıp kalmaları. Onları şüpheye düşürmüş.
Cüzzi iradeye çok güvenirsen işte yarı yolda bırakır aklın, ilmin, bilimin bir noktadan sonra tıkanır daha gidemezsin. Akıl bile yanılabilir, Bilim bile yanılabilir, Bilim zaten deneme yanılma yöntemiyle doğruya ulaşmaktır temeli bu. Duyular yanılabilir. Akıl, duyu yanılabilir ama vicdan yanılmaz. Akıl ve duyu ile bulunamayanları vicdana danışacaksın. İnsanda ruhu Sultan var o her şeyi bilir. İş oraya ulaşıp orayla irtibata girebilmekte.
Allah'ın sonsuz iradesinin yanında insanın sınırlı iradesinin lafı sorulur mu? Allah'ın sonsuz iradesi her şeyin üstündedir. İnsana sınırlı iradeyi yani iradeyi çüzziyeyi veren kim? Allah. O halde biz diyoruz ki YAPAN VE YAPTIRAN ALLAH. Sebepleri olayları her şeyi inşa eden o dur. Bir insan öleceği yere gider orada ölür. Bütün sebepler bütün her şey hazır olur o resmen öleceği yere gider bir güç tarafından oraya çekilir. Cüzzi irade ney? Allah'ın genel iradesinin karşısında cüzzi irade bu çekime kapılır.
Bu düşünce bizi sebepler den de tamamen ayırmayacak sebeplerin peşinde koşacağız fakat Allah'ın iradesinin farkında olmalıyız. Ve o iradeyi her şeyin üstünde tasavvur etmeliyiz. Sebepler alemini yaratan kim Allah .... Sebepleri yaratan da Allah. Şimdi bunları anlatmak çok zor bu ancak olaylar da yaşanıldığı zaman anlaşılabiliyor. Anlatma kısmına gelindiğinde terim yetmiyor cümle yetmiyor yazıya geçmiyor. Ama olaylar da yaşadığın zaman Allah'ın iradesinin yanında benim ve ya senin iradenin sıfır olduğunu hissediyorsun. İnsan geleceği bilebilir mi? Hayır. Gideceği mekan da neler olacağını kimlerin o mekanda olacağını saniyesi saniyesine bilebilir mi ve ya oraya gittikten sonra olacakları vesaire bunları bilebilir mi? Teknoloji ile insanın iradesi biraz daha artış gösterdi fakat bu ancak tahmini bir bilgi veriyor ve etkisi çok az. Geleceği saniye saniye bilemiyorsun. Anlık bazı bilgiler mümkün oluyor kameralar vasıtasıyla. Kulun iradesini reddetmiyoruz. Lakin ben dediğin şey kimin komutları ile harekat ediyor.?
Nereye girer isen gir kulun iradesinin hiç bir şey ifade etmediği açığa çıkıyor. Beyne sinyaller kalpten gidiyor. Dolayısı ile yine kulun iradesinin aciz oluşu meydana çıkıyor.
Allah iki yaratığına sınırlı irade vermiştir bu yaratıklar insan ve cindir. Bu bize verilen değeri göstermektedir. Sorumluluğumuz da işte bu noktadadır.
Allah'ı kim yarattı sorusu bir kere hatalı bir soru. Hiç bir ateist felsefeci maddeyi kim yaptı demiyor. Madde ezeliydi her şey bu ezeli maddenin evrimleşmesi sonucunda oluştu diyor. Meteryalist felsefe bunu diyor. Biz Allah ezelidir yaratıldık maddeyi de o yarattı diyoruz. Onlar ise maddenin ezeli olduğunu kendiliğinden var olduğunu söylüyor.Şimdi birde kara madde diye bir şey çıkartmışlar madde ve anti madde savaşmış madde anti maddeye galip gelmiş ve bunun sonucu bu....
Bilim ve teknoloji hızla gelişiyor fakat bu şekilde saçma şeylerde zaman kaybettikleri için bilim ve teknoloji yavaşlayan hızda ilerliyor. İlerleme var fakat bu istenilen bir düzey değil ve ya olması gereken bir düzey değil. İşte bu da Allah tarafından. Yabancılar var ya takılmadan ilerleseler işimiz biter. Şuan teknolojik üstünlük onlarda ama hakikat yine bizde o yüzden avantaj yine bizde sadece tek yapmamız gereken aslımıza dönmemiz.
Formül şu Sınırlı irade var, Sınırlı akıl var. Bunlar biz de sınırlı sınırsız olan ney? AŞK, VİCDAN, SEZGİ, DOĞUŞ ....
Sınırlı şeylerin üzerine bunları da katar isek olay tamam.
Bunlarla da kaderi değiştirecek halimiz yok. Ne olur tasavvur kabiliyetimiz artar. Tasavvurun artığı zaman bu sefer de bazı şeylerin boş olduğu piyasaya çıkacak bazı başka şeyler olacak yine bir yerde tıkanıyorsun. Ama başka bir şey oluyor. O bilmim yav işte o başka bir bişiy yapıyor.
Şimdi şöyle bir şey var direkt Allah verse ilmi vesaire biz buna dayanamazuk ama bize melekler, peygamberler,veliler aracılığı ile veriyor. Ama ukalalık yapıp benim aklım bana yeter dediğin zaman. Koçum sıfırdan al devam et o zaman.
Bu kafirler bile Allah'ın vermiş olduğu ilim ve bilim ile bu safhadalar. Hakikatin bilgisinden çaldılar. Cinler var ya meleklerin konuşmalarını dinlerler oradan doğru ve yanlış duyarlar onu getirirler. Ha bu ilimle ilerlediler mi evet ilerlemeyi başardılar ama yükselemediler.
Adaletin, merhametin olmadığı bir ilerlemeyi Allah'tan niyaz etmiyorum. O neyi nasıl vereceğini vermeyeceğini en iyi şekilde bilir ve yapar.
Şuan dünya da adalet yok mu? Var mı? Zahiri olarak baktığımız zaman yok. Ama manevi gözlük taktığımız zaman vicadanımıza danıştığımız zaman fazlası bile var.
Olanlardan asla şikayetçi değiliz asla da olmayız. Her şey olması gerektiği gibi.
Biz şimdi anlık bakıyoruz kendi açımızdan düşünüyoruz böyle olması iyi olmadı diyoruz halbuki yanılıyoruz. İşin içinde bir sürü bir şey var. Bizim açımızdan olumsuz olabilir ve ya öyle görülebilir ama hakikatte öyle mi? Bilmiyoruz koçum bilmediğimiz olay ve olgular hakkında yorum yapıyoruz.
Kaza yapıyorsun direğe tosluyorsun direği oraya dikene sövüyorsun falan filan halbuki acuk düşündüğün zaman o kazanın içinde neler var ? Önceden yapmış olduğun bir hatadan dolayı mı oldu ikaz mı ediyorlar. yoksa imatihan mı ediyorlar. Sabrını mı sınıyorlar. Sevgini mi ölçüyorlar. Bilmiyorsun ki sadece olaya bakıyorsun ve manevi boyutlarıyla ilgilenmeden düz kapa taslak vurup geçiyorsun...
YAZARI= BAHADIR ÇAKIR O ADAM SENSİN...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder