14 Aralık 2014 Pazar

Türkiye'nin Aydın Geleceği

    Aydınlık uzak değil yakındır. Karanlıkların hükmü artık tükendi. Karanlık güçler hakimiyetini yitirmeye başladı. Artık aydınlıklar egemen olacaktır. Bu demek değil ki karanlıklar yok olacaktır. Kara enerji ve beyaz enerji hep var olmaya devam edecektir. Bu iki şey asla bir birini yok edemez. Ancak bir birine galip gelebilir. Bu asra kadar karanlık hakimdi artık beyazlık hakimiyet alanını genişletmeye başladı. Henüz tam olarak galebe çalamasa da yakın gelecek bu gidişatın iyi bir sonuç çıkartacağının göstergesidir.
    Zannetmeyelim ki karanlıklar yok olacak. Karanlıkları yok etmeye kimsenin gücü yetmez. Aynı zamanda kimsenin gücü beyazlıkları da yok etmeye yetmez. Bu Allah'ın sıfatlarının bir göstergesidir. Kimi zaman Allah'ın celal isminin kimi zaman rahman isminin tecellisini kainatta hatta dünyada görebiliyoruz. Kimi zaman bu zıt isimlerin zuhur edişine şahit oluyoruz. Olmaya da devam edecektir. Allah'ın 99 ismi her daim iş başındadır. Bir başka deyişle 3000 bin sıfatı kemaliye iş başındadır.
     Ve bu gerçeğin farkında olan bizler asla olandan şikayet edemeyeceğimizin de farkındayız.
      Her oluş da bir hikmet gizlidir. Amma kişiler bu hikmetlerin sırlarına ilimleri kadarınca vakıf olurlar. Adamın biri tarlada bok yuvarlayan bok böceğini görür ve bu ne kadar lüzumsuz bir yaratık der kendi kendine akşama kadar bok yuvarlayıp duruyor. Böyle diyen adam bir gün hasta olur yakın diyarındaki hiç bir tabip derdine çare bulamaz. Sonra birileri meşhur bir tabip önerirler. Adam bu meşhur tabibi bulur. Tabip hastalığını teşhis eder ve adama bir ilaç önerir. Hani der adama dönerek tarlalarda pislik yuvarlayan bir böcek var ya bilir misin der.Adamın hemen aklına gelir bok böceği der. Evet o böceğin yuvarladığı pisliklerden her gün yutacaksın der. Adam doktorun dediğini yapar. Ve iyileşir. Sonra bir gemi yolculuğuna çıkar. Gemi büyük bir buz kütlesine çarpar. Ve alttan delinir. Gemide ki herkes telaş içinde bir o yana bir bu yana gidip gelirken. Adam bacak bacak üstüne atar. Ve bir dalda cigara yakıp hiç istifini bozmadan türkü çağırır. Sonra bu garip yadırganası davranış yolcuların bir kısmının dikkatini çeker. Sorarlar gemi batıyor ne diye bu kadar keyifli ve rahat olursun derler. Adam şöyle cevap verir. Kurban olduğumun bir işine karıştım bana yıllarca bok yedirtti. Artık daha işine karışmıyorum. Batıracak olanda o çıkaracak olanda odur. Der.
    Evet batıracak olanda odur çıkaracak olanda odur. Biz bazı şeylerin elimizde olduğunu sanarız halbuki her şey onun elindedir. Hiçbir şey bizim elimizde değildir. Hayatta hiç bir şey lüzumsuz değildir. Bize bir düzensizlik olarak görülen kötü yansıyan her şey aslında bu eşsiz düzenin bir parçasıdır. Hayat var olduğu müddetçe iyi ve kötü her daim olmaya devam edecektir. Kendi fikirlerini kendilerini bilim adamı sananlar olmaya devam edecektir. Lakin bilginin ve ilmin gerçek sahibi Allah'tır. Ve her şeyi icra eden yine Allah'tır.
      Çok mu kaderci yaklaşım sergiledik. Halbuki öyle değil. Bir karınca bir hat sanatçısının yazısını görür ve şöyle der. Kalem ne güzel yazıyor. Bir başka az daha bilgili bir karınca olaya müdahil olur ve derki. Kalem değil yazan onu tutan parmak ne güzel yazıyor der. Az daha bilgili bir karınca gelir derki. Parmak değil o parmağa güç veren el nasılda yazıyor der. Daha bilgili bir karınca derki kol der. Daha bilgilisi omuz der. Daha bilgilisi beyin der. Daha bilgilisi adam der. Daha bilgilisi en bilgilisi ALLAH der. Allah o adamı yaratmasa idi o o yazı yazılmayacaktı.
      Kulun sınırlı iradesini yok saymıyorum ama her şeyi kapsayan genel iradenin yanında kulun iradesi ne ifade eder ki. Biz sorumluyuz çünkü Hak bize kendi iradesinin dışında bir irade vermiş özgür.Bu çok büyük bir bağıştır o yüzden sorumlu tutulmamız lazım gelir.
 
   Ama hakikatte yapan ve yaptıran Allah'tır.

Yazarı=Bahadır Çakır                                        o adam sensin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder